Yorum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yorum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Mayıs 2025 Çarşamba

Aramızdaki Yedi Yıl//Ashley Poston Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yine çok severek okuduğum bir kitabın yorumuyla geldim. Geçen aylarda aldığıma ama bir türlü okumadığım kitaplardan biri kendisi. Instada yorumu görünce almak istedim çünkü konusu çok farklıydı.
Evet denildiği kadar güzeldi, farklı konusu ve yazılışını sevdim ama illa ki bazı hataları vardı. Onları devamında söyleyeceğim ama kısa ve akıcı(çoğu yeri) kitapları seviyorsanız eğer yorumumun devamını okumanızı öneririm^^



Ya âşık olduğunuz kişi yedi yıl geçmişte yaşıyor olsaydı?
Clementine West geleceğini titizlikle planlamıştı: Çok çalışmalı, âşık olacak düzgün birini bulmalı ve sürekli büyük bir hayalin peşinden koşmalıydı. Bu, çok sevdiği teyzesini kaybettikten sonra kalbini güvende tutmak için hazırladığı, kusursuz bir plandı. Ancak aşk, en iyi planları bile karmaşık hâle getirebilirdi ve Clementine kalbinin bunu kaldırabileceğinden emin değildi.
Ama bir gün, merhum teyzesinin mutfağında yakışıklı bir yabancıyla; kibar gözleri, Güneyli aksanı ve limonlu turtalara karşı açıklanamaz bir düşkünlüğü olan bir adamla karşılaştı. Bu adam âşık olabileceği, ikinci şanslara inanmasını sağlayacak o kişi olabilirdi. Ama bir sorun vardı: Bu adam tam yedi yıl geçmişte yaşamaktaydı.
Clementine, teyzesinin tuhaf dairesinde kendini kalp kırıklığının eşiğinde bulduğunda bugünde yaşamayan birine âşık olmanın her şeyi mahvedebileceğini biliyordu. Oysa zaman hiçbir şekilde aşka engel değildi, asıl sorun her daim zamanlamaydı.


-Karakterimizin adı çok uzun ve karmaşık olduğu için Clem diye geçeceğim-
Clem sevdiği teyzesini kaybettikten sonra onun bıraktığı evde yaşamaya başlar. Aylarca sadece eve gidip geldikten sonra bir gün evde yabancı biriyle karşılaşınca teyzesinin verdiği sırrın gerçekleştiğinden emin olur ama söylediği diğer şey yüzünden yabancıyı evden göndermek ister ama işler çokta istediği gibi gitmez.
Clem kafası karışık bir karakterdi. Sürekli teyzesinden bahsetmesinin sebebini tabii ki de sonradan öğrendik ki hak verdim ama belli bir yerden sonra sürekli teyzesinden bahsetmesinden gına geldi. Anladık teyzenle çok gezdin, çok eğlendin ama yeter yani.
Ben diğer detayları öğrenmek istiyorum dedim durdum sonra bölümlerde.
Bu yüzden çok sevemedim ama verdiği kararlar doğrultusunda sevdiğim bir karakter oldu.


Şimdi erkek karakterimizden bahsedeceğim ama spoiler olma ihtimali o kadar yüksek ki o yüzden sevip, sevmediğimden bahsedip geçeceğim.
Çok tatlıydı, bazı yerlerde Clem'e seslenmesi beni benden aldı(Okuyanlar anladı. Limon)
O yüzden bu kısımlar çok hoşuma gitti. Daha çok okumak isterdim, o yüzden şu teyze mevzusunu bu kadar uzatmaları hoşuma gitmedi.
Yine de bu karakteri okumak çok hoşuma gitmenin yanından çok sevdim de :)
Şeflere olan ilgimiz tekrardan nüksetti. :D 


