Kitap ♥ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kitap ♥ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ekim 2025 Pazartesi

Sonbahar Kitap Önerileri//Blogları Canlandırma Projesi Eylül Ayı^^

Selamlar^^
BCP Eylül ayında çok fazla tema vardı, seçenekte çoktu ama ben bu sefer öneri yapmak istedim. Sadece kitaplar için ama, genelde bu tarz önerileri sosyal medyadan yapıyorum ama burada da yapsam daha iyi olacak.
Sonbahar gelen soğuklardan, bolca kışlık hazırlığından vs vs derken çok benlik bir mevsim değil. Ama renklerine, yağmura, yağmurlu havalara hayranım. Renkleri sevdiğimden bu tarz kapakları olan, bu hissiyatı veren ya da tam bu mevsimde okunacak kitapları önermek istiyorum.


Her telden kitaplar önerdim, azıcık kitaplar hakkında yorumlara yapacağım, hepsinin yorumları blogumda mevcut, merak edenler oralardan bakabilirsiniz. :)



Hem Türk yazar, hem balkabağı hem de tam bu mevsimlerde okunacak en en en iyi kitap. Geçen sene bu mevsime özel okumuştum, öneririm. :)



Hem romantik olsun, hem erkek arkadaş grubunun kitap okuma kulübüne bataniye&kahve-çay&kitap eşliğinde dahil olmak isterseniz öneririm. :)



Mandalina zamanlarının kitapları, üç kitaplık bir seri ve çok nahif  yazılmış. Kesinlikle öneririm. :)



Elinde sadece üç kitap kalacak, bunlar hangi kitaplar olurdu diye soran olursa işte o üç kitaplardan biri bu olurdu.
Çooook severim, seride güzel ama bu bambaşka^^



Biraz dram olsun, bilinçlenelim ve hem üzülüp hem de farkındalık kazanalım derseniz işte o kitap. Harikaydı. :/



Dark romanları sevmiyorum ama böyle karanlık kitaplar okumak istiyorum derseniz işte o kitap. Ama şöyle ki yazarın son yazma sıkıntıları var, ben seriye devam etmek için son kitabı bekliyorum. :D



Tabii ki de bu mevsimin kitabı o...
Hem dizileri, hem kitabı bambaşka^^



Dünyada daha çok Müslümanlara yapılanları konu alan o muazzam kitap.
Herkese ama herkese öneririm.
Tabii yazarın bu kitabı diğer kitaplarından daha anlamlı olsa da benim daha çok tercihim Şehir, Zehir ve Hamza'dır. Onu da okuyabilirsiniz. :)



Spor romantizm ve Galatasaray severlerin kitapları^^
Şu an okuyorum ve resmen fanatikliğim şahlanıyor. :D Galatasaraydaşlarıma da öneririm^^



Yazarın Caraval serinin yan serisi, ilk onu öneririm ama bence bu daha çok tercih edilebilir. İlk bunu da okusanız olur bence, ilk seriden çok spoiler yok aslında. :)



İlk kitap Yalnızlığın Kara Laneti, çıkmamış fotoğrafta.
Çirkin ve Güzel uyarlaması, ben kış gibi okudum ama bence fantastik severler için önerilebilir. :)



Birazda gerilim.
Diğerleri beni kesmedi, ben gerilim, polisiye seviyorum derseniz o kitap işte.



Ben sırf filmini izlemek için yazın okudum ama tam bu mevsimlerin kitabı. Çok güzeldi ama garipti de. Eğer kitabını okumam derseniz filmini izleyin, çok güzeldir. :)




Pumpkin Spice Kafe'yi aldım ama hemen arkasından ikinci kitap çıktı. Tam bir sonbahar kitabı istiyorsanız işte o kitap^^
Kapaklara bayıldımmmm <3





Umarım önerilerimden memnun kalmışsınızdır^^
Böyle öneri yazıları gelsin mi? :)

Ekim ayı temamız henüz belli değil, olunca burayı güncellerim^^
Diğer BCP için yazılarımı okumak isteseniz Buradan bakabilirsiniz. :)





Başka yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^









  

