22 Temmuz 2025 Salı

Bir Adım Arkanda//Mark Edwards Kitap Yorumu^^

 Selam^^
Bu sefer çok farklı bir kitapla geldim. Normalde ben ne gerilim ne de polisiye okuyan biriyim. Beni aşırı gerer ve psikolojik olarak çok tercih ettiğim bir tür değil ama yayınevinden okumak için gönderilince arada gerilim okumak lazım deyip kabul ettim. Yani psikolojik olarak beni çok germese inanın ben gerilim okuruyum. Okumam falan dedim ama bir türlü kitabı elimden bırakamadım. İkiz sürekli gelip, beni kitap okurken görünce yeter bırak şu kitabı ya da çok sevdin herhalde bırakamadın elinden deyip durdu.
Bir evet sevdim, iki kitap o kadar akıcıydı ve heyecanlıydı ki devamından neler olacak diye gerçekten çok merak ettim.


 Avrupa'yı trenle dolaşmaya karar veren Daniel ve Laura çifti için başta her şey bir rüya gibidir. Bu yolculuk, ilişkilerini daha da güçlendirecek, onlara unutamayacağı güzel anılar bırakacaktır. Ta ki yanlış trene binip yanlış durakta inene kadar... Geri dönüş yolunu aradıkları ormanın derinliklerinde şahit oldukları o korkunç olay, yalnızca tatillerini değil, tüm hayatlarını paramparça eder. Gerçek karanlık onları ele geçirmiştir. Evlerine bir şekilde geri dönmeyi başarırlar ama o geceden kimseye ama kimseye söz etmezler. Geçmişi arkalarında bırakmak ve tüm bu olanları bir an önce unutmak istiyorlardır. Oysaki geçmiş arkalarında kalmamıştır. Tüm o vahşet, kapının arkasına saklanmış bir hâlde, evlerinde onları beklemektedir. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. 

Karakter yorumlamamı ayrı ayrı yapmayı düşünmüyorum, buradan detaylı yorum yazarak devam edeceğim. 
Başlangıçta çiftimizi avrupa seyahatinden görüyoruz ve çok heyecanlılar. Bindikleri treni ne yazık Daniel yatılı vagon almadığı için işler karışıyor ve trenden atılıyorlar. Burası spoiler olur diye geçiyorum.
Gecenin bir vakti, her yer karanlık ve tek gidiş yerleri tren rayları. Bazı sebepler yüzünden ormanın içine girip, terk edilmiş bir ev ve çığlıkları duyunca cesaret edip bakmaya giderler ama o günden sonra hayatları eskisi gibi olmaz.
Buradan sonra gerçekten hayatları hiç önce ki gibi olmuyor, çünkü gördükleri şey çok hayatlarının her alanını etkileyecek türde ve bize bir yere kadar ne gördüklerini bilmiyoruz.
Bu kısmı çok merak ettim, Daniel bir şekilde kafasını toplasada Laura'nın çok kötü olması acaba ne gördü, oradan neden hiç bahsetmiyorlar ve neden bu haldeler?
Bu kısımlar gerçekten çok merak edilesiydi. Daniel ne kadar çabalasa da Laura'nın adım atmaması ve garip davranması daha da gerdi beni.


Kitabı hem birkaç karakterin gözünden okuyoruz ama en çok Daniel'in. Bir karakterin gözünden okumamız beni çok üzdü ve bir yerlerde, bizim bilmediğimiz, görmediğimiz şekilde bunların olduğuna çok eminim.
Yakınımızda çoluk, çocuk demeden öld*renleri görüyoruz, Allah bilir arka planda neler neler var. Benim bazı insanlar için ümidim hiç kalmadı, o tür insanlarından bunlar beklenir ki zaten olaylar ortaya çıktığından nereden geldiğini, neden böyle olduğunu anlıyoruz. 
Kısacası olma olasılığı çok yüksek olan şeyi yazmış yazar.

Genel olarak sevdim, yazdığım gibi çok heyecanlıydı ve belli bir yere kadar acaba karakterler hayal mi görüyor falan dedim. Genelde travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle kafalar karışabilir dedim.
Peki öyle miydi? İşte onun cevabı kitapta, çünkü iki karakterlerimizin de çok farklı duygusal çöküntüsü vardı.
Birkaç karakter için çok üzüldüm, bir de en son öğrendiğim sırdan sonra o mevzu olmamalıydı. Karakterlerimizin en baştan beri sıkıntısı olaylara kendilerinin durup inanması.
O kısmı yazar daha farklı yazabilirdi mesela. Buralar çok fazla üstünde durulmamış gibi yazılmış geldi bana, basit kalmıştı. Bu yüzden sürekli gerilim okuyan okurlar için birazcık basit kaçabilir ama genel olarak heyecanlı olması onlarında ilgisini çekebilir tabii.


