Romantik-Duygusal Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Romantik-Duygusal Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Haziran 2025 Cuma

Revista//Gamze Çelik Kitap Yorumu^^

 Herkese selam^^
Size bol entrikalı, bol kaoslu, eğlenceli ve romantik bir kitapla karşınızdayım. Ayrıca harika, tatlı ve bir o kadar sinir krizleri geçirten bir kitaptı.
Keşke 30 Olsam, Şeytan Marka Giyer filmlerini seviyorsanız buna bayılacaksınız!!
İlk çıktığı an işte kitap budur dedim, okumalıyım bunu dedim. Çünkü kitabımız dergide geçiyor. Tabii ki bir dergi falan dendi mi kaos, rekabet, arkadan iş çevirmeler falan bolca oluyor. Bunda da onlar oldu işte.
Bayıldım kitaba, tabii bazı kısımlar beni benden aldı, o son neydi derken kitapta bitti zaten ve heyecanla ikinci kitabın yolunu gözlemeye başladım. 


Moda dünyasının en prestijli dergisi Revista’nın göz alıcı kapaklarının perde arkasında ihanet, entrika ve güç savaşlarıyla dolu karanlık bir oyun dönüyor.
Feris Doğan, yıllardır emek verdiği derginin genel yayın yönetmeni olacağına inanırken her şeyin kontrolünde olduğunu sanıyordur.  Ta ki derginin kuruluş yıldönümü partisinde, hayalini kurduğu koltuğun başkasına verildiğini öğrenene kadar…
Güvendiği insanların sırt çevirdiği, çarpık ilişkiler ve skandallarla sarsılan bu dünyada, Feris yalnızca iş hayatında değil, kalbinin derinliklerinde de sarsıcı bir mücadelenin içine çekilir fakat her sırrın bir sonu, her oyunun bir bedeli vardır.
Feris kendini güç savaşının içinde bulduğunda bir gerçekle yüzleşecektir: Güven en büyük lüks, aşk ise en tehlikeli tuzaktır.
Revista’da kural nettir: Ya manşetlere zaferini yazarsın ya da yenilginin haberini okursun.


Feris yıllarca emek verdiği dergide artık yayın yönetmeni olacağını inandığı bir gün koltuğunun başkasına gitmesinden sonra bütün ümitleri tükenir ama bu koltuk için savaşmak zorundadır.
Revista için elinden geleni yapmaya çalışan Feris'i zorlu zamanlar beklemektedir.
Kitapta Feris'e o kadar çok hak verdiğim yerler oldu ki, ben olsam neler yapmazdım dedim. Mesela çıkardım dergiden o sinirle ve gururla ama Feris tam tersi yapıyor ve koltuğu için savaşmak istiyor.
En iyisini yapıyor çünkü neler neler oluyor.
Tabii bazı yaptıklarına sinir oldum, çok fazla kibirli ve o kibir başını baya yakacak gibi. Ve şu inadı. Yani mevzu ortaya çıktıktan sonra birilerinin mevzuyu hemen kabul etmesi olmadı, azıcık sürünmesi lazımdı asdfghjk
Başarı konusunda kendisinden örnek almak lazım cidden.
Son kısımda yaptığını ne yazık ki mantıklı buldum, aksini yapmazdı Feris zaten, bakalım devamında neler olacak merak ediyorum.


Mayıs ve Nesli.
Editör ve sosyal medya müdürü. İkiside Feris'in yakın arkadaşlarından. Dergide ne olursa olsun hemen toplanıp dedikodu yapan o grup. Nesli ne kadar sakin ve mantıklı düşünsede Mayıs tam askine aklı bir karış havada. Aklı fikri flörtte olan Mayıs Feris'in ilişkileri hakkında da çok fazla söz sahibi oluyordur.
Nesli'nin gruba dahil olması çok farklı oldu ama güzel oldu. Böyle beklemiyordum açıkçası, aynı Feris kadar başka çok fazla önyargılı olduk ama neler oldu neler.
Sonrasında Mayıs, kadın resmen izlediğimi yabancı filmlerde o hoppa kızın ta kendisi.
Yabancı bir kitap okusam, yaptıkları ve söylediklerini garipsemem ama bu flört mevzusu ne yazık ki garip geldi. Yani bu kadar olacağını düşünmemiştim. Yani kitap Türk yazardan ve mekanlar Türkiye'de olsa da kitabın içeri tam bir yabancı gibi geldi bana. Ama biz görmesekte belki de bizim ülkemizde de aynıları oluyordur, bilemeyiz ki. :D Yine de garipsedim işte. :D Ve bakalım Mayıs'ın aklını çelecek kişi kim olacak, merakla bekliyorum. ;)
Tabii ikinci kitapta Nesli'ninde olayları var, onlarıda ayrıca okuyacak gibiyiz. Burada sadece Feris vardı, o kitapta bir kaç karakteri daha ayrıca okuyacak gibiyiz.


Kitapta iki erkek var, ikisinide yazmak istemiyorum çünkü spoiler olur. Sadece biri var ki evlere şenlik. İşte bu kısımda Mayıs'ın bu adamı övmesi çok yerinde bir olaydı. :D Diğer içinde çok haklıydı ama. Tam bir kaşık suda boğmalık adamdı. -_-
Kitabın son kısmında bazı şeyler oldu, burada Feris'e çok kızdım. Adam gibi açıklasa ya, bir de akıllı ve mantıklı geçinen biri diyeceğiz. :D Burada aklı uzaya uçtu, işte kitaplarda karakterleri böyle yazmaların ayrıca sinir oluyorum. O mevzu başka devam edebilirdi, ne öyle bıraktılar. :D Neyse, okuyanlar anladı beni bence. ;)
Feris'in yerini almak isteyen kişi ve diğerleri. Cansel'e aşırı kıl oldum. Feris o kadar haklı ki kitabın içine girip hepsini şöyle bir sirkelemek istedim. :D
Umarım kitabın devamında bizi sinir etmez. -_- Ki kesin edecek gibi. -_-


