Kitaplar hakkında etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kitaplar hakkında etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Şubat 2025 Pazar

ikinci Bir Şans//Melissa Wiesner Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Efsane olan Keşke 30 Olsam filmini seven bu kitaba bayılır^^
Hani orada kızımız keşke büyüsem, otuz olsam diyor ya, burada da karakterimiz bir sene geri gitmek istiyorum diyor ve gidiyor.
Kitabımız bu temayı konu almış ve ben çok sevdim. Kitabı ikinci el almıştım, çok umudum yoktu ama merak ediyorum. Bir de kış bitmeden okumak istedim.
Kitap hem akıcı, hem de bazı şeylerin olması gerektiğini, buna karşı gelmememiz gerektiğini çok güzel anlatıyor. O kadar güzeldi ki bu ayın ilk beş puanını kapan kitabı oldu.
Bu sene çok eli açığım ben yaa, her sevdiğim kitaba beş puan veriyorum. :D


İkinci şansa inanır mısınız?
Peki ya bu ikinci şans, berbat geçirdiğiniz yılınızı yeniden yaşamanız için verilirse?
Cazibe, zekâ ve biraz da sihirle dolu bu unutulmaz hikâyede, şansı yaver gitmeyen bir kadına hayatını düzeltmek ve kötü geçen bir yılını yeniden yaşamak için ikinci bir şans verilir.
Sadie’nin hayatı aniden alt üst olmuştur. Bir anda işini, evini kaybetmiştir ve erkek arkadaşı tarafından terk edilmiştir. Hepsi de düşük çenesi yüzünden başına gelmiştir. Bir falcı ona bir dilek hakkı tanıyınca Sadie, berbat geçen yılını yeniden yaşamayı diler. İçten içe, sihrin hayatını düzelteceğine inanmasa da bir anlık istekle dileğini tutar, gözlerini açtığında… Hiçbir şey değişmemiştir. Tüm bunların üzerine o gece belki de şimdiye kadarki en aptalca şeyi yaparak kardeşinin en yakın arkadaşı Jacob`ı öpmüştür.
Sadie ertesi sabah uyandığında, eski dairesinde, eski erkek arkadaşıyla birliktedir ve eski patronu onu iş yerinde beklemektedir. Tarihi kontrol ettiğinde, geçen yılın 1 Ocak`ı olduğunu fark eder. Sadie ikinci şans yılını yaşarken ilişkisinde ve kariyerinde gözden kaçırdığı noktaları görmeye başlar. Ancak Jacob’la her karşılaştığında onun hiç gerçekleştiğini bilmediği öpüşmelerini düşünmeden edemez. Birdenbire Sadie, tek hatasının ikinci bir şans dilemek olup olmadığını sorgulamaya başlar.


Sadie çok kötü geçen bir yıldan sonra abisinin arkadaşının evinde sığıntı gibi yaşar ama artık bu durumdan sıkılmıştır. Eski patronu işine engel olduğundan bir kafede çalışan Sadie yılbaşı gecesi falcı kadından bir yıl geri gitmek ister ve isteği gerçekleşir.
Artık bir yıl geridedir ve eskiden yaptığı hataları bu sefer yapmamak için elinden geleni yapar, eskiden susmadığı şeylere susmak gibi.
Bu zamanla işine gelsede çevresindeki insanların birer birer çıkınca isteğini sorgular.
Bir de eski ev arkadaşı, yani abisinin arkadaşı Jacob’da sürekli karşısına çıkar ve kötü geçen yılının sonun gününde yaşadığı şeyi unutturmaz.
Sadie’nin yaşadıklarına çok üzüldüm. En büyük hayali olan pastaneyi açamaması, patronunun yaptıkları, ailesinin baskısı. Hele o ailesi. Oraya devamında gelicem.
Sonunda aslında olması gereken şeylerin olduğunu ama tekrardan yaşaması işleri karıştırır ama Sadie’nin farkına varması güzeldi ki herkes varırdı. Ama bence birazda iyi oldu, tamam kötü yılından çok daha kötüydü ama aslında bazı şeyleri ne kadar çok istesekte bize çokta hayırlı olmadığı ortaya çıkıyor.
Kısacası zorluklar yaşasada zor şekilde gerçekleri görmesi güzeldi, tabii bazen arkadaşı gibi kendisine kızdım, susmaması gereken yerler vardı, orada susmasaydı güzel olurdu ama onunda sebebi varmış onu öğrendik.


Şimdi esas erkek karakterimiz var ama yazarsam spoiler olacak. Yani Sadie onu seçmeli kesinlikle diyoruz. Yine de ilk kısımları okuyup, Sadie’nin bazı anıları okuyunca aslında bir şeyler akıllara geliyor. Bu tarz şeyleri seviyorum, o kadar tatlıydı ki. Okuyanlar beni anladı.
Zaten sonunda neler olduğu ortaya çıkıyor, dedim iyi tahmin etmişim aferin bana sdfghjkl
Şaka bir yana ilk erkeğin sevdiği kitaplara hayranım.
Kafedeki çalışanlarda çok tatlıydı ama yazar illa araya renkli şeyler sıkıştıracak ya sinir oluyorum. Yani ne gerek vardı abla?
Ama inadı ben orayı tam aksi okudum. :D

Diğer değinmem gereken şey Sadie’nin ailesi. Sadie’nin abisi okumuş, çok başarılı bir şirkette çalışıyordur ama Sadie okul okumamış ve ailesinin istemediği iş yapmaktadır. Bu da onları çok sinir ediyor, Sadie’de sırf onları memnun etmek için elinden geleni yapıyor ama gelin görün ki bir türlü memnun olmuyorlar.
Yani şu anne baba karşımda olsa inanın tekme tokat girişecektim. Bir de okumuşlar kendileri, hatta Sadie’nin erkek arkadaşını bile sırf özel bir şirkette, güzel bir mevkide diye çok seviyorlar.
O kadar kıl oldum ki o aileye ve Sadie’nin bazen susmasına aşırı sinir olduğum doğrudur.
Ama abisini çok sevdim, acaba kitabı var mıdır? Son kısımda büyük adilik yaptı tabii(Sadie azıcık hak etti ama) yine de onu yapmayacaktı sdfghjk