29 Eylül 2025 Pazartesi

Operatöre Bağlanıyorsunuz 3//K. Kübra Berk Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Bu arala kitap yorumları yine yerlerde, şu kitabı bitireli on beş günden fazladır ve daha yeni paylaşmam şaka mı? Ve  yorumu paylaşmayı bırakın daha yazmadım bile. :D İkizim il dışına çıktı, bilgisayar ondaydı, gelir gelmez hemen aldım ve yorumu yazmaya başladım.
Kitabımız baya bir olaylı. İlk olarak yazar üçüncü kitabın duyurusunu yaparken başka bir yayınevindeydi ama kitap başka bir yayınevinden çıktı.
Sonra ben seriyi çok beğendiğim için dedim ayrı yayınevi olsa da alayım. Aldım ve cildi resmen fiyaskoydu. Tabii ben bunu çektim, tiktok ve instagramda yayımladım ve olanlar oldu.
Devamı yorumun devamında. :D


Serce Sevinç bir sabah annesinin düğününe doğru yola çıktığında başına gelecek tüm bahtsızlıklardan habersizdir. Bir zamanların en hızlı çapkını Ceyhun'u öyle bir hizaya getirmiştir ki biricik sevdiceği de annesinin köyüne erkenden varmış, Serce’yi beklemektedir.
Peki sonra ne mi olur?
Ayrılmaz ikili belaya bulaşmadan nasıl durur? Avni ve Ufuk ikilisi, köye giden otobüste birtakım saçmalıklara bulaşırlar! Avni otobüs molasında dinlenme tesisinde unutulur, Ufuk ise kendini hayranı olduğu Grup Zıbar'ın şarkıcısını kaçırırken bulur!
Üstelik artık peşlerinde günlük belalarının yanı sıra büyük bir mafya aşireti de vardır. Sırma ve Ufuk'un imkânsızlıklarla örülü doludizgin dünyası, Serce ve Ceyhun'un kahkahaya boğan şakaları, Avni'nin bayılmaları ve...
Bir dakika! Onları kim unutur?
Nüfusları artan kedilerin diyarı: Paris, Miyavsu, İskender ve İntikam.
Haseki ve Haydut'un kendileri kadar karakteristik doğan belalı yavruları!


Serce ve Ceyhun gizli işler çevirmektedir ve bunu en yakın arkadaşları Ufuk ve Avni'ye söylemezler. Ceyhun'un askere gitme zamanı yaklaşırken bu sırada Serce'nin anne ve babası evliliklerini yenilemek isterken köye gitmeleri gerekir ama bu süreçte başlarına o kadar çok şey geliyor ki Serce yine ben neyin içine düştüm kafasına giriyor.
Serce ve Ceyhun'u bir yazdım, artık ayrı düşünemeyiz. Serce yine bildiğiniz gibi. Kendisine yapılan her türlü saçma harekete anında tepki verme derdinde ve bu neyse ki bu sefer fazla gözüme batmadı ama arkadaşlar kitap zaten absürt komedi, normal bir şey bekleyemem.
Mesela Serce'nin kedilerinin çok zeki olduğuna, her denileni anladığına inandığını kabul ediyoruz. Neden mi?
Çünkü kitap mantık çerçevesinden ilerlemiyor sdfghjm
Ceyhun garibim askerdeyken çok yalnızdı yaa ama Serce'de çok şey çekti. :D


Ufuk ve Avni.
Her şey Ufuk'un sosyal anksiyetesinden sonra başlıyor. Ne zamanki Avni unutuldu işte o zaman başa belalar gelmeye devam etti.
İşte konumuzda burada başlıyor.
Ufuk'un peşine takılan ve bu mantık dışı hareket eden arkadaş grubuna yeni belalar açan bir kızımız kitaba dahil oluyor. Tabii başta grubun saçmalıklarına far görmüş tavşan gibi yaklaşsa da zamanla o da bu grup gibi oluyor.
Bir de tabii arada duygular falan araya giriyor ve işler daha çok karışıyor.
Konuyu okuduysanız baya baya mafyaya bulaşıyorlar ve bizim bitirim ve korkak ikili bu işe nasıl bulaştıklarını kara kara düşünürken tehlikeli(kendilerince) işlere haliyle daha çok bulaşırlar.
İlk iki kitapta cidden kafadan çatlak karakterlerdi Ufuk ve Avni. Burada Serce'nin bu ikiliye sahip çıkmasına şaşırdım açıkçası dfghjklş
Ufuk yine iyiydi ama Avni cidden çevresi kadar beni şaşırtan saçma ve imkansız şeyler yapıyordu. :D