Diğer karakterlerden Clem'in arkadaşlarına bayıldımmm
Bir kez bile Clem'i yalnız bırakmamaları çok hoştu. Ve Clem'in de onlara yardım etmesi, destek olması, işleri yoldan çıkınca onlara yardım etmesi çok çok tatlı ve hoştu.
Diğer karakterlerden anladığınız üzere teyze mevzusunu hiç sevmedim, zaten illa ki işin içine abuk subuk şeyler soktular. Onda da saçmaladılar. Yani okuyan arkadaşlar bana hak verin, çocukları öğrense ne olacaktı?
Bazı şeylerin havada kalması, niye böyle detaylı saçmaladı anlamadım ve değişikti. O kısımlar kitabın güzelliğine gölge düşürmüş ama evin sihri, çiftimizin mevzusu kitabı güzelleştirmiş. Bu da bunları arka plana atmama sebep oldu ama yine diyorum, o gereksiz şeyleri koymadan da güzel bir kitap yazabilirdi.

Akıcıydı kitap ama yine teyze mevzusuna gelince sanki kitap ağırlaşıyordu. Yani genç kızı alıp bilmediği ülkelere götürüp ve sonradan çokta ilgilenmemesi(Clem kendisi anlatıyor) komikti ya. Kitap olmasa teyze kesinlikle güvenilmeyecek listenin en başında yer almalı. :D
Detayları veremediğim için yorumu çok fazla uzatmak istemiyorum, oysa ki ne çok yazacağım şey var. Spoiler olarak yazmakta istemiyorum açıkçası, okuyun siz öğrenin.
Farklı bir konu, farklı birer hayatlar ve karakterler.
Gerçekten okuduğum en ilginç kitaplardan biriydi ve ben çok sevdim. :)


Sonu beni tatmin etti, olması gereken gibi bitti.
Bir an yazar hop diye bitirecek diye ödüm koptu ama neyse ki güzel devam ettirmişti. Bu yüzden kafanızda soru işaretleri varsa onları geri plana atın ve bir şans verin derim.
Bu arada ilk başlarda bazı şeyler oluyor ve okuduğum anda aklıma bir şeyler geldi ve bumm, oldu dfghjkl
Baştan böyle detaylar verilmesi güzel ama şaşırtması daha hoş olurdu bence. :)
Yazarın yine böyle farklı kitapları basılırsa okumayı düşünürüm ama bu teyze mevzusu gibi saçma bir mevzuyu orada da uzatırsa belki de başka okumam. :)
Kitapta yetişkin içerik mevcut, onu bilerek okumanızı öneririm. :)




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Kendimi tuttum. "Seni yemin ederim ki daha önce dans ettim."
"Ama benimle etmedim."



*****

"Patates kızartması yüzünden hayatın değişti?"
"En ummadığın şeyler hayatını değiştirir."


*****


Düzenine sıkı sıkıya bağlı, kaygılı ve psikolojisi bozuk bir keşmekeştim. Etrafıma ördüğüm duvarlar öyle yüksekti ki bu duvarları neye karşı ördüğümü bile unutmuştum.


*****


Kitaplarda insana güven veren bir şey vardı. Başlangıçları, ortaları ve sonları vardı ve eğer bir kısmı beğenmezseniz, bir sonraki bölüme geçebilirdiniz. Eğer birisi ölüyorsa, o ölmeden önceki son sayfada okumayı bırakabilirdiniz ve böylece ı kişi sonsuz dek yaşardı. Mutlu sonlar kesindi, kötüler yenilirdi ve iyiler hep baki kalırdı.


*****

Düzeltilmeye ihtiyacım yoktu. Tek ihtiyacım olan şey... bana insan olduğumun hatırlatılmasıydı.


*****


Geriye dönüp baktığınızda aklınız, kalbinizin hatırlamak istediği şeyleri hiçbir zaman hatırlayamaz.






