21 Ocak 2025 Salı

Yıldıza Dokunmak//Sezin Karameşe Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
2024 yılında okuyup, 2025 yılında yorumunu yaptığım kitapla geldim. Bu sene hedeflerimden biri blogda bolca yazı yazmak ama şu gün olmuş daha yeni yorum yazıyorum iyi mi? Hatta kitap yorumu yazıyorum, Allah bilir ne zaman düzenleyip yayımlayacağım. :D
Kitabımızın ilk duyurusu yapılınca yazarın hazırladığı videoya denk geldim. O kadar iyiydi ki, yani o süreç, planlar falan hayran kaldım. Sonra yazar kitaba şarkı yazıldığından bahsetti, daha da güzelleşti, merak ettim kitabı.
Geldikten biraz sonra okudum ve kitabın akıcılığına hayran kaldım ama ondan önce konusu çok iyiydi.



Bir sabah hafızanızda büyük bir boşlukla uyandığınızı hayal edin…
Ece için hayat artık geri dönülmez bir yolculuğa dönüşmüştür. Onun için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Anımsadığı tek şey annesidir. Anıları silinmiş, annesinin izleri sonsuz karanlıkta kaybolmuştur. Ece, annesinin izini sürerken kendini zamanın gölgeli geçitlerinde ve karanlık sırlarla dolu bir kaçışın içinde bulur. Bu süre içerisinde tek güvendiği ve destekçisi olan sevgilisi Çağatay’dır. Giderek büyüyen sırrın derinliklerinde ikisi birden kaybolmak üzeredir. Gerçekliğin ve yaşamın sınırlarında yaşanan bu yolculukta aşk ve tehlike iç içedir.
Sezin Karameşe yeni romanı Yıldıza Dokunmak ile okuru, kayıp anılarla imkânsız seçimlerin yer aldığı ve aşkın sınandığı bir serüvene davet ediyor. Hayal ve gerçek, yin-yang misali bir bütünlüğe kavuşuyor.
Geçmişin Gölgelerinden Kaçmak Mümkün Müydü?
Gerçek Dün Müydü, Bugün Müydü?


Ece 2024 yılındayken başarılı bir yasal bir hackerdır. O gün mülakat için gittiği şirketin biraz daha arip olduğunu fark eder ama çokta üstünde durmaz. Zaman sonra birkaç kişiyle bindiği asansörü bilerek durduran adam ve onun saçmaladığı söylemleriyle başbaşa kalırlar. Duyduklarına saçmalık diyen Ece bir şekilde kaçar oradan. O günden sonran ise sürekli bir kaçmak zorundadır.
2012 yılından Ece ise bir sabah uyandığında annesi gideli iki ay olmuştur ve yaşadığı hayat farklıdır. Arkadaşları, sevgilisi, izledikleri hatta okudukları, hobileride.
O günden sonra zorlu süreçler yaşasada bir şekilde adapte olur ama en çok yardımcısı unuttuğu hayatındaki sevgilisi Çağatay’dır.
Ece’nin yerinde kimse olmak istemezdi, en çok gerçekleri öğrendiğinden. O kısımları öğrenirken ki çaresizliğine çok üzüldüm. Yani yazarcağım bu nasıl bir kitap, karakter kadar bizde üzüldük.

Çağatay liseden beri tanıştığı sevgilisinin ve ilerde evleneceği kadının her zaman yanındadır. Gençliklerinden beri sevdiği kadının yanından olan Çağatay zor zamanlarında da hep onun yanından olacaktır ama gerçekler Ece kadar onuda şaşırtır ve hayatını değiştirmeye zorlar.
2012 yılını neden yazdığını kitabın devamından anlıyoruz, çünkü çiftimizin aşkı çok güzeldi ve aralarında yaşadıkları çok güzeldi. Zaten günümüzde neden bu kadar bağlı oldukların böylece anlamış oluyoruz.
O yüzden Çağatay seni çok sevdimm.