Yazarın kalemini sevdim, akıcıydı ve değindiği konular hayatın gerçekleriydi. Yukarıda dediğim gibi ikinci şansı çok hoşuna gitmesede bazı şeylerin ortaya çıktı, o kısımlarda yine içimin yağları eridi. İyi oldu, her ne kadar Sadie için iyi olmasa da bazı şeyler olması gerekiyordu.
Yazar zaten başta uyarı yapmış, buna dikkat ederek okuyun demiş. Resmen bütün çalışanların maruz kaldığı ve bir türlü kanıtlayamadığı için sıkıntılar çektiği mevzular.
Gerçekte bazen sonuç böyle olmasa da bence kitapta olması ve sonuca zorda olsa bağlanması içleri ferahlatıyor.
Üsttü kapalı anlatmaya çalışıyorum bunu, okuyun öyle öğrenin diye. :/
Kendini bulma, hayatının getirdiklerini bir şekilde kendi lehine çevirme ve hayatın sunduğu fırsatları bir şekilde görüp kabullenmesi çok güzeldi.
Aşk konusunda çok detaylı değildi, yani böyle çiftimizi çok okuyamadık ama normalde bu bana çok batardı ama bu sefer olmadı, çünkü olması gereken yerlerde çok tatlış şeyler oldu.


Sadie’nin yaşadığı bazı anlarında ağladım, o kadar çok üzüldüm ki ona, ne kadar karakterde olsa yine de kalbe dokunuyor. Belki de o yüzden kitaba tam puan vermişimdir.
Beni etkileyen, anlamlı bir kitaptı benim için. Yeni yılda, yeni kararlar için ya da bizim için zor ama gelecekte aslında bizim için hayırlı olduğunu anlamamız için sabretmemizi gösteren bir kitaptı.
Bu yüzden okumanızı isterim. Şu anlık öneripte, okuyanlardan güzel yorumlar aldım. :)
Bu yüzden tekrar tekrar öneririm. :)
Bu arada yazarın devam kitaplarını okumak isterim ve kapak tasarımı çok güzel olan bir kitaptı^^




Kitaba Puanım 5/5^^




Alıntılar^^


Kimseye anlatamayacağım tek bir şey vardı. Ve o anda bunu bilmek beni çok yalnız hissettirmişti.


*****


Sesimdeki çaresizliği duyabiliyordum. Lütfen evet deyin. Lütfen çaba gösterin çünkü bu benim için çok önemli.


*****


"Uzanıp onu elde edecek cesareti hiç bulamadım."
"Neden?"
"Sanırım umuda tutunmak, deneyip başarısız olmaktan daha kolay geldi."



*****


Oysa gerçekten ihtiyacım olan şey tam önümde duruyordu. Eğer geri dönebilseydim her şeyi farklı yapardım.



*****


"Oyun parkındaki çocuklar ve iş yerindeki insanlar için ve tabii ki kendisi için de dik duran o kız... Nereye gitti bilmiyorum ama o gitti."







Diğer yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^
















22 Şubat 2025 Cumartesi

Efsane//Lauren Asher Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yılın kötü kitabını da okuduğumuza göre okuma savaşları başlasın!!!:D 
Evet çok merak ettiğim, okumak için heyecanlandığım kitaplardan biriydi kendisi. Evet Son Aşkım kitabıda düşük puan aldı ama o hayal kırıklığı oldu, kötü değildi ama bu kötüydü. :D
Yazarın diğer serisini okudum, Dreamland Milyarderleri. O seriyi severim, oradaki konular, işleyiş vs sebebiyle bu kitabı çok merak etmiştim, hatta daha yeni aldım sayılır ve hemen okudum.
Ama işte gelin görün ki beklentim yerlerde, yerlerdeeeee :D
Kitabın konusu Formüla 1 ve bu yüzden beklentim daha da artmıştı. Beklenmedik Koşullar kitabında da çok geçmişti ve yazar öyle bir anlatmıştı ki dedim tamam çok güzel yazmıştır.
Evet o kısımları güzel yazmış ama işte geri kalanlar kötü. Yani başka bir şey daha diyeceğim ama ortada bir emek var değil mi. O yüzden fazla ileri gidemeyeceğim. :/ :D


Maya
Noah Slade çiçeği burnunda bir Fomula 1 efsanesiydi.
Dikkatli. Ulaşılmaz. Pistte ve pist dışında acımasız.
Etrafına aşılmaz duvarlar örmüş bir adamdı.
Ve abimin yeni takım arkadaşıydı.
Hayatımda kötü adam kılığındaki bir prensten çok daha fazlasına ihtiyacım vardı.
Ben mutlu son arzusu duyarken o kendi sonunu getirmek istiyordu.

Noah
Maya Alatorre benim için yasak bir kadındı.
Uzak durmam gereken hırslı bir YouTuber’dı.
Kurdeleye sarılıp kapıma bırakılmış bir kaostu.
Birlikteyken, patlaması tek bir yanlış harekete bakan saatli bir bomba gibiydik.
Düzeneği bozarak tutku ve acı içinde onunla birlikte patlamak istiyordum.
Çünkü şehvette ve savaşta her şey mübahtı.


Maya okulundan mezun olduktan sonra yeni anlaşma yaptığı şirketle tura çıkacak abisiyle dünyayı gezip, vlog çekmek ister. Abiside kendisine şans getirdiği inandığı için yanından bir dakika bile ayırmaz. Bu sırada çektiği vlogların yanında şöhreti çokta iyi olmayan Noah ile sürekli karşılaşır.
Abisi bile ondan uzak durmasını isterken sürekli ona çekilirken bulur.
Maya zeki bir karakterimiz, abisine olan desteğine hayran kaldım ama arkadaşlar bu kadar masum olduktan sonra gidip sektörün en kazanova adamına da çekilmezsin yani. Sürekli görünce ay bana bir şeyler oluyor deyip orada bayılıyor neredeyse sdfghjkl
Son kısımda hak verdim kendine, yani söylese işler karışacak ama işte olayda olmak zorunda.