Bir yorum daha biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^





Buralarda da varım^^






27 Temmuz 2024 Cumartesi

Mor Salkımlı Sokak//Payelll Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Bu sefer ki yorumumuz merakla beklenen bir kitaba yapıyorum hazır olun!!!
Çünkü bu yorumdan sonra ya linçlenirim ya linçlenirim dfghjkö 
Bayram öncesi yorumlara güvendiğim birinden bu kitabı görüp hemen aldım, mahalle kurgularına bayılıyorum. O yüzden mahalle kitapları dendi mi ve güzel olduğunu duydum mu hemen sepete ekler, direkt almaya çalışırım. Bunu da öyle yaptım ve gelene kadar o kadar heyecanıydım ki okumak için elimdekileri neredeyse bırakacaktım ama gelin görün ki everestte olan beklentim kitabı okumamla yere çakılmam bir oldu.
Daha ilk sayfadan anlamam lazımdı ama açılırdı, daha güzel olurdu diye diye okudum ama hayır, o beklenti vs derken cidden beklediğimi bulamadım.


Beyoğlu’nun arka sokaklarından birinde yaşıyor Ahu, Mor Salkımlı Sokak’ta. Komşuluk bağlarının hâlâ canlı olduğu, annelerin her mecliste oğullarına kız baktığı, yirmi beş yaşında olan kızların evde kaldı sayıldığı o sinir bozucu ama tatlı insanların bir bütün olduğu mahallelerde… Ahu’nun annesi Naciye Sultan kızını her fırsatta görücüye çıkarır ama Ahu her seferinde kaçmanın bir yolunu bulur. Hiç âşık olmadı. Bay doğru karşısına yirmi beş yaşına kadar çıkmadı. Ta ki alt katına taşınan abisinin en yakın arkadaşı Poyraz’a kadar… Annesine göre Ahu doktorlar, mühendisler ile evlenmeliydi, bir taksi şoförüyle değil. Ahu aşkını hem annesi hem de üç abisinden nasıl saklayacak? Her şey ortaya çıktığında başına neler gelecek?


 Ahu mahallenin en sevilen ve mütevazi kızlarından biridir. Mahallede terzi dükkanı olan Ahu her olayı bilmekte ve müdahalede etektedir.
Bir gün dükkanın kapısına dayanan birini görünce yabancı olduğunu anlar ve o gözleri unutamaz. Eve gittiğinde ise o adamın yeni komşuları olduğunu anlar. O günden sonran onunda kendisine karşı bir şey hissettiği anlar ve iş mahalle aşka dönüşür.
Ahu tam o mahallenin en sevilen, her şeyde söz sahibi olan, herkesin sırrını bilen biri. Severim böyle karakterleri. Zaten karakterlerle ilgili bir sıkıntım yok, sıkıntı mevzusu devamında gelecek. :D


Poyraz kardeşinin okulu için bütün evi İstanbul'a taşır ve asker arkadaşının apartmanına taşınır. O gün mahallede gördüğü kıza vurulunca aslında onun en yakın arkadaşının kız kardeşi ve üst kat komşusu olduğunu fark eder. Aslında arkadaşından çekinmez ama onun ailesini ve mütevazi hayatını görünce her şeyi zamanından yapmak ister.
Poyraz normal mahalle abisi işte, sert, dürüst, yakışıklı, herkes tarafından sevilir diye uzar gider.
Bu klasik karakterlerden ama işte bu arkadaşından olaylarla ilgili sıkıntısı vardı, karakter olarak olması gereken gibilerdi işte. :D

Kitapta yan karakterlerimizde çoktu, ana çiftimiz dışından iki çift daha vardı. İsim vermeyeceğim spoiler olur diye ama ikisi de kendince bir yere kadar güzeldi.
Mesela platonik olan mevzuda erkek karakterimiz biraz daha sürünebilirdi, hemen bir şeyler anladı hop aşık oldu. Yani bir de böyle kabullenme süreci falanda yoktu, ne ara aşık oldunda kızı hemen sahiplendi. Sevmedim bu ikiliyi.
Diğerlerinin hikayesi güzeldi ama o da çok havada kalmıştı, yani o duyguyu alamadım ya. Ne bileyim yıllarca sevmiş ama kavuşamamış mevzusunu okurken az da olsa o hissi yaşamak isterdim ama yok yani. Belki de sorun duygulardır? Olabilir yani. :D