Tabii ki kötü karakterlerimiz vardı, hele en son çıkan bir karakter var ki tam dayaklıktı resmen. Onu okuyanlar anladı. Spoiler olarak yazmak istemiyorum ama yani Ece’ye o kadar büyük haksızlık yapıldı ki tam çıldırmalık resmen.
Bu yüzdendir o kısımları okurken kesinlikle ikinci kitabın gelmesi gerek dedim. Bu konu hakkından birazdan bahsedeceğim. :)
Diğer karakterlerden Ece’nin babasına şok oldum ama onunda mevzusu başkaymış.
Ve bir tane adam vardı, ona neden bir şey olmadı aklım almıyor. Artık ikinci kitapta öğrenecek gibiyiz, bakalım.


Kitabın akıcılığı, konusu çok güzeldi. Konuya çok değinmek istemiyorum sürprizi kaçmasın diye. Normalde açık açık yazmak isterdim ama yok ya siz okuyun öyle öğrenin.
Kitaptaki tek sıkıntı kaçma mevzularının aşırı uzaması. Yani sürekli kaçması ve bu süreçte bir şeyin olmaması sıktı doğrusu. Yani ben şu kısımda bir şeyler olur derken yine kaçmaya devam ediyorlardı. Bunu uzatmasaydı daha da güzel olacaktı ama olsun yine konu gerçekten çok iyiydi.
Böyle kitapların bizde çıkması çok güzel, tabi üstünden daha çok durulmalı ama yine de bir başlangıç olduğu için inşallah böyle kitapları kendi yazarlarımızda okuruz. :)


Kitabın son sayfasını çevirip, olayların ne halde olduğunu öğrenip son yazısını görünce ulan ne oluyor dedim. Böyle bitmemeli, bitemez dedim. Ama bitmişti. Çok kızdım başka, ucu açık kitapları hiç sevmem ama yine de kendi kendimize neler olabileceğini düşünüp kendimizce son yazabilirdik. Yarındası gün instagram hesabımda kısa yorum yaparken yazarı etiketledim, o da sağ olsun cevap vermiş ve devamını yazdığını söylemiş. Çok sevindim, ben ve benim gibi okuyup bu nasıl son diyenler.
Eğer denk gelirseniz okuyun derim, hatta denk gelmeden alın ve okuyun. Ben çok sevdim, sevdiklerimide öneririm. :)



Kitaba Puanım 5/4^^





Alıntılar^^


Aslında sorun da biraz buradaydı. Ben hatırlamıyor değildim.
Yanlış hatırlıyordum.


*****


Zihnim beni hafızamın dağınık yapbozunun içine yerleştirmeye çalışıyordu ki bu kesinlikle benim hafızam değildi. Ama yine de içimden aferin kız sana Ece! diye geçirmeden de edemedim.


*****


Ne de olsa umut, <onlarca zorluğa rağmen insanlığın ilerlemesini sağlayan tek sessiz güçtü. 


*****

O bir yabancıya güvenmiyordu, bense kendi zihnime.


*****


Bilekliğindeki yıldız sembolüne bastı ve benimkini titreştirdi. "Buna her dokunduğunda, gökyüzünün bir parçasına dokunduğunu say."







Başka yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^



11 Ocak 2025 Cumartesi

Kırık Bir Kalp//Stephanie Garber Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yılın son ayında hedefi tutturmuş olsamda hızla kitap okumaya devam ediyorum. Caraval serisinden sonra bu seride çıktığında almaya başladım. O seriye hayranım, ikinci kitap hariç çok severim. Evreni o kadar güzeldi ki böyle bir kitap, evren okumamıştım.
O yüzden yazarın yeri ben de ayrı. Aslında Caraval serimiz bitti ama kitapta bir karakterimiz var ki ona kesinlikle bir kitap olmalıydı ve sağ olsun yazarımız bunu bilerek gerekeni yapmış.
Kupa prensimizin serisi var ben ilk kitabı okudum^^
Bundan sonra Caraval serisini okumadıysanız yorumun devamını geçiniz. Ama şunu söyleyebilirim ki çok güzel bir seri, okumadan geçmeyinnn :)


Evangeline Fox babasının antika dükkânında, sonsuz mutluluk vaat eden peri masallarıyla ve kalbi atmayan, öldürücü öpücüğüyle meşhur Kupa Prensi gibi efsanelerle büyümüştü. Günlerden bir gün, hayatının aşkının başka biriyle evlenmek üzere olduğunu öğrendiğinde, çareyi Kupa Prensi’nden yardım dilemekte buldu. 
Prens ondan üç öpücük istedi… Ve olaylar gelişti…
Sonsuza dek mutlu olmak için neleri feda edersin?