Spoiler olur diye çok detay vermek istemedim. Yukarıda da dediğim gibi eğlenceli kısımlarda vardı. Mesela bir taksi olayı, o kadar iyiydi ki hak etti birileri. :D
Yazarın okuduğum ilk kitabı, kalemiyle ilk defa tanıştım. Ne yazık ki ne kadar beğensem de bazı yerlerde sürekli tekrar etmesi ki bunu ilerleyen sayfalardan çok hemen alt satırda olması sıkıntıydı. Mesela Feris bir yerde işiyle ilgili yaptığı şeyi söylüyor, birkaç paragraf geçiyor ayını şeyi bir daha söylüyor. İşte bunlar birkaç kez tekrarlandı. Bu mevzuları editörler ya da son okuma yapanlar karışmıyor mu acaba çok merak ettim. İnşallah yazar bunlara dikkat ederde devamında böyle hatalar olmaz. Bir de Feris inşallah kibrinden dolayı başı fazla yanmaz. :D


Ben bu tarza bayılıyorum, Türk yazarın yazması ise bence artı puan. O yüzden hatalarıyla falan çok sevdim ben ve devamını çooook merak ediyorum. Hatta dedim bir yerde yayımlanıyorsa gidip okuyayım ama yoktu.
Artık kısa zamanda çıkması için dua edeceğiz, edeceğim. :)
Kitabımız hızlı okunuyor, bir oturuşta bitebilir bile ama benim öyle yeteneklerim yok. :D
Ve kitabımızda yetişkin içerik yok, gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz. :)





Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


"Zor olacak," dedim kırılgan bir sesle. "İnsanların söylediklerini duymazlıktan gelmek, onların yargılarına karşı durmak..."


*****


Gözlerini kıstı ve nazikçe, "Ben her zaman centilmenim," dedi.
"Yalnızca sen o tarafımla tanışmadın. Henüz."


*****


Telefon ekranını kapadığımda Hazar'ın gözlerindeki hayal kırıklığımı gördüm. O bakışlarda düşüncelerinin yansıması vardı. Konuşmadı ama sessizliği, en yüksek çığlıktan bile daha keskindi.






Bir kitabın daha yorumu biter, diğer yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^













31 Mayıs 2025 Cumartesi

İlk Kitapta Aşk//Jenn McKinlay Kitap Yorumu^^

Selamla^^
Yine ve yeniden kitap yorumuyla kaşınızdayım^^ Bu seferki kitabım o kadar güzeldi, o kadar tatlı ve kalp kırıcıydı ki son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biriydi.
Bir kere kitabımız kitapçıda ve kitaplar arasında geçiyor. Yani aynı biz. Sonra İrlanda'ya gidiyor karakterimiz, G*zze olayında İrlanda çok destek verdi ülke olarak, halk olarak. O yüzden avrupaya gitme şansım olsa ilk İrlanda'ya giderdim.
O yüzden bolca İrlanda ve kitap olunca kitabı daha çok sevdim. Bir de tabii karakterlerimiz vardı ki tamamdır, on numara kitap. :)



Hayatını kitaplara adamış bir kütüphaneci... En sevdiği yazarın yaşadığı o tatlı İrlanda köyüne taşınır ve huysuz patronuna kalbini kaptırır. Beklemediği şey ise romanlarda okuduğu o çetrefilli aşkın bu sefer onun için yazılacağıdır!
Martha's Vineyard'da kitaplarla çevrili bir yaşam süren Emily Allen, en karanlık günlerinde ona ışık olan yazar Siobhan Riordan’dan beklenmedik bir iş teklifi alır ve İrlanda'ya davet edilir. Emily için bu teklif, hayallerine dokunma fırsatıdır ve hiç düşünmeden kabul eder. Siobhan Riordan ise on yıllık bir aradan sonra, herkes tarafından büyük beğeni toplayan serisinin final kitabını yazmaya karar verir. Ona bu süreçte yardımcı olmak Emily için her şeye bedeldir ama hiç hesapta olmayan bir şey vardır: Patronu Kieran Murphy. Bu aksi ve huysuz kitap kurdu, Emily'nin varlığından pek hoşlanmaz ve bunu net bir şekilde belli eder. Günler tatlı-sert atışmalarla geçerken Emily, hem bu yeni hayata hem de Kieran’a giderek daha fazla bağlanır.
Ta ki Kieran'ın bu zorlayıcı tavırlarının altındaki asıl sebebi öğrenene dek.
Siobhan hikâyesine son noktayı koymaya hazırlanırken Emily de kendi hikâyesinde bir sonraki sayfayı çevirmek zorundadır. Cesaret, aşk ve yeni başlangıçların heyecanıyla işlenmiş bu masalda Emily'nin kendi mutlu sonunu yazmayı öğrenmesi gerekecektir. Her sayfası umut ve aşkla dolu bu hikâye, kalbinizin en derin köşesine dokunacak!


Emily babasının onları terk etmesinden sonra annesinin sorunlarıyla baş etmekten büyük sıkıntılar yaşamaya başlar. İş hayatında da kütüphaneci olarak devam eden Emily gençliğinde hayata tutunmasını sağlayan serisinin son kitabını on yıldır beklemektedir. Bir gün serisinin yazarına yazdığı mektuptan sonra kendini annesinin baskısından koparıp İrlanda'da bulur.
Hastalık hastası olmasıda hayatını etkiler ama İrlanda'ya gelme kararı verirken her şeyi geride bırakmakta kararlıdır.
Her şey yolunda gitmiş, çok sevdiği yazarıyla da anlaşmıştır ama daha ilk dakikadan ona kötü davranan patronu ve yazarın oğlu çıkmştır.
Emily çok tatlıydı, annesine yıllar sonra karşı çıkması, hastalık hastası olmasına neden olan mevzu çok kalp kırıcıydı. Yine de herkese rağmen karar verip, ülke değiştirmesi takdiri hak ediyordu.
Sonralardan da gururlu çıkışları falan kitaptaki en sevdiğim karakter oldu.


