Ephesus Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ephesus Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Kasım 2024 Cuma

Notanın Ervahı//Sümeyye Demirkan Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yazarın diğer kitapları severek okumuştum(Bir tanesi hariç) onun dışından kalemini seviyorum, nahif karakterlerin yanından dert, dik duruş sergileyen karakterleri yazması inanılmaz güzelmiş. Yani hep aynı karakter mi yazmak daha iyi yoksa farklı konularda, farklı karakter yazmak mı? Bence ikincisi.
İşte yazarımızda öyle. Mürekkebe Boyanan Sardunya serisini okudum, orada hikayede, karakterlerde o kadar nahifti ki bu seriyi ilk okuduğumda yine öyle bir şey bekledim ama resmen ters köşe oldum arkadaşlar. :)


Leyla Neva sokakta şarkı söyleyerek hayalleri uğruna çaba harcayan idealist bir genç kızdır. En büyük hedefi konservatuvar okuyarak iyi bir müzisyen olmaktır. Bu uğurda birçok kişiyle savaşacak fakat asla pes etmeyecektir.
İlk ritim önce ellerine ardından da kalbine düşecek, hayatındaki insanların darbelerine inat hayatına yeni girecek olanların desteğini görecektir. En çok da Seyit Ali’nin... Çünkü büyülü notalar çıkarmayı ruhundan, o notalarla sevmeyi de ondan öğrenecektir.


 Leyla Neva okulun son yılında hem derslerini vermeye hem de konservatuvara hazırlanmaktadır. Hayatının tek amacı kazanmak olan Leyla'nın sesi de güzel olduğundan sokaklarda da şarkı söyler.
Bir gün okula giderken ara sokakta gördüğü bir çift gözü her gün görmeye başlar.
O gözler Seyit Ali'ye aittir.
O günden sonra her gün görmeye başlar ama başlarda sinir olur, zamanla daha çok çevresinde görünce de ve yaşadıklarını az buçuk anlayınca ona karşı bir şeyler hissetmeye başlar.
Leyla'yı sevdim, dik duruşu, kardeşine sahip çıkması, çoğu yerde mantıklı düşünmesi davranması işte budur dedirtti.
Öyle süklüm, püklüm bir karakter beklemeyin, aşırı dişli, kendi işini kendi yapan, kimseye muhtaç olmayan bir karakterdi. Kısacası hayran kalınan bir karakterdi.
Seyit Ali olduğu kısımlara da ayrıca bayıldımm 💔💖


Seyit Ali kendi halinde, ailesiyle değil de daha çok arkadaşlarıyla takılan biridir. Bir gün Leyla'yı görünce sürekli onun yanında olmaya başlar ama sadece sert hali ilgisi çektiğinde.
Sonrasında kader bu ya sürekli yanında olmaya başlar ve artık onu yalnız bırakmak istemez.
Şimdi tam olarak neden sürekli yanında olduğu ben tahmin ettim, kitapta çok fazla bahsetmedi ki bence devamından bahsedecek gibi.
Seyit Ali'yi çok sevdim yaa, aynı Leyla gibi. O da Leyla gibi sert, kendinden emin, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan biri. Ne olursa olsun Leyla'ya sahip çıkması o kadar güzeldi ki.
Seviyorum böyle sert ama konu aşk olunca kendinden geçen karakterleri. Ama buna rağmen çok böyle kılıbık bir Seyit Ali beklemeyin. :D


Diğer karakterlerde Teoman’ı, Ceyhun’u, Timur’u ve geri kalanları sevdim ama bazısı vardı ki tam dayaklıktı. İlk başlarda zaten kendilerini belli ettiler.
Bir karakter vardı, Semih. Başta ne yalaka bir karakter derken sonradan Leyla’nın sırdaşı, arkadaşı olması güzeldi. Devamından okuyup, ona da neler olacağını okumak çok isterim.
Ömer var bir de, kitabın en en en tatlı karakteriydi. <3 Detaya girmeyeyim ama o olmasaydı Leyla’nın hayatı daha başka olabilirdi.
Son kısımda dahil olanlar ayrı güzeldi, yani tabii ki kötüler var ama iyiler ondanlardan daha iyiydi. :)


