Sophie Kinsella etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sophie Kinsella etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Aralık 2024 Pazartesi

En Sevdiğim Kitaptan Uyarlanmış Filmler//Blogları Canlandırma Projesi Kasım Ayı^^

Selamlar^^
BCP için Kasım ayı teması içinde Kitap Uyarlamaları vardı, film ya da dizi izlemediğim için bu seferde öneri yazısı yazayım dedim. Direkt aklıma gelen ilk beş filmi yazıyorum. Tabii ki de çoğunu biliyorsunuzdur ama arada bilmedikleriniz varsa not alın ve izleyin derim^^




İlk filmimiz tabii ki de Aşk ve Gurur. Bunda yıllar önce dizisi çekilmiş, onu da izledim ama bu film bambaşka. Jane Austen’ın en iyi uyarlamalarından biri ama yazının devamında bir filmi daha var.
Bu arada dizi dedim, onuda kesinlikle izleyin. Ona yorum yaptım diye hatırlıyorum ama yapmamışım. Bir daha izleyip yorum yapayım bari. :D






Kitabını okurken çok beğenmiştim ama inanın filmi kitaptan daha da iyiydi. Son kitabı okumadım, spoiler yediğim için içimden gelmedi. Ama üç filmde birbirinden güzeldi. Çiftimizin uyumu, kitapla az çok uyumlu gitmesi falan önereceğim uyarlamalardan biri. :)




 

Yine bir Jane Austen uyarlaması. Kitabı severim ama okuyalı yıllar yıllaaaar olduğundan bir daha okumak istiyorum inşallah. Ama bu film her anlamda çok güzeldi.
Bakışmalar, o ikinci şansı istemenin verdiği hissi o kadar iyi göstermişler ki en sevdiğim filmlerden biri.
Tabii geçen senelerde yeni versiyon çekildi ama izlemedim, gerek yok, ki kadın oyuncuyu çok sevmem yakışmamışta. O yüzden bu uyarlama yeterli. :D






Bir de anime ekledim buraya. Aynı isimden mangası var ve o da bu film kadar çok güzel. Çizimlerinden tutun, konusuna kadar en iyi anime ve mangalardan biri olabilir. :)
Tekrardan izlemelik ve okumaklık bir eser. :)





Son filmimiz komedi filmi. İlk kitabını okuduğumda çok hoşuma gitmişti, tabii kitaptan bir tık aynı değil ama filmini daha çok seviyorum. Şöyle söyleyeyim film arşivimde var, arşive hemen ulaşamayacağım zaman ise tarayıcımda açık duruyor film. :)
Eğlenmek isteyenlere öneririm.
Bu arada kitapta seri devam etti, bundan da etmesini isterdim ama tek filmde kalmaları çokta sırıtmamış. :)





Bir Alacakaranlık sever olarak neden o uyarlama yok diyebilirsiniz. Evet sevdiğim seri ama uyarlama deyince ilk aklıma gelen beş filmi yazdığım için Alacakaranlık listede bulunmadı ne yazık ki sdfghjkl
Sizin en sevdiğiniz uyarlama hangisi, alırım önerilerinizi. :)




Aralık ayı BCP temamız Yeni Yıl, Yılbaşı ve Kış.
Diğer BCP yazılarım için tık tık^^
Bu arada yılın son ayı ama şimdi bile katılabilirsiniz. :)




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^









19 Mayıs 2021 Çarşamba

İzlediğim Filmler 46//Aşk Garanti, Sır Tutabilir Misin?, Noel'e Yakışır Bir Düğün^^

Selamlar^^
Ramazan ayıda, bayramda bitti. İkisi de çok güzeldi çok şükür. Bitince içim hüzünle doldu. Rabbim sağlıkla ve ailemizle beraber tekrardan Ramazana kavuşmayı nasip etsin inşallah. :)
Sizin nasıl geçti?
Filistinde yaşanan olaylar yüzünden sosyal medyada fazla eskisi gibi paylaşımlarda bulunamıyorum, içim almıyor. Ama hayat devam ediyor, dualarımızla onların yanındayız.
O yüzden daha fazla bekletmeden yorumlarımı yazıp, yayımlamak istiyorum.