Kieran, ismi zor olduğu için Kier diyeceğim.
Annesinin yıllar önce bıraktığı kitabın yazılmasını istemediğinden yeni gelen çalışanına çok iyi davranmak istemez ki hemen gitsin diye ama karşısındaki kişi vazgeçmeyince hislerine engel olamaz.
Kier için başta dedim Emily'yi tanıyor falan, ondan böyle ama işte iş başkaymış. Gerçekleri öğrendiğim zaman hak verdim kendisine. Onunda çocukluğu zor geçmiş.
Son kısımda yaptıklarına da ne yazık ki hak verdim. Yani burada kimse haksız değildi ama Kier aralarındaki en haklısıydı bence ve tavrı olması gerekendi.

Diğer karakterlerde kitapçıdakiler çok tatlıydı, sonradan Emily'ye sürekli mesaj atmaları tatlıydı. Tabii yabancı kitapların olmazsa olmazı saçma karakterler yok değildi. Neyse ki göze sokulacak kadar değildi de okumayı çok etkilemedi.
Bir de yazarımız var tabii, Kier'in annesi, Emily'nin en sevdiği insan.
Emily annesinden görmediği şefkati bu yazardan görüyor ve okuyunca o kadar mutlu oluyoruz.
Ben çok sevdim o kısımları okurken.
Tabii bir de Emily'nin annesi. Çok kötüydü ve öyle insanların gerçekte de var olması, çevrisindeki insanların hayatlarına kara bulut gibi çökmesi çok kötü.
Tabii o anneden kaçtığı kişide arkadaşı Samantha. Kier Sam olarak tanıyor ilk başta ve erkek zannediyor, o kısımdaki kıskançlığı çok tatlıydı. :)


Her anlamda güzel bir kitaptı. Aşkı da, aileyi de, çocukluk travmaları da o kadar güzel yazmış ki yazar kalbimize dokunup, içimize işliyor. Keşke olmasa dediğimiz şeyler ne yazık ki kaçınılmaz olarak oluyor. Tabii kitap diyoruz, hayal ürünü her şey değişebilir falan ama bence böyle olması gerekiyor bazen. Burada öyle bir mevzu vardı.
Kapak ve konudan daha çok aşk dolu bir kitap bekleyebilirsiniz, evet beklentiniz bu yönde olursa hayal kırıklığına uğramazsınız ama yanında üzücü şeylerde vardı.
Ben bu yüzden sevdim.
Aşk konusu da çok tatlıydı, çiftimiz atışmalarında bile kitaplardan alıntı bulup söylemesi ve hemen kitap adının bilinmesi kitabı üstü düzey bir şeye çevirmiş. :D Çok tatlıydı oralar.
Bir ara kitaplarla ilgili bir oyun oynadılar, okurken çok eğlendim ve ilerdeki müstakbel eşimde kitap kurdu olursa tam oynanacak oyun. :D

Hem akıcı, hem tatlı, bir yönden kalbe dokunan kitapları seviyorsanız kesinlikle öneriyorum.
İrlanda'da da olduğunuz hissediyorsunuz o anlatımla. Tamam sürekli bir tarihi yer vs. anlatılmadı ama okurken diyorsunuz ki tamam ben İrlanda'nın bir kasabasında, o güzel evlerin olduğu sokakta geziyorum. Bu yüzden de çok sevdim.
Kısacası çok sevdiğim, okuyun diyeceğim, bol kitaplı, bol aşklı, azıcık duygusal bu kitabı öneriyorum. :)
Kapağı da çok güzeldi, anlamlıydı da.
Tabii yetişkin içerik vardı, bunu bilerek okumanızı öneririm. :)




Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


Kaşları çatılmış  ve ağzının köşeleri aşağı doğru kıvrılmıştı. En sevdiğim romanlardan biri olan Jane Austen'ın Gurur ve Önyargı kitabında hayal ettiğim Fitzwilliam Dacry'ye ne kadar benzediğini fark ettim.


*****


Kendi kendime, önlüklü bir adam hayal etme, dedim. Ama dinlemedim. Adam yemek pişiriyor ve bu da çekicilik seviyesini arşa çıkarıyordu.


*****

Tüm İrlanda maceramın sadece bir rüya olduğunu keşfetmekten korkuyordum.


*****


"Senin için, Kızıl, istediğin her şeyi değiştiririm. Sadece eve gel ve ait olduğun yerde benimle ol."






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^








7 Mayıs 2025 Çarşamba

Aramızdaki Yedi Yıl//Ashley Poston Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yine çok severek okuduğum bir kitabın yorumuyla geldim. Geçen aylarda aldığıma ama bir türlü okumadığım kitaplardan biri kendisi. Instada yorumu görünce almak istedim çünkü konusu çok farklıydı.
Evet denildiği kadar güzeldi, farklı konusu ve yazılışını sevdim ama illa ki bazı hataları vardı. Onları devamında söyleyeceğim ama kısa ve akıcı(çoğu yeri) kitapları seviyorsanız eğer yorumumun devamını okumanızı öneririm^^