Noah F1 yarışmacılarının en iyilerinden biridir. Babasının baskılarına rağmen iyi olmaya çalışan Noah sektörde başarısı kadar kadınlarla arasında da adı çok fazla ve sıkça geçer. Skandalları yokturdur ama yine de adı hiçte iyi anılmaz.
Rakip olarak gördüğü kişinin kendi ekibine katılmasını öğrendikten sonra kendince onunla hesaplaşmak ister ama rakibinin kardeşini görünce işler karışır.
Tam bir kazanova bir adamdı.
Yani bu tarz karakterleri yazıp, sonra hemen aşık edip sanki öncesinde hiçbir kızın kalbini kırmamış(onlar kendileri istiyor denir hep) gibi yapılıp el üstünde tutulmasına aşırı kıl oluyorum.
Yani o kızlar eğlenilecek(abartılı şekilde) bu kız hemen evlenilecek kız diye ayrım yapılması çooook kötüydü. Yani bu detay hakkında ne yazsam olmayacak, bence siz anladınız.
O yüzden bu karakter hakkında benden olumlu bir yorum beklemeyin.

Diğer F1 yarışmacıları da aynı halttı mesela. Bir tanesi var(isim vermeyeyim) o da Noah kadar kötü kadınlar hakkında. Ama onun için yazılan kadın karakterimizde aynı şekilde sert ve o da biraz uçarı. Bak onlar bir yerde uyumlu olabilir ama bunlar.
Hazır sırası geldi ben seriye devam etmeyi düşünmüyorum, tek usturuplu biri vardı Maya’nın abisi işte onun kitabı çıkarsa okurum.
Bir tek o adam gibi adamdı. Yani illa ki kaçamakları olacaktır, sonuçta F1 yarışmacıları değil mi? Bir de yabancı yazar. Ama karakter olarak gerçekten beyefendi biriydi.
Onu sevdim. Kızın ailesinide sevdim ama oğlanın ailesi. Yeminle dayaklıktı. Tek üzüldüğüm yer burasıydı Noah’a karşı.
Bir de bir sahne vardı, o kısımda biraz heyecan geldi kitaba derken yine esas çiftimizin mevzularına(sevgililik) geri dönüş yaptık.


Yazarın diğer serisinde de smut vardı ama böyle yok bakışlarımız kesişti yanıyorum, ayy ne kadar kazanovada olsa onu görünce bana bir şeyler oluyor diye karakterler yoktu. Konular daha güzeldi. Yani konu F1 olduğu için mi bu kadar belden aşağı düşünceler ortaya çıktı.
Bakın diğer kitaplarda da smut vardı ama onlarda en azından altı dolacak konular vardı.
Yani karakterimizin acıları, geçmişleri falan baya etkileyiciydi ama bunda.
Abisine olan desteği dolayısıyla çok sevdim ama bel altı düşünceler, Noah'ın sürekli kadınlarla düşüp kalkması cidden iğrençti.
Hele kızla konuşma yapıyorlar, sonrasında yaptığı. Burada kızın gururu olsaydı hemen üstüne atlamazdı.

Ciddi bir hayal kırıklığı oldu. Yukarıda da dediğim gibi seriye devam etmeyi düşünmüyorum, belki abinin kitabını alırım ama diğerleri okumaya değer karakterler değiller açıkçası. Yani karakteri geçtim konuları okudum ilgimi çekseydi belki okurdum ama onların bile albenisi yoktu ne yazık ki.
Bu arada bu kitabı merak etmemin nedeni Beklenmeyen Koşullarda erkek karakterimiz ve kardeşleri sürekli F1 izliyordu, orada bir aşka gelmil F1 için dedim yazarın bu kitabı çoook güzel olur ama fıs çıktı ne yazık ki.
Smutsuz kitap kalmadı neredeyse, zaten bunu bilerek alıyoruz bizde ama sürekli karakterler birbirleri hakkında bel altı düşüncelere girmesinden tiksindim. Eskiden vardı bunlar, hiç sevmezdim. Uzun zaman sonra böyle bir kitap okumak hoşuma gitmedi, inşallah daha denk gelmez. :/



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^^


İnsan kötülerden kurtulmak için uğraştıkça onlardan birine dönüşüyordu.


*****


Midemde çalkantılı bir kıskançlık hissi dönüp duruyordu. Onu abisinden kıskanmak... bu da yeni bir tür eziklikti.


*****


Sevdiğin insana yardım edememek hayatımın en berbat hissiydi.







Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^







Buralarda da varım^^





8 Şubat 2025 Cumartesi

Roma Tatili II Sarah Adams Kitap Yorumu// Blogları Canlandırma Projesi Ocak Ayı^^

 Selamlar^^
Size harika bir kitabın yorumuyla geldim. İnanın hem romcom olup hem de rahat okunan, smut olmayan kitap uzun zamandır okumuyordum. İşte bu kitapla o vuslat sona erdi çok şükür. Tabii eskideki kitaplarda var böyle ama yeni çıkan kitaplarda böyle hiç yoktur ya da ben bir türlü bulamıyorum.
O yüzden okuduğum için çok memnunum.
Ve okuduğum zaman tam bir kasaba kitabı olması, kız kardeşlerin olması ve onlarında kitaplarının olması falan cidden beni eskiye götürdü ve okuma zevkim daha arttı.
Ve kitabımız bu ay tam puan alan ikinci kitabımız, sonuna kadar hak etti. 😍

Not: Kitabımızın karakteri müzikle ilgilendiği için temaya çok uygun diye BCP için ekledim^^



Kalbin, hiç ummadığın bir yere ait olabilir...
Roma’ya hoş geldiniz! Ama yanlış anlaşılma olmasın, İtalya’da değil, Kentucky’nin küçük ve şirin kasabası Roma’dayız. Sıcakkanlı insanları, rengarenk dükkanları ve sakin hayatıyla bu küçük kasabanın Rae Rose gibi bir
dünya yıldızını ağırladığını duymak sizi şaşırtabilir.
Kulağımıza gelen fısıltılara göre Rae Rose olarak bilinen Amelia, şöhretin parlak ışıklarından ve onu yalnızlaştıran sevdiklerinden oldukça yorulmuş ve çareyi, Audrey Hepburn’ün en sevdiği filmi Roma Tatili’nden ilhamla, ona en yakın olan Roma’ya gelmekte bulmuş ve bir süre kalmayı planlıyormuş.
Daha şaşırtıcı olan ise Amelia’nın, kasabanın huysuz turtacısı Noah Walker’la yakın bir ilişki kurmuş olması. Gönül işlerini bir kenara bıraktığını düşünen Noah’nın, sevimli ve sakar Amelia’ya düşkünlüğü, her işe burnunu sokan kasabalıların gözünden kaçmış değil. Ancak birbirinden bu kadar farklı olan iki insanın, orta yolda buluşmak için ne kadar ödün vermesi; hayatını değiştireceğini inandığı bir aşka nasıl tutunması gerekir?