                                                  
Bir de Ahu'nun annesi vardı ki evlerden ırak. Yani o kadar karaktersiz bir karakter olur sdsdfghjk Bu biraz ağır oldu ama okuyunca öyle sinir oldum ki. Tamam gerçekte bundan daha beter anneler var ama ben okurken gerçeklikten uzaklaşmak istiyorum, tam gerçeğin ortasına düşmek istemiyorum. Kapişşş asdfghjkl
O yüzden anneyi hiç sevmedim, tamam sert abiler var ama sahip çıkıyor en azından, yine beklenen karakterler ama tam bir kaynana, anne modeli yazmış yazar ama olmamış ne yazık ki.

Şimdi asıl olaya gelelim, ben neden sevmedim?
Yukarıda da dediğim gibi duygu sıfır, yani o kıskanmalar, kavuşmalar, kısacık notlar vs. okuyunca o duyguyu alamadım. İnanın öyle bir raddeye geldim ki kitabı bitirince kitap okuyamama durumuna mı girdim dedim. :/ Şu an bir şu yorumu yazınca bile o hissi hissettim resmen ve böyle olmasın bir daha diye de dua ediyorum.
Yani ne beklentiler içinde okumaya başladım neler çıktı.


Şimdi gelelim linç mevzusuna.
Bir okur kitabı okumuş, övmüş baya ama yazarın kalemi için basit demiş. Yani basit, çabuk okunan, çerez bir kitap demeye getirmiş ama yazar sen bunu al hikayesinde paylaş ve sen nasıl basit bir kelime yazarsın de. Ona eğer o kadar ateş püskürttüyse benim beğenmememe, basit değil de duyguyu vermediğini söylememe ne der acaba sdfghjkl
Ama arkadaşlar ben bu kitaba para verdim, Pr grubundan değilim, o yüzde istediğim kitaba , istediğim yorumu yaparım. Bu tarz kalemlere alışık olanlar sevebilir ya da yazarın başka kitaplarını okuyanlar alışmıştır ama benden geçmedi yaa. Başka kitabı belki, belkiiiii denk gelirsem okurum ama bilemiyorum ya. :D
O son sayfaları okumak için kendimi nasıl zorladım anlatamam sdfghjklş Yani bir de kitapta çok çift yokmuş gibi o on sayfaya da bir çift daha eklemesi. :D Şok oldum yaa :D

Uzun lafın kısası, beğenmedim. Dili basit değildi, ne kitaplar okudum bundan daha beter. Çift karmaşası, duyguyu verememe falan olmasaydı cidden güzel olurdu ama daha ne olduğunu anlamadan esas çiftimizin hemen aşık olması, daha iki çift laf etmeden oğlanın kıza güzelim demesi vs vs bunlar hep eksi puandı.
İlk kitabı elime alırken neden bu kitap ince, daha uzun bekliyordum dedim ama okurken niye bitmedi, bitsin artık şu kitap dedim. :D
O derece ters köşe oldum anlayacağız, ne yazık ki kötü bir deneyimdi. :/
Şu yorumdan sonra tavsiye kısmını es geçiyorum arkadaşlar. :D



 Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^

Kalbindeki duvardan bir tuğla daha düştü. Adam duvarlarını yıkıyordu.
Alıntıya not: Söylediği adam kitap okuyor…😍😍


*****


Ufacık bir şeyi saklarsa bir gün ayağına dolanması o kadar basitti ki en iyisi anlatmasıydı.


*****

“…Bazen ilk görüşte seversin, bazen seversin de anlamazsın, bir an gelir, fark edersin. Bazen de yıllarca tanıdığın birine durduk yere aşık olabilirsin.”


*****

“Seni sevmek tüm çaresizliklerin içinde bile güzeldi. Kalbime söz geçirebilseydim, yine de seni severdim.”