İkizle bir cumartesi gecesi gel film izleyelim önerisiyle başladık bu filme. Filmi taa Ramazandan önce izlemiştik, düşünün nasıl geç kalmışım yorum yazmaya.
Film avukat olan bir kadınla ve çok saçma ama sonunda haklı olan davasıyla ona gelen adamın arasında geçen ilişkiyi anlatıyor. Biraz mantıksız oldu cümle ama bence anladınız. Kadın avukat, adam müvekkil. :D
Olay ise bir aşkı garanti eden siteyle ilgili. İzleyip, keyif aldık. Çok klişe olabilir ama bence güzeldi. Bu tarz filmleri seviyorsanız bence keyif alırsınız. :)



Kadın başta çok iyi bir şirkette çalışıyor izlenimi veriyordu ama sonradan izleyip öğrenince biraz üzüldüm açıkçası. :D



Bence çok tatlılardı. :)





Cik-lit'in en iyi yazarlarından olan Sophie Kinsella'nın kitabından uyarlanan Sır Tutabilir misin?'i aslında izlemeyi düşünmüyordum, düşünmüyorduk. İkizle kitaba hastayız, çok seviyoruz ama fragmana baktığımda bu nedir ya dedim. Hiç beğenmedim, kitapla kalsaymış çok daha iyi olurmuş. Zaten film çokta adından söz ettirmedi belli ki. :D Filmi izlemeyi düşünmüyorduk ama denk gelince bir bakalım dedik.
O kadar şeyi filmde görmek rahatsız ediciydi ne yazık ki, kitapta bize geçen duygu yoğunluğu filmde havada kalmıştı. Kitap kalında değil ama neden böyle oldu bittiye geldi anlamadım. Oyunculardan mı yoksa halen daha benim filmi sevmemem mi bilemedim.
Orta halli, sonu sizi çokta şaşırtmayan bir filmdi. Kitap daha güzeldi ama, filmden önce kitabı okumanızı öneririm. ;) Yani kitaptan sonra filmi bile izlemeseniz olur. :D









Film izledim ama kitabı bir kere daha okurum. Okursam üçüncü okuyuşum olacak bu arada. :D




Klasik, klişe noel filmlerinden biriydi. Yıllar önce büyük şehre taşınıp, orada çok güzel kariyer yapan başrol kızımızla, kasabayı terk etmeyen adamın arasından geçen hikayeyi konu alıyor. Tabii bir de kasaba sakinlerinin birbirlerine olan destekleri vardı.
Film güzeldi ama kızın sürekli aşağılayıcı tavırları, söylemleri çok sinir bozucuydu. İzlerken aşırı sinir olduk ikizle.
Buna rağmen güzeldi bence, Noel filmlerini seviyorsanız, zaman geçirmelik filmlerden biri. :)



Bu kadını bir yerde izledik ama bir türlü çıkaramadık. :D





Sır Tutabilir Misin? TV+'da var, diğer iki filmi ise Netflix'de izledik. TV+ ücretsiz. :)
Diğer yazılarımda görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın^^
İzleyecek olanlara şimdiden keyifli seyirler^^



Buralarda da varım^^





 

27 Eylül 2019 Cuma

Mükemmel Olmayan Hayatım//Sophie Kinsella Kitap Yorumu^^

Merhabalar^^
Yeni kitap yorumu ile karşınızdayım. Sophie Kinsella okumayalı baya olmuştu. Kalemini sevdiğim yazarlardan biri, komedi türünde, hayattan dersler çıkarmamızı sağlayan kalemine bayılıyorum. Ha her kitabı mükemmel değil ama çok sivri zekaya sahip kendisi. :)