Ya âşık olduğunuz kişi yedi yıl geçmişte yaşıyor olsaydı?
Clementine West geleceğini titizlikle planlamıştı: Çok çalışmalı, âşık olacak düzgün birini bulmalı ve sürekli büyük bir hayalin peşinden koşmalıydı. Bu, çok sevdiği teyzesini kaybettikten sonra kalbini güvende tutmak için hazırladığı, kusursuz bir plandı. Ancak aşk, en iyi planları bile karmaşık hâle getirebilirdi ve Clementine kalbinin bunu kaldırabileceğinden emin değildi.
Ama bir gün, merhum teyzesinin mutfağında yakışıklı bir yabancıyla; kibar gözleri, Güneyli aksanı ve limonlu turtalara karşı açıklanamaz bir düşkünlüğü olan bir adamla karşılaştı. Bu adam âşık olabileceği, ikinci şanslara inanmasını sağlayacak o kişi olabilirdi. Ama bir sorun vardı: Bu adam tam yedi yıl geçmişte yaşamaktaydı.
Clementine, teyzesinin tuhaf dairesinde kendini kalp kırıklığının eşiğinde bulduğunda bugünde yaşamayan birine âşık olmanın her şeyi mahvedebileceğini biliyordu. Oysa zaman hiçbir şekilde aşka engel değildi, asıl sorun her daim zamanlamaydı.


-Karakterimizin adı çok uzun ve karmaşık olduğu için Clem diye geçeceğim-
Clem sevdiği teyzesini kaybettikten sonra onun bıraktığı evde yaşamaya başlar. Aylarca sadece eve gidip geldikten sonra bir gün evde yabancı biriyle karşılaşınca teyzesinin verdiği sırrın gerçekleştiğinden emin olur ama söylediği diğer şey yüzünden yabancıyı evden göndermek ister ama işler çokta istediği gibi gitmez.
Clem kafası karışık bir karakterdi. Sürekli teyzesinden bahsetmesinin sebebini tabii ki de sonradan öğrendik ki hak verdim ama belli bir yerden sonra sürekli teyzesinden bahsetmesinden gına geldi. Anladık teyzenle çok gezdin, çok eğlendin ama yeter yani.
Ben diğer detayları öğrenmek istiyorum dedim durdum sonra bölümlerde.
Bu yüzden çok sevemedim ama verdiği kararlar doğrultusunda sevdiğim bir karakter oldu.


Şimdi erkek karakterimizden bahsedeceğim ama spoiler olma ihtimali o kadar yüksek ki o yüzden sevip, sevmediğimden bahsedip geçeceğim.
Çok tatlıydı, bazı yerlerde Clem'e seslenmesi beni benden aldı(Okuyanlar anladı. Limon)
O yüzden bu kısımlar çok hoşuma gitti. Daha çok okumak isterdim, o yüzden şu teyze mevzusunu bu kadar uzatmaları hoşuma gitmedi.
Yine de bu karakteri okumak çok hoşuma gitmenin yanından çok sevdim de :)
Şeflere olan ilgimiz tekrardan nüksetti. :D 


Diğer karakterlerden Clem'in arkadaşlarına bayıldımmm
Bir kez bile Clem'i yalnız bırakmamaları çok hoştu. Ve Clem'in de onlara yardım etmesi, destek olması, işleri yoldan çıkınca onlara yardım etmesi çok çok tatlı ve hoştu.
Diğer karakterlerden anladığınız üzere teyze mevzusunu hiç sevmedim, zaten illa ki işin içine abuk subuk şeyler soktular. Onda da saçmaladılar. Yani okuyan arkadaşlar bana hak verin, çocukları öğrense ne olacaktı?
Bazı şeylerin havada kalması, niye böyle detaylı saçmaladı anlamadım ve değişikti. O kısımlar kitabın güzelliğine gölge düşürmüş ama evin sihri, çiftimizin mevzusu kitabı güzelleştirmiş. Bu da bunları arka plana atmama sebep oldu ama yine diyorum, o gereksiz şeyleri koymadan da güzel bir kitap yazabilirdi.

Akıcıydı kitap ama yine teyze mevzusuna gelince sanki kitap ağırlaşıyordu. Yani genç kızı alıp bilmediği ülkelere götürüp ve sonradan çokta ilgilenmemesi(Clem kendisi anlatıyor) komikti ya. Kitap olmasa teyze kesinlikle güvenilmeyecek listenin en başında yer almalı. :D
Detayları veremediğim için yorumu çok fazla uzatmak istemiyorum, oysa ki ne çok yazacağım şey var. Spoiler olarak yazmakta istemiyorum açıkçası, okuyun siz öğrenin.
Farklı bir konu, farklı birer hayatlar ve karakterler.
Gerçekten okuduğum en ilginç kitaplardan biriydi ve ben çok sevdim. :)


Sonu beni tatmin etti, olması gereken gibi bitti.
Bir an yazar hop diye bitirecek diye ödüm koptu ama neyse ki güzel devam ettirmişti. Bu yüzden kafanızda soru işaretleri varsa onları geri plana atın ve bir şans verin derim.
Bu arada ilk başlarda bazı şeyler oluyor ve okuduğum anda aklıma bir şeyler geldi ve bumm, oldu dfghjkl
Baştan böyle detaylar verilmesi güzel ama şaşırtması daha hoş olurdu bence. :)
Yazarın yine böyle farklı kitapları basılırsa okumayı düşünürüm ama bu teyze mevzusu gibi saçma bir mevzuyu orada da uzatırsa belki de başka okumam. :)
Kitapta yetişkin içerik mevcut, onu bilerek okumanızı öneririm. :)




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Kendimi tuttum. "Seni yemin ederim ki daha önce dans ettim."
"Ama benimle etmedim."



*****

"Patates kızartması yüzünden hayatın değişti?"
"En ummadığın şeyler hayatını değiştirir."


*****


Düzenine sıkı sıkıya bağlı, kaygılı ve psikolojisi bozuk bir keşmekeştim. Etrafıma ördüğüm duvarlar öyle yüksekti ki bu duvarları neye karşı ördüğümü bile unutmuştum.