Kısa, hemen okunan ve akan bir kitaptı. İlk elime aldığımda hemen okumayı düşünmüyordum ama o sıra çay için abimleri beklerken baya bir okumuş oldum ve elimden bırakamadım.
Gerilim tarzı kitapları sevenlere öneriyorum ama beklentinizi çok yüksek tutmayın. Daha iyi gerilim kitapları okumuşsunuzdur, o yüzden çok beklentinizi karşılamaz ama kendini de okutur. ;)
Kitapta yetişkin içeriz azdı ama bazı durumlardan dolayı yetişkin içerik ibaresi konulmuş. Ona göre okumanızı tavsiye ederim. ;)



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Ama anlamayacakları bir şey vardı; kendimi bir denizde boğuluyor gibi hissediyordum ve tutunabileceğim tek şey Laura'ydı.


*****


"Gerçekten biraz dışarı çıkmalısın, Dan. Berbat görünüyorsun. Ayrıca biraz delirmiş gibi davranıyorsun. Bir şeyleri de unutuyorsun."
"Belki de öyleyim."
"Belki de, ne?"
"Deli."






Diğer yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



21 Temmuz 2025 Pazartesi

Yürüyen Şato//Diana Wynne Jones Kitap&Film Yorumu^^

 Selamlar^^
Sonunda o çok meak ettiğim kitap ve filmi izledim^^ Aslında biraz İkizimin zoruyla erkene aldım. O ilk başta filmini izleyip benim filmim demişti. Sonra çok pahalı diye ikinci el bulduk aldık, yine ilk İkiz okudu ve filmle farklı olduğunu söyledi ama ısrarla filmi izle dedi. Ben de kitabı okumadan izlemem deyince sonunda, şükür okudum. Hemen filminide izledim.
Çok güzeldi film, kitapta güzeldi. Farklı mıydı? Çoğu şey aynıydı ama farklılıklar vardı. Peki bunlara gerek var mıydı? Sanmıyorum. Keşke kitap gibi olsaydı dediğim yerler oldu. O filmdeki savaş mevzusu bence aşırı saçmaydı ama kitaba bakınca bu seferde çok sönüktü mevzu ilgi çekici şeyler olmalıydı.
Yine de okuduğuma memnunum. 
Kitap yorumunu fazla tutmayacağım, daha çok filmden devam edeceğim^^




Azıcık konusundan bahsedip filme geçeyim^^
Sophie üvey annesi ve kardeşleri ile şapkacı dükkanı işletirler. Bir gün üvey annesi kızlarının daha iyi bir geleceğe sahip olmasını istediğinden başka yerlere çalışmaya gönderir ama Sophie dükkanda kalır. Yine bir gün üvey annesinin aslında kendisinin kzandığı parayı Sophie'ye vermeden yediğini söyleyen biriyle karşılaşır ve dükkana gittiğinden büyük abla olmasından yakınır.
O sırada Çöl Cadısı bazı sebeplerden dolayı Sophie'ye büyü yaparak yaşlandırır. Sophie'de dükkanda duramayacağını anladığı an dışarı çıkıp büyüyü bozmak için arayışa girer. İşte o zaman yürüyen şato ile tanışır.


Filmde de aynısı oluyor, aynı şekilde büyü sebebiyle yaşlanıyor ve yürüyen şatoya sığınıyor.
Buradan sonra spoiler olacağı için filmi izlemeyenler okumadan geçsin derim.
Ama ufak bir öneri yapacak olursam kitabı okuyup filmi izleyin ama ben okumayı düşünmüyorum derseniz o zaman filmi izlemelisiniz^^


Resimler^^



Bu kısımda Howl ile tanışıyor Sophie, bu yüzden zaten yaşlanıyor.
Ama dolaylı yoldan Howl'un sebebi oluyor.



Çok çirkindi yaaa :D Film ilerledikçe birazcık gençleşiyordu, o zaman daha iyiydi. :D


Rengarenkli Howl :)



Ben filmdeki korkuluğu daha çok sevdim ki sevilmeyecek gibi değildi.
Kitapta da başka sebepleri vardı ama buradaki farklıydı işte.


