Yerli Yazarlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yerli Yazarlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Eylül 2025 Pazar

Toktiker 2//Kader Arvas Kitap Yorumu^^

 Herkese merhaba^^
Aylar öne okuduğum kitabın devamı ve son kitabı gelince arayı fazla açmadan okuyayım dedim. Kitap tiktok camiasının kitaplarından biri gibi gözüküyor ama değil gibide.
İlk kitabı okuyanlar yorumumu okuyabilir ama ilk kitabı okumayanlar bu satırlardan sonra devam etmemenizi öneririm. :)
İlk kitap giriş kitabıydı bu kitabımız ise gelişme ve sonuçtu. Yani birinci kitaba göre güzeldi, ben bu kitabı daha çok sevdim diyebilirim.
Zaten iki kitapla bitmesi güzelken, seriye güzel bir şekilde veda etmemiz ayrı güzeldi. :)



TikTok’ta var olmak istiyorsanız doğrularınız yanlışların içinde, görünen ise bilinmeyenin ardında kaybolur. Kemerleriniz sıkıysa oyunun ikinci perdesi, gökkuşağımızın sekizinci rengi meydana çıkmak üzere. Bu eksik kalanların değil, yıldız olmayı göze alabilenlerin hikâyesi...
Sırtında bir kambur gibi taşıdığı gölgesiyle, yeni başladığı aşk serüvenini yasamaya çalışan Zeliş, hiç ummadığı yerden sınanacaktır.
TikTok zirvesinde yerini koruyan Zeliha ve Aytuğ’un önüne engeller çıkarken tarih tekerrür edecek ancak bu defa beklediği hiçbir şey gerçekleşmeyecektir. Çünkü platoniğine kavuşamayan Zeliha’dan daha tehlikeli biri varsa, o da sevdiklerine zarar verilmiş olan Zeliha’dır. İşte, şimdi kalemi eline alma ve her şeyi istediği renge boyama zamanıdır!


Zeliha, nam-ı diğer Zeliş. Platonik aşkıyla sonunda beraberdir ama geçmişte yaşadıkları yüzünden sürekli diken üstündedir. Hem okulu idare eden, hem de ajansa gidip Influencerlık yapan Zeliş bir yandan da okulunu halletmeye çalışıyor.
Hayallerindeki aşkına kavuşan Zeliş onun mutluluğunu yaşayamadan sosyal medyada onun üstüne atılan iftiralarla başa çıkmaya çalışır.
İlk kitaba göre Zeliş'i sevdim. Orada hem çok sulu gözlü hem de çok fazla üstüne düşmeyen mevzuların içinde buluyordu ama burada öyle değildi. Artık yazar yorumumu okudu yoksa Zeliş üniversite öğrencisi olunca olgunlaştı. :D

    
Aytuğ kendisine platonik aşık olan Zeliş'in hislerini öğrendikten ve büyük sıkıntılar yaşandıktan sonra kendisininde Zeliş'e hisler beslediğini anlar. Tabii bunu birinci kitabın sonunda anlıyor, burada aşık bir Aytuğ okuyoruz ve aşırı tatlıydı.
O kadar tatlıydı ki Zeliş aşık mı ki? dedim şahsen. Bu kitap resmen Aytuğ’un kitabıydı. Ama her ne kadar onun olsa da(bana göre) daha çok okumak isterdim.
İlk kitapta o kadar beklemişken neden böyle oldu anlamadım ama az da olsa çiftimizin okuduğum sahneler çok güzeldi, bayıldımmm


Diğer bir çiftimizin durumları ilk kitapta çok fenaydı, burada da öyleydi ama işler bir şekilde değişti. Bu değişimde çok oldu bittiye geldi.,
Bunun için mi ben o kadar bekledim. Bu çiftin mevzusu bu değildi ama belli mi olur belki yazar onları da yazar(sanmıyorum ama) yine de umut fakirin ekmeği. :D
Diğer karakterimiz yine olayların içindeydi ama bakın burada yine Zeliş için bir serzenişte bulunacağım.
Zeliş’in sevdiği ve Zeliş için elinden geleni yapan güzel bir arkadaş grubu var ama Zeliş’in arkadaşlarını böyle tepeden bakması, onlar kim ki gibi davranması, Zeliş esas arkadaşının Derya gibiı bu kitapta beni yine sinir etti. Diğerleri ne acaba? Senin için her şeyi yapacak bir arkadaş grubun var ama sen sadece Derya diyorsun ve diğerleriyle sürekli dalga geçiyorsun.
Onlar senin için neler yaptı neler.
Bu kısımdaki Zeliş’in bencilliği beni benden aldı.


Bunun dışından seriyi sevdim, gerçekten.
İlk kitabın yanından büyük bir değişim ve güzellik vardı. O yüzden güzel bir final kitabıydı. Ne öyle aşırı ergence bir kitaptı ne de yetişkin bir kitaptı. Orta halliydi bu, birinci ergenceydi ama bunu bilmenizi isterim.
Yazarın kalemini sevdim ama bir yandan gülerken bir yandan duygulanmak, bunu herkes yapamaz. O yüzden bu tarz kitaplar çıkarmaya devam ederse alırım diye düşünüyorum.
Kitabın ismi Toktiker, Tiktok kitabı diye anlaşılabilir ama değil. Bunu ilk kitapta anladım, bunda o yüzden şaşırmadım ama daha çok böyle popüler şarkılar, mevzular dönseydi güzel olurdu.
Ve kitapta bir diğer sevdiğim şeyde her türde karakterin olmasıysı. Beş vakit namazını kılanda vardı, sürekli içen biride. Tamam içen iyi değildi ama bu tarz insanların yan yana gelmesi aşırı eğlenceli ve olabiliyormuş dedirtiyor ama kitapta. :D
Ben bu grubu sevdim, komiklerdi. Birkaç kitap daha olsaydı okur muydum? Yaniii :D




Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


“Sen olman Zeliş, seni özel yapan kendin olman. Çünkü gördüğüm kadarıyla sen, senden bir tane daha olamayacak kadar farklı yaratılmışsın. Ve farklılıkların, seni güzel kılan yegane şey.”