*****


Kitaplarda insana güven veren bir şey vardı. Başlangıçları, ortaları ve sonları vardı ve eğer bir kısmı beğenmezseniz, bir sonraki bölüme geçebilirdiniz. Eğer birisi ölüyorsa, o ölmeden önceki son sayfada okumayı bırakabilirdiniz ve böylece ı kişi sonsuz dek yaşardı. Mutlu sonlar kesindi, kötüler yenilirdi ve iyiler hep baki kalırdı.


*****

Düzeltilmeye ihtiyacım yoktu. Tek ihtiyacım olan şey... bana insan olduğumun hatırlatılmasıydı.


*****


Geriye dönüp baktığınızda aklınız, kalbinizin hatırlamak istediği şeyleri hiçbir zaman hatırlayamaz.






Bir yorum daha biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^





Buralarda da varım^^






5 Mart 2025 Çarşamba

Aşk İnsanları için En Güzel Romcom Kitaplar// Blogları Canlandırma Projesi Şubat Ayı^^

 Selamlar^^
Yılın ikinci BCP ile sizlerleyimm^^
Bu ay sevgililer günü dolayısıyla romantik-komedi temamız vardı, şu an elimde bu tarz bir içerik olmadığı için böyle bir öneride bulunmak istedim^^
Çok tatlış, okurken hem eğlenip, hem romantik sahnelere düşüp hem de hayattan bir şeyler öğreneceğiniz kitapları derledim. :)
Umarım beğenirsiniz^^
Bu arada BCP olarak Şubat ayında sadece Romantik, Komedi, Aşk, Sevgi, Yalnızlık ve İçsel Dönüşüm gibi temalarımız var. Eğer sizde yazmak isterseniz katılabilirsiniz. :)



Eski sevgili.
Aynı şirkette rakip olma.
Ve yapılması gereken listeler. :)



Türk Sophie Kinsella diyebiliriz.
Tam bir citlik tarzında kitap. :)



Historical.
Platonik bir aşk.
Ortaya çıkan sırlar, bolca eğlence ve aşk^^



Yoğunluktan ve baskıdan sıkılan popstar.
Bu sebeple kafa dağıtmak için bilmediği kasabaya gitme.
Kasabanın erkek turtacısı.



Patron-Çalışan ilişkisi.
Birbirlerini tanımadan yardım etmeleri.
İlk görüşte aşk.
(Bu aslından romantik-dram kitap, komedi yanı da var ama ben dram yanını daha çok sevdim)



Lise aşkı.
Sahte sevgililik.
Gönderilmemiş mektuplar.
(Bu kitap ikinci kitap, yazdıklarım birinci kitabı anlatıyor. Fotoğraf bulamadım)



Kız kardeşiyle bilmedikleri kasabada tatil.
Editör savaşları.
Hiç tahmin etmediği kişinin kasana sakini oluşu.
 Ve nefretten aşka.



Mahalle kurgusu.
En yakın arkadaşın kız kardeşine aşık olma.
Bursa'nın tarihi ve mahalledeki absürt olaylar.





Kitapların detaylı yorumlarını blogumda bulabilirsiniz^^
Daha bir sürü önerim var ama şu anlık yeterli, istek gelirse yine böyle öneri yazısı yazarım. :)
Hepsi sevdiğim kitaplar, bazısının basımları yokturdur ama ikinci el bakabilirsiniz. :)



Mart ayı BCP temamız Kadın Hakları, Kadınlar, Kadın Yazarlar ve Bahar Mevsimi olacaktır. 
Ama ben sadece BCP yazılarını okumak istiyorum derseniz buradan! bakabilirsiniz^^







Başka yazılarımda görüşmek üzere, hayırlı Ramazanlar^^
Sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^







8 Şubat 2025 Cumartesi

Roma Tatili II Sarah Adams Kitap Yorumu// Blogları Canlandırma Projesi Ocak Ayı^^

 Selamlar^^
Size harika bir kitabın yorumuyla geldim. İnanın hem romcom olup hem de rahat okunan, smut olmayan kitap uzun zamandır okumuyordum. İşte bu kitapla o vuslat sona erdi çok şükür. Tabii eskideki kitaplarda var böyle ama yeni çıkan kitaplarda böyle hiç yoktur ya da ben bir türlü bulamıyorum.
O yüzden okuduğum için çok memnunum.
Ve okuduğum zaman tam bir kasaba kitabı olması, kız kardeşlerin olması ve onlarında kitaplarının olması falan cidden beni eskiye götürdü ve okuma zevkim daha arttı.
Ve kitabımız bu ay tam puan alan ikinci kitabımız, sonuna kadar hak etti. 😍

Not: Kitabımızın karakteri müzikle ilgilendiği için temaya çok uygun diye BCP için ekledim^^



Kalbin, hiç ummadığın bir yere ait olabilir...
Roma’ya hoş geldiniz! Ama yanlış anlaşılma olmasın, İtalya’da değil, Kentucky’nin küçük ve şirin kasabası Roma’dayız. Sıcakkanlı insanları, rengarenk dükkanları ve sakin hayatıyla bu küçük kasabanın Rae Rose gibi bir
dünya yıldızını ağırladığını duymak sizi şaşırtabilir.
Kulağımıza gelen fısıltılara göre Rae Rose olarak bilinen Amelia, şöhretin parlak ışıklarından ve onu yalnızlaştıran sevdiklerinden oldukça yorulmuş ve çareyi, Audrey Hepburn’ün en sevdiği filmi Roma Tatili’nden ilhamla, ona en yakın olan Roma’ya gelmekte bulmuş ve bir süre kalmayı planlıyormuş.
Daha şaşırtıcı olan ise Amelia’nın, kasabanın huysuz turtacısı Noah Walker’la yakın bir ilişki kurmuş olması. Gönül işlerini bir kenara bıraktığını düşünen Noah’nın, sevimli ve sakar Amelia’ya düşkünlüğü, her işe burnunu sokan kasabalıların gözünden kaçmış değil. Ancak birbirinden bu kadar farklı olan iki insanın, orta yolda buluşmak için ne kadar ödün vermesi; hayatını değiştireceğini inandığı bir aşka nasıl tutunması gerekir?