Milyonların kalbini Alışverikolik serisi ile kazanan New York Times Çoksatan yazarı Sophie Kinsella’dan yepyeni bir aşk hikâyesi Katie Brenner’ın mükemmel bir hayatı vardı; rüya gibi bir işi, Londra’nın merkezinde muhteşem bir dairesi ve çok havalı Instagram fotoğrafları. Oysa gerçekler bambaşkaydı... 
Gardırobunun bile sığmadığı minicik bir dairede kalıyordu, ofisin en alt kademesinde çalışıyordu ve koyduğu Instagram fotoğrafları ona ait değildi. Ama hayaller, eğer onlardan vazgeçmezsek, bir gün gerçek olurdu değil mi?.. Tabii, sizin de patronunuz Demeter gibi biri değilse. Katie bir gün işten çıkarılıp babasının çiftliğine geri döner ve Demeter’den intikam alma planları yapmaya başlar... A, tabii bir de Alex var ama o sürpriz!
Hey bu arada, mükemmel olmamanın nesi kötü ki?

Katie Londra'da kendi başına yaşayan ki ev arkadaşları var, işinden memnun ki eski moda anketleri halleden, her gün işe gittiği her andan nefret eden yine de hatasından memnun biridir. Küçüklüğünden beri Londra'da yaşamak, çalışmak hayalidir ve gerçekleşir. Küçük bir pozisyonda çalışsa da işinden memnundur ta ki bir gün hiç ummadığı anda sevmediği, uyuz olduğu patronu tarafından kovulana kadar. Bu sırada şirkete gelen, kendi halinde biriyle tanışır ve aralarında bir şeyler olacağına inansa da öğrendiği dedikodulardan sonra bütün dünyası başına yıkılarak kasabasına, babasının yanına geri döner. Bu dönüş kısa süreli olacağına inanır ve yıllarca doğru düzgün bir işte başarı sağlayamayan babasına yardımcı olur. Yeni fikirleri sayesinde işlerinde iyiye giden Katie'nin ayağına öyle bir fırsat gelir ki intikamını almak için her şeyi yapar. Ama yaptıklarından sonra aslında her şeyin farklı olduğunu anlayacaktır.

Katie karakterlerini sevdim, Londra sevdasını pek sevemedim, pislikte kalacak neredeyse ama hayalinden vazgeçemiyor. Ne olursa olsun hayalinden vazgeçme diyorlar ama pislikte yaşanmaz ki. Biraz dinlen, kendine çeki düzen ver sonra hayalini gerçekleştirmek için atağa geç. Neyse bu kısmı okuyanlar değerlendirsin, onun dışından gerçekten çok sevdim. Diğer karakterlerden de sevdiklerim oldu ama söylersem spoiler olur o yüzden susuyorum. :D


Kitabı gerçekten çok beğendim, günümüz sıkıntılarını birebir kağıda dökmüş yazar. Son zamanlarda sosyal medyada olan gerçek hayatı yansıtmayan çok fotoğraflar dönüyor. Herkes mutlu, huzurlu vs vs. Ama işin gerçeği o değil. Anladınız siz, işte kitabımız bunu konu alıyor. Şu zamana o kadar uygun ki anlatamam, işte böyle güzel bir kitaptı, bence herkes okumalı.

Sophie Kinsella en sevdiğim yazarlardan biri, çoğu kitabını okudum. Bu kitabı yeni çıktı ve Sır Tutabilir misin? kitabıyla kapışır bence ama ilk olduğu için Sır Tutabilir misin? hep birinci. Her neyse :D Daha fazla yazmama gerek yok, okuyup siz tanıyın Katie'yi.
Sonu tahmin edilebilir, güzel eğlenceli kitaplardan biri, Sophie Kinsella kitabı hiç okumamışlara kesinlikle tavsiye ediyorum. Katie'nin hayatını, hayallerini, başarma isteğini okurken hem kitabı hem Katie'yi çok seveceksiniz.

Not: Sophie Kinsella kitapları Artemis Yayınlarından çıkıyordu ama bundan sonra Dex Kitap'dan çıkacak. Çok kalbimi kırdı bu, ben Artemis Yayınlarını seviyorum. Dex'in kitabına yorum yaparken bunu yazmam çok komik ama bilin istedim. :D




Kitaba Puanım 5/5^^





Alıntılar^^


Neyse, babam böyleydi işte. Tam göründüğü gibi değildi. Sonra tam bunu kavradığınız sırada, bir bakardınız, aynı göründüğü gibiydi. :D



******



Güzel. Yine o kelime. Bu kelimeyi iki avucumun içine almak, bir kavanoza koyup sonsuza dek saklamak istiyordum.