Evageline babasının antika dükkanında çalışan, kendi halinde bir genç kızdır. Uzun yıllardır beraber olduğu erkek arkadaşı üvey kız kardeşiyle birden evlenme kararı alınca işler karışıyor tabii. Kader tanrısından yardım isterken ama öyle bir hak olur ki keşke istemeseydi der.
Evan diye kısa söyleyeceğim, esas ismi çok uzun. :D
Verdiği kararları sonucunda başı çok derde girdi ama ne derler bilirsiniz her şerde bir hayır. ;)
Bu sayede kupa prensimizle tanışıyor ama kafasından kurup ve bunları inanması beni dellendirdi.
Yoksa sevdiğim bir karakter oldu, cesur karakterleri severimm^^
Ama bakalım ikinci kitapta neler yapacak.
Bu arada saf oluşu beni benden aldı, en çokta bazı karakterler için yok ya yapmaz demesi sdfghjklş


Kupa prensimizin kalbi kırık ve ona gelen dilekleri bir şekilde yerine getirmeye çalışıyor. Bir gün Eva' gelince onada yardım eder ama tabii ki de karşılığı vardır. Üç öpücük karşılığında istediğini yapacaktır.
Valla kupa prensini, yani Jacks'in sebebi ne anlamadım gitti. Yani Evan'a kızıyorum ama ya gerçekse??
İşte o zaman sebeplerini öğreniriz ama önce ikinci kitabı okumam lazım. :D
Şu güneş doğana kadar beklemeleri gereken yerde kendine sahip çıkmasına bayıldımmm, bayıldımmmm
Bu kitapta öyle aşk dolu sahneler yoktu, hatta şu anlık aşkta yoktu ama Jacks ve Evan'ın enerjisi ve kimyası çok güzeldi. Aşk olmasa da bayıldımmm💓
Umarım Jacks hayal kırıklığı yaşatmaz bizelere. :)

Diğer karakterlerde sadece bir kişi bizi sinir ediyor, diğerleri şu an pek ortada yok, yani kitapta çok söz hakkı olan karakter yok. Olanlarda zaten belliydi. Devam kitaplarda olurlar mı onu okuyunca göreceğiz. :)
Tabii ki Caraval serisinden kız kardeşlerimizi görüyoruz, Tella yine bildiğimiz gibi, Scarlett’da öyle ama bakalım devamında görcek miyiz?
Çok hoş olmaz mıydı?
Kitapta geçen gazete ve onların manşetleri çok olay değil miydi? :D Bir de Prensimiz var başka, onu da devamında görecek gibiyiz ama nasıl tepki verecek aşırı merak ettim. :O


Yazarın kalemine hayranım, o yüzden okumak için sabırsızdım ve bekledimi buldum. Yukarıda da dediğim gibi kitapta çok bir aşk yoktu, büyük ihtimalle devamında olacak gibi ama ben ona rağmen gerçekten kitabı çok sevdim, ki beni bilenler bilir aşksız kitaplardan, dizilerden hoşlanmam. Tabii burada da kimya vardı, olmasaydı da severdim diye düşünüyorum.
Evren güzel işte, ablamız gerçekten güzel yazıyor. Ama arkadaşlar bu kapaklar ve tasarım nedir??
Dex hiçbir zaman aldığı parayı hak etmiyor. Hadi kötü baskı yapıyorsun bari ucuz yapta diyelim hak ediyor. Yine de ben ucuza aldım kitapları neyse ki.
Çok uzun bir yorum yazamıyorum, kitap zaten kısa ve ne yazsam spoiler olacak. O yüzden bu kadarda tutuyorum.





Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


Umut çift kanatsa eğer, Evangeline'in kanatları çoktan arkaya doğru açılmış, yeniden uçmak için can atıyordu. 