Seride en sevdiğim kitap bu olabilir. Çok komikti, düşününce bu daha iyiydi. Herhalde yazarın kalemi gelişmiş bununla beraber. Çokta iyi olmuş, bence seriye güzel veda edildi, tabii son kitapta. Yazar istese bu konuyu 10-15 kitapla devam ettirir. Mesela bu kitapta mafya mevzusunu konu aldıkları için onun üstünde devam ediyorlar, o yüzden devam etse her kitapta farklı kitaplardan bahsedebilir. Bilemiyorum artık, yazarı takip etmiyorum haberlerden bir bilgim yok. :D

Evet gelelim asıl mevzuya.
Şimdi kitap elime ulaştığı zaman inceledim ve ben şok. Bu kitabın fiyatı 298₺, ve yazar yerli. Yabancı olduğu için sürekli bir telif mevzusu ortaya atıyorlar ya, eee bunlar neden bu kadar pahalı o zaman?
Neyseeeeee
İşte ben kitabı inceliyorum ve kitabın şömizin kalitesizliği ilk dikkatimi çeken bu oldu ve olması gereken gibi bunu sosyal medayada paylaştım. 
Sonra bu paylaşımıma öyle yorumlar geldi şok oldum.
"Şömizi mi okuyacaksın?"
"Abartmaya gerek yok."
"Sen de almasaydın."
vs vs vs diye bir sürü yorum geldi.
Hatta Instagram hesabıma bakarsanız saçma sapan videolar çektim(para ile ilgili). Yani zannediyorlar ki parayı ağaçtan, kolayca toplıyoruz. Onlara klasa dandik, kalitesiz ürünleri alalım ama ses çıkarmayalım. Ve bu yorumlar halen daha devam ediyor. Sırf buna bu kadar saçma yorumlar geldiği için ben de haliyle sakin kalamıyorum, bunun içinde linç yedim tabii ki. :D
Tabii ki destek olan bir sürü arkadaşım, takipçim oldu. Çok şükür akılları başlarında olan insanlar var. Ve daha geçen gün kalitesiz şömizle, kaliteli şömiz kıyaslaması yaptım.
Neden yani, haklı olmama rağmen neden haksızmışım gibi yorumlar yapılıyor inanın bilmiyorum ve bu tarz insanları hiç anlamıyorum. 
Uzun lafın kısası, kitabın içeriğini beğensemde tasarımı, parasının hakkını vermeyen bir kitapla karşılaştım. Buna rağmen okurken süreklide kitabın güzel olduğundan bahsettim.
Kesin bu videom yüzünden arkamdan baya konuşmuşlardır, işime gelir sdfghjkl


Çok uzatmadan başka detaylardan da bahsedip bitireyim.
Şimdi gerçekten sevdiğim bir kitap oldu ama, bazı yerlerini o kadar abartı şekilde yazmış ki baygınlık geçirecektim. İlk olarak Serce'nin aşırı feminist tavırları. Yani bu diğer kitaplarda da çok ön plandaydı. Evet Ufuk ve Avni çokta ssevilecek insanlar değil ama bu kadar abartmaya gerek yok. Yani Serce için düşündüklerine hak veriyoruz mesela. :D
Sonrasından kaydırak mevzusu vardı, o kadar çok uzattılar ki midem bulandı artık.
Başka şey olsaydı mesela, şu an detay veremiyorum ama o olmasaydı keşke. Hadi yaptın ne gerek var bu kadar uzatmaya?
Komiklik olsun diye yazılmış ama cidden mide bulandırıcı bir durum olmuş.
Kitaptaki tek hatalar bunları, onun dışında her olay bir diğerinden komikti. :D
Ve şu mafya mevzusunun bu kadar oldu bittiye gelmesi de ayrı bir olaydı ama onun üstünde çok durmak istemiyorum, güzel deyip geçebiliriz. 

Başta da dediğim gibi kitap tam bir absürt komedi, yani bu tarz absürt olayları, konuları sevmiyorsanız sizlik değil ama kafam dağılsın, beni kahkahaya boğsun. Saçmalıklar silsilesi dolu olsun diyorsanız işte o kitap ve seri budur.
Ben okurum, buna da bayılırım diyorsanız alın aldırın. Bu arada ayrı okunur mu bilemiyorum. Baştaki olaylar daha da farklı, bütün seriyi okumanızı öneririm.



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Ceyhun öfkeyle enseme bir şaplak attı. "Niye vahşi yaşam belgeseli sunar gibi ürkütücü konuşuyorsun, oğlum? Kendine gel!"
"Ceyhun, çocuk nasıl rahatsa öyle devam etsin, ben etkilendim. Bırak."