******



Çünkü imkansız şeyleri umut etmek insan doğasında vardır.



******



Birisinin parlak ve pırıl pırıl bir yanını her gördüğünüzde şunu hatırlayın: Onların da sefil gerçekleri vardır. Tabii ki var. Sonra kendi sefil gerçeğinizi her gördüğünüzde ve kendinizi ümitsiz hissettiğinizde şöyle düşünün, Bu benim hayatım mı ve hatırlayın: Değil. Bazen bulması zor olsa da, herkesin bir parlak ve pırıl pırıl yanı vardır.



Bir yorum daha biter, başka yorumlarda görüşmek dileğiyle^^


Buralarda da varım^^






1 Şubat 2019 Cuma

Beni Hatırladın mı?//Sophie Kinsella Kitap Yorumu^^

Herkese merhaba^^
Yeni kitap yorumum sizlerle^^ Instagram'da beni takip edenler uzun zaman önce Sophie Kinsella kitabı okuduğumu bilir. Ne zamandır okumuyordum, özlemişim. Biraz kafa dağıtmalık, hoş bir kitaptı ama sinir etmeden de bırakmadı! Yorumda bahsedeceğim neden sinir olduğumu, hatta hak vermeyebilirsiniz de ama o sırada beni çileden çıkardı. Bu tarz şeylere gelemiyorum arkadaşlar! Bunu es geçersek sevdiğim bir kitap oldu, yine akıcı, anlaşılır ve komik. Gerçi bu sefer fazla çik-lik tarzı değildi sanki, duygusallık biraz daha ağır basıyordu.


Bir sabah uyansanız ve hayatınız kusursuz olsa…?
Lexi, berbat bir trafik kazasının ardından hastanede gözlerini açıyor. Ona göre sene 2004. Kendisi yirmi beş yaşında ve çarpık dişli biri. Felaket bir aşk hayatına sahip. Ancak, her ne kadar inanamasa da, öğreniyor ki, sene aslında 2007 Lexi artık yirmi sekiz yaşında, dişleri inci gibi ve çalıştığı departmanın da patronu olmuş; üstelik de evli! Hem de yakışıklı mı yakışıklı bir milyonerle! Rüyalarındaki hayata aniden nasıl iniş yapıverdi böyle acaba?
Lexi şansına inanamıyor özellikle de nefes kesen yeni evini gördüğü zaman! Kocasını yeniden tanımaya başlayınca muhteşem bir evlilik hayatı olduğunu da öğrenecek, çok iyi biliyor. Üstelik sevgili kocası bir de 'Evlilik Kitapçığı' hazırlamış onun için.
Fakat Lexi yeni kimliği hakkında daha çok bilgi edindikçe, kusursuz hayatının yüzeyinde çatlaklar oluşmaya başlıyor. Eski dostlarının hepsi ondan nefret ediyor. İşine göz dikmiş, dişli bir rakibi var.
Bir de üstüne üstlük dağınık saçlı, seksi bir erkek çıkıp…
yeni bir bomba patlatıyor!
Yani, ne olmuş olabilir ki?
Lexi bir gün her şeyi hatırlayacak mı?
Ve hatırlarsa ne olacak?

Konusunda da okuduğunuz üzere kitabımız büyük bir kazadan sonra hafızasını kaybeden Lexi'yi konu alıyor. Hafıza kaybının ilginç bir tarafı yok ama ilginç olan bir şey var ki kazadan sonra yaşadığı hayat. Siz onun yerinde olsaydınız ne yapardınız? Sorusunu herkes kendine sormuştur diye düşünüyorum. Doğrusu ben Lexi'nin yerinde olsam şunları yapardım; ilk olarak karşımda kim varsa açık açık son 3 yıla dair zerre bir şey bilmiyorum, o yüzden beni rahat bırak der bir güzel herkesi paylar kendi işime bakar, öğrenmeye ve hafızamın gelmesi için elimden geleni yapardım. Lexi'de böyle yaptı demek isterdim ama tam tersini yaptı. Sanki suç bundaymış gibi hatırlamaması sürekli yüzüne vurulur gibi oldu, garibim ağrını açıp bir şey de demedi. Eski Lexi'yi bildiği ve olduğu için demedi, o 3 yılda değişen Lexi olsaydı kimse elinden kurtulmazdı.