*****


Ailesi tarafından duygusal olarak doyurulmuş ve arkadaşları yüzünden hiç dışlanmamış ya da yalnız hissetmeyen biri olmuştum. Hepsinin bana hissettirdikleri farklıydı ancak Aytuğ, açıklayamayacağım derecede ben olmanın en güzel haliyle beni sevdiğini hissettirdiği için bambaşkaydı.







Başka yazılarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^














30 Ağustos 2025 Cumartesi

Ben Ölmeden Önce//Meryem Nart Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Kitabın ilk tanıtımını gördüğümde isminden dolayı çok okumam demiştim ama kapak, tasarım o kadar güzeldi ki okumak istedim. Beni bazı yerlerde aşırı sinir etse de sevdim. Gerçek hikayeden alınması ve bunun gerçekte de yaşanması aşırı kalbimi kırdı ve kitaba karşı olan düşüncelerimi değiştirdi tabii.
Ama gerçekten kapak çok güzel değil mi?
Ve iç tasarımı^^
Bayıldımmm


Herkes gibi bir yaşantısı olan Cemre'nin, on üç yaşındayken annesini trajik bir şekilde kaybetmesi sonucu hayatı tepetaklak olur. Babası ve ablası, annesinin ölümünden Cemre’yi sorumlu tutar ve ablası evi terk eder. Baba, ailesinin dağılmasının sebebi olarak Cemre’yi görür ve hayatı ona zindan eder. Ablası gitmeden önce ona tek bir cümle söylemiştir: “Seni kimse sevmeyecek Cemre çünkü annemizi öldürdün.” Cemre bu sözün gerçek olmadığını göstermek için elinden geleni yaparken daha çok hatanın içine düştüğünü sonradan fark eder. Babası tekrar onu sevsin diye çalışsa da istediği sevgi ve şefkati göremeyince bu duyguları başka yerlerde arar. Bu süreçte Cemre’nin hayatına birçok erkek girer. Sevgiyi bu erkeklerde bulabileceğini zanneder. Yaşadığı her olayda ders almak yerine daha dibe batarken günün sonunda kendini karar verme aşamasında bulur. Ya bu diyardan gidecek ya da kendini sevmeyi öğrenip hayatına kaldığı yerden devam edecektir.

Cemre genç yaşında, başına buyruk, başında kavak yelleri esen bir öğrencidir. Aile içerisinde yaşadığı sıkıntıları okulda ve belli bir süre yurtdışında okuyarak geçirsede pandemi zamanında eve döner ve ablasının engellemelerine rağmen okula gider. İşte o günden sonra her şey değişir.
Cemre’nin aşırı üstüne gidildiğini düşünüyorum ama o dönmede bizde çok korkuyorduk, tedbirsiz olanlara aşırı kızıp, bir şey olursa suçlu varsayabilirdik. Çok saçma günlerdi ve Allah bir daha yaşatmasın inşallah.
Burada ablası ve babasına azıcık hak versemde sonrasında çok fazla tepki verdiler. Ergen bir kız, bu kadar üstüne gidilmesi ki devamında da çok şey yapılıyor bence hak etmedi.
Ama ondan sonra Cemre’nin tercihleri, sevgi açlığı, yanlış kararları beni gerçekten çok yordu. Evet haklı, sevgiyi dışardan arıyor ama hazır arıyorsun bari telefondan değil adam gibi yüz yüze ara dedim.
En sonki vaka zaten bambaşka bir şeydi. Yine de gerçek olması ve bu olayların gerçek hayattada var olması beni daha da üzdü ve kızdırdı. Allah kimseyi bu tarz şeylere başvuracak kadar sevgisiz bırakmasın.
Son kısımda ise yine başkasını düşünüp, o hallere düşmesi daha da yaraladı kalbimi.


Diğer anlatacağım adam akıllı bir karakter yok. Sadece Cemre’nin arkadaşı var, tek iyi oydu ama işte onuda Cemre çok dinlemedi. :D
Onun dışında diğer hiçbir karakter işe yaramıyordu. Hele o erkek olacak varlıklar. Gerçekte varsa şöyle karşımıza çıksalar keşke. Bir de utanmaları yok ki sormayın gitsin.
Neyseeeeeeee, Allah’larından bulsunlar.

Cemre’nin babası ablası gibi değildi ama işte o da çok kötüydü. Sona doğru tam düzeldi derken işlerin karışması. Hiçbiri, hiçbir şeyi hak etmiyordu. Ama asıl ablası hiçbir şeyi hak etmiyor. Tamam ortada bir şeyler var, suçlayacak birileride olabilir ama bu kadar değil. Üvey kardeş misin hayırdır derler adama.
Çok sıkıntılı bir karakterdi, gerçekte kimseyle karşılaşmasın bu kız.
Bu da karşıma çıksa tekme tokat girişirim yani, o kadar sinir etti beni. Cemre’ye az da olsa destek olsaydı belki bu kadar şeyler olmazdı. O son olmazdı…


Kitap hakkında çok yazacak şeyim var ama spoiler olur diye yazamıyorum. Ne yazık ki kalp kıran ve üzen türden bir kitap. O yüzden detayda veremiyorum. Bu tarz okumayı sevenler okuyabilir, benim gibi size bol bol sövebilirsiniz.
Bu arada yazardan okuduğum ilk kitap, diğer kitapları böyle eğlenceli gibi dursa da aslında tam tersi kitaplar yazıyormuş. Kalemi güzel ve akıcı, ben beğendim. Başka kitaplarını okumak isterim ama baya bir  bekleyip, nasıl bir kitaplar olduğunu çözdükten sonra tabii. :D




Kitaba Puan 5/4^^





Alıntılar^^


Sevgisiz bir evde şiddetin gölgesinde büyüyünce, gördüğün en ufacık bir sevgi kırıntısı dahi fazla gelirdi sana.


*****


"Bir kez duran bir kalp bir daha kırılabilir mi?"


*****


Biten bir olayın peşine düşmeyin. Biten bir ilişki için çabalamayın. Gidenin arkasından koşmayın. Bunların hepsi sadece size zarar verecek.