Konu olarak bir genç kızın hayalleri için, hayatı için ve duyguları için neler yapacağını okuyoruz. Keman çalması, şarkı söylemesi çok güzeldi. Böyle yetenekli olan kitapları seviyorum, yani şarkı söyleyen, bir şeyler çalan falan. Tabii devamından daha çok konserler, şarkılar vs olur. Severiz yanii. :D
Tabii takıldığım yerler oldu, mesela şu sürekli dudak ıslatma mevzusuna aşırı kıl oldum. Yani neden yani, oraları sürekli okumak zorunda mıydım?
İnşallah devamından daha az okuruz, mesela editör fark ederde azaltır. :D
Kızlı erkekli fark etmiyor, bütün karakterler dudaklarını ya yalıyor ya da ısırıyor vs vs asdfghjk
Sonrasından Leyla evet dik duruyor ama bazende ya çok korktu ya da hiç umursamadı. Bazen dedim ki acaba Leyla’nın ailesi olmasa mıydı? Yani biraz karışık, o bizi sinir edenler vardı onlar olmasa mıydı? Spoiler olur diye bir şey yazmak istemiyorum ama okuyanlar ne demek istediğimi bence anladı. :)
Bu iki şey dışından bir sıkıntı yoktu. Tabii kitap Wattpad çıkışlı olduğundan yine ardı arkası kesilmemiş, duyduğuma göre beş kitaptan oluşacakmış. Ben de şu an ikinci kitapta var, arayı fazla açmadan okumak istiyorum inşallah.
Sonu heyecanlı bitti, o neydi ki acaba diyerek. Bakalım devamından neler olacak.


Yukarıda da dediğim gibi yazarın kalemini seviyorum, her kitabından farklı karakter yazması aşırı güzel ve yetenekli olduğunu gösterir. Diğer bir serisi var Veda Caddesi diye, onu okumadım ve nasıl karakterler var onuda bilmiyorum ama yine farklı konusu ve karakterleri olacak gibi.
Devam kitabından Leyla’nın bir tık daha özgür olmasını umuyorum, yani böyle kitap falanda olsa gizli saklı işler olmuyor ya. Hadi birileri için neyse de diğer kişi için sıkıntı ve yakalanırsa ooo işler karışır.
Puntolar küçük, sayfa sayısı çok ama buna rağmen gerçekten sevdim. Akıcı olması bir tık daha erken bitirmeme vesile oldu. Zaten heyecanlı, şu bölüm bitsin, bu bölüm bitsin derken baya okuyordum. :)







Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^



Ben öyle bir haldeydim ki en çok bunun özlemini duyuyordum. Gerçek bir dost, gerçek bir sevgi ve gerçek bir karaktere ihtiyacım vardı.


*****

Açtım gözlerimi, baktım gözlerinin en içine. Seyit Ali... Ne ima gizliydi bilmiyorum ama sanırım şu an aynı notanın üzerinde duruyorduk ikimiz de.


*****


Şeytanın bileklerinde saklıdır belki de insanlığın rehberi yalnızca ondan öğrenilmiş insanlık bu kadar kötü olabilirdi.




"...Yine diyorum sana, beni yaşadıkça tanıyacaksın. Ben de seni, insan bir insanı böyle tanır çünkü."


*****

Göz göze geldiğimiz anda dünyam durdu çünkü gözlerinde kendimi gördüm.


*****


"Biz birbirimiz için doğru insan mıyız yani?"
"İnkar edemem ama hayatıma senden başkasını da kabul edemem... Öyle bir geldin ki bana, senden başka tüm yolları kapattın sanki."


*****

"Adını koyduğum o kuşsun, uçmayı bekleme, sen çoktan kanatlanıp bana kondun."





Diğer yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^




 

24 Eylül 2024 Salı

Gökçen 2//Loresima Kitap Yorumu^

Selamlar^^
Geçen günlerde Gökçen 3 elime geçince hemen ikiyi okuyayım dedim. Hatta dün gecede bitirdim, kim bilir ne zaman yayınlanır bu yorum ama ben unutmadan yazayım dedim.
Birinci kitabı okumayanlar bundan sonrasını okumasın derim, spoiler çünkü.
En son kısımda çook fena bir yerde bitmişti, beş yüz sayfa beklediğimiz o öpücük gerçekleşti ama ne olaylar ne olaylar. Gökçen haklı kendince ama arkadaşlar aşk oldu mu ne kadar kaçarsan ya da git desende bir şekilde o gelip seni buluyor. İşte ikinci kitabımızda bunu anlattı bize.
Kitap wattpad çıkışlı olduğundan yaz yaz bitmemiş yazar. Yani gerçekten çok sevilen bir kurgu olduğu için yazar önünü alamadan yazmış ama güzelde yazmış şimdi. Kalemi gerçekten çok iyi.
Ama ben birinci kitabı bu kitaptan daha çok sevdim.



Geçmiş, geleceği içinde saklayan bir aynadır. Bu aynanın içinde sıkışıp kalan, kalp ve mantık arasında derin bir savaşa giren Murathan ile Gökçen için bütün yollar aynı sokağa çıkmıştır. Aşka...
Kader aralarındaki derin bağa bir düğüm daha atarken geride kalanlar için de yüzleşme vakti gelmiştir.
Önlerinde yine bir yol ayrımı vardır. Ya zaman her şeyi yenecektir ya da hayatlarına bir kördüğüm daha atacaktır.