Amelia gençlik yıllarından beri sevdiği işi yapıp pop star olmuştur. Baştan çok sevip, zevk alsa da son zamanlarda çevresindeki baskıdan sıkılır ve çok sevdiği filmi örnek alarak en yakın Roma'ya gider. Gittiğinde başına olmayacak şey gelir ve tanımadığı ıssız bir yerde eski arabası bozulur ve yolda kalır.
Arabasının bozulduğu arazinin sahibi ise yardıma geldiğinden ilk başlarda korkar ama sonradan ikna olup o gece gizemli adamın evinde kalınca işler karışır.
Amelia'ya çok üzüldüm ya, şan şöhret sahibi ama kalabalıklar arasından yalnız kalmış, sevdiği işi yapamaz hale gelmiş. Bence genel olarak pop starlarına bakınca hepsi bu durumda. Resmen robot olarak kullanıyorlar, oraya git, bunu söyle, şuraya gül, bunu yeme vs vs vs. Yazık bee.
O yüzden kendini bulması ve bir şekilde gerçekleri görmesi çok güzel ve anlamlıydı.


Noah geçmişte yaşadıklarından ders aldığı için artık her adımını ona göre atar. Bir gün istenmeyen misafir evinde kalmaya başlayınca işler karışır.
Ailesinden kalan turta dükkanını işleten Noah üç kız kardeşine de sahip çıkmaktadır.
Kendi halinde bir kasaba olduğu için kuş uçsa herkesin her şeyi anında duyduğu için Amelia'yı zor saklar ama ona göre en kötüsü de herkesin onunla yakıştırmasıdır.
Noah çok tatlıydı, hem kız kardeşlerine sahip çıkması hem de turta sevmemesine rağmen turta yapması ve bazı şeylere her türlü sahip çıkmasına bayıldımm.
İdeal erkek resmen. Bir de mutfakta çok iyi mesela, daha ne olsun.
Ama şey komikti ya, cep telefonunun olmaması, evinde internetin olmaması komikti. 
Neden böyle detay yazmış yazar bilmiyorum ama benim hoşuma gitti.
Yani teknolojiden uzak, zaten hat çekmiyor böyle hayat sürüyor falan güzeldi.
Bir de aşk adamı oluşu, Amelia'ya olan davranışları da çok tatlıydı. Diyorum ya ideal erkek resmen. :D

Kasaba halkına hayran kaldım, yani öyle bir aile olmuşlar ki hemen mevzu anlaşılıyor ve sus pus oluyorlar. Zaten kasabada geçen kitaplar, filmler ve diziler bu yüzden çok güzel. Resmen kocaman bir aile. Kız kardeşlerde ayrıca güzeldi ve serinin devamında kızların hikayelerinin olması daha da güzel.
Biri Amelia'nın korumasıyla, bir diğeri ise kasabaya gelen yazarla olacakmış. Ayyy en sevdiğim, en sevdiğimmmm^^
İnşallah en kısa zamanda çıkarırlar devamını. <3


Yazarın kalemine ayrıca hayran kaldım, hem akıcı hem konu güzel. Daha ne olsun arkadaşlar. Ve kitapta smut olmaması, sonra abuk subuk şeylerin yer almaması kitabı çok daha güzel yapmış.
Çiftimizin kısa sürede aşık olmasını garipsemedim açıkçası, çünkü aralarından hemen bir etkileşim oluyor zaten ve buna rağmen hemen bir ilişki vs olmuyor. Normalde sevmem hemen aşık olma mevzusunu ama bu gerçekten öyle değildi ve yavaş yavaş yakınlaşmaları çok güzeldi.
Tabii ortada bir gerçek vardı, bunu unutmadan devam etmeleri de güzeldi.
Şimdi şu ünlü kitap sayfasında puanlamasına baktım da seri devam ettikçe puanlar yükseliyor, ayyy daha çok merak ettim şu an. :D Keşke ingilizcem olsaydı. :/
Ayy daha ne kadar yazayım güzel olduğunu. :D
Bu arada yazarın başka bir kitabı var çıkmış, o tek kitap herhalde bakmam lazım ama spor romantizm konu alıyor, daha da ilgi çekici. :)


Bu yorumdan sonra daha ne diyebilirim ki yani, alın okuyun^^
Kapak harikaydı, o kadar cıvıl cıvıl ki çok seviyorum böyle kitapları. Başta da dediğim gibi uzun zamandır böyle bir kitap okumadığım için resmen ilaç gibi geldi. Böyle bir kitap en son ne zaman okudum onu bile hatırlamıyorum^^
Genel okur olduğu için herkese öneriyorum^^ 



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


Bu kadın hayatıma bu kadar çabuk sızabilmişti? Kasırgalar bile bir şehri daha yavaş tahrip ederdi. Muhtemelen onun yaratacağından daha az zarar ile...


*****


Kalbime sesleniyorum, sakın bunu yapma. Heyecanla çarpmaya niyetlendiğinin farkındayım ama buna izin vermiyorum. Ne olmuş yani? Noah, iyi bir abi işte.


*****


Beni evinde istemiyordu ama rahat ettiğimden, güvende olduğumdan emin olmak için kendi yolundan çıkabiliyordu.


*****


"...Güya beni seven yüzlerce insanla dolu odada  durup yine de kendimi yapayalnız hissedebiliyorum."


*****


Amelia Rose'a aşık olmaya direnmeme yardım edecek tüm sinir hücrelerime ihtiyacım vardı. Gerçi... Hayır.
Ben çoktan ona aşık olmuştum.