*****


Bu karanlık günlerin ardında bir ışık olduğunu hepinize göstereceğim. Sadece şunu bilin: Sizden gitmek isteyen kişi, size hiçbir zaman gelmemiştir zaten.


*****


İnsanlar birbirlerinin hayatlarına girer, sonra da giderlerdi. Giderken karşı tarafa verdikleri zararın ne olduğunu asla düşünmezlerdi. En çok da çocukken hayatımıza giren insanların verdiği zarardan bahsediyorum.







Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^


















6 Ağustos 2025 Çarşamba

Gündüz Günceleri//Sümeyye Demirkan Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Tam yaz aylarında okunacak, tek kitaplık bir kitapla geldim. Son zamanlarda tek kitap bulmaz zor oldu, bulunca da alıp bağrımıza basıyoruz resmen. :)
Tamam bu kitabın kutulu satışında Çevrimiçi kitabı da var ama öyle bağlantılı bir kitap değil. Sadece Çevrimiçi kitabındaki karakterlerimiz sonradan birkaç yerde geçiyor, onun dışında kitabımız tek.
Ben bu kitabı ilk Wattpad'de okumuştum ama ilk bölümü daha da devam etmedim, edemedim zaten.
Ama üzerinden o kadar zaman geçti ki sadece kalabalık bir aile olduğunu hatırlıyorum başkada bir şey hatırlamıyorum ne yalan.
İşte okuyarak böylece tanışmış oldum. :D
Kitabımız bol aile, bol kahkaha, bolda absürt komediyi konu alıyor. Hem bizden biri gibiler hem değiller gibi. :D



Gonca Gündüz altı çocuklu ailenin dört numarasıdır. Gündüz ailesinin tatlı ama biraz da asabi olanıdır. Onunla geçinemeyenin sorunu karşısındakinde aramasını ister ve bazı kardeşleriyle arası hep kardeş gibidir, bilirsiniz işte. Aslında son zamanlarda Gonca’nın kalbi biraz dertli de diyebiliriz. Son zamanlar dediğim zaman dilimi de bir yılı aşkın… Karşı evde oturan Yekta’ya epeydir karşılıksız aşkla bağlanmıştır fakat bu aşk onun için melankoli değil eğlencelidir de çünkü Gonca hiçbir erkeğin onun kalbini kırmasına izin vermez. Gonca’nın çatı katındaki odasından açılan pencere aslında tüm ailenin defterini aralar çünkü Gündüzler gerçekten olaylı oldukları kadar birbirlerine çok bağlıdır. Bu deli dolu ailenin maceraları bir an olsun bitmez ve onlara tanık olurken hep yanlarındaymışsınız gibi hissedersiniz.


Gonca kocaman bir ailede büyümüş, üniversite öğrencisidir. Her ne kadar sürekli banyo sıraları, bolca yemek, her şeye karışan kardeşleri olsa da ailesini çok sevmektedir. Hayatı okula gidip gelme, yemek yapma ve yemekle geçirerek rutin olmuştur.
Ama bir derdi vardır.
Hem karşı komşusu olan hem de okulda sınıf arkadaşı olan Yekta'yı karşılıksız sevmektedir.
Mahallelerine taşındığından beri Yekta'ya ilgi duyan Gonca aşkına karşılık bulabilecek midir?
Ailenin çoğu bireyi çatlak ama  Gonca hepsinden çatlaktı.
Yekta'yı çok sevse de bunu göstermeyen(Tabii biz iç sesini okuduğumuzdan ne kadar belli etmiyordu bilmiyorduk :D) ama içten içe bu sevdaya baya tutulmuş bir karakterdi. İşte şans bu ya okulda da hep yan yanalar.
Bu kısımlar güzeldi ama bir türlü açılmamaları, sonra Gonca'nın tam istediği olmuşken yine beklemesi beni çıldırttı. :D Hayır yani neden. Öyle çok hevesli olduğunu göstermek istemiyormuş falan filan.
Eeee biz niye okuduk o zaman o hevesli hallerini? :D
Ve kitabımıza Mustafa ve Nida girdikten sonra Gonca'nın Nida gibi davranması :D
Tamam Nida deli dolu bir karakterdi ama arkadaşlar eğri oturup doğru konuşalım, bir tane Nida yeterli. :D


Esas karakterimiz Gonca olduğundan diğerleri hakkında çok detaylı bir şey yazmak istemiyorum. Kısa kısa, büyükten küçüğe azıcık bahsedip geçeyim.
Gonca'nın en büyük ablası, eniştesi ve yeğeni Gonca'larda kalıyor. Ev o kadar büyük işte. Neden kaldığı yazılı tabii. Enişte ve ablayı çok sevdim, hatta ablaya üzüldüm çünkü evde anne dahil dört kadın var ama en çok yemek yapan ablası. Üzüldüm açıkçası ki Gonca ne kadar yardım etse de diğer kız kardeşlerin hiç yardım etmemesi, on kişilik bir ailede can sıkıcı yani.
Yine de ailede sevdiğim kişiler abla ve enişte oldu. Bir de Gonca'nın abisi. Hem aşçı hem de efendi bir karakterdi kendisi ama başı bağlıydı sdfghjkl Onu da çok sevdim, efendi olması ve Gonca ile iyi anlaşıyordu. Güzeldi. :D
Gonca'nın ablasıyla bir derdim yoktu ama onun bir ilişki mevzusunda neden öyle hemen oldu bittiye geldi anlamadım. Okumak isterdim o kısımları, güzel olurdu. Seride devam etmiyor, neden öyle oldu acaba anlamadım.
Gonca'dan küçük iki kardeş için çok diyecek bir şeyim yok. Erkek kardeşinin hikayesini de arada okuduk, o kısımları güzeldi ama Gonca'nın abisi miydi, İkizi miydi yoksa kardeşi miydi belli değildi. Tamam kardeşi tabii ki ama davranışları tam tersiydi. bazen Gonca kadar ben de sinir oldum. :D
Gonca'dan küçük kardeş ve Yeğene gelirsek. Kız kardeş tiktokçu ve sürekli bunun hakkında dalga geçmeleri kalp kırıcıydı sdfghjkl