Gökçen Murathan’a git dedikten sonra içi içini yemektedir. Her ne kadar gel demek istese de yaşadıklarını bir türlü unutamaz ama Murathan’a da gel diyemez.
Bir gün sabah uyandığında saçlarının örülü olduğunu gördükten sonra git dediği Murathan’ın söz dinlemeyip geldiğini anlar.
Sonrasında ise hastanede yaşanan olaydan ve Murathan’ın itirafından sonra ondan ayrı kalamaz. İşte o olaydan sonra Gökçen Murathan’ına kavuşuyor.
O günden sonra sürekli Murathan’ın yanında olmasını isteyen Gökçen göreve gittiğinde ise saatleri saymaktadır.
Hiç ummadığı bir anda olanlar olduğunda ise hayatı hiç olmadığı kadar değişecektir.
Ama yanında güzel şeylerde getirecektir.
Gökçen’e ilk kitapta daha sinir olmuştum ama burada kendisine o kadar üzüldüm ki, yani yaşadıkları cidden kolay değildi.
Ondan sonrada yaşadıkları zaten çok zor oldu.
Bakalım üçüncüde neler olacak.


Murathan Gökçen’in git demesinden sonra oradan ayrılır ama kalbini Gökçen’in yanında bırakır. Günlerce kendine gelemez ama bir gün hiç ummadığı birinden akıl alınca kendini tutamaz ve Gökçen’in yanında bulur kendini.
İşte o hamlesinden sonra artık Gökçen’in sevgilisidir ve onu bir an bile yanından ayırmaz. Bir anlığına ise ayırdığından işler karışır.
O günden sonra hayatı bitti noktasına gelir ama umudunu kaybetmez.
Her şerde bir hayır vardır olayından sonra yıllarca ayrı kalanlar birleşir.
Herkes mutlu olsa da geçmiş peşlerini bırakmaz.
Murathan yine bildiğiniz gibiydi. Çok seviyor bu çocuk ya ama yine de çok sabırlı biri. Gökçen gibi birini çekmek sabır ister :D
Bir de Barut Tim var tabii, onun içinde sabır dilemek lazım sdfghj
Yine de o sert haliyle iyi idare ediyor, tabii Gökçen’in yanında resmen kedi gibi :D Seviyorum böyle sert ama kedi gibi davranan karakterleri. ;)


Barut Tim yine bildiğiniz gibi, Barbaros Bilge’yi nasıl tavlar diye düşünürken hiç ummadığı yerden yardım gelecektir. Çok güldüm Barbo’ya ama ne yazık yazarımız ilk kısımlarda onlardan bahsederken sonradan çiftimizi unuttu. Bir balkon gibi bir şeyler oldu ama neler oldu hiç bilmiyoruz, Barut Tim gibi aşırı merak ettim. :D
Aybüke ve Süleyman’ın durumu birinci kitapta baya merak edilecek şekilde bitmişti, Süleyman Aybüke’den uzak durdukça Aybüke bir şeylerin farkına varmaya başladı ama yazar bu kitapta yan karakterlerimizi unuttu gibi. Yani ilk kitapta o kadar çok vardı ki burada olmayınca açıkçası üzüldüm. İnşallah üçüncü kitapta daha çok görürüz diğer karakterlerimizi. :)

Tabii ben birkaç spoiler yedim, Alican gibi, Emek gibi.
Detay vermeyeceğim ama birinde üzülürken, birinde sevineceğiz gibi. Yine de yani bu tarz kitaplarda olması gereken şeyler. Sadece spoiler yemeseydim iyiydi. :D
Bunun dışından küçük yaştaki okurların olduğunu düşünürsek ki yazarı da es geçmemekle beraber bazı sahnelere şok oldum. Şimdi ben birinciyi okuyan 15 yaşındaki yeğenime nasıl al bunu oku derim. Büyük ihtimalle annesine söyleyeceğim o karar versin. Tamam her türlü şey okuyan çok okur var, buna mı yasak koyacağız ama bunu bilerek al oku diyemem arkadaşlar. Okuyanlar beni anladı(araba sahnesi).
Bir de popüler diye her şeyi koymayın arkadaş, öpüşme var tamam ama diğerleri yakışmadı bence.
Instagram’da paylaştım, bazı takipçilerim sen bir de üçü oku dediler asdfghjkl
Valla ben uyarımı yaparım, gerisi size kalmış. Benlik sorun yok.