BCP için Şubat ayı temamız Romantik, Komedi, Aşk, Sevgi, Yalnızlık ve İçsel Dönüşüm^^
Temamız yine dolu dolu, istediğin zaman katılabilirsiniz^^
BCP için yazdığım diğer yazılara Buradan! ulaşabilirsiniz.
Bekliyoruzz efenimm^^




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^




21 Ocak 2025 Salı

Yıldıza Dokunmak//Sezin Karameşe Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
2024 yılında okuyup, 2025 yılında yorumunu yaptığım kitapla geldim. Bu sene hedeflerimden biri blogda bolca yazı yazmak ama şu gün olmuş daha yeni yorum yazıyorum iyi mi? Hatta kitap yorumu yazıyorum, Allah bilir ne zaman düzenleyip yayımlayacağım. :D
Kitabımızın ilk duyurusu yapılınca yazarın hazırladığı videoya denk geldim. O kadar iyiydi ki, yani o süreç, planlar falan hayran kaldım. Sonra yazar kitaba şarkı yazıldığından bahsetti, daha da güzelleşti, merak ettim kitabı.
Geldikten biraz sonra okudum ve kitabın akıcılığına hayran kaldım ama ondan önce konusu çok iyiydi.



Bir sabah hafızanızda büyük bir boşlukla uyandığınızı hayal edin…
Ece için hayat artık geri dönülmez bir yolculuğa dönüşmüştür. Onun için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Anımsadığı tek şey annesidir. Anıları silinmiş, annesinin izleri sonsuz karanlıkta kaybolmuştur. Ece, annesinin izini sürerken kendini zamanın gölgeli geçitlerinde ve karanlık sırlarla dolu bir kaçışın içinde bulur. Bu süre içerisinde tek güvendiği ve destekçisi olan sevgilisi Çağatay’dır. Giderek büyüyen sırrın derinliklerinde ikisi birden kaybolmak üzeredir. Gerçekliğin ve yaşamın sınırlarında yaşanan bu yolculukta aşk ve tehlike iç içedir.
Sezin Karameşe yeni romanı Yıldıza Dokunmak ile okuru, kayıp anılarla imkânsız seçimlerin yer aldığı ve aşkın sınandığı bir serüvene davet ediyor. Hayal ve gerçek, yin-yang misali bir bütünlüğe kavuşuyor.
Geçmişin Gölgelerinden Kaçmak Mümkün Müydü?
Gerçek Dün Müydü, Bugün Müydü?


Ece 2024 yılındayken başarılı bir yasal bir hackerdır. O gün mülakat için gittiği şirketin biraz daha arip olduğunu fark eder ama çokta üstünde durmaz. Zaman sonra birkaç kişiyle bindiği asansörü bilerek durduran adam ve onun saçmaladığı söylemleriyle başbaşa kalırlar. Duyduklarına saçmalık diyen Ece bir şekilde kaçar oradan. O günden sonran ise sürekli bir kaçmak zorundadır.
2012 yılından Ece ise bir sabah uyandığında annesi gideli iki ay olmuştur ve yaşadığı hayat farklıdır. Arkadaşları, sevgilisi, izledikleri hatta okudukları, hobileride.
O günden sonra zorlu süreçler yaşasada bir şekilde adapte olur ama en çok yardımcısı unuttuğu hayatındaki sevgilisi Çağatay’dır.
Ece’nin yerinde kimse olmak istemezdi, en çok gerçekleri öğrendiğinden. O kısımları öğrenirken ki çaresizliğine çok üzüldüm. Yani yazarcağım bu nasıl bir kitap, karakter kadar bizde üzüldük.

Çağatay liseden beri tanıştığı sevgilisinin ve ilerde evleneceği kadının her zaman yanındadır. Gençliklerinden beri sevdiği kadının yanından olan Çağatay zor zamanlarında da hep onun yanından olacaktır ama gerçekler Ece kadar onuda şaşırtır ve hayatını değiştirmeye zorlar.
2012 yılını neden yazdığını kitabın devamından anlıyoruz, çünkü çiftimizin aşkı çok güzeldi ve aralarında yaşadıkları çok güzeldi. Zaten günümüzde neden bu kadar bağlı oldukların böylece anlamış oluyoruz.
O yüzden Çağatay seni çok sevdimm.


Tabii ki kötü karakterlerimiz vardı, hele en son çıkan bir karakter var ki tam dayaklıktı resmen. Onu okuyanlar anladı. Spoiler olarak yazmak istemiyorum ama yani Ece’ye o kadar büyük haksızlık yapıldı ki tam çıldırmalık resmen.
Bu yüzdendir o kısımları okurken kesinlikle ikinci kitabın gelmesi gerek dedim. Bu konu hakkından birazdan bahsedeceğim. :)
Diğer karakterlerden Ece’nin babasına şok oldum ama onunda mevzusu başkaymış.
Ve bir tane adam vardı, ona neden bir şey olmadı aklım almıyor. Artık ikinci kitapta öğrenecek gibiyiz, bakalım.


Kitabın akıcılığı, konusu çok güzeldi. Konuya çok değinmek istemiyorum sürprizi kaçmasın diye. Normalde açık açık yazmak isterdim ama yok ya siz okuyun öyle öğrenin.
Kitaptaki tek sıkıntı kaçma mevzularının aşırı uzaması. Yani sürekli kaçması ve bu süreçte bir şeyin olmaması sıktı doğrusu. Yani ben şu kısımda bir şeyler olur derken yine kaçmaya devam ediyorlardı. Bunu uzatmasaydı daha da güzel olacaktı ama olsun yine konu gerçekten çok iyiydi.
Böyle kitapların bizde çıkması çok güzel, tabi üstünden daha çok durulmalı ama yine de bir başlangıç olduğu için inşallah böyle kitapları kendi yazarlarımızda okuruz. :)


Kitabın son sayfasını çevirip, olayların ne halde olduğunu öğrenip son yazısını görünce ulan ne oluyor dedim. Böyle bitmemeli, bitemez dedim. Ama bitmişti. Çok kızdım başka, ucu açık kitapları hiç sevmem ama yine de kendi kendimize neler olabileceğini düşünüp kendimizce son yazabilirdik. Yarındası gün instagram hesabımda kısa yorum yaparken yazarı etiketledim, o da sağ olsun cevap vermiş ve devamını yazdığını söylemiş. Çok sevindim, ben ve benim gibi okuyup bu nasıl son diyenler.
Eğer denk gelirseniz okuyun derim, hatta denk gelmeden alın ve okuyun. Ben çok sevdim, sevdiklerimide öneririm. :)



Kitaba Puanım 5/4^^





Alıntılar^^


Aslında sorun da biraz buradaydı. Ben hatırlamıyor değildim.
Yanlış hatırlıyordum.