Kızdığım kısımlar bunlar oldu ama geri kalanın sevdim, Lexi hayatını öğrenirken bizde onunla beraber öğrendik, ekstra sahneler veya karaktere söz hakkı verip Lexi'yi devre dışı bırakmamış. İşte bu çok güzeldi, her ne kadar merak etsek de böyle öğrenmek en iyisiydi.
Lexi'nin kocasını sevdim ama üzüldüm. Biraz daha esnek olup, kurallar koymasaydı belki arkasından işler çevrilmezdi. :D  Lexi'nin annesi ve kız kardeşi için diyeceğim bir şey yok ama ezeli rakibini bir kaşık suda boğmak istedim. -_- Ama o konuyu çok iyi bağlamış yazar, son bölümlerde adrenalin üstüne adrenalin yaşadık. ;) Sophie bu işi biliyor. :*
Ve gelelim gizemli aşka. Başta kocası arkasından işler çevirmediği halde aldatmasına çok kızdım ama karakteri ve evlilik hayatlarını anladıkça eh hadi bu sefer peki diyelim dedim.:P Ne demek istediğimi okuyunca anlayacaksınız bence.


Genel anlamda güzel, akıcı ve sizi yormayan bir kitap. Muhteşem bir kitap olarak beklemeyin, beklentiyle başlamayın yani ama çok kötü de demiyorum. Sophie'nin çok güzel kitaplarını okudum, bu onlardan biri değil. Benim için kötü olarak  halen daha zirvede Aundrey'i Bulmak var! Sophie gençlik yazmasın. :D Şimdi yeni çıkan kitabını merak ediyorum, seveni, beğeneni çok olmuş. Bir de konusu vs. ilgimi çekti ama Dex'den çıkmasına halen daha kılım. Bazı kitaplar, yazarlar bazı yayınevlerinde daha güzel duruyor.




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Uff ya. Zengin insanların niye zayıf olduklarını anlıyorum şimdi: Hayvan gibi evlerinde oradan oraya gezinmekten.



*****


Nasa'dan bile karmaşık bir evde nasıl yaşanır yahu? Hem bir evin niye akıllı olması lazım ki? Hoş ve salak olsa, olmaz mı?





Bir yorumda böylece biter. Başka yorumlarda görüşmek dileğiyle.^^







21 Ocak 2017 Cumartesi

Bir Alışverişkoliğin İtirafları//Sophie Kinsella Kitap Yorumları^^

Herkese merhaba^^
Bu ay yorumlar da çığır açtım. Yorum üstüne yorum geliyor ama bitirmeliyim! :D Bu sefer ki kitabım çok sevdiğim yazar Sophie Kinsella'nın Alışverişkolik sersinin ilk kitabı. Sophie bu konuda usta, çik-lit dendi mi akla ilk Spohie Kinsella gelir^^ İşte bu kitap ve seride bunu kanıtlıyor :)