Bu kitabımız kitabın isminden aldığı gibi geriden kalanların çok üstünde durmuş. Bu kısmı çok sevdim, Aslıhan’ın yaptıklarına bir şey demiyorum. Onunda dediği gibi herkes unutup gitseydi saçma olurdu. Böyle bir şey yazdığı için tebrik ediyorum yazarı. Hazır yazar dedim ondan da bahsedeyim. Kalemi yine çok iyiydi. Tam birine yapılana kızıyoruz derken hop hemen istediğimiz oluyor. O konuda çok beğendim. Zaten kalemi cidden okunulası, evet argo çok var ama arkadaşlar askeri kurgu yazıyor, bir askeriyede argo olmazsa olmaz. Gökçen’de piyangodan çıkıyor işte ama kendisi sakin bir karakter değil ki asdfghjkl
Evet kalemi güzel ama o kadar uzun ki, inanın 543 sayfa ama küçük punto ile o kadar yavaş okundu ki, yine de ben hızlı okuyarak bir haftada bitirdim(Maşallah). Tebrik ediniz beniii :D
Yine de dört kitaplık için çok uzun olmasına rağmen her kitabın kendine göre hikayesi var, ben bu kitapta ki geride kalanlar hikayesinden memnun kaldım.
Bakalım üçüncüde ne olacak. :D Yaz yaz bitmiyor yorum arkadaş. :D
İşte böyle hemen yorum yapınca unutulanlar olmuyor.
Son kısımda her şey tamam derken taaa birinci kitapta olan olayı ikinciyi eklemek pek olmadı sanki. Murathan’ın Gökçen’in geleceğinden haberdar olması sahnesi çok gereksizdi. Bunu ilk kitabı ekleyeydi iyiydi. Zaten biz genel olarak hissetmiştik neler olduğunu. :D
Bu yorumdan sonra merak ediyorsanız okuyun, wattpad olsaydı oradan okuyun öyle karar verin diyeceğim ama ne yazık ki şu anlık kapandı. :/
Kapanma devam ederse büyük ihtimalle alternatif seçenekleri kullanmaya başlayacaklar, takipte kalın^^




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


"...Herkesin bildiği bir şey var demek ki. Sana göre büyü, başkasına göre aşk. Kimine göre sevda, kimine göre sevgi. İsim farklı, duygu aynı."


*****


"Ne yaparsak yapalım," dedi.
"Ne kadar kaçarsak kaçalım, ne senin benden başka gidecek yerin var ne de benim senden başka yorum."


*****


Biz şehit çocuklarıydık. Başkası için bu sadece bir bayraktı belki ama bizim için bayrak, babaydı.


*****


"Bir kere daha gördüm o kömür karası gözlerini. İlkinde sendeledim. İkincide düştüm. Hep orada kaldım. Kalkamadı, Aybüke."


*****

O bana baktı. Be ise dünyamın en güzel resmine, birbirine kenetlenmiş ellerimize.






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın. :)




Buralarda da varım^^






 

7 Haziran 2024 Cuma

Gökçen//Loresima Kitap Yorumu^

Selamlar^^
Bu yorumu yapmaya o kadar geç kaldım ki, sıcak sıcak yapılan yorumun yerini bir hafta sonra yapılan yroum tutmuyor ne yazık ki ama inşallah istediğim gibi bir yorum yapabilirim. :)
Ramazan içinde instagram hesabımda anket yapmıştım, dört kitap arasından biri seçilecek, bende alıp okuyacaktım. İşte Gökçen o kitap. Okuyan herkesin sevdiği ama asker kitabı olduğu için dram falan olur diye korktuğum bir kitaptı. Sonra yok abla, kardeş, Esra öyle değil, çok komik kesinlikle al denildiği için aldım ve çok çok sevdim iyi mi. :D Tamam hoşlanmadığım şeyler oldu ama geri plana attığımız zaman çokta üstünde durmuyorum. :)



Babaları asker olduğu için aynı lojmanda büyümüş Murathan ve Gökçen’in kendilerine kurdukları dünyada başka kimseye yer yoktu. Burada sadece Pamuk ve Kepçük vardı. Bir anda aldıkları acı bir haberle kurdukları bu dünya yerle bir olurken kendilerini hiç bilmedikleri hayatlarda bulmaları o an için her şeyin sonu gibi görünüyordu.
Aradan geçen yirmi yılın sonunda aynı şehirde Gökçen, doktor; Murathan ise özel kuvvetler askeri olmuştu. Karşılaştıkları an aslında hiçbir şeyin mazide yitip gitmediğini anlayacaklardı. Anılar, pençelerini toprağa en şiddetli şekilde geçirerek gömüldükleri yerden çıkmak için çırpınıyordu.

Gökçen okuldan mezun olup, mesleğini eline aldıktan sonra doğu görevini yapmak için başvurur ve hiç gitmediği, gidilmediği ve gidilsede zor şartların olduğu bir ilçeye kabul edilir.
Eski anıları maziye gömdüğü için hayatına bir şekilde devam eden Gökçen gittiği yerde eski bir arkadaşla karşılaşınca ister istemez eski anıları hatırlar.
Gökçen aşırı garip bir karakterdi, ilk olarak bazı hareketleri, hatta çoğu hareketi altı yaşındaymış gibi davranıyor. O yüzden sevdim diyemem, haa sevmedim de diyemem sadece bu tarz karakterleri sevemiyorum, çocuk gibi davranan karakterleri. :D Umarım devam kitaplarda az da olsa kendine gelir, aza bile razıyım. :D
Ama bazı yerlerde çok komikti, zaten kitapta komik olmayan karakter var mıydı ki ya :D