*****


Zihnim beni hafızamın dağınık yapbozunun içine yerleştirmeye çalışıyordu ki bu kesinlikle benim hafızam değildi. Ama yine de içimden aferin kız sana Ece! diye geçirmeden de edemedim.


*****


Ne de olsa umut, <onlarca zorluğa rağmen insanlığın ilerlemesini sağlayan tek sessiz güçtü. 


*****

O bir yabancıya güvenmiyordu, bense kendi zihnime.


*****


Bilekliğindeki yıldız sembolüne bastı ve benimkini titreştirdi. "Buna her dokunduğunda, gökyüzünün bir parçasına dokunduğunu say."







Başka yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^



28 Aralık 2024 Cumartesi

Çevrim İçi//Sümeyye Demiral Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Kitabına baktığınızda böyle sakin, kendi halince bir karakter okuyacağım herhalde derken tam tersi bir karakter çıksaydı ne derdiniz?
Ben aynen öyle oldum, tasarımı, kapaktaki karakterleri görünce böyle eğlenceli ama sakinde bir kitap sandım ama bu karakterler çok başka arkadaşlar. Çoook eğlendim, iki karakterimizde birbirinden fenaydı. Hangi birine güleyim bilemedim.
Bir mesajla işler nerelere geliyor bu kitapla onu öğrenmiş olduk. :D
Eğlenceli, akıcı, kafamı dağıtsın diye benden kitap önerisi isterseniz işte bu kitap o.



Nida Azur kendi deyimiyle sıradan bir lise öğrencisi gibi görünse de küçük hayatının içinde birçok renkli detay barındırmaktadır. Bunlardan en önemlisi de sarı kulaklığıdır. Kıvırcık saçlarının arasında güneş gibi parlayan sarı kulaklığı da hayatındaki renklerden en özeli olmakla birlikte onu mutlu etmektedir. Ta ki zaten renkli hayatına bir renk daha girene dek! Bir gece ansızın telefonuna gizemli bir kişi tarafından atılan mesajla her şey değişir. Bu gizemli kişi çok uzaklarda değil, Nida’nın daima çevresinde dolanan biridir.
İşte burada Nida Azur’un renk körlüğü devreye girer! Şaka yapıyorum sanıyorsanız evet şakaydı ama bunlar sadece kaymak tabaka. Nida ve gizemli kişinin absürt, komik, tatlı ve bir o kadar da renkli hayatlarına dahil olmak isterseniz kulaklığınızı takıp onları dinlemeniz yeterli olacaktır çünkü böylesi bir düeti ilk kez duyacaksınız.


Nida okuldan eve gelmiş, yorulmuş yarın okul için hazırlanırken telefonuna telefonuna gelen mesaj ilgisini çeker. Gizli numaradan gelen mesajdaki kişiyi tanımaz ama mesajlaşmadan da geri kalmaz. Okuladan biri olduğunu anlar ama kim olduğunu bilemez. Zaten okulla çok alakası olmadığı için başkalarına da konduramaz. Bu sırada mesajlaşmalar devam eder ve o zamanlarda o kadar yardımı olur ki gizli numaranın bir anda iyi ki konuşuyoruza döner.
Tabii bu gizli numara daha fazla gizli kalmaz ve kimden mesaj geldiğini öğrenir. İlk çok şaşırır ama neden böyle bir şey yaptığını zamanlar anlar ve gizli numaranın yaptığı jestler ve iltifatlardan sonra her şey değişir.
Nida aşırı çatlak bir karakterdi, tabii daha çatlaklarını okudum ama bu da ele avuca sığmayan, yeri geldimi baya bir dobra olan Nida aşkı tanır ve onu çok sever. Oralar çok güzeldi ya, Nida güzel sevdi ama sevginin en ucunu, en acayibini yaşadılar asdfghjkl


Mustafa, nam-ı diğer gizli numara. Hoşlandığı kızın yüzüne söyleyemediği şeyleri mesajla atarak kendini alıştırma fikri mantıklı gelir ve bunu uygular. Ve istediği tam olarak olur. Artık Nida onu tanır ve rahatça konuşmaya başlar.
Ama baştan duygularını söylediği için iş sadece Nida’yı ikna etmeye kalmıştır.
Mustafa çok kafa bir karakterdi ve çok iyi aşıktı. Bayıldım aşkına, Nida’ya olan ilgisi, sözleri, o kadar beklemesi. Yani tam ideal erkek ama işte yok arkadaş, yooookkkk.
Bir Mustafa’mız olmayacak mı??? :D
Nidasu çok şanlısın kızzzz :D

Çiftimizin aileleri çok iyiydi, Mustafa’nın ailesinin çok okumuyoruz ama Nida’nın ailesi, hele annesi tam Nida’lıktı. Yani Nida kime çekmiş belli.
Bir zaman sonra şüphelendiğim şeyler olunca çok güldüm ya, cidden o kadarını beklemiyordum. Hayır bu mevzuyu Mustafa’ya söyleyince çokta şaşırmadı sdfghjk
Herkes bekliyormuş resmen. :D
Ekstra fazla karakter yoktu. Zaten genel olarak kitap çoğunlukla mesajlaşmayla geçiyor, o yüzden fazla olaya gerek yoktu. Hatta kitap bir yerde bitiyor ama yazar yeniden düzenleyip yazdığı için ek bölüm eklemiş olabilir. Wattpad’de yayınlanmış çünkü.


Yazarın kalemini seviyorum, hem dram yazıyor, hem böyle eğlenceli kitaplar. Yani bunu yazmayı herkes yapamaz. Mesela Mürekkebe Boynana Sardunya’da çok nahif bir seri, okursanız ne demek istediği anlarsınız. O yüzden böyle bir kitap yazması ilginç ama cidden çok güzel.
Bol bol eğlence olsun, kafamı dağıtsın, hemen okunsun bitsin diyorsanız tam sizlik bir kitaptı.
Ama her yaşa hitap etmez. Bunuda dipnot düşmek istiyorum, çünkü önerdiğim zaman benlik değilmiş ya derseniz üzülürüm. Çünkü karakterlerimiz liseye gidiyor, tabii zaman ilerledikçe hayatları, yaşları ilerliyor ama sona doğru. Bunu da çok okuyoruz diyemem.
Kısacası sevdiğim, eğlendiğim, okurken yer yer güldüğü absürt bir komedi kitabıydı. :)
Bu arada kendisi tek kitap ve tasarımı, kutu içeriği çok güzel. Ayracı, afişi, not defteri derken çok güzel bir kutuydu. Çok sevdim hepsini, emeği geçen herkese teşekkürler^^





Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

Durdu ve gülmeye başladı. Durmadım ve ben de eşlik ettim. Hani o bilmem kaç kuruşluk sakız fallarında çıkan dört satırlık maniler var ya? İşte onlar bizi anlatıyordu. Ben onun falında çıkmıştım.