Tek istediği azıcık, ufacık, inanın minicik, kuş kadar bir krediydi! 
B.B.'NİN EFSANESİ AYNEN BÖYLE BAŞLADI.
Becky Bloomwood fenomeni kendini cümle aleme işte bu romanla ilan etti. Dünya şekeri, hesabı kıt bir kız o. Süper hayalleri, benzersiz bir zevki ve mini mini de zaafları var! Becky Bloomwood'un Londra'daki evi tam anlamıyla harika. Sezonun 'olmazsa olmazlarıyla' dopdolu bir gardırobu ve insanlara paralarını nasıl kullanacaklarını anlatması karşılığı para kazandığı bir işi var. Terzi söküğünü dikemezmiş ya, Becky de 'özservetini' nasıl idareli kullanabileceğini asla kestiremeyen bir kız! Bankaların mektuplarını 'inkar' etmek imkansızlaştığın da, Becky, "Kısıntı Yap" veya "Daha Çok Kazan" gibi felsefeleri benimsemek için elinden geleni yaptı gerçekten. Cidden çok çaba gösterdi. Yalnız bu işte başarının formülü yüzde 51 yetenekti. Ve ondan Becky'de yüzde 1 dahi bulunmuyordu. Olmuyor, olmuyor, olmuyordu! Batıyor, batıyor, batıyordu! Batan balık yan gittiğine göre birkaç bir şey daha almaktaysa sakınca yoktu tabii.
Elem, keder, hepsi geçer! 
Bize kar kalan nedir bu dünyadaaaaaaa! 
Hayatınız para hesabı yapmakla geçiyorsa ve tek kankanız kredi kartınızsa Becky'yle ultra, über, mega anlaşacaksınız demektir!


B.B'nin efsanesi olaydı :D Ne kitaptı ama. Sonuna kadar yeri geldi güldüm ki çok fazla, yeri geldi sinir oldum, en çok ise meraktan kudurdum :D Uzun zamandır Sophie kitabı okumuyordum. Bu kitabın çok iyi geldiğini söyleyebilirim. Becky Finans bir dergide yazar. Sorsanız finansla hiçbir alakası yok ama iş iştir deyip ne bulsa yazıyor ve başarılı da oluyor. Tabii kazandığını da harcıyor alışverişe. Aldıkları da işe yarayanı da var yaramayanı da. Bu kısım da sinir olduğumu söyleyebilirim. Tamam alışverişi seviyorsun ama ayağını yorganına göre uzatsan? Ama böyle düşünsem de zaten kitabın amacı bir alışveriş koliğin yaptıklarını ve ektiği zorlukları anlatmak. Sonuna doğru her şey birbirine giriyor. Becky'nin güvendiği dağlar yerle bir ve kredi kartı borçları çok fena.
O sırada kendine güvenen komşularına yardım edince başına daha çok büyük bir dert alıyor.
Bundan sonra Becky'den atak geliyor mu gelmiyor mu okuyup görmeniz lazım. Becky'i bazı yerler de sevdim bazı yerler de dayak atasım geldi :P Ama çok tatlı bir karakterdi.


Bir de Luke var, başta tam dayaklık olan, hatta sona doğru da dayaklık olan Luke. Ama sonrasında vay seni şanslı Becky diyoruz. Sona doğru ondan gelen atağı çok sevdim :D Becky'ede çok yardım ettiği doğru :P Devam kitaplardan kendisini daha çok görmek dileğiyle^^
Diğer karakterler için ise Becky'in ev arkadaşına bayıldım. Hele Becky için gelen şeyi kendinin yapması ve bir anda büyümesine çok güldüm. Becky'in buna karşılık duruşuna kahkaha attım :D Ara ara Becky'e gelen banka maillerini yazar paylaşmış. Gördükçe sanki bana mailler gelmişte, ben o kadar bankalara borçlanmışım. :D Hele banka müdürüyle karşılaşmaları yok mu, feci feci :D



Kitabı okuyalı çok uzun zaman olduğu için bir çok şey aklımdan çıktı. O yüzden sadece kitabı sevdiğimi, seriye kesinlikle devam edeceğimi bilmenizi isterim. Sophie'nin kalemini çok seviyorsanız kesinlikle okuyun derim. Yine bir kahkaha tufanı yaşayacaksınız. Seri fazla kitaptan oluşuyor ama merak edilesi olduğu için hemen kitapları alacağınızı düşünüyorum, aynı benim gibi :) Gerçi ikinci kitabı yanlışlıkla almıştık, şimdi Okuoku'da indirimde olunca birinci kitabı da aldık ve okudum. İkinci kitabı anca üçüncü kitabı alınca okurum :D



Kitaba puanım 5/5



Alıntılar^^


"Yenibahar nedir?" diyor meraklı meraklı bir kavanozu alıp. "Yeni keşfedilen bir baharat türü mü?"