Amelia gençlik yıllarından beri sevdiği işi yapıp pop star olmuştur. Baştan çok sevip, zevk alsa da son zamanlarda çevresindeki baskıdan sıkılır ve çok sevdiği filmi örnek alarak en yakın Roma'ya gider. Gittiğinde başına olmayacak şey gelir ve tanımadığı ıssız bir yerde eski arabası bozulur ve yolda kalır.
Arabasının bozulduğu arazinin sahibi ise yardıma geldiğinden ilk başlarda korkar ama sonradan ikna olup o gece gizemli adamın evinde kalınca işler karışır.
Amelia'ya çok üzüldüm ya, şan şöhret sahibi ama kalabalıklar arasından yalnız kalmış, sevdiği işi yapamaz hale gelmiş. Bence genel olarak pop starlarına bakınca hepsi bu durumda. Resmen robot olarak kullanıyorlar, oraya git, bunu söyle, şuraya gül, bunu yeme vs vs vs. Yazık bee.
O yüzden kendini bulması ve bir şekilde gerçekleri görmesi çok güzel ve anlamlıydı.


Noah geçmişte yaşadıklarından ders aldığı için artık her adımını ona göre atar. Bir gün istenmeyen misafir evinde kalmaya başlayınca işler karışır.
Ailesinden kalan turta dükkanını işleten Noah üç kız kardeşine de sahip çıkmaktadır.
Kendi halinde bir kasaba olduğu için kuş uçsa herkesin her şeyi anında duyduğu için Amelia'yı zor saklar ama ona göre en kötüsü de herkesin onunla yakıştırmasıdır.
Noah çok tatlıydı, hem kız kardeşlerine sahip çıkması hem de turta sevmemesine rağmen turta yapması ve bazı şeylere her türlü sahip çıkmasına bayıldımm.
İdeal erkek resmen. Bir de mutfakta çok iyi mesela, daha ne olsun.
Ama şey komikti ya, cep telefonunun olmaması, evinde internetin olmaması komikti. 
Neden böyle detay yazmış yazar bilmiyorum ama benim hoşuma gitti.
Yani teknolojiden uzak, zaten hat çekmiyor böyle hayat sürüyor falan güzeldi.
Bir de aşk adamı oluşu, Amelia'ya olan davranışları da çok tatlıydı. Diyorum ya ideal erkek resmen. :D

Kasaba halkına hayran kaldım, yani öyle bir aile olmuşlar ki hemen mevzu anlaşılıyor ve sus pus oluyorlar. Zaten kasabada geçen kitaplar, filmler ve diziler bu yüzden çok güzel. Resmen kocaman bir aile. Kız kardeşlerde ayrıca güzeldi ve serinin devamında kızların hikayelerinin olması daha da güzel.
Biri Amelia'nın korumasıyla, bir diğeri ise kasabaya gelen yazarla olacakmış. Ayyy en sevdiğim, en sevdiğimmmm^^
İnşallah en kısa zamanda çıkarırlar devamını. <3


Yazarın kalemine ayrıca hayran kaldım, hem akıcı hem konu güzel. Daha ne olsun arkadaşlar. Ve kitapta smut olmaması, sonra abuk subuk şeylerin yer almaması kitabı çok daha güzel yapmış.
Çiftimizin kısa sürede aşık olmasını garipsemedim açıkçası, çünkü aralarından hemen bir etkileşim oluyor zaten ve buna rağmen hemen bir ilişki vs olmuyor. Normalde sevmem hemen aşık olma mevzusunu ama bu gerçekten öyle değildi ve yavaş yavaş yakınlaşmaları çok güzeldi.
Tabii ortada bir gerçek vardı, bunu unutmadan devam etmeleri de güzeldi.
Şimdi şu ünlü kitap sayfasında puanlamasına baktım da seri devam ettikçe puanlar yükseliyor, ayyy daha çok merak ettim şu an. :D Keşke ingilizcem olsaydı. :/
Ayy daha ne kadar yazayım güzel olduğunu. :D
Bu arada yazarın başka bir kitabı var çıkmış, o tek kitap herhalde bakmam lazım ama spor romantizm konu alıyor, daha da ilgi çekici. :)


Bu yorumdan sonra daha ne diyebilirim ki yani, alın okuyun^^
Kapak harikaydı, o kadar cıvıl cıvıl ki çok seviyorum böyle kitapları. Başta da dediğim gibi uzun zamandır böyle bir kitap okumadığım için resmen ilaç gibi geldi. Böyle bir kitap en son ne zaman okudum onu bile hatırlamıyorum^^
Genel okur olduğu için herkese öneriyorum^^ 



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


Bu kadın hayatıma bu kadar çabuk sızabilmişti? Kasırgalar bile bir şehri daha yavaş tahrip ederdi. Muhtemelen onun yaratacağından daha az zarar ile...


*****


Kalbime sesleniyorum, sakın bunu yapma. Heyecanla çarpmaya niyetlendiğinin farkındayım ama buna izin vermiyorum. Ne olmuş yani? Noah, iyi bir abi işte.


*****


Beni evinde istemiyordu ama rahat ettiğimden, güvende olduğumdan emin olmak için kendi yolundan çıkabiliyordu.


*****


"...Güya beni seven yüzlerce insanla dolu odada  durup yine de kendimi yapayalnız hissedebiliyorum."


*****


Amelia Rose'a aşık olmaya direnmeme yardım edecek tüm sinir hücrelerime ihtiyacım vardı. Gerçi... Hayır.
Ben çoktan ona aşık olmuştum.