Çünkü ben de video yayımlıyorum, tiktokta geziyorum. Hatta linkte veriyorum, bu küçümseme kalp kırıcıydı. Ama kız kardeş olarak diyorum ya evde beş tane kadın yokta abla ve anne, arada da Gonca'nın işleri yapması saçmaydı.
Yeğen konusunda Gonca'nın neden öyle davrandığını çözemedim. Evin tek torunu ve o nasıl muamele?
Evet kurgu bu ama ne bileyim o aile bağını ne yazık ki ben hissedemedim.
Eve misafir geliyor kızlar evden tüyüyor.
Tabii herkesin aile bağı farklı ama böyle aile kitabı çok okumadım açıkçası.
Kıyaslama olmasın ama Esnaf İşi Aşk'ta tam bir aile, mahalle mevzusu vardı. Absürt komedi olması güzeldi(çok bir absürtlük yoktu ama) ne bileyim en azından babasının "Kızım hep ders hep ders, gelin azıcıkta yanımızda oturun. Özledik." Mevzusu da bu kitaba gitmemiş bence.

Bunlar dışında kitabı sevdim, sona doğru Gonca'nın Nida gibi olması haricinde eğlenceli bir kitaptı. Tabii o karşılıksız aşkın sonu ne olacak az çok tahmin ettiğinizden bu konuda yazabilirim.
Çift olduktan sonra güzel bir ilişki, dışarı çıkmalar, gezmeler, tozmalar bekledim ama olmadı.
O cam açmama mevzusu beni aşırı üzdü, beklentim yerlerdeydi.
Niye öyle oğlanın çaktırmadan kıza bakması olsaydı, kıskançlıklar vs. olsaydı güzel olmaz mıydı?
Ben bu tarz konulara bayılıyorum, bence ne demek istediğimi anladınız. ;)


Şimdi bu kadar yazdın neden sevdin derseniz, eğlenceliydi. Bir de yazar Nota'nın Ervahı gibi bir kitap yazıp, sonra gelip bu tarz bir kitap yazıyorsa ne kadar başarılı olduğunu gösterir.
Mürekkebe Boyanan Sardunya serisi de çok farklıdır mesela. O kitaptaki karakterlerin ağır başlılığıyla, bu kitaptaki aklı bir karış havada olan karakterlerin aynı yazarın kaleminden çıkması takdire şayan bence. O yüzden sevdim ve kitap tam bir yaz kitabı.
Eğer kafa yormayan, akan giden, eğlendiren kitap arıyorsanız size tavsiyemdir. ;)
Not: Çevrimiçi ile set olarak satılsa da arada bir bağlantı yok. İkisini de ayrı ayrı okuyabilirsiniz. :)




Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^


"Ne zaman karanlık çökse ve yağmur yağsa hep yanımda oluyorsun."
"Bundan şikayetçi misin?
"Bundan hiç şikayetçi değilim."



*****


"Fakat şunu bil ki ne zaman karanlıkta kalsam aradığım tek ışık sensin, ne zaman yağmur yağsa senin çatına koşmak istiyorum..."



*****


"İyi ki varsın ve hikayeme ortak oldun Yekta. Gündüzlere günce yazardım hep ve sen, sana ayrılan sayfamda en güzel hislerin olduğu kişiydin. Hep öyle olacaksın."

"İyi ki varsın ve hikayene ortak oldum Gonca. Ailenin yanında bana ayırdığın o sayfa var ya, işte o sayfada hep güzel şeyler yazacak, sana söz veriyorum."







Diğer yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^










27 Haziran 2025 Cuma

Revista//Gamze Çelik Kitap Yorumu^^

 Herkese selam^^
Size bol entrikalı, bol kaoslu, eğlenceli ve romantik bir kitapla karşınızdayım. Ayrıca harika, tatlı ve bir o kadar sinir krizleri geçirten bir kitaptı.
Keşke 30 Olsam, Şeytan Marka Giyer filmlerini seviyorsanız buna bayılacaksınız!!
İlk çıktığı an işte kitap budur dedim, okumalıyım bunu dedim. Çünkü kitabımız dergide geçiyor. Tabii ki bir dergi falan dendi mi kaos, rekabet, arkadan iş çevirmeler falan bolca oluyor. Bunda da onlar oldu işte.
Bayıldım kitaba, tabii bazı kısımlar beni benden aldı, o son neydi derken kitapta bitti zaten ve heyecanla ikinci kitabın yolunu gözlemeye başladım. 


Moda dünyasının en prestijli dergisi Revista’nın göz alıcı kapaklarının perde arkasında ihanet, entrika ve güç savaşlarıyla dolu karanlık bir oyun dönüyor.
Feris Doğan, yıllardır emek verdiği derginin genel yayın yönetmeni olacağına inanırken her şeyin kontrolünde olduğunu sanıyordur.  Ta ki derginin kuruluş yıldönümü partisinde, hayalini kurduğu koltuğun başkasına verildiğini öğrenene kadar…
Güvendiği insanların sırt çevirdiği, çarpık ilişkiler ve skandallarla sarsılan bu dünyada, Feris yalnızca iş hayatında değil, kalbinin derinliklerinde de sarsıcı bir mücadelenin içine çekilir fakat her sırrın bir sonu, her oyunun bir bedeli vardır.
Feris kendini güç savaşının içinde bulduğunda bir gerçekle yüzleşecektir: Güven en büyük lüks, aşk ise en tehlikeli tuzaktır.
Revista’da kural nettir: Ya manşetlere zaferini yazarsın ya da yenilginin haberini okursun.