Babasının şehit haberinden sonra hayatı değişen Murathan babasına verdiği sözden sonra asker olmuş, kendini vatanını korumaya adamıştır.
Yıllardır aklına dahi gelmeyen geçmişten biri geldiğinden ise anıları tozlu raflardan alıp, geçmişe gitmeye başlamıştır.
Murathan bildiğimiz asker işte, komutan. Zaten komutan dedik mi sert, sözünün üstüne söz söylenmeyen kişi. Sevdim kendisini, zaten böyle sert karakterleri severim, bir de sözünü cuk oturtuyor yaaa helal olsun dedim okurken. :D Tim’i çok komik mesela, onlara laf yetiştirmesi ise asıl olay. :D
Gökçen’e karşı olan sabrına hayran kaldım, uğraşılmaz onunla cidden ama işte aşk bu yaaa dayanılıyor.
Spoiler değil bu, zaten baştan anlıyoruz yani.
Ama Gökçen ile adam akıllı diyalog kurmamasına sinir oluyorum, konuşsa kızla her şeyi anlayacak ama Murathan zoru oynuyor sürekli, haklı olarak Gökçen’e çıldırıyor. :D
Onun dışında Gökçen’in yaptıklarının bir şekilde karşılığını vermesi harikaydı harikaaa :D
Bir de kıskanç Murathan çok tatlııııı

Kitapta çok fazla karakter var ama özellikle üstünde durdukları karakterler çok az.
Hepsini, daha doğrusu Tim’i çok sevdim.
Timur, Hasan, Aybüke, Süleyman, Zülfükar, Barbaros, Alican, Emek…
Hepsi olay. :D
Ama ne kadar züppe olsa da en çok güldüğüm, sevdiğim Zülfükar oldu. Onundan hikayesi olacak kitapta belli ama nasıl acaba.
Süleyman’a üzüldüm yaa ama onunda hikayesi bambaşka olacak gibi. Ama kim olacak onu söyleyemiyoruz maalesef. :D
Gökçen’in arkadaşlarıda çok iyiydi, Ayşenur’a bayıldım mesela. Bilge ise… Bu kız anlatılmaz okunur asdfghjkl
Duru’da var, tam Gökçen ama Gökçen şansına münhasır olduğundan kimse onu geçemez.
Bazı karakterlerin, bazı şeyleri şak diye anlamasını takdir ediyorum. Son kısma hitaben. :D
Hani birilerinin ısrarla ismini yanlış! söylediği kişi :D

Sadece ana karakterlerimiz olsaydı kitapta sıkardı ne yazık ki, yani şöyle ki aralarındaki o çekişme beni boğardı. Cidden sıkılıyorum ben bu tarz çiftlerin sürekli kavga ve anlaşamama hallerinden. Ama burada yan karakterinlerin olması, saçma intikamlar alınması çok komikti. Kitabı sevdirende buydu zaten. :D
Mesela telefon zil sesi mevzusu, Barbaros’un arabası, ameli mezhep olayı falan cidden kitaba renk katmıştı. :D
Bu yüzden okurken çok eğlendim. Tabii çok kızdığım yerler oldu, mesela vatan hainlerinin geçtiği yerlerde kan beynime sıçrıyordu resmen. Bu tarz şeylerin gerçekten de olması can sıkıcı ve üzücü.
Yazar bu konuda da iyi ve büyük ihtimal devam kitaplarda üzüleceğimiz yerler olacak, bu tarz kitaplarda kesinlikle olur. Olsun, bu hikayeyi, karakterleri okumak güzeldi. :)
Bir de ilk bölümlerin başlangıcında sürekli çocukluk anılarına gittiler, ben geçmişe giden kitapları çok sevmem. Yani bir Sarah Jio tarzı değilse sevmiyorum. Burada da okurken sıkıldığım yerler oldu ama bazı yerlere kalbimi bıraktım yaaa. ;(


Bu tarz seviyorsanız öneririm ama ben ne kadar komik olursa olsun argo içeren kitapları sevmiyorum diyorsanız sizlik değil, sakince elinizden bırakabilirsiniz. :)
Çünkü kız-erkek fark etmez argo bol bol var.
Ama yine diyorum öyle olması gereken yerlere koymuş ki yazar gülmeden edemiyorsunuz. :D
Komik, en çokta askerlerin kendi aralarında geçen konuşmarsa geçmesi daha komik. :D
Bu ve sürekli bir kavga halinde olan çiftimiz olmasaydı beş üstünden beş puan verirdim, umarım devam kitaplarda bu kadar olmazda tam puanı kapar. :D




Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^



Kaç yıldır buradaydı? Yıllardır... Uzun yıllardır... Lakin söz konusu vatansa ömrün lafı olmaz.