BCP için Şubat ayı temamız Romantik, Komedi, Aşk, Sevgi, Yalnızlık ve İçsel Dönüşüm^^
Temamız yine dolu dolu, istediğin zaman katılabilirsiniz^^
BCP için yazdığım diğer yazılara Buradan! ulaşabilirsiniz.
Bekliyoruzz efenimm^^




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^




18 Aralık 2024 Çarşamba

Saklı//Pınar Salman Kitap yorumu^^

 Selamlar^^
Bundan aylar önce sosyal medyada gördüğüm bir videodan sonra aklıma düştü bu kitap. Tam alacaktım bu sefer kitabın tasarımı değişti ve yakından ikinci kitap çıkacak dedi. Bu seferde onu bekleyeyim dedim ama baktım uygun fiyata geliyor hemen aldım ama yine baya bir beklettim kitaplıkta. Sonra takipçilerim artık ikinci kitap çıktı okusana şu kitabı diye baskı yapınca okumaya başladım.
Konusu imkansız bir aşk, bayılırımmm
Ama uygun bir imkansız aşk olacak, nedenini devamında anlayacaksınız. :)



Erva, tüm hareketlerini ve alışkanlıklarını hatta aklından geçirdiklerini ezbere bildiği Üsteğmen Doru Demir’e âşıktı.
Bir beklentisi olmadan, imkânsız olduğunu bilerek günlerini ve gecelerini ona komşu olan askeri lojmandaki tek katlı konutunda geçirirken, duvarları onu sızdırıyordu. Bazen oturup penceresinden evinin yanan ışıklarını izliyordu, bazen de sesini işitip evinin küçük mutfağından onun yakın ama uzak gelen yaşantısına dahil oluyordu.
Kimselere anlatamadığı, kendine yasakladığı bu adamı günlüğüne yazıyor ve hislerini herkesten, ondan bile saklıyordu. Doru Demir ile yalnızca günlüğünün sayfalarında buluşuyordu.
Ta ki o günlük kaybolana ve bir avuç küle dönüp içine yazılanlardan fazlasını beraberinde ortaya çıkarana kadar!


Erva ilk gördüğü anda aşık olduğunu Doru'ya daha ilk dakikadan duygularını söylemek ister en yakın arkadaşı ile çıktığını öğrendikten sonra aşkını kalbine gömüp her şeyi günlüğüne yazmaya başlar.
Bir gün günlüğünün kaybolduğunu anladığı an hayatı başına yıkılsa da artık günlük yazmak istemez.
Kapı komşusu ve babasının timinde asker olan Doru'nun her yaptığını gören Erva en çokta Ceylin'in sürekli Doru'da olmasına üzülüyor olsa da sürekli geriden izler, acısını yaşar.
Hiç ummadığı anda Doru'nun değişen hal ve hareketlerinden sonra hayatı tamamen değişecektir.
Erva'nın imkansız aşkına çok üzüldüm, okumayanlar şey zannedebilir, işte oğlanın sevgilisi var ve kız buna aşık oluyor. Hayır, ilk Erva görüyor ama cesaret edip söyleyene kadar arkadaşı açılıyor ve Doru'da kabul ediyor. Onun sebebi Doru'nun kısmında. :)
Erva'ya çok üzüldüm ama sanki bu aşk mevzusu biraz garipti. Yani Ceylin en yakın arkadaşı, Doru'ya olan aşkı da çok güzel, güzel sevdi ama kendi kendine yapmamam lazım dediklerini az buçuk yapmasına üzüldüm. Dediği gibi temiz bir ilişki, yani kimseye ihanet etmeden başlamak istedi. Tamam mevzular çoook fena ama ne bileyim biraz daha kendini geri çekebilirdi. :)
Okuyanlar ne demek istediğimi inşallah anladı. 


Doru tek başına yaşadığı lojman evinin yanındaki albayın kızıyla sadece albayının emaneti olarak görmektedir. Artık yaşının geldiğini düşünüp Ceylin ile sevgili olduğunda zamanla bir şeylerin ters gittiğini anlar.
Sonrasında Ceylin'in ortaya çıkardığı şeylerden sonra kafası karışan Doru'nun aslında yan komşusunun onu yıllardır sevdiği fark eder. O günden sonra gözlerinin içine dahi bakmadığı Erva'nın artık her şeyine dikkat eder.
Bu saniyeden sonra aşkın ve sevilmenin ne olduğunu öğrenen Doru artık Erva'dan vazgeçemez.
Şimdi bu yazınca aldatma gibi bir durum düşünebilirsiniz ama değil. Bunu bir bilin ama neden değil onu okuyunca öğrenebilirsiniz. :) Ya da ben spoiler yemeyi severim okurum derseniz birazdan yazacağım spoileri okursanız ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. :)
Doru'nun yaşadıklarını, sonradan Erva'ya gözlerine baksaydım her şey farklı olurdu demesi çok tatlıydı. O kıskanç halleri falan çok tatlıydı, severiz böyle şeyleri.
Tabii bazı sırlar ortaya çıkmadan önce çok iyi durmuyordu ama sonrasında her şey yerli yerine oturuyor.
Son kısımda çok üzüldüm kendisine ya, öyle olmak zorunda mıydı???? :(
Neyse, ben tabii ki dayanamadım ve gittik okudum devamını dfghjklş

Bu kitap aslından asker kurgusu olarak geçiyor, evet karakterlerimiz asker ama böyle olaylar falan geçmiyor. Zaten olaylar içlerinde ama ben daha çok işte Erva'nın babası albay olduğu için böyle doğuda olacaklarını, apartmanlı lojmanlar falan diye düşünürken aslında kitabımız İzmir'de geçiyor ve apartmandan ziyade bahçeli evler. Yani kafamda o kısımları hayal etmek biraz zor oldu çünkü kendimi apartmana odaklamıştım ne alakaysa fghjkl
Sonrasında timde olan herkesin orada yaşaması, Erva'nın kuzeninin de askerle evlenmesi güzeldi ama bu timi sürekli yan yana görmek isterdim. Tamam eğleniyorlar, sürekli yiyorlar içiyorlar ama daha çok bir arada görmek isterdim. Bundan önce Gökçen'i okudum ve sürekli diğer karakteri de okuduğumuz için bunda da onu bekledim ama değildi. İkinci farklı askeri kurgum olduğu için az da olsa kıyaslama yapılabiliyorum.