Ve ateşimiz, şatoyu yürüten Calcifer.
Ne kadar aksi bir ateş olsa da Sophie'nin en iyi arkadaşı oldu bence.
Filmde o odunları kendine çekmesi yok mu bayıldımmm :D



Ve Michael. Howl'un sağ kolu ve yardımcısı^^
Neden filmdeki Michael kitaptaki gibi değildi anlamadım, olsaydı ne güzel olurdu. Sonuçta kitapta baya etkili olmuştu olaylara. :)


Ve Howl'un neden böyle olduğuna anlam veremedim. Tamam kitapta başka durumlar vardı ama ne bileyim bu da olmamıştı sanki. Ben bu halini çok sevemedim açıkçası.






Gifler^^



Kitapta büyük abla mevzusu olsa da filmde çirkin olma mevzusu vardı. Bence çokta gerek yoktu bu çirkinlik mevzusuna. Acaba o yüzden mi yaşlı hali daha çok çirkindi. :D





Animeleri bu yüzden çok seviyorum, rengarenk^^






Bu sahne çok iyiydi yaaa :D


Kız Sophie çok badireler atlattın ama en kıyak adamı da kaptın, hadi yine iyisin. :D
Filmdeki en sevdiğim şeyde Sophie'nin geceleri genç haline dönmesi ve bunu Howl'un görmesiydi. 
Kitapta Howl en sonunda Sophie'ye diyor ki ben her şeyin farkındaydım, sürekli dışarı çıkmamın sebebi senin büyünü bozacak bir şeyler bulmaktı.
Ama filmde kraliçenin Howl'un teslim olmasını istemesiyle işler karışıyor ve Sophie'yi geçtim kadın resmen ülkeye savaş açmıştı. Ama kitapta mesela burada geçen o kraliçe büyücü oluyor ve o da çöl cadısının büyüsünden zarar görüyor.
Kısacası bunlar çok karışık. :D



Yeni yürüyen şato çooook güzel değil miydi??


Harika bir başyapıt diyebiliriz, o çizimler ki bu mevzuları bilenler Hayao Miyazaki'nin en son ki yapay zekayı çok tercih etmediği, karşı geldiğini söylediğini okumuştum. Haklıda. Düşünsenize o kadar emek vererek ne filmler yapılıyor ama yapay zeka iki dakikada çizimi eline veriyor.
Haklı adam.
Yine de eserleri çok güzel, hepsini inşallah izlemek istiyorum. :)






Bir yorum daha böylece biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^











14 Temmuz 2025 Pazartesi

Haziran Ayı Raporu^^

 Selamlar^^
Bu ay geç kalmadan hemen Haziran Ayı raporunu yazayım dedim.
Diğer aylara göre Haziran ayı yavaş geçmedi mi sizce de?
Bence öyle, yani bakıyorsun dolu dolu bir ay olmuş çok şükür. Tabii bu kitap okumamada yansıdı. Geçen aylara göre daha iyi okudum maşallah. Darısı Temmuz ayının başına. :D

İlk olarak kitaplar^^

Revista'yı çok sevdim, onun yanında Bir Adım Arkanda kitabı da güzeldi ama bunların yanında hiç beğenmediğim kitaplarda okudum.
Konuları ne kadar güzelse kendileri o kadar köt.. diyemeyeceğim emek var, iyi değildi işte. :D
Bununla ilgili yorum yapmıştım, okumak için tık tık^^


Gazetelerden çıkan bulmacaları çözmeyi severim, şimdide dergileri geliyor öyle çözmeye çalışıyorum. Ve ben Sukodu çözmeyi yeni öğrendim, çok eğlenceliymiş, bayıldımmm
Tabii çengel bulmacanın birçok çeşidi varmış, onları da öğrendim. 



Ben çocuk kitapları okuruyum, sen seversin sevmezsin beni ilgilendirmez dfghjklş
Bu kitaplarda ekstra sevilecek kitapları, okudum. :)



Dergilerin arka planlarını ve kaosu, entrikayı seviyorsanız işte size o kitap^^ Haziran ayının sevdiğim sayılı kitaplarından biri. :)




Dizi olarak sonunda bu diziyi bitirdim diyebilirdim ama taa Temmuz ayına uzadı dfghjk Yani aşk ve entrika severim ama bu dizi dozu o kadar abartmış ki gına geldi entrikada. Ben kimyası uyan çiftleri böyle toplasan yarım bölüm olacak şekilde izlemek istemiyorum arkadaş.