*****


"İnsanları asla anlamayacağım." Toksik içini çekti. "Hepimiz yalanlarımıza bayılıyorsunuz ama gerçekleri söylediğimizde bu hiç hoşunuza gitmiyor."


*****


Bu durumun bazı insanları, kendini aptal konumuna düşürdüğünü düşündürebileceğinin farkındaydı. Ama yerine sevecek başka kimseniz yokken birinden büsbütün soğumak son derece zordu




Evangeline birinin aşkı olmak istiyordu, laneti değil.


*****


Jacks, bu dünyaya ait olmayan bir kalp kırıklığı gibi görünüyordu.



*****


Evageline çığlık atmak mı, ağlamak mı istedi; yoksa onun battaniyesiymişçesine Jacks'in yanına kıvrılmak  mı? Bilemiyordu.






Bir yorum daha biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^






6 Ocak 2025 Pazartesi

Gelecek Noel'de Buluşalım ll Film Yorumu//Blogları Canlandırma Projesi Aralık Ayı^^

 Selamlar^^
Yılın ilk yazısı tabii ki BCP Ocak yazısı. Yeni Yıl, Yılbaşı ve Kış temamızdı. Ben de geçen ayın sonuna doğru izlediğim bu filmi yazayım dedim, çünkü sevdiğim bir film oldu.
Aslında en sevdiğim yılbaşı filmleri de olabilirdi, tamam ismi noel filmi ama ha noel ha yılbaşı değil mi? :D Bunlar genelde noel filmleri çok yaptığından böyle oldu, neyseee. :)
Bu arada BCP 2024 yılından yine çok iyiydi. Katılımlar olması gerektiği kadardı ve yine aynı kadro ile çok güzel yazılar yazdık.
Yeni yıl, yeni hedefler, yeni kararlar.
Bu yıl yine devam edeceğiz inşallah, ben de katılmak istiyorum derseniz sizleri aramızda görmekten mutluluk duyarız. :D



Klişe olarak tabii ki kadın karakterimiz havaalanında mahsur kalıyor ve yakışıklı bir adamla muhabbet, sohbet ediyor ve sohbet koyu. Adam yanından ayrılırken eğer işler farklı olursa gelecek noelde ünlü bir konser var orada buluşalım diyor, kadın karakterimizde onaylıyor.
Kadında tabii yine klişe olarak aldatılıyor ve o konsere gitmek istiyor. Ve yine klişe olacak ama konser bileti bitmiş ve onu bulmak zorunda.
İşte burada işler farklılaşıyor. Kadın karakterimiz bir tane adam tutuyor ve onunla beraber bilet bulmaya çıkıyor.
Konuda burada başlıyor. Kadın ve adamın o arayış süreci ve konseri yapacak kişilerin bu süreci takip etmesi eğlenceli hale getirmiş filmi. :)
 


Bu adam havaalanında karşılaştığı adamdı.



Bu adam ise bileti aradığı adam.
Sizce hangisi?





Şu kısım o kadar klişeydi ki gözlerimi devirerek izledim resmen asdfghjkl





Sonu ne olduğu izleyip görün. Bazı kısımlar o kadar saçmaydı ki yani cidden izlerken göz devirmeden duramadım ama konusu ve heyecanlı oluşunu beğendim. Acaba o bilet bulunacak mı? Bu yüzdendir eğlendim diyorum. Tabii hemen aşık olma mevzusu saçmaydı haliyle ama ondan önce de başka şeyler oluyor. Bunların kader sevgisi göz yaşartıyor inanın. :)
Ben noel ve yılbaşı filmlerini izlemeyi seviyorum, klişede olsa da kafa rahatlıyor. Sakin, eğlenceli ve akıcı filmleri severim. İşte bu yüzden bu tarz filmleri seviyorum. Öneriniz varsa alırım. :)



2014 Yılının, Ocak ayı BCP temamız ise Panayır, Festival, Etkinlik, Müzik ve Dans.
Yukarıda da dediğim gibi katılmak isterseniz her ay ya da müsait olduğunuz zamanlarda katılabilirsiniz.
Devam BCP yazılarında buluşalım inşallah^^




Yeni yazılarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^