Feris yıllarca emek verdiği dergide artık yayın yönetmeni olacağını inandığı bir gün koltuğunun başkasına gitmesinden sonra bütün ümitleri tükenir ama bu koltuk için savaşmak zorundadır.
Revista için elinden geleni yapmaya çalışan Feris'i zorlu zamanlar beklemektedir.
Kitapta Feris'e o kadar çok hak verdiğim yerler oldu ki, ben olsam neler yapmazdım dedim. Mesela çıkardım dergiden o sinirle ve gururla ama Feris tam tersi yapıyor ve koltuğu için savaşmak istiyor.
En iyisini yapıyor çünkü neler neler oluyor.
Tabii bazı yaptıklarına sinir oldum, çok fazla kibirli ve o kibir başını baya yakacak gibi. Ve şu inadı. Yani mevzu ortaya çıktıktan sonra birilerinin mevzuyu hemen kabul etmesi olmadı, azıcık sürünmesi lazımdı asdfghjk
Başarı konusunda kendisinden örnek almak lazım cidden.
Son kısımda yaptığını ne yazık ki mantıklı buldum, aksini yapmazdı Feris zaten, bakalım devamında neler olacak merak ediyorum.


Mayıs ve Nesli.
Editör ve sosyal medya müdürü. İkiside Feris'in yakın arkadaşlarından. Dergide ne olursa olsun hemen toplanıp dedikodu yapan o grup. Nesli ne kadar sakin ve mantıklı düşünsede Mayıs tam askine aklı bir karış havada. Aklı fikri flörtte olan Mayıs Feris'in ilişkileri hakkında da çok fazla söz sahibi oluyordur.
Nesli'nin gruba dahil olması çok farklı oldu ama güzel oldu. Böyle beklemiyordum açıkçası, aynı Feris kadar başka çok fazla önyargılı olduk ama neler oldu neler.
Sonrasında Mayıs, kadın resmen izlediğimi yabancı filmlerde o hoppa kızın ta kendisi.
Yabancı bir kitap okusam, yaptıkları ve söylediklerini garipsemem ama bu flört mevzusu ne yazık ki garip geldi. Yani bu kadar olacağını düşünmemiştim. Yani kitap Türk yazardan ve mekanlar Türkiye'de olsa da kitabın içeri tam bir yabancı gibi geldi bana. Ama biz görmesekte belki de bizim ülkemizde de aynıları oluyordur, bilemeyiz ki. :D Yine de garipsedim işte. :D Ve bakalım Mayıs'ın aklını çelecek kişi kim olacak, merakla bekliyorum. ;)
Tabii ikinci kitapta Nesli'ninde olayları var, onlarıda ayrıca okuyacak gibiyiz. Burada sadece Feris vardı, o kitapta bir kaç karakteri daha ayrıca okuyacak gibiyiz.


Kitapta iki erkek var, ikisinide yazmak istemiyorum çünkü spoiler olur. Sadece biri var ki evlere şenlik. İşte bu kısımda Mayıs'ın bu adamı övmesi çok yerinde bir olaydı. :D Diğer içinde çok haklıydı ama. Tam bir kaşık suda boğmalık adamdı. -_-
Kitabın son kısmında bazı şeyler oldu, burada Feris'e çok kızdım. Adam gibi açıklasa ya, bir de akıllı ve mantıklı geçinen biri diyeceğiz. :D Burada aklı uzaya uçtu, işte kitaplarda karakterleri böyle yazmaların ayrıca sinir oluyorum. O mevzu başka devam edebilirdi, ne öyle bıraktılar. :D Neyse, okuyanlar anladı beni bence. ;)
Feris'in yerini almak isteyen kişi ve diğerleri. Cansel'e aşırı kıl oldum. Feris o kadar haklı ki kitabın içine girip hepsini şöyle bir sirkelemek istedim. :D
Umarım kitabın devamında bizi sinir etmez. -_- Ki kesin edecek gibi. -_-


Spoiler olur diye çok detay vermek istemedim. Yukarıda da dediğim gibi eğlenceli kısımlarda vardı. Mesela bir taksi olayı, o kadar iyiydi ki hak etti birileri. :D
Yazarın okuduğum ilk kitabı, kalemiyle ilk defa tanıştım. Ne yazık ki ne kadar beğensem de bazı yerlerde sürekli tekrar etmesi ki bunu ilerleyen sayfalardan çok hemen alt satırda olması sıkıntıydı. Mesela Feris bir yerde işiyle ilgili yaptığı şeyi söylüyor, birkaç paragraf geçiyor ayını şeyi bir daha söylüyor. İşte bunlar birkaç kez tekrarlandı. Bu mevzuları editörler ya da son okuma yapanlar karışmıyor mu acaba çok merak ettim. İnşallah yazar bunlara dikkat ederde devamında böyle hatalar olmaz. Bir de Feris inşallah kibrinden dolayı başı fazla yanmaz. :D


Ben bu tarza bayılıyorum, Türk yazarın yazması ise bence artı puan. O yüzden hatalarıyla falan çok sevdim ben ve devamını çooook merak ediyorum. Hatta dedim bir yerde yayımlanıyorsa gidip okuyayım ama yoktu.
Artık kısa zamanda çıkması için dua edeceğiz, edeceğim. :)
Kitabımız hızlı okunuyor, bir oturuşta bitebilir bile ama benim öyle yeteneklerim yok. :D
Ve kitabımızda yetişkin içerik yok, gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz. :)





Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


"Zor olacak," dedim kırılgan bir sesle. "İnsanların söylediklerini duymazlıktan gelmek, onların yargılarına karşı durmak..."


*****


Gözlerini kıstı ve nazikçe, "Ben her zaman centilmenim," dedi.
"Yalnızca sen o tarafımla tanışmadın. Henüz."


*****


Telefon ekranını kapadığımda Hazar'ın gözlerindeki hayal kırıklığımı gördüm. O bakışlarda düşüncelerinin yansıması vardı. Konuşmadı ama sessizliği, en yüksek çığlıktan bile daha keskindi.