*****

"Aşk sonsuza kadar aynı heyecanla defalarca tanışmak değil midir, Sırma'm?



Not: Alıntılar çok yok ama çok eğlendiğim, sevdiğim kısımlar oldu. Onları da uzun uzun yazamazdım. :D






Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



21 Eylül 2025 Pazar

Toktiker 2//Kader Arvas Kitap Yorumu^^

 Herkese merhaba^^
Aylar öne okuduğum kitabın devamı ve son kitabı gelince arayı fazla açmadan okuyayım dedim. Kitap tiktok camiasının kitaplarından biri gibi gözüküyor ama değil gibide.
İlk kitabı okuyanlar yorumumu okuyabilir ama ilk kitabı okumayanlar bu satırlardan sonra devam etmemenizi öneririm. :)
İlk kitap giriş kitabıydı bu kitabımız ise gelişme ve sonuçtu. Yani birinci kitaba göre güzeldi, ben bu kitabı daha çok sevdim diyebilirim.
Zaten iki kitapla bitmesi güzelken, seriye güzel bir şekilde veda etmemiz ayrı güzeldi. :)



TikTok’ta var olmak istiyorsanız doğrularınız yanlışların içinde, görünen ise bilinmeyenin ardında kaybolur. Kemerleriniz sıkıysa oyunun ikinci perdesi, gökkuşağımızın sekizinci rengi meydana çıkmak üzere. Bu eksik kalanların değil, yıldız olmayı göze alabilenlerin hikâyesi...
Sırtında bir kambur gibi taşıdığı gölgesiyle, yeni başladığı aşk serüvenini yasamaya çalışan Zeliş, hiç ummadığı yerden sınanacaktır.
TikTok zirvesinde yerini koruyan Zeliha ve Aytuğ’un önüne engeller çıkarken tarih tekerrür edecek ancak bu defa beklediği hiçbir şey gerçekleşmeyecektir. Çünkü platoniğine kavuşamayan Zeliha’dan daha tehlikeli biri varsa, o da sevdiklerine zarar verilmiş olan Zeliha’dır. İşte, şimdi kalemi eline alma ve her şeyi istediği renge boyama zamanıdır!


Zeliha, nam-ı diğer Zeliş. Platonik aşkıyla sonunda beraberdir ama geçmişte yaşadıkları yüzünden sürekli diken üstündedir. Hem okulu idare eden, hem de ajansa gidip Influencerlık yapan Zeliş bir yandan da okulunu halletmeye çalışıyor.
Hayallerindeki aşkına kavuşan Zeliş onun mutluluğunu yaşayamadan sosyal medyada onun üstüne atılan iftiralarla başa çıkmaya çalışır.
İlk kitaba göre Zeliş'i sevdim. Orada hem çok sulu gözlü hem de çok fazla üstüne düşmeyen mevzuların içinde buluyordu ama burada öyle değildi. Artık yazar yorumumu okudu yoksa Zeliş üniversite öğrencisi olunca olgunlaştı. :D

    
Aytuğ kendisine platonik aşık olan Zeliş'in hislerini öğrendikten ve büyük sıkıntılar yaşandıktan sonra kendisininde Zeliş'e hisler beslediğini anlar. Tabii bunu birinci kitabın sonunda anlıyor, burada aşık bir Aytuğ okuyoruz ve aşırı tatlıydı.
O kadar tatlıydı ki Zeliş aşık mı ki? dedim şahsen. Bu kitap resmen Aytuğ’un kitabıydı. Ama her ne kadar onun olsa da(bana göre) daha çok okumak isterdim.
İlk kitapta o kadar beklemişken neden böyle oldu anlamadım ama az da olsa çiftimizin okuduğum sahneler çok güzeldi, bayıldımmm


Diğer bir çiftimizin durumları ilk kitapta çok fenaydı, burada da öyleydi ama işler bir şekilde değişti. Bu değişimde çok oldu bittiye geldi.,
Bunun için mi ben o kadar bekledim. Bu çiftin mevzusu bu değildi ama belli mi olur belki yazar onları da yazar(sanmıyorum ama) yine de umut fakirin ekmeği. :D
Diğer karakterimiz yine olayların içindeydi ama bakın burada yine Zeliş için bir serzenişte bulunacağım.
Zeliş’in sevdiği ve Zeliş için elinden geleni yapan güzel bir arkadaş grubu var ama Zeliş’in arkadaşlarını böyle tepeden bakması, onlar kim ki gibi davranması, Zeliş esas arkadaşının Derya gibiı bu kitapta beni yine sinir etti. Diğerleri ne acaba? Senin için her şeyi yapacak bir arkadaş grubun var ama sen sadece Derya diyorsun ve diğerleriyle sürekli dalga geçiyorsun.
Onlar senin için neler yaptı neler.
Bu kısımdaki Zeliş’in bencilliği beni benden aldı.