*****


"Seni on beş yaşından beri seviyorum. On beş yaşından beri uzaktan kutluyordum doğum gününü. Şimdi on sekizine girmek üzeresin ve yanımdasın. Asıl şaka bu bence."


*****


Mustafa harika değil. O harika olamayacak kadar mükemmel.




"Kalbinin içindeyim zaten," dedim hızla.
"Kalbimin içindesin," dedi iç çekerek.


*****


Aslında hepimizin bir hikayesi vardı. Mühim olan nasıl karşılaştığımız değil, kiminle karşılaştığımızdı.


*****


"İşin garibi ne biliyor musun?" diye sorduğunda boş boş ona baktım.
"Bu saçma sapan esprileri yapmaktan hiç bıkmayacağım."






Bir yorumun daha sonuna geldik, sevgiyle kalın^^^




Buralarda da varım^^







18 Aralık 2024 Çarşamba

Saklı//Pınar Salman Kitap yorumu^^

 Selamlar^^
Bundan aylar önce sosyal medyada gördüğüm bir videodan sonra aklıma düştü bu kitap. Tam alacaktım bu sefer kitabın tasarımı değişti ve yakından ikinci kitap çıkacak dedi. Bu seferde onu bekleyeyim dedim ama baktım uygun fiyata geliyor hemen aldım ama yine baya bir beklettim kitaplıkta. Sonra takipçilerim artık ikinci kitap çıktı okusana şu kitabı diye baskı yapınca okumaya başladım.
Konusu imkansız bir aşk, bayılırımmm
Ama uygun bir imkansız aşk olacak, nedenini devamında anlayacaksınız. :)



Erva, tüm hareketlerini ve alışkanlıklarını hatta aklından geçirdiklerini ezbere bildiği Üsteğmen Doru Demir’e âşıktı.
Bir beklentisi olmadan, imkânsız olduğunu bilerek günlerini ve gecelerini ona komşu olan askeri lojmandaki tek katlı konutunda geçirirken, duvarları onu sızdırıyordu. Bazen oturup penceresinden evinin yanan ışıklarını izliyordu, bazen de sesini işitip evinin küçük mutfağından onun yakın ama uzak gelen yaşantısına dahil oluyordu.
Kimselere anlatamadığı, kendine yasakladığı bu adamı günlüğüne yazıyor ve hislerini herkesten, ondan bile saklıyordu. Doru Demir ile yalnızca günlüğünün sayfalarında buluşuyordu.
Ta ki o günlük kaybolana ve bir avuç küle dönüp içine yazılanlardan fazlasını beraberinde ortaya çıkarana kadar!


Erva ilk gördüğü anda aşık olduğunu Doru'ya daha ilk dakikadan duygularını söylemek ister en yakın arkadaşı ile çıktığını öğrendikten sonra aşkını kalbine gömüp her şeyi günlüğüne yazmaya başlar.
Bir gün günlüğünün kaybolduğunu anladığı an hayatı başına yıkılsa da artık günlük yazmak istemez.
Kapı komşusu ve babasının timinde asker olan Doru'nun her yaptığını gören Erva en çokta Ceylin'in sürekli Doru'da olmasına üzülüyor olsa da sürekli geriden izler, acısını yaşar.
Hiç ummadığı anda Doru'nun değişen hal ve hareketlerinden sonra hayatı tamamen değişecektir.
Erva'nın imkansız aşkına çok üzüldüm, okumayanlar şey zannedebilir, işte oğlanın sevgilisi var ve kız buna aşık oluyor. Hayır, ilk Erva görüyor ama cesaret edip söyleyene kadar arkadaşı açılıyor ve Doru'da kabul ediyor. Onun sebebi Doru'nun kısmında. :)
Erva'ya çok üzüldüm ama sanki bu aşk mevzusu biraz garipti. Yani Ceylin en yakın arkadaşı, Doru'ya olan aşkı da çok güzel, güzel sevdi ama kendi kendine yapmamam lazım dediklerini az buçuk yapmasına üzüldüm. Dediği gibi temiz bir ilişki, yani kimseye ihanet etmeden başlamak istedi. Tamam mevzular çoook fena ama ne bileyim biraz daha kendini geri çekebilirdi. :)
Okuyanlar ne demek istediğimi inşallah anladı. 


Doru tek başına yaşadığı lojman evinin yanındaki albayın kızıyla sadece albayının emaneti olarak görmektedir. Artık yaşının geldiğini düşünüp Ceylin ile sevgili olduğunda zamanla bir şeylerin ters gittiğini anlar.
Sonrasında Ceylin'in ortaya çıkardığı şeylerden sonra kafası karışan Doru'nun aslında yan komşusunun onu yıllardır sevdiği fark eder. O günden sonra gözlerinin içine dahi bakmadığı Erva'nın artık her şeyine dikkat eder.
Bu saniyeden sonra aşkın ve sevilmenin ne olduğunu öğrenen Doru artık Erva'dan vazgeçemez.
Şimdi bu yazınca aldatma gibi bir durum düşünebilirsiniz ama değil. Bunu bir bilin ama neden değil onu okuyunca öğrenebilirsiniz. :) Ya da ben spoiler yemeyi severim okurum derseniz birazdan yazacağım spoileri okursanız ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. :)
Doru'nun yaşadıklarını, sonradan Erva'ya gözlerine baksaydım her şey farklı olurdu demesi çok tatlıydı. O kıskanç halleri falan çok tatlıydı, severiz böyle şeyleri.
Tabii bazı sırlar ortaya çıkmadan önce çok iyi durmuyordu ama sonrasında her şey yerli yerine oturuyor.
Son kısımda çok üzüldüm kendisine ya, öyle olmak zorunda mıydı???? :(
Neyse, ben tabii ki dayanamadım ve gittik okudum devamını dfghjklş