*****

Bavul. Daha önce bavul alışverişine çıkmak neden hiç aklıma gelmemiş?


*****

Hayatımın en büyük yatırımı. Kaz gelecek yerde tavuğun lafını etmeyeli.






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlar da görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^


26 Ocak 2016 Salı

Audrey'yi Bulmak//Sophie Kinsella Kitap Yorumu^^

Herkese Merhaba^^

Ocak sonu olmuş ben halen daha topu, topu 3 yorum yayınlamışım! Olmadı şimdi, ama yapacak bir şey yok, gerçi şu an için bir kaç yazılacak yorumlar var ama Ocak bitmeden yazar mıyım muamma :P Neyse yorumu dönersek Sophie'nin okumadığım bir çok kitabı var ama en son çıkardığı kitap çok ilgimizi çekti ve hemen aldık. Bir çok olumlu yorum geldi ve duydum ama okuduğum zaman aslında Sophie'nin diğer kitaplarından çok farklı bir şeyler olduğunu anladım. Bu sefer daha çok bilimsel ve gençlik üzerine yazılmış bir kitap olmuş. Peki Sophie böyle yazmaya devam etsin mi? Tabii ki de hayır :P

Audrey evden çıkamıyor. Hatta, evin içinde güneş gözlüklerini bile çıkaramıyor. Şey... Göz göze gelmek ve bazı başka şeylerle ilgili "minik" sıkıntıları var da!

Aslında... Ağabeyinin dev ışıklı, çok derinlikli arkadaşı Linus, o kapkara güneş gözlüğü camlarının ardından Audrey'nin hayatına sızmayı başarana kadar "vardı" diyelim. Zira Linus, aynen bir portakal dilimini andıran içten gülümsemesi, samimiyeti ve sırf Audrey ile iletişim kurabilmek için yazdığı komik notlarla genç kızı evden çıkarmayı başarıyor. Yani, Starbucks da bir başlangıçtır sonuçta! Tatlı Audrey, anlayışlı ve şefkatli Linus'un yanındayken en korktuğu şeyleri bile yapabileceğini hissediyor. Hem, kim bilir? Belki de o kara camların ardında güzel bir dünya vardır gerçekten de!

Kıssadan hisse... Kendinizi yok olmuş hissettiğinizde bile gerçek aşk sizi bulabilir ve hayat, bir nedenle her mücadeleye değer bir şeye dönüşebilir. Zaten bu işler her zaman bir bakış açısı meselesidir. Audrey ile birlikte gülmeye, hayal kurmaya ve umut etmeye hazır olun…


Evet Audrey evinde dahi gözlüklerle yaşayan, ailesine dahi bakamayan biri ama bunun bir sebebi var. Olayı tam olarak öğrenemiyoruz, doğrusu Sophie biraz sır perdesi yapmış Audey'yin başından geçenleri. Keşke daha sonradan açıklasaymış dedim, meraklı insanım ben olmamış bu, baştan alalım :P Şaka bir yana gençlik romanı olduğu için fazla detaya inmemiş olabilir Sophie. Audrey bu olaylardan önce en iyi arkadaş, çocuk, öğrenci ve kız kardeştir ama o günden sonra yaşadığı sıkıntılar bütün aileyi ve kendisini çok zorluklara sokar. Uzun süren terapiler, depresyon vs. Ta ki abisinin arkadaşı Linus gelene kadar. Başta geri çekilse de Linus'in ona olan davranışın da farklılık sezen Audrey Linus'e şans vermeye başlar.