Bunun dışından seriyi sevdim, gerçekten.
İlk kitabın yanından büyük bir değişim ve güzellik vardı. O yüzden güzel bir final kitabıydı. Ne öyle aşırı ergence bir kitaptı ne de yetişkin bir kitaptı. Orta halliydi bu, birinci ergenceydi ama bunu bilmenizi isterim.
Yazarın kalemini sevdim ama bir yandan gülerken bir yandan duygulanmak, bunu herkes yapamaz. O yüzden bu tarz kitaplar çıkarmaya devam ederse alırım diye düşünüyorum.
Kitabın ismi Toktiker, Tiktok kitabı diye anlaşılabilir ama değil. Bunu ilk kitapta anladım, bunda o yüzden şaşırmadım ama daha çok böyle popüler şarkılar, mevzular dönseydi güzel olurdu.
Ve kitapta bir diğer sevdiğim şeyde her türde karakterin olmasıysı. Beş vakit namazını kılanda vardı, sürekli içen biride. Tamam içen iyi değildi ama bu tarz insanların yan yana gelmesi aşırı eğlenceli ve olabiliyormuş dedirtiyor ama kitapta. :D
Ben bu grubu sevdim, komiklerdi. Birkaç kitap daha olsaydı okur muydum? Yaniii :D




Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


“Sen olman Zeliş, seni özel yapan kendin olman. Çünkü gördüğüm kadarıyla sen, senden bir tane daha olamayacak kadar farklı yaratılmışsın. Ve farklılıkların, seni güzel kılan yegane şey.”


*****


Ailesi tarafından duygusal olarak doyurulmuş ve arkadaşları yüzünden hiç dışlanmamış ya da yalnız hissetmeyen biri olmuştum. Hepsinin bana hissettirdikleri farklıydı ancak Aytuğ, açıklayamayacağım derecede ben olmanın en güzel haliyle beni sevdiğini hissettirdiği için bambaşkaydı.







Başka yazılarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^














30 Ağustos 2025 Cumartesi

Ebedi Rekabet//Rebecca Ross Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Çok merak ettiğim kitabı sonunda okudum ve sonunda yorumunu yazıyorum. :) Yabancı okurlar arasında popüler olan, sonunda bizde de çıkınca baya bir sevildi. Tabii ben de ikinci ve son kitap çıkınca okumaya başladım. İlk olarak kitabın tasarımı HARİKAAA, bu tarz üzerinde çok düşünülmüş, kitaplıkta olmasını istediğimiz tasarımlara hayranım. İşte bu seride tam olarak öyle, bir de bizde yan boyamalı çıkarmışlar ki BAYILDIMMM
Kitabın içeriği fantastik gibi dursa da değil, daha farklı. Aslında öylede ama değil de. Ne bileyim karışık. Detaylar yorumumum devamında^^



İki rakip gazeteci büyülü bir yolla birbirlerine âşık olduklarında, kaderlerinde korkunç bir savaşa göğüs germek vardı… Birlikte.
Yüzyıllardır uykuda olan tanrılar yeniden savaşmaya başlamıştı…
On sekiz yaşındaki Iris Winnow’un tek amacı ailesini bir arada tutmaktı. Tanrılar uğruna savaşmak zorunda kalan abisi cephede kayıpken ve annesi üzüntüden kendini kaybetmişken Iris’in en büyük hayali Oath Gazette’te köşe yazarlığına terfi etmekti…
Ne var ki Iris’in abisine yazdığı mektuplar gazetedeki rakibi, yakışıklı ama bir o kadar da soğuk Roman Kitt’in eline geçince aralarında beklenmedik, büyülü bir bağ oluşacaktı.
Daktilolarıyla birlikte mistik bir savaşın ortasına sürüklenen ikili, insanlığın kaderi ve daha da önemlisi aşk için verilen mücadeleye dayanabilecek miydi?