Yazın klasikleşen dizisi Aşk-ı Memnu başladı tabii ki. Hafta içi her gün saat 16:30'da yayınlanıyor. Kışın içinde bitirdiğimi biliyorsunuz. Ne kadar baştan sonuna kadar izlesem de yine izlettiriyor kendini. Böyle sinir stres atmak için izlemeye birebir. Her karaktere bir posta yağdırıyorsunuz sdfghjklşi





Yıllar önce sürekli dinlediğimiz şarkıları bir daha dinlediğimiz zaman o anılar canlanıyor ya işte Msutafa Ceceli'nin şarkıları tamda böyle. Hepsinin bir anısı var ve şu an yeni şarkıları eskiler gibi değil.
Bu albümden de Islak İmza denk gelmişti, onunla beraber Dön, Unutamam falan hepsini çalma listeme ekledim. :)


Blog konusunda da çok iyi bit aydı Haziran, istediğimden fazla yazı yazamadım ama buna da şükür diyelim. :)
Eveeet, bir ay raporu da böyleydi. Haziran'da bazen kazak giydik, bir türlü ısınmadı havalar ama şu an çoook sıcak. Yine de buna da şükür kimseye bir sıkıntı olmadı sürece. :)




Temmuz ayının daha da güzel ve verimli geçmesi duası ile sevgiyle kalın^^










8 Temmuz 2025 Salı

İrlanda&İskoçya Temalı Kitaplar ve Filmler//Blogları Canlandırma Projesi Haziran Ayı^^

 Selamlar^^
BCP için Haziran ayı temamızın için İrlanda&İskoçya teması vardı(ben önermiş olabilirim +_+). İki ülkede Avrupa'da gitmek istediğim ülkelerdendir ama en çok İrlanda. En son karpuzun sembolü olan yere olan destekleri konusunda İrlanda benim gözümde dünyada en iyi ülke konumuna geldi. İskoçya ise etekleriyle meşhur ülke ve bunu kitap, film konusunda hiç çekinmeden gösteriyorlar. O da öyle dikkatimi çekiyor(komik) ama ülkelerin en güzel tarafı yemyeşil olmaları...


 İlk filmlerden bahsedeceğim, kitap çok yok çünkü. :)
Filmlerin tamamı İrlanda'da ya da İskoçya'da geçmiyor, ufacıkta olsa oralarda geçen filmler^^ Bunuda dipnot olarak düşeyim dedim. :)



Bu film İrlanda'yı en iyi şekilde gösteren filmdi. İrlanda Rüyası ismi.
Hem romantik, hem fantastik gibi gibi bir film. Öneririm. ;)



Bu filmi de baya severim.
Karakterlerimizin yolu bir şekilde İskoçya'ya gidiyorlar. Azıcıkta geçse o kadar güzeldi ki, bayıldımmm
Filmde çok güzel bu arada. ;)



Yıllar önce izlediğim güzel filmlerden biri.
Yine ülkenin güzelliklerini biz gösteren filmlerden. Zaten bu ülkelerde çekip göstermemek ayıp olurdu yaa. :)



Bu film serisini izlemiştim ama ilk filmde tatile gittikleri yerin İrlanda olduğunu bilmiyordum. :)
Bu filmin Gurur ve Önyargı uyarlaması olması kalbimi kırsa da yine de güzel film. :)




Hyun Bin'in Crash Landing On You dizide bu ülkelerde geçiyor sanıyordum ama o İsviçre'de geçiyormuş. Yine de öneririm. ;)




Kitaplarda aklıma gelenleri yazacağım. :)
Genelde Historical kitaplar İskoçya'da geçiyor ve seveni çok. Hatta iskoç etekleri giyen erkek figürleri kapakları süslüyor. :D Hemen birkaç örnek. :D



Neden etekleri tam anlamıyla göstermemişler yaa :D
Hiçbirini okumadım bu arada, çok okumam zaten ama eskidende İskoç kitaplarını okumadım diye hatırlıyorum. :D




Bu kitabı da okumadım ama Francesca'nın İskoçya'ya gelin gittiğini biliyorum. :D
Tabii dizide umarım yapmak istediklerinden vazgeçerler, iğrenç dizi ekibi. -_-




Bu kitabı okuyun!!!
Hem çok güzeldi hem de kendileri İrlanda'da geçiyor.
Filmler gibi olmasa da okuduğumda resmen gözümde canlandı İrlanda <3




Bu kitabı hiççç sevmemiş olsam da hem İskoçya'da geçiyor hem de karakterler etek giyiyor asdfghjk Hatta İskoçya kraliyetinde geçiyor, o da güzeldi ama yazar hiççç güzel yazmamıştı.





Okuduğum ya da aklıma gelenler böyleydi.
Sizin okuduğunuz ya da izlediğiniz film-dizi ya da kitap varda isim beklerim^^
Filmler romantik ya da romcom olursa sevinirim. :D Bu benim isteğim ama siz başka önerilerde bulunun. :)





Temmuz ayı temamız Ağaç, Orman, Deniz ve Çocuk. 
Her zaman bekleriz, diğer BCP yazılarım için tık tık^^





Diğer yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^