*****

Hafıza ağır bir yüktü. İstediğin şeyi unuturdu. İstemediğin şeyi ise her bir detayıyla zihnine kazıdıkça kazırdı.


*****

Ayrılığı en iyi biz bilirdik. Tek bir gecede hayatları değişen, Kepçük ve Pamuk iken Murathan ve Gökçen olmak zorunda kalan biz.


*****

"Benim de neslim tükeniyor be Pamuk," dedi aşırı yılmış bir sesle.
"Ne olur, üzümler için gösterdiğin hassasiyeti bana da biraz göstersen."


*****

Güldüm istemsizce. Hem de uzun zamandır gülmediğim kadar içten bir gülüşle. Çünkü ben gülmeyi değil, ben Kepçük'le gülmeyi özlemiştim.


*****


Hep umutsuzca birilerini beklemişim ömrümde. Bazen gelecek olanı, bazen gelmeyecek olanı, bazen yara olanı, bazen ise yara saranı.


*****

"Yaralarım benim canımı yakmaz, Pamuk,"
"Ama senin yaran... Benim canımı paramparça eder."





Yeni yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^








25 Eylül 2023 Pazartesi

Çiçekler ve Yasemin//Sümeyye Demirkan Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Saat 22:30 ve ben yorum yazmaya başladım(01:27, daha yeni bu bitti) o kadar çok yazacak yorumum var ki inşallah bu akşam şöyle bir kaç yorumu yazmış olurum, son hazırlıkları da yapsam güzel olur ama bakacağız artık. :D
Kitap ilk çıktığında çok merak ettim, hatta hemen sepete ekleyip indirimli bulduğum an aldım. Biraz sıkıntılı oldu ama bir şekilde elime ulaştı.
Hemen okumak istemedim, yaza sakladım. Aldım elime, nasıl hevesliyim okumak için, içim kıpır kıpır ve beklentim everest dağından resmen ama büyük hayal kırıklığı oldu ve aşırı üzüldüm. Böyle beklemiyordum. Son yüz sayfayı atlayarak okuduğum doğrudur.



Yasemin Duman, ninesi ve hayatına renk veren dostlarıyla birlikte Muğla’nın küçük bir kasabasında yaşamaktadır. Yasemin’in bu tatlı dünyasına bir gün başka bir şehirden, gizemli ve en az onun kadar kendi iç dünyasında yaşamaktan keyif alan bir genç girer. Hiç ummadığı bir anda Yasemin’in hayatına dâhil olan bu genç, günden güne onun kalbine doğru bir yolculuğa çıkar.
Adımlar atılır, mesafeler çoğalır ama izler baki kalır.
“En güzel çiçek sensin,” dedi gözlerime, yüreğime dokunuyormuş hissiyle bakarken. “Yasemin… Çiçeklerin en güzeli.”
O çizdiğim resimdi ve kendini gözlerindeki sevgiyle boyadı.


Yasemin ninesiyle sessiz, sakin bir kasabada yaşamaktadır. Bahçesinden ve hayvanlarından aldığı ürünleri pazarda satan Yasemin bir anda tezgahına çarpan arkadaş grubu yüzünden ürünlerinden olunca çok kızar ama aralarındaki biri yardım edince olaylar başlar. Zamanla o arkadaşı, yani Melih'i sürekli görünce farklı biri olduğunu anlar ve ondan etkilenmeye başlar.
Yasemin karakterini sevdim, bahçesiyle ilgilenmesi, ailesine olan sevgisi çok güzeldi.
Aşk konusunda da çok iyiydi ama, aması var işte. :/


Melih arkadaşlarıyla kafasını dağıtmak için gittiği kasabada Yasemin'i görünce ilk görüşte aşık olur. Ondan sonra sürekli onunla karşılaşmak için pazara giden Melih sonunda bir şekilde Yasemin ile arkadaş olmayı başarır ve birbirlerini tanıdıkça aşk başlar.
Melih karakteri iyiydi, o da Yasemin gibi güzel sevdi.
Yaşadığı sıkıntılar üzücüydü, gerçi son kısımları atladığım için detayları bilmiyorum. Sadece aile olarak zor zamanlar geçirdiğini okudum.


Şimdiiiii gelelim asıl mevzuya. Ben okumaya başladığım zaman biraz daha böyle köy, kasaba, mahalle aşkı bekledim ama tanışmaları, buluşmaları ve birbirlerine aşık olmaları bir garipti. Tamam yavaş yavaş olacak bazı şeyler ama burada adlandırmadığım bir şey vardı. Ben daha çok böyle değişik, nefretten doğan bir aşk bekledim ama bir anda hooop bir şeyler hissediyoruz modu güzel değildi. Yani hemen aşık olmaları, olayların hızlı gelişmesini sevmedim.
Nasıl desem bilemiyorum, bu yüzden de o derinlemesine aşkı hissedemedim.
Kitap köy, kasaba değil de yabancı bir ülkenin kasabasında geçiyormuş gibi geldi. Melih Yasemin'in evine falan gidiyor, kalıyor. Nine bir şey demiyor. Gerçeklik yoktu ne yalan ki yazarı tanıyoruz, biliyoruz neden böyle oldu?
Sonra kaç senedir gelip gidiyor, o sürede hiç karşılaşmamışlar ama ikinci günde Yasemin'in kaçan koyunları Melih'lerin evine gidiyor, aşırı saçmaydı buralar. Yeni gelselerdi tamam ama kaç yazdır kalıyorlarmış hiç mi rastlamadılar? Neden böyle oldu bu kitap. :D