Bir kitabın daha yorumu biter, diğer yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^













27 Şubat 2025 Perşembe

Toktiker//Kader Arvas Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bu aralar kafa dağıtan, eğlenceli kitaplar okumak çok hoşuma gidiyor. Bir de tiktokta takılmayı seviyorum, o yüzden bu kitabı okumayı çok istedim.
Kapak tasarımı, konusu falan gerçekten çok hoşuma gitti ama eğlence arıyorsanız tam sizlik ama eğer bu tarz sevmiyorsanız yorumu okumaya bile gerek yok bence. :D
Ben ilk okumaya başladığım zaman dedim kesin bol tiktok mevzuları, video çekmeler falan beklerken tam bir gençlik kitabı çıktı. Tamam bunda da okeyim ama tiktok mevzusu olsaydı aşırııııı sevinirdim. :D


Bir Zeliş atasözü der ki; demirden korksak trene binmez, kendimizden utansak TikTok denilen cadı kazanına girmezdik.
Arkanıza yaslanın, kemerlerinizi sıkıca bağlayın ve bana kulak verin millet! Çünkü hiç kimse bu hikâyede neler olacağını tahmin bile edemeyecek.
Zeliha Sönmez, namıdiğer Zeliş. Kendisi hikâyemizin esas kızı; aklına eseni yapan, kalbinden geçeni sansürlemeden konuşan, babasının tulumbası, annesinin en dayanıklı ev aleti, kardeşlerinin tez canlı ablası ve At Hırkızları grubunun biriciği.
Bir gün, izlediği videoda gördüğü bir çift tarçın bakışın esiri olur ve onun için TikTok camiasına girmeye karar verir. Ferhat’ın aşkı Şirin için dağları delmesi gibi kısa sürede, sosyal medyada kendini sevdiren doğal ama pesimist olan bu kızımızla tanışmaya hazır mısınız?
Genç kızların gözdesi, TikTok camiasının vazgeçilmez prensi olan Ulusoy, kendini beğenmiş mizacıyla etrafına ona ulaşılmaz havası yayan, kameralara gülümserken Zeliş’in âşık olduğu tarçın harelerini kısmayı ihmal etmeyen genç bir Playboy. Onunla tanışmaya hazır olun! İnanın gördükleriniz en az bizim kız kadar sizin de hoşunuza giderken ona hak vereceksiniz.

Zeliş liseye son sınıflarında olan, tam ergenler gibi hem eğlencesine hayatını yaşayıp hem de sınavlara çalışan bir genç kızdır. Bir gün arkadaşının tiktoktan gösterdiği oğlandan hoşlanmaya başlayınca aylarca sürekli onu takibe alır, fan buluşmalarına katılır.
Yine böyle bir günde aşık olduğu oğlana ulaşmak zorlaşınca tanımadığı birinden tüyo alır. Eğer Aytuğ'a ulaşmak istiyorsa bu mecraya girmesini önerir.
O günden sonra bununla uğraşan Zeliş sonunda paylaştığı videolardan keşfedilince Aytuğ ve onun ekibiyle tanışır ama işler hiçte istediği gibi gitmez.
Zeliş aşırı çatlak bir karakterdi, çokta kafasının dikine giden.
Sevdim kendisini ama sürekli ağlaması, seviyorum, ayılıyorum, bayılıyorum dediği oğlanın yanına gidince sanki yılların arkadaşıymış gibi heyecanlanmaması, garip hareketleri ve en çokta sürekli ağlaması gına getirdi. .D Yani çok fazla gözlerimi devirdim şu kısımları okurken. :D
Yine de eğlenceliydi, umarım ikinci kitapta daha aklı başında bir karakter olur. :D


Esas erkek karakterimiz Aytuğ ama onu çok fazla okumadık, yokla var arasında bir karakterdi. Hem geri planda durması ki haklı yani, daha bismillah kaç gün oldu tanıyalı hemen nasıl aşık olsun.
O yüzden devam kitabı olması iyi.
Buradan sonra Zeliş'in arkadaşlarına geçiş yapıyorum. Onlarda tam Zeliş gibi, hepsinin kafa güzel :D Mecazi anlamda çünkü hepsinin abuk subuk huyu, düşüncesi var ki bu da hepsini hem farklı hem de eğlenceli yaptı.
Aralarında en aklı başından karakter Derya'ydı, o konuda bir mevzu var ve Zeliş'in inatla karışmasına sinir oldum. Sonrada oğlan neden böyle yapıyor diye kızıyordu. Çok sinir oldum o kısımlara, tabii hatasını anladı ama sürekli laf çarpmaya hakkı yoktu.
İnşallah devamında güzel şeyler olurda Zeliş'in yaptıklarının üstünü örter.

Kitap sona doğru bir hareketleniyor, kimden geldiği belli olmayan notlar, karışana kafalar, sınavların açıklanması ve geleceğe karar verilmesi falan derken kitap devam etti.
Zeliş'in ailesinin destek olması güzeldi, Derya'nın klasik baskıcı ailesinin olması ama destek sağlayan bir anne falan hep şu zamanların sıkıntılarını anlatıyor.
Yine de o kadar baskı olmasına rağmen, tiktokta videolarda gözükme mevzusu olmasına rağmen erkek arkadaş mevzusuna neden bu kadar takınıldı anlamadım. Garip.
Yazarın kalemi güzel ama kendini daha fazla geliştirmeli. Yazım olarak güzel, anlatımı akıcı ve sıkmıyor. Kitap akıp gidiyor ama konu ile alakası sıkıntısı var gibi. Eğlenceli derken Zeliş'in sürekli gözlerim doluyor, doldu, ağlıyorum demesi beni gerçekten baydı, gına getirdi.
Yani o kısımları okurken sinir oldum gerçekten ve mantık hataları vardı. Bunlara dikkat ettiği sürece gerçekten güzel kalemi var, geleceği açık yani.
Ve inşallah devamında daha çok tiktok mevzusu görürüz, azıcık tiktok eğlencesi yaaa. :D


Beklentimi yarı karşıladı, yarı karşılamadı. Yukarıda da dediğim gibi tiktok mevzuları beklerken onları okumadık ne yazık ki. Sonradan işte ağlama mevzuları falan derken çokta yükselemedim ama devamını bekliyorum. Neler olacak, çiftimizi az okuduk onu bekliyorum falan.
Biraz tiktokta yaşananlardan bahsetse güzel olabilir.
Bakalım devamında neler olacak, ne zaman çıkar onu da bilmiyorum. :D
Yukarıda da dediğim gibi gençlik kitaplarını seviyorsanız öneririm ama eğer bu tarz kitaplar okumuyorsanız bence hiç yanaşmayın. ;)
Bu arada kapak tasarımına bayıldığımı söylemek istiyorum, bir de kutu içeriğindeki kısa çizgi roman çok tatlıydı. :)



Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^


Benim umutlarım sınırsız ve koşulsuzdur. Çünkü umut ettiğim ve onu sevmeye devam ettiğim her gün için gökyüzünde bir yıldız parıldar.