Iris abisinin savaşa gidişini halen daha kabullenemez ve verdiği sözü de tutamaz. Annesinin abisinden sonra kendine gelmemesi, eve para getirmemesi sonucu çalışmaya başlayan Iris ünlü bir gazetede yazılar yazmaktadır. Bir kaç ay çalışıyor olsa da çokta bir rakibi vardır ve kazandığı an baş yazar olacaktır. Ama zamanla yaşadıkları ve her şeyin üst üstte gelmesiyle artık bir karar vermesi gerekmektedir.
Bu süreçte büyükannesinden kalan daktilodan yazdıklarını gardıroptan atıp kaybolunca abisine gidiyor umuduyla sürekli yazar ve sonunda karşılık alır ama abisi değildir.
Iris'in cesur halini ama yeri geldi mi içindeki o korkuyu okumak güzeldi ama ne zaman biri elimi bırakma dese başlarına kötü bir şeyin gelmesinden gına geldi. Azıcık akıllı ol kızım, mevzu şimdi o mu bu mu?
Sürekli kafasından uydurup buna inanması ve erkek karakterimizin burnundan getirmesi yine beni dellendirdi ama yine de sonraki olanlarda kendisine çok üzüldüm ya. :(
İnşallah devam kitapta saçmalamaz. :/

Roman çalıştığı gazetede baş yazar olmak için çok çalışmaktadır çünkü dişli bir rakibi vardır. Onu yenmek ister ama gözlemlediği zamanlarda Iris’in bir derdi olduğunu düşünür.
Bir gün gazeteden ayrıldığını duyunca aslında Iris’e karşı bir şeyler hissettiğini fark eder ve kendisine zorla dayatılan şeyleri reddeder.
Fazla detay vermek istemiyorum, spoiler olur çünkü. Sadece kitabın en en en iyisiydi diyebilirim.
O kadar tatlıydı ki ve her şeyden vazgeçmesi, fedakarlığı, aşkı… Daha ne anlatabilirim ki, okuyun tanışın kendisiyle.
Son zamanlarda okuduğum en tatlı karakterlerden biriydi. Iris’in sürekli suçlamalarına rağmen sevgisinden bir gram eksilmemesi ve bu konuda cesaretli oluşu çok tatlıydı ve okurken diğer şeyler değil de bunun gibi bir karakter okuduğum için mutluyum derim. :)


Diğer karakterlerden Iris'in sonradan olan arkadaşına bayıldım, hem hayatı hem de cesaretine hayran kaldım. Umarım ikinci kitapta da görürüz. :)
Bir de başka karakterler vardı, yazarlar bunlar olmadan kitap yazamadığı için onları eklemişler. O yüzden kendileri hakkında pek yazacağım bir şey yok. Asıl olayı öğrenene kadar sevmiştim kendisini ama öğrendikten sonra işler karıştı. Yani çeviri vs hatası değildi.
Iris'in abisine aşırı kızdım, annesine de. Iris'in kendini feda etmesine de üzüldüm açıkçası. Sonradan olanlara zaten sıkıntılıydı, nede diyorsun ama işte hayal ürünü.

Karakter mevzusu bittiğine göre asıl mevzuya gelebilirim.
Kitabın kapağından klasik bir konu olarak anlıyorsunuz ama savaşı başlatan tanrılar ve savaşta da sürekli abuk subuk şeyler ortalıkta dolanıyor.
Şimdi kitapta şuna anlam veremedim. Fantastik bir kitapta eğer savaş varsa ve o savaşta güçleri olanların arasında geçiyorsa eğer sadece gücü olanlar savaşır. Burada tanrıyla halk savaşıyor. Şaka diyeceksiniz ama gerçek. :D Bir sürü yaralı asker geliyor, karşılıklı bir çatışma var tabii ama bir anda ortaya çıkan canavarlar ile korunan yerlerde bir bir dökülüyor. Bu nasıl savaş?
Hadi tanrılar arasında, o zaman diğer tanrıda ortaya çıksın.
Burada bir tutarsızlık var zaten, ben de bundan anlam çıkarana kadar aslından yazarın önceden bookstagram olduğunu öğrendim. Yalan olmasın ama okumuştum bir yerde, işte ondan sonra o hissi hissettim. Acemiliği. Yine de güzeldi, çoook muhteşemdi, harikaydı diyemiyorum ama güzeldi gerçekten.
Neyse, savaş mevzusunda gelecek olursam, bence o kısım çok acemice yazılmış. Resmen askerlere pisi pisine gönderilmiş gibi. Şimdi düşünün, öyle canavarlar var ki bir anda iç organlarınızı mahveden bir bomba gibi bir şey atıyorlar ve o saniyede etkileniyor ve ağzınızdan kan vs geliyor. Bunu askerler değil canavarlar yapıyor. Şimdi bundan sivil bir asker nasıl kaçabilir? O yüzden savaş mevzusu saçmalamış ki zaten belli bir yerlerde savaş oldu ve olduğunda da ortalık karıştı. O yüzden kitap fantastik bir kitap mıydı, yoksa savaşı kapsayan bir kitap mıydı anlamadım gitti.
Umarım ikinci kitapta bunu fark edip daha mantıklı yazar yazarımız. :D