Daha ne yazsam bilemiyorum, işte böyle kalıyorum sevemediğim, yükselemediğim kitaplarda. 
Son yüz sayfayı atlayarak okurken üzüldüm açıkçası, yani bu kadar istekli başladığım kitabın böyle hayal kırıklığı olması cidden üzdü. Kitaptan çok beni nasıl üzdüğünü bahsediyorum ama ne yapayım.
Melih'in bir anda ortadan kaybolması, çiftimizin aralarından aşkın bir garip olması ne bileyim aklıma gelenler bunlar. Resmen kafamdan resetlemişim kitabı, neden sevmediğimden bile bahsedemiyorum. :D
Güllük, gülüstanlık kitabın içine bir de dramı eklemeleri kalp kırıcıydı. Yani neden yani, NEDEN?
Olmak zorunda değildi, böyle bir olay beklemiyordum. 



Ya işte kitabı çok beğenemedim, uzun zamandan sonra ilk defa bir kitaba üç puan vereceğim, buçuğu bile yok. :D Bilmiyorum çok mu beklentim yüksekti, ondan mı bu kadar sıkıntılı oldu ya da kafamda kurguladığım hikayenin olmaması mı üzdü beni bilmiyorum ama olmadı, olamadı.
Okumak isterseniz eğer yazar wattpad'de kitabı yayımlamış, oradan bakabilirsiniz.
Siz yine de bir şans verin, belki benden daha çok seversiniz. :)
Not: Yazarın kalemini gerçekten seviyorum, Mürekkebe Boyanan Sardunya serisi çok güzel, okumadığım son kitap kaldı. Yorumlarımı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. O yüzden de beklentim yükselmiş olabilir. Diyorum ya kalemi güzel, kurgu olmamış.
Dipnot: Bu arada kitabı çok sevemedim ama bir sürü alıntı çıkmış yaa :D



Kitaba puanım 5/3^^




Alıntı^^

"Seni birkaç gündür göremeyince..."
"Dört gündür," dedi Melih. "Dört gündür ben de seni göremiyorum, Yasemin."


*****

"Sahte heaptan bakacağım herhalde. İyi bir Stalker asla kendi hesabını kullanmaz. Bunu bilmem gerekir ama senin kendi hesabın bile manav Hüseyin amca gibi. Nerede çiçek, böcek, koyun varsa doldurdun profiline..."


*****

"Bir deniz kenarı olur belki..." diye ekledim.
"Bir akşamüzeri olur ya da..."
"Biraz çilek olur, biraz kek..."
"Biraz rüzgar olur, biraz da sen..."


*****

"Peki, çok kız var mı?"
"Var."
"Güzeller mi?"
"Bilmiyorum."
"Nasıl bilmiyorsun?"
"İlgilenmiyorum, Yasemin," derken içimi sıcacık etti.
"Melih Şahiner'in güzellik anlayış Yasemin Duman'dan ibarettir."


*****

"Gidebilirsin, söz veriyorum, küsmem... Ama diyorum ya, en azından veda et."





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^





14 Nisan 2023 Cuma

Kitap Alışverişi #2 Manga ve Artemis Yayınları^^

Selamlar^^
Büyük felaketten önce alınan siparişleri anca şimdi yazabiliyorum, Instagram hesabımdan paylaşmıştım, hatta reels olarakta paylaştım ama buraya anca paylaşıyorum. Yılbaşından önce alınanları daha geçen gün paylaştıktan sonra bence bu yine de iyi. :D
İlk olarak Tam Adres sitesinde indirim vardı, İkiz alalım derken bir liste yaptık ve aldığımız kitaplar böyle oldu. Çok merak ettiğimiz, ilk defa gördüğümüz kitapları aldık, hatta ben aralarından bir kaç kitabı okudum bile.
Sonradan Amazon ve Hepsi Burada'dan yaptığımız manga alıverişi var, artık manga alacağım çünkü hem eğlenceli hem de diğer kitapların fiyatları uçtuğundan bunlar daha mantıklı. Siz seviyor musunuz manga, webtoon?
Bu arada Athica Yayınları artık webtoonları kitap olarak basıyor, Sekreter Kim'in Nesi Var? dizisinin webtoonunu bastılar, ilk cildi aldık bile. O da diğer alışveriş yazısında inşallah, merak edenleri instagram hesabıma beklerim^^