Bu kitap aslından asker kurgusu olarak geçiyor, evet karakterlerimiz asker ama böyle olaylar falan geçmiyor. Zaten olaylar içlerinde ama ben daha çok işte Erva'nın babası albay olduğu için böyle doğuda olacaklarını, apartmanlı lojmanlar falan diye düşünürken aslında kitabımız İzmir'de geçiyor ve apartmandan ziyade bahçeli evler. Yani kafamda o kısımları hayal etmek biraz zor oldu çünkü kendimi apartmana odaklamıştım ne alakaysa fghjkl
Sonrasında timde olan herkesin orada yaşaması, Erva'nın kuzeninin de askerle evlenmesi güzeldi ama bu timi sürekli yan yana görmek isterdim. Tamam eğleniyorlar, sürekli yiyorlar içiyorlar ama daha çok bir arada görmek isterdim. Bundan önce Gökçen'i okudum ve sürekli diğer karakteri de okuduğumuz için bunda da onu bekledim ama değildi. İkinci farklı askeri kurgum olduğu için az da olsa kıyaslama yapılabiliyorum.


Genel olarak geröekten sevdim, o imkansız haller falan çok hoşuma gitti. Sonuçta devamından olacaklarını biliyoruz, biraz kıskançlık vs olsa güzel olmaz mı?
Bir de ben şey sandım, Doru Erva'yı seviyor ama albayın kızı diye açılamıyor. Doru Erva'dan bihaber. O yüzden öyle bir mevzusu hemen siliyoruz tabii. Ama dediği gibi gözlerine bir baksa her şey değişecek ki Erva günlüğünde sürekli beni tersliyor, ben planlara dahil olmadığım ya da Ceylin üzüldüğü zaman bana kızıyor falan demişti. O yüzden bir şey diyemiyoruz, zaten Doru sürekli kendisi şey diyor her şey farklı olabilir, hiç engel olmadan görüşebiliriz falan diyordu. İşte kitap olunca farklı oluyor her şey.

Kitap akıyor gidiyor, bu mevzuyu sevdim. Yazarın kalemini beğendim ama mantık hataları çok vardı. Mesela sürekli Doru ve Erva birbirlerinin evi sallana sallana gitmesi çok saçma. Yani gizli saklı iş derken bir anda her şeyin ortaya çıkması yani çok rahatlardı kısacası. Bunlar mantık hatasıydı. Hele düğün sahnesi sdfghjk La hiç kimse mi korkmuyorsunuz, çekinmiyorsunuz? :D
Yine de o aralarındaki çekim, iletişim, yakınlaşmalar o kadar güzeldi ki çok takılmıyoruz bu durumlara. :D Aile mevzularından Doru'ya aşırı üzüldüm ki şimdide yaşadıkları kolay değil. O kısımların ya üstünde dursalardı ya da hiç yazmasaydı yazar. Tamam bir sebep lazım ama bu sebepte aşırı garip.
Konuda da dediği gibi Doru Erva'nın günlüğünü buluyor, o kısımları okurken aklıma Hatırla Sevgili geldi. Karakterimiz Ahmet de Yasemin'in günlüğünü buluyor, okuyor aşık oluyor falan. Şak diye aşık olmasını garipsemememin nedeni sıkı bir Hatırla Sevgili izleyicisi olarak bu mevzunun .ok hoşuma gitmesi. Tabii Doru Ahmet gibi değil, Ahmet Fransız nişanlısını bu yüzden bırakmıştı, yazık be.
Erva'nın iş mevzusuda garipti ya. Öğretmen mi? Araba işinde mi belli değil. Zaten izin zamanında ne olduysa oluyor. Bir de gecenin ikisinde, üçünde yemek yemek nedir yav sdfghjkl O sırada tost yaparsınız, en fazla yumurta yersiniz bunlar et sote yapıyor sdfghjkl
Komikti.



-Spoiler başlangıcı-

Şimdi son kısımdan başlayayım, Erva tehdit yüzünden kabul etmek zorunda kalıyor ama arkadaşım bunu gizlice yapsanıza, bu seferde siz Ceylin'e oyun oynayın. Ne öyle günlükleri yaz, bir gün öncesinden neredeyse başka şeyler olsun derken aslından ben günlükteki adama aşığım demek ne yav?
Doru canım nasıl inandı ama devam kitabından bazı şeyler öğreniliyor.
Ceylin mevzusu o kadar saçma ki, yani evet suçlu, Doru bu yüzden onunla takılıyor ama isteseler bir şekilde bu iş biter ama yapmıyorlar. Bu hususta aşırı hayal kırıklığı oldu. Hayır Erva'nın babası da bunlar gibi düşünüp olayı saçma hale getirdiler. Bakalım ikinci kitapta ne olacak, sonuçta Ceylin'in bildiklerini öğrendiler. İnşallah saçmalamaz.

-Spoiler Bitişi-


Uzun bir yorum oldu ama sanki yazmadığım şeyler var gibi. Hem sevdiğimden hem de hatalar bulduğumdan böyle yorum oldu. Çok sevdim aslında, beklentimin altında kalmadı, çok fazla bir beklentim yoktu zaten. Sevdiğim şeyde zaten imkansız aşktı, onu da güzel okudum. :D
Böyle kitaplara aşığım ne yapayım. :D
Devam kitapları merakla bekliyorum, zaten aldım geldi ama büyük ihtimalle üçüncü kitabın çıkmasına yakın okumayı planlıyorum inşallah. Bunun devamını bekledim, onu da bekleyeyim.
Bu tarz kitapları seviyorsanız öneriyorum, dramda var ama en çok aşk...<3




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

Doru çıkıp gittikten hemen sonra araladım gözlerimi. Kimse anlamadı ondan kaçtığımı, sakındığımı ve onu çok özlediğimi.


*****


"...Kalbimi ateşe verdim nugün, orayı tüm benliğinle doldurdun insafsız. Şimdi orada bana bile yer kalmadı."


*****


Elimi kolumu başlayan engellere kin tutmaya başladığımda anlamıştım ona tutulduğumu.


*****

Sevmeyi bilmeyen bir adamken böylesine sevilince aptala dönüyordun.


*****

"...Hiçbir şeyden korkmayan ben, bir çift yeşil gözden korkmuşum..."






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^





Buralarda da varım^^