Kitap biter bitmez hemen gidip ikinci kitabın konusuna baktım ve şok. Zaten fena bir son yazılmış, neler olacak diye aşırı merak ediyorum. O yüzden hemen ikinci kitabı aldım, hem de çok uyguna.
Kısa zamanda okumayı düşünüyorum, zaten iki kitaplık bir seri(en sevdiğim, en sevdiğimmm)
O yüzden arayı fazla uzatmaya gerek yok ama inşallah birinciden daha güzeldi(umarım)
Akıcı, kısa bölümlü bir kitaptı. Bir oturuşta elli, yüz sayfa okuyorsunuz. Benden hızlıysanız bir bakmışsınız kitap bitmiş. O derece yani.
Bu tarz seviyorsanız şan verebilirsiniz. :)
Not: Kitabın tasarımına hayran kaldım. Genel görş karton kapak daha güzel ama hayır ciltli daha güzel. Zaten kenar boyama vs. harika, harikaaa :)



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


Ama ikimizin arasında sihirli bir bağ olduğunu düşünüyorum.
Mesafelerin bile koparamayacağı bir bağ.


*****


"... Gün geçtikçe her şey daha da karanlık bir hal alacak. Bu karanlıkta iyi bir şey bulunca ne yaparsın, biliyor musun? Ona sıkıca tutunursun. Sonunda hiçbir önemi olmayacak şeyler için endişelenerek vakit kaybetmezsin. Aksine, o ışık için risk alırsın. Ne demek istediğimi anlıyor musun?"


*****


Onu hayal görüyormuş gibi izledi. Ama sonra gerçek içini titretti.
O yakışıklı yüzü nerede görse tanırdı.
Roman Cozutmuş Kitt.


*****


"...İşte o zaman peşinden gelmeye karar verdim. Babamın benim için planladığı hayatı, seninle birlikte olamayacağım o hayatı istemiyordum."




Bir yorum daha biter^^
Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^










Ben Ölmeden Önce//Meryem Nart Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Kitabın ilk tanıtımını gördüğümde isminden dolayı çok okumam demiştim ama kapak, tasarım o kadar güzeldi ki okumak istedim. Beni bazı yerlerde aşırı sinir etse de sevdim. Gerçek hikayeden alınması ve bunun gerçekte de yaşanması aşırı kalbimi kırdı ve kitaba karşı olan düşüncelerimi değiştirdi tabii.
Ama gerçekten kapak çok güzel değil mi?
Ve iç tasarımı^^
Bayıldımmm


Herkes gibi bir yaşantısı olan Cemre'nin, on üç yaşındayken annesini trajik bir şekilde kaybetmesi sonucu hayatı tepetaklak olur. Babası ve ablası, annesinin ölümünden Cemre’yi sorumlu tutar ve ablası evi terk eder. Baba, ailesinin dağılmasının sebebi olarak Cemre’yi görür ve hayatı ona zindan eder. Ablası gitmeden önce ona tek bir cümle söylemiştir: “Seni kimse sevmeyecek Cemre çünkü annemizi öldürdün.” Cemre bu sözün gerçek olmadığını göstermek için elinden geleni yaparken daha çok hatanın içine düştüğünü sonradan fark eder. Babası tekrar onu sevsin diye çalışsa da istediği sevgi ve şefkati göremeyince bu duyguları başka yerlerde arar. Bu süreçte Cemre’nin hayatına birçok erkek girer. Sevgiyi bu erkeklerde bulabileceğini zanneder. Yaşadığı her olayda ders almak yerine daha dibe batarken günün sonunda kendini karar verme aşamasında bulur. Ya bu diyardan gidecek ya da kendini sevmeyi öğrenip hayatına kaldığı yerden devam edecektir.