Hilary Duff'ı tanıyorsunuzdur, oyunculuk, şarkıcılık derken bir de yazar oldu kendisi. Devamı çıkmadı ya da var mı bilmiyorum ama şu anlık bu kitap bizde var ve umarım tek kitaptır, şu an araştırmaya üşendim. :D
İlk ben mi okurum, İkiz mi okur bilmiyorum ama konusu ilgi çekici^^



Historical değil ama tarihi bir kitap gibi, İkiz aldı konusunu bile bilmiyorum. Uygun olduğu için almış İkiz. Kapak çok güzel değil mi? Umarım içeriği de güzeldir^^



Austen Diyarı diye hem kitap hem de film var, işte o kitabın devamı ama bu sefer ki başka bir karakter. Devam kitabının olduğunu bilmiyordum, aldığımız zaman öğrendim. Bakalım bu da ilk kitap kadar güzel mi, birinci kitap ve film güzeldi. Kapakta çok güzelmiş bu arada^^
 


İkizin tercihi, historical bir roman ama okumadan bilemeyeceğiz, kapak çok güzel bu arada. İlk İkiz okusun beğenirse ben de okurum inşallah^^



Bu kitap çok tatlı, hem ciltli hem aşk hikayesi hem de iki taraflı anlatıyor kitap. Bir kapağı açınca kadın karakter anlatıyor, diğer kapağı açtığınızda erkek karakter anlatıyor.
Merak ediyorum, inşallah merak ettiğimiz kadar güzeldir. :)



İlk defa İkiz kendi isteğiyle bir Türk yazardan kitap aldı, okuyanlar beğenmiş ama bakalım nasıl. Yine ilk İkize okutacağım, severse devamını alırız, ben de okurum o zaman^^



Alışverişkolik serisinin bilmem kaçıncı kitabı, indirimli görünce hemen ekledim, diğer kitaplarını ekledim, kısa zamanda okuyayım da bunlara da sıra gelsin. :D
Cep boylar var, onları normal boyut yapsam ne güzel olur ama yaa :/



Ekin Atalar'ı yerli Sophie Kinsella diyorum, tabii Kinsella daha iyi ama yine de eğlenceli bu yazarda. Bunun ilk çıktığı zaman hatırlıyorum ama almak nedense kısmet olmadı, indirimli görünce ekledik listeye. :)
Geldiği gün kafamı dağıtsın diye okuduklarım arasında, cidden eğlenceliydi ve çok hızlı okundu^^ Sonu öyle bir bitti ki devamı olmalı dedim. :D
Yorumumu yayımladım, buradan okuyabilirsiniz^^



Devamındaki kitapları Amazon, HB'den aldık^^


Geçen sene fuarda görüp çok beğenmiştik ama almadık, sonra ben mangaları alınca İkizde bunu ekledi sepete, uyguna geldi. Normal fiyatı 100₺ gibi bir şey sanki, biz 76₺'ye almışız. Bence çok iyi fiyatı, başka yerlerde dediğim gibi 100'den fazla.
Kapak ve içindeki resimler çok güzel, inşallah içerikte güzel olur^^



Geldik mangalara^^
Bir kaçını Hepsi Burada'dan, bazısını Amazon'dan aldık^^


Bu manga tek kitap, yani öyle biliyorum. İkiz şu an okuyor, fiyatı diğerlerine göre pahalıydı ama şömizli geldi. Diğer Horimiya serisi şömizli değil mesela, anlamdım ki yayınevinden yayınevine değişiyor. Gerekli Şeyler şömizli basıyor ama pahalı mesela. Şu an bir seriyi daha tamamlıyorum mangada, onlarda şömizli ve pahalı. :D Bakalım sipariş verdiklerim nasıl gelecek^^


Bundan sonrası Horimiya serisi, şu anlık yedi kitap çıktı hepsi elimde, bakalım devamı ne zaman gelecek^^
İlk iki cildi okudum, çok tatlılar. İlk aldığımda tereddüt ettim ama yok baya eğlenceli^^
Burada yorum yapmak istiyorum ama eğer uğraşmak istemezsem yapmamda. :D
Yorum gelirse burayı güncellerim inşallah^^






İlk dördü Amazon'dan aldık^^
Hızlı ve hasarsız geldi^^





Son üç mangayıda Hepsi Burada'dan aldık, onlarda hasarsız geldi ama Amazon kadar hızlı değillerdi ne yazı ki. Zaten yedinci manganın satıcısı farklıydı çok daha geç geldi, hatta ben unutmuştum öyle geldi. :D
Genel olarak memnun kaldık, zaten çok büyük hasarlı gelmeyince geri göndermiyorum. :/




Kısacası aldığımız kitaplar böyle, başka kitap alışverişlerinden görüşmek dileğiyle^^
İnşallah fiyatlar azda olsa düşer. :'(
Daha güzelleri sizin olsun, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^