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^




  






23 Ağustos 2023 Çarşamba

Eski Sevgili Mevzuları//Rachel Lynn Solomon Kitap Yorumu^^

 Herkese merhaba^^
Nasılsınız? Ağustos'un yarısını da geldik, yaz bitiyor diye üzülüyorum açıkçası. Tamam sıcak, sıcaktan bayılacaz ama yazı seviyorum. O hafif esintiyi, akşamları dışarda oturmayı, çırçır böceklerinin ötüşünü. Siz hangi mevsimleri seviyorsunuz?
Kitabımızda tam yaz kitabı, romantik ve sahte ilişki. Bu mevsimde kolay okunan kitaplar favorim. 
Kitabı sevdiğim, takip ettiğim bir bookstagram'da görüp aldım.
Kitap bana netflix'in noel filmi Magnolia'da Yılbaşı filmini anımsattı. İzleyenler kitabın konusunu okusun anlarlar. ;)


BU YAYINDA AŞK VAR
Shay Goldstein, mezun olur olmaz girdiği yerel radyoda yaklaşık on yıldır yapımcıydı. Kendini başka bir yerde hayal edemese de ukala ve kibirli yeni çalışma arkadaşı Dominic Yun işleri onun için epey zorlaştırıyordu.
İstasyonları maddi sorunlar yaşamaya başlayınca Shay yeni bir program fikriyle çıkageldi. İki eski sevgili canlı yayında ilişkiler hakkında tavsiye verecek ve dinleyicilerin hikayelerini paylaşacaktı. Ancak Shay'in fikrin onaylanmasından daha çok şaşırdığı bir şey varsa, o da programın sunucusu seçilmekti - hem de Dominic'le beraber.
Her ne kadar ikisi de yalan söylemekten hoşlanmasa da kariyerlerinde bir sıçrama için bu teklifi kabul etmekten başka şansları yoktu. Ancak Eski Sevgili Mevzuları gitgide popüler olur ve ikilinin arasında aşk kıvılcımlanırken, bu aldatmacanın bir bedeli olacaktı.

Shay üniversiteden sonra ulusal bir radyoda işe başlar ama arka planda. Aslında hayali program yapmak. Bir gün patronu küçülmeye gitmelerinin gerektiğini söylediğinde hiç yapılmamış ve herkesin dikkatini çekecek bir fikir ortaya atar. Başta kimsenin ilgisini çekmediğini düşünsede patronu onu ve radyoda yeni başlayan Dominic'i yanına çağırır. Hayatının fırsatını yakalayan Shay bir süreliğine de olsa Dominic'e katlanmak sorunda kalacaktır ama tanıdıkça aslında Dominic'in öyle bir insan olmadığını anlar.
Shay klasik hayalleri olan ama bir türlü onlara kavuşamayan karakterimiz, bir de durduk yere yeni gelen adamdan nefret eden. :D Yani oğlan yüksek lisans yaptı diye neden bu kadar kötü oluyor anlamış değilim ama zamanla onu tanıyıp sevmesi hoşuma gitti.
İşinde yapılan haksızlıklara aşırı sinir oldum, o konuya devamında değineceğim. :)


Dominic radyoda yeni başlayan gazetecidir, büyük haberler bulduğu için herkes tarafından sevilir ama onunda sıkıntıları vardır.
Shay kadar çok detaya girmeyeceğim. Kendisi aşırı minnoştu, yani böyle Shay'e karşı olan nazik davranışlarına bayıldım. :D Eskiden hoşlanıyormuş mevzusu yok burada, ondan daha çok sevdim.
Bu arada kitabın sonunda aile mevzusu geçiyor ve ben Dominic'im Kore'li olduğunu çok sonradan öğrendim. :D Yani başlarda yazdı da ben mi gözden kaçırdım bilmiyorum ama sonundan öğrenmem aşırı saçma değil mi? :D