*****


Beklediğinizde gelmeyecek olan bir otobüstü aşk. Onu bir buçuk senedir beklediğim durağa yağmur yağdı, etrafı sel bastı ama o yine de gelmedi.



*****


Bizler kocaman bir puzzle'ın parçalarıydık ve hiçbirimiz söküp takılacak bir obje değildik, eksiklerimizde orijinaldik.



*****


Yüzleştiğimde gerçeklerimle, anlamıştım hayat değildi toz pembe; hayat her renkten bir parçayla bilinmeyen bir bilmece.






Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^





12 Şubat 2025 Çarşamba

Bülbül Kapanı//Loresima Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Geçen yıl Gökçen serisini okuyup Timur’u tanımıştım. O seriyi pek bir severim, ilk askeri kurgum ve bu yazar sayesinde şimdide ilk mafya kitabı okudum. Haa sevdim mi? Hayır, hele böyle bir mafya kitabından nefret ettim dersem yeridir ama nedeni var.
Gökçen serisinden Timur aşırı sessiz, sakin, tanımayan kişilerin korktuğu bir asker. O yüzden ayrıca kitabının olması bence çok güzel. Gökçen serisinde okurken kitabı olacağını, hatta bu serinin daha güzel olduğunu öğrenince çok merak ettim. Peki sevdim mi? Çooook ama kalbimde çok kırıldı. Başka mafya kitapları okumam gibi çünkü güzel yok, yani ben mafya kitapları sevmiyorum.
Neysee dfghjk Yoruma devam edeyim ben. ;)



Timur Tönge; elleri kanla doğan, karanlık geçmişinden ve lanetinden kaçmak için sessizliğe bürünmüş şanlı bir Türk askeridir. Önüne bırakılan dosyada tek bir görev vardır: Ülkenin en tehlikeli mafyası Kenan Kralşan’ın inine sızmak ve onu yok etmek.
Bu görevin sandığı kadar basit olmayacağını sızdığı inde umutla ona tutunan bir kadının varlığı ile anlayacaktır. Adı ölüme eş; Ahuzar.
Ancak aşk beklenmedik bir şiddetle yüreklerine değdiğinde, geçmişin yükleri, kan, acı ve gözyaşı ile örülmüş bu kapanı yıkmak ve hapsoldukları cehennemden çıkmak düşündükleri kadar kolay olmayacaktır.


Ahuzar, gazetecilik yaptığı sırada başından geçenlerden sonra gözü kara, kötülükler kralı olan Kenan Kralşan’ın esiri gibi bir şey olmuştur. O gel deyince giden, git deyince giden birine dönüşmüştür. Hayatının en nefret ettiği şeyi olmasına rağmen koruması gereken kişiler yüzünden bunlara katlanmak zorundadır.
Hiçbir şekilde umudu olmayan Ahuzar’a umut ise hiç ummadığı bir yerden gelir.
Güçlü kadınlara hayranım, leb demeden leblebiyi anlayan, erkek karaktere diklenmeden anlaşan kadın karakterlere. İşte Ahuzar öyle bir karakterdi.
Zaten hayatı çok zor ve kendiside zorlaştırmamaya çalışıyor. Ve çoğu kez zekasını konuşturan kadın karakterlere de hayranım. Tabii kendisininde öfkesine yenilip bazı şeyleri karıştırıyor ama olsun o hataları yüzünden hemen silip atmayacağız sdfghjkl
Ama en son yaptığına aklım ermedi, yani dese ki orada sadece ben yoktum, diğerleride vardı tamam, hele başka bir varlık vardı. O olabilirdi mesela.
Neyse son sahnenin de vardır bir sebebi, oraya da geleceğiz inşallah.


Ve Timur.
Elleri kanlı doğan Timur, yıllarca aklına bu sokulduğu için hayatta zevk almak yerine hayatla başa çıkmaya, kendinden çok vatanını korumaya başlamıştır.
Bir gün gelen gizli görevden sonra çok riskli bir işe kalkışır ve koruma olarak girdiği mafyaların yanında yıllar önce gördüğü kadınla karşılaşır.
O günden sonra ikilemde kalsa da aslında kadının tek başına kaldığını, sevdiklerine sahip çıkmaya çalışırken yavaş yavaş tükendiğini görür ama yine de bunlara rağmen ayakta kalmasına hayran kalır.
Timur’u Gökçen’den tanıyoruz, tabii kendisi orada çok sessiz. Gerçi burada da çok konuşmuyor ama konuştuğu zamanda da tam yerine oturtuyor.
Ahuzar alışıyor tabii bu sessizliğe, bir de anlaşılıyorlardı ya süper olaydı. :D
Ama bakalım devamında neler yapacak, kararsızlık mevzusunda ben de kızdım ama neden kararsız kaldığını hepimiz biliyoruzdur. ;)

Birkaç tane kötü ama çooook kötü karakterlerimiz var. Kenan ve onun üvey annesi. Kötülük konusunda ikiside yaptıklarında kapışır. Ben bu yüzden mafya tarzı kitapları sevmiyorum, okumuyorum. Bu kitabımızda bir yerde askeri kurgu olduğundan mafyalık mevzusu olarak bakmıyorum ama yaptıklarından sonra nefret ettim Kenan ve türevlerinden. O yüzden serinin hemen bitmesini çok isterdim, kötülerin hemen sonu gelsin diye ama bakalım neler olacak. Ama lütfen işler bu kadar uzamasın ve serimiz üç kitapla(Gönül ister iki kitap ama) adadan ayrılır. :D
Bir de geçmişteki kötü karakterimiz var, onun kötülüğü belli kişilere ama diğerleriyle aynıydı bana göre. Sonrasında neler olacak ona bilemiyorum ama olanlar oldu zaten. Nalet herif.