Genel olarak geröekten sevdim, o imkansız haller falan çok hoşuma gitti. Sonuçta devamından olacaklarını biliyoruz, biraz kıskançlık vs olsa güzel olmaz mı?
Bir de ben şey sandım, Doru Erva'yı seviyor ama albayın kızı diye açılamıyor. Doru Erva'dan bihaber. O yüzden öyle bir mevzusu hemen siliyoruz tabii. Ama dediği gibi gözlerine bir baksa her şey değişecek ki Erva günlüğünde sürekli beni tersliyor, ben planlara dahil olmadığım ya da Ceylin üzüldüğü zaman bana kızıyor falan demişti. O yüzden bir şey diyemiyoruz, zaten Doru sürekli kendisi şey diyor her şey farklı olabilir, hiç engel olmadan görüşebiliriz falan diyordu. İşte kitap olunca farklı oluyor her şey.

Kitap akıyor gidiyor, bu mevzuyu sevdim. Yazarın kalemini beğendim ama mantık hataları çok vardı. Mesela sürekli Doru ve Erva birbirlerinin evi sallana sallana gitmesi çok saçma. Yani gizli saklı iş derken bir anda her şeyin ortaya çıkması yani çok rahatlardı kısacası. Bunlar mantık hatasıydı. Hele düğün sahnesi sdfghjk La hiç kimse mi korkmuyorsunuz, çekinmiyorsunuz? :D
Yine de o aralarındaki çekim, iletişim, yakınlaşmalar o kadar güzeldi ki çok takılmıyoruz bu durumlara. :D Aile mevzularından Doru'ya aşırı üzüldüm ki şimdide yaşadıkları kolay değil. O kısımların ya üstünde dursalardı ya da hiç yazmasaydı yazar. Tamam bir sebep lazım ama bu sebepte aşırı garip.
Konuda da dediği gibi Doru Erva'nın günlüğünü buluyor, o kısımları okurken aklıma Hatırla Sevgili geldi. Karakterimiz Ahmet de Yasemin'in günlüğünü buluyor, okuyor aşık oluyor falan. Şak diye aşık olmasını garipsemememin nedeni sıkı bir Hatırla Sevgili izleyicisi olarak bu mevzunun .ok hoşuma gitmesi. Tabii Doru Ahmet gibi değil, Ahmet Fransız nişanlısını bu yüzden bırakmıştı, yazık be.
Erva'nın iş mevzusuda garipti ya. Öğretmen mi? Araba işinde mi belli değil. Zaten izin zamanında ne olduysa oluyor. Bir de gecenin ikisinde, üçünde yemek yemek nedir yav sdfghjkl O sırada tost yaparsınız, en fazla yumurta yersiniz bunlar et sote yapıyor sdfghjkl
Komikti.



-Spoiler başlangıcı-

Şimdi son kısımdan başlayayım, Erva tehdit yüzünden kabul etmek zorunda kalıyor ama arkadaşım bunu gizlice yapsanıza, bu seferde siz Ceylin'e oyun oynayın. Ne öyle günlükleri yaz, bir gün öncesinden neredeyse başka şeyler olsun derken aslından ben günlükteki adama aşığım demek ne yav?
Doru canım nasıl inandı ama devam kitabından bazı şeyler öğreniliyor.
Ceylin mevzusu o kadar saçma ki, yani evet suçlu, Doru bu yüzden onunla takılıyor ama isteseler bir şekilde bu iş biter ama yapmıyorlar. Bu hususta aşırı hayal kırıklığı oldu. Hayır Erva'nın babası da bunlar gibi düşünüp olayı saçma hale getirdiler. Bakalım ikinci kitapta ne olacak, sonuçta Ceylin'in bildiklerini öğrendiler. İnşallah saçmalamaz.

-Spoiler Bitişi-


Uzun bir yorum oldu ama sanki yazmadığım şeyler var gibi. Hem sevdiğimden hem de hatalar bulduğumdan böyle yorum oldu. Çok sevdim aslında, beklentimin altında kalmadı, çok fazla bir beklentim yoktu zaten. Sevdiğim şeyde zaten imkansız aşktı, onu da güzel okudum. :D
Böyle kitaplara aşığım ne yapayım. :D
Devam kitapları merakla bekliyorum, zaten aldım geldi ama büyük ihtimalle üçüncü kitabın çıkmasına yakın okumayı planlıyorum inşallah. Bunun devamını bekledim, onu da bekleyeyim.
Bu tarz kitapları seviyorsanız öneriyorum, dramda var ama en çok aşk...<3




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

Doru çıkıp gittikten hemen sonra araladım gözlerimi. Kimse anlamadı ondan kaçtığımı, sakındığımı ve onu çok özlediğimi.


*****


"...Kalbimi ateşe verdim nugün, orayı tüm benliğinle doldurdun insafsız. Şimdi orada bana bile yer kalmadı."


*****


Elimi kolumu başlayan engellere kin tutmaya başladığımda anlamıştım ona tutulduğumu.


*****

Sevmeyi bilmeyen bir adamken böylesine sevilince aptala dönüyordun.


*****

"...Hiçbir şeyden korkmayan ben, bir çift yeşil gözden korkmuşum..."






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^





Buralarda da varım^^