Diğer karakterlerde patrona kıl oldum, resmen cinsiyetçiydi. Shay'e eh işte davranırken Dominic'e canım cicim demesi Shay kadar beni de sinir etti. En çokta yıllarını vermesine rağmen Shay'e yaptıkları. -_-
Shay'in anne detayı güzeldi ama arkadaş olayı biraz garipti. Yani aralarındaki sorunu anlamadım bile, herkes kendi yolunu çizmiş kardeş, bu ne dert?
Arkadaşına hak verdim ama Shay'de kendince haklı. Kimseden yardım istememiş ki. :/


Kitabı sevdim ama wowluk bir şey beklemeyin. Bir kere Shay'in 29, Dominic'in 25 yaşında oluşu beni şok etti. Yani yine 27-28 falan olsaydı neyse de sürekli küçük yaşta oluşunun belirtilmesi hoş değildi. Tam karakterleri uyumlu buluruz hooop küçük bu çocuk yaa mevzusu dönüyor. -_-
Gel de sinirlenme.
Bir de ben bu tarz kitaplarda aşkın, sahte bile olsa ön planda olmasını isterim ama aşk ikinci planda kalmış gibiydi. Çift olarak çok iyilerdi ama geri planda kalmaları kitabı sevmeme engel oldu. Radyo mevzularına daha çok takılmış yazar sanki.
Başka bir hoşuma gitmeyen mevzuda diğer karakterlerin hangi yolun yolcusu olduğunu anlamamam. Zaten yabancı isimleri ayırt edemiyorum, bir de saçma sapan sevgili, eş mevzusu girince kıl oluyorum. Burada da illa ki değinilecekti ama çok şükür uzaktan değinmiş yazar. -_-
Hiç mi karşı çıkan bir yazara denk gelmeyeceğiz kardeşim, usandık -_-


Uzun lafın kısası eğlenceli ve okunulabilir bir kitaptı ama İkiz dese ki okuyayım mı, daha güzelleri var onları oku derim.
Hatta okursa direkt satmayı düşünüyorum.
Bu pahalılıkta çokta paranızı çar çur etmeyin, pdf bulursanız okuyun. Çok uyguna bulursanız da alabilirsiniz ama yine diyorum daha güzellerini okudum. Eğer onlar neler derseniz bana yazın, size söyleyeyim. :D



Kitaba puanım 5/3,5^^





Alıntılar^^


“… Çok güzelsin Shay. Çalışırken, pijamalarınla ya da bir dağın tepesindeyken.”



Diğer yazılarımda görüşmek üzere^^







31 Temmuz 2023 Pazartesi

Dikenler Şehri//C.N. Crawford Kitap Yorumu^^

Herkese merhabaaa^^
Böyle başlamayalı uzun zaman olmuştu, özlemişim eskileri yazmayı. Blogumda öyle ahım şahım değişiklikler yapmıyorum, hatta en son değişimi pandemiden önce yaptım diye hatırlıyorum. Çok değişim insanı değilim, o yüzden kalıyor böyle. :)
Yazı olarak eskiye göre hareketsiz, mesela eskiden mim falan yazardık ama o da yok. Film yorumları yazardım, onu da bıraktım çünkü eskiye göre çok az film izliyorum. Şimdi işte sadece kitap ve dizi yorumu kaldı. Alışverişleri bile çok geç yazıyorum. :/
İç dökmeli bir başlangıç oldu, kitabımıza dönelim. :)
Serinin birinci kitabı olan Dikenler Şehri'ni sevdim ama en sevdiğim o sonunda bizi merakta bırakmasıydı. Normalde hiç sevmem, hatta derim ki seri tamamlansın öyle başlayayım okumaya ama bu sefer yeni kitap olduğu için okumak durumunda kaldım ve olanlara bakın. :/
Yine de, bunlara rağmen cidden sevdim.