Cemre genç yaşında, başına buyruk, başında kavak yelleri esen bir öğrencidir. Aile içerisinde yaşadığı sıkıntıları okulda ve belli bir süre yurtdışında okuyarak geçirsede pandemi zamanında eve döner ve ablasının engellemelerine rağmen okula gider. İşte o günden sonra her şey değişir.
Cemre’nin aşırı üstüne gidildiğini düşünüyorum ama o dönmede bizde çok korkuyorduk, tedbirsiz olanlara aşırı kızıp, bir şey olursa suçlu varsayabilirdik. Çok saçma günlerdi ve Allah bir daha yaşatmasın inşallah.
Burada ablası ve babasına azıcık hak versemde sonrasında çok fazla tepki verdiler. Ergen bir kız, bu kadar üstüne gidilmesi ki devamında da çok şey yapılıyor bence hak etmedi.
Ama ondan sonra Cemre’nin tercihleri, sevgi açlığı, yanlış kararları beni gerçekten çok yordu. Evet haklı, sevgiyi dışardan arıyor ama hazır arıyorsun bari telefondan değil adam gibi yüz yüze ara dedim.
En sonki vaka zaten bambaşka bir şeydi. Yine de gerçek olması ve bu olayların gerçek hayattada var olması beni daha da üzdü ve kızdırdı. Allah kimseyi bu tarz şeylere başvuracak kadar sevgisiz bırakmasın.
Son kısımda ise yine başkasını düşünüp, o hallere düşmesi daha da yaraladı kalbimi.


Diğer anlatacağım adam akıllı bir karakter yok. Sadece Cemre’nin arkadaşı var, tek iyi oydu ama işte onuda Cemre çok dinlemedi. :D
Onun dışında diğer hiçbir karakter işe yaramıyordu. Hele o erkek olacak varlıklar. Gerçekte varsa şöyle karşımıza çıksalar keşke. Bir de utanmaları yok ki sormayın gitsin.
Neyseeeeeeee, Allah’larından bulsunlar.

Cemre’nin babası ablası gibi değildi ama işte o da çok kötüydü. Sona doğru tam düzeldi derken işlerin karışması. Hiçbiri, hiçbir şeyi hak etmiyordu. Ama asıl ablası hiçbir şeyi hak etmiyor. Tamam ortada bir şeyler var, suçlayacak birileride olabilir ama bu kadar değil. Üvey kardeş misin hayırdır derler adama.
Çok sıkıntılı bir karakterdi, gerçekte kimseyle karşılaşmasın bu kız.
Bu da karşıma çıksa tekme tokat girişirim yani, o kadar sinir etti beni. Cemre’ye az da olsa destek olsaydı belki bu kadar şeyler olmazdı. O son olmazdı…


Kitap hakkında çok yazacak şeyim var ama spoiler olur diye yazamıyorum. Ne yazık ki kalp kıran ve üzen türden bir kitap. O yüzden detayda veremiyorum. Bu tarz okumayı sevenler okuyabilir, benim gibi size bol bol sövebilirsiniz.
Bu arada yazardan okuduğum ilk kitap, diğer kitapları böyle eğlenceli gibi dursa da aslında tam tersi kitaplar yazıyormuş. Kalemi güzel ve akıcı, ben beğendim. Başka kitaplarını okumak isterim ama baya bir  bekleyip, nasıl bir kitaplar olduğunu çözdükten sonra tabii. :D




Kitaba Puan 5/4^^





Alıntılar^^


Sevgisiz bir evde şiddetin gölgesinde büyüyünce, gördüğün en ufacık bir sevgi kırıntısı dahi fazla gelirdi sana.


*****


"Bir kez duran bir kalp bir daha kırılabilir mi?"


*****


Biten bir olayın peşine düşmeyin. Biten bir ilişki için çabalamayın. Gidenin arkasından koşmayın. Bunların hepsi sadece size zarar verecek.


*****


Bu karanlık günlerin ardında bir ışık olduğunu hepinize göstereceğim. Sadece şunu bilin: Sizden gitmek isteyen kişi, size hiçbir zaman gelmemiştir zaten.


*****


İnsanlar birbirlerinin hayatlarına girer, sonra da giderlerdi. Giderken karşı tarafa verdikleri zararın ne olduğunu asla düşünmezlerdi. En çok da çocukken hayatımıza giren insanların verdiği zarardan bahsediyorum.







Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^