Audrey'yin değimiyle portakal dilimli, içten gülüşlü Linus Audrey'yin abisinin oyun arkadaşıdır ve sürekli evlerine gelip gitmeye başlar. Bu süre zarfında Audrey'ye olanları öğrenir ve yardım etmek ister. Yardım eder de. Bu kadar tatlı bir çocuk. Kitapta sevdiğim çok karakter oldu ama Linus bir başkaydı. Audrey'ye olan yaklaşımı, ona inanması ve desteği gerçekten çok güzeldi ;) Sonralar da yaptığı şeye kızmıyoruz bile, gerçi orta da kızacak bir şeyde yok ama neyse :P
 Linus tatlı, düşünceli. 
Audrey'ye çok yardım ediyor. 
Linus iyi biri.
Linus gibi olun :P 
Der diğer karakter yorumlarına geçebilirim :P


Bir kere Audrey'yin annesine bittim, hele babasıyla olan diyalogları yok mu komedi. Sıradan bir aile ve karı-kocalar ama işin içine bilgisayar bağımlısı bir çocuk, evde bile güneş gözlüğü takan bir kız ve her şeyden bihaber en küçük kardeş olunca gelsin de bu aile normal olsun. Anne aileleri doğru yola yönlendiren ki iyice çocukları sinir eden bir dergi bağımlısı olup o dergi ne derse onu uygulayan biridir. Baba ise eşi ne derse o, tabii onun da sözü geçiyor ama anne dururken babaya söz düşmez :P Annenin fevri davranışları acayip komediydi, hele Audrey'yin abisine yaptıkları süperdi :D Abisi ve küçük kardeş ise başka bir alem ama abisinin Audrey'ye yaptıkları da takdire şayan ;)


Kitabın konusunu ilk okuduğum zaman Sophie psişik güçleri olan bir karakter mi yazdı acaba dedim ve heyecanlandım. Ama öyle değilmiş. Daha farklı ve düşündürücü bir konuyu ele almış. Sophie'nin bir kitabını dahi okuyan biri kaleminin nasıl olduğunu bilir. Evet yine aynı kalem ama bu sefer konu farklı. Yine komik ve ilginç bir kitaptı ama Sophie bu tarz yazmasın yaa, tamam devam edebilir ama Sophie romantik, komedi yazsın ;) Haa burada da Audrey ve Linus'un aşkı süperdi, aşkın nelere kadir olduğunu göstermek istemiş bize yazar ama cıks, yok sen devam et öncesine ;) Tabii bu benim şahsi görüşüm, kötü müydü katiyen, bunu da sevdim ama siz anladınız beni değil mi Sophie'ciler ;)


Kitabımız da geçen bir video çekme olayı var, o bölümler en sevdiğim yerlerdi, herkes kamerayı görünce şok, tabii olur olmadık yerde çekilince normal yani :P Sophie'nin farklı bir tarzda yazdığı bu kitabı okumak isteyenlere tavsiye etmekteyim :) Daha çok genç psikolojisinin üzerine yoğunlaştığı, bazı şeylerin aşk ve dayanışma ile nasıl düzeleceğini harika bir detayla anlattığı bu kitabı sizlerin de okumasını isterim, ama yok ben komik tarzını seviyorum diyorsanız başka kitaplarına yönelin derim ;) 


Kitaba puanım 5/4



Alıntılar^^

Baba
Hayır, bu akşam dışarı çıkamazsın.
Cezalısın genç adam.

Baba boş yüz ifadelerine bakar ve durumu yanlış anladığını fark eder.


Baba

Yani, hım, bulaşık makinesini boşalt.
(Tekrar dener)
Kirlileri sepete at.
(tekrar dener)
Annen ne diyorsa o!

Alıntıya Not:İşte bu video'da bir kesit :P


******


Evdeki teknoloji ve ekran karşısında geçirilen zaman ve sosyal medyada harcanan saatler gibi şeylerden onlar sorumlu ama sonra bilgisayarında ufak bir terslik oluyor ve bebek gibi sızlanmaya başlıyorlar. "Word dosyama ne oldu?" "Facebook'u açamıyorum." "Nasıl fotoğraf yükleyeceğim? Nereye çift tıklayacağım? O ne demek?"
Sonra sorunu bizim çözmemiz gerekiyor.


*****

Eğer ben Aşırı Tepkiler Kraliçesi'ysem annem kesinlikle Aşırı Tepkiler İmparatoriçesi.



Bir yorumun daha sonuna gelmiş bulunmaktayız, başka yorumlarda görüşmek üzere^^


Buralarda da varım^^