Ve Adem ve Güldeste…
Bu çiftimiz hakkında bence bir şey yazmayayım, spoiler olur ama çok kalbim kırıldı. Olmak zorunda mıydı öyle? Yazarcığımız olmadı bu…

Gökçen serisini okuyup, eğlenenler, sevenler onun gibi bir kitap beklemeyin. Orada o kadar çok güldüm ki burada kalbimiz kırıldı, Gökçen serisini aradık resmen.
Tabii ikisini bir tutamayız. Orada çok fazla argo vardı mesela, burada Ahuzar nefret ediyor. Ahuzar ve Gökçen mümkünatı yok anlaşamaz o zaman. :D
Yani ikisini kıyaslamayın, bu ne kadar sakin, duygusalsa o da o kadar eğlenceli, tabii duygusal ama yer yer. Bülbül kapanı ise baştan sona dram, arada Ahuzar ve Timur’um arasında geçenlere çok güldüm ya neyse dfghjkl


Bunun dışında son kısımda olana çok üzüldüm, ağladım, ağladım…
O kısım olmayacaktı, yani illa ki bir şeyler olacaktı ama o olmayacaktı. Kime üzüleceğimi şaşırdım ama en çok bir şeye çok üzüldüm. Onu da okuyanlar biliyor bence. Detaylı yazamadığım için böyle üstün körü yazıyorum ama spoilerda yazacağım detaylı, yazayacaktım aslında ama baktım cidden yazamıyorum, birazda olacakları falan yazarım.
Spoilerdan önce yazar hakkında da konuşalım. Gökçen iki ve üçte olan yakınlaşmalardan sonra burada aşkın a harfinin bile geçmemesi. Evet aradaki bağları çok güzel ama aşk yoktu, ikinci kitapta bolca okumak dileğiyle. Radyo sahneleri çok güzeldi, ahh Timur sdfghjkl
Ahuzar’ın marka takıntısı şaka mıııı :D

Bu kitabı ayrıca okuyabilirdiniz bu arada. Gökçen benlik değil diyorsanız bunu okuyabilirsiniz. ;)
Bu arada hazır yine Gökçen demişken Barut timini özledim be, zaten Timur fazla bahsetmedi üzdü bu beni. :(
Umarım devam kitaplarda olurlar.
Kapağın anlamını çok sonradan öğrendik, o kadar mı güzel olur. Bayıldım, bayıldımmmm <3


-Spoiler Başlangıcı-

Ahuzar’ın kardeşine aşırı gıcık oldum, yani karakter olarak değil tek olsa başına bir şey gelmez mesela. O Kenan adisininde Ahuzar’la ne gibi bir işi var aşırı merak ediyorum. Şu büyük toplantıda ne yapmış olabilir. İnşallah kısa zamanda Timur’la beraber öğreniriz.
Sonrasında Kadife olan için çooook üzüldüm. Sessiz sedasız Ahuzar’a beni seç demesi kalbimi cıt diye kırdı. Zaten en çok ona ve Ahuzar’ın çaresi kalışına üzüldüm ama diyorum ya dese ki orada sadece ben yoktum annem olacak o kalbi kararmışta vardı.
Ve kitap bu ya mesela Timur Ahuzar ve kardeşini askeriyeye teslim edip, ya da yasal olarak isimlerini değiştirip gizleyebilirdi ve Ahuzar’da Kenan naletinden kurtulurdu. Bakın nasıl plan ama işte kitap ve neler olacak kim bilir.
Mesela 27.bölüm mevzumuz var, orada neler oldu acaba. Çook merak etmem peki.
Sonrasında Güldeste…
Ah bu hikaye daha çok kalbimi kırdı. Başta Timur benim yüzümden kaybettim ablamı ve yeğenimi deyince yok ya falan demiştim ama o sahne…
Bir nalette onların babaları.
Timur benim suçum diyordu ama onluk tek suç arkadaşına yardım olabilir. Onda da bir şey yok. Babasının halen daha böğürmesi peki -_-
 Yani bu kitapta çok nefret ettiğim karakter oldu, umarım işler bizimkiler gibi güzel giderde güzel yerler okuruz. Yoksa sinir hastası olur çıkarız ha.


-Spoiler Sonu-


Yukarıda da dediğim gibi tek okunabilir, başlardan bizimkileri gördük ama çok detaya girmedi açıkçası. Eğer iki türüde okumayı seviyorsanız bence Gökçen’den başlayın ama yok ben öyle kitaplar çok sevmiyorum diyorsanız bunu okuyun.
Şu an Gökçen’in dördüncüsü çıkacak gibi, Bülbül Kapanı ne zaman devam eder bilmiyorum. Aslında Wattpad’de var ama ben kitapta okumayı tercih ederim. Bir de henüz bitmedi, bekle bekle dur. Hiç sevmiyorum.
Bazı spoiler yedim tabii ki, onlarıda beklemiyor değilim. :D
Kısacası çok sevdim, yazardan en yüksek puan alan kitap. Hataları vardı illa ki ama aklımda yatmayan şeylerde olmadı.
Gökçen’de öyle şeyler vardı mesela, o yüzden bir puan kırmıştım.




Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


İnsanın hayatı bir başka hayatta bir kere kesişirse bu tesadüf olurdu. Ama iki kere kesişen hayatlar tesadüften daha fazlasıydı.


*****


Dinliyordu. Buradaydı. Tam arkamda.
Kimseye güvenmeyen, sırtını dahi yaslamayan ben ona sırtımı dönerken, bütün hayatımı ona yaslarken hiç düşünmedim.
"Oradasın."


*****

"Seni dinlemem için yalvaran sen değil misin?"
"Dinliyorum işte. Her anlamda."




"Ahuza mı bana yakışmıyor? Ahu'yla arasında sadece üç harf var! Değişen hiçbir şey yok."
"Üç harf çok şeyi değiştirir, Ahu,"


*****


Öfkesi sadece onu yakmıyor, değdiği her şeyi de küle çeviriyordu.


*****


Varlığının sevilmediğine inandırılan çocuklar, kendilerini sevdirmek için ne yaparsa o da onu yapıyor, sessizce merhamet dağıtıyordu.


*****


Aynı yerden yara alanlar, yaralarından tanırdı birbirini.







Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^






Buralarda da varım^^