Bir zindanda kendi kendime doğum günü şarkısı söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Ama akıl almaz derecede seksi bir iblis içki içmeye gittiğim barı basınca tam da öyle oldu. O iblis, Kaos Lordu olarak tanınıyordu ve beni, bana ikizim kadar benzeyen biriyle karıştırıyordu.
İyi ki doğdum. Sonunda kanımı tattığında benim düşündüğü kişi olmadığımı anladı. Ben de ortak bir yanımız olduğunu fark ettim; ikimiz de intikam arzusuyla yanıyorduk. Böylece bir anlaşma yaptık: Annemin katilinin izini sürmek için yasak şehirde kalabilecek, karşılığında da onun arzuladığı intikamı almasına yardım edecektim. Sadece koca bir şehir dolusu iblise rol yapmam gerekecekti. Ama bir sorun vardı: O, benim baş şüphelimdi. Bunu hatırlamak onunla iş birliği yaparken gittikçe zorlaşıyordu. Kaos Lordu’nun her sıcak dokunuşuyla tehlike girdabına biraz daha çekiliyordum. Onun büyüsüne tamamen kapılırsam beni bekleyen tek şey ölüm olacaktı.


Rowan burs alıp dikenler şehrinde okumak ister, çünkü seneler önce ölen annesinin intikamını almak zorundadır. Bunun içinde iblislerin olduğu dikenler şehrine gidip, annesine bunu yapanı bulmaktır.
Kötü bir günün ardından arkadaşıyla eğlenmeye giderken karanlık lord ile karşılaşır ve bir anda hayatı değişip bambaşka bir insana bürünür.
Rowan'ın azmini sevdim, olması gereken kişi olduğundaki o motivasyonu harikaydı. Sürekli o olsaydı böyle yapardı düşüncesi çok hoşuma gitti. Şurada pot kıracak diyordum ama beni şaşırtıyordu.
Böyle aklı bir havada, boyundan işlere kalkışan bir karakter değildi. Genelde bu tarzda karakterlerimiz dik başlı olduğundan böylesine denk gelince şaşırıyoruz. :D
Devamından büyük sürprizleri var gibi ama bakalım neler olacak. :)


Karanlıklar Lordumuz vay anasını sayın seyircilerdi resmen. Aslında ne olduğu ortada ama zaten genel fantastik erkek karakterlerimiz böyle değil mi? Ama Rowan'ın tasvir edişi başkaydı, beğendimm :D
Lord hem bize hem de Rowan'a karanlık biri olduğundan kendisini okuyup öyle tanıyım derim ama seveceğinizden eminim ve sonuna rağmen kendisine hayranız :D Gazabından korkulacak bir karakter, neler yaptı neler :O

Kitapta geçen kral, arkadaş ve düşmanda vardı tabii ki ama kitabımız kısa olduğundan çok ön planda değillerdi. O yüzden pek kimseden bahsetmeme gerek yok.
Sadece devam kitaplarında önemli roller üstlenecekler gibi geliyor.
Seri başlangıcı olduğunu için çok fazla neden burası olmamış diyemiyorum, çünkü olması gerekenler bunlar. Kısa olması beni bir miktar üzmüş olabilir ama buna rağmen dolu dolu bir kitaptı.
O sonla zaten nasıl dolu dolu olmasın.
Devam kitaplarında gereken kişilerin gereken cezaları olmasını istiyorum bu arada. Gözüme gözükmemesi gereken bir kaç karakter var -_-


Devam kitabını ciddi anlamda bekliyorum, o kadar merak edilesi bitti ki dayanamadım hemen gidip diğer kitapların konularına baktım. Şu anlık üç kitaptan oluşuyor, devamı gelir mi bilmem ama şu anlık seriyi sevmeme rağmen üç kitapla kalmasını ümit ediyorum. :)
Fantastik severler için on numara beş yıldız bir kitap. Evreni sevdim, aynı bizim dünya gibi ama dikenler şehri bambaşka bir yer. Garibime gitse de hoşuma gittiğini fark ettim.
O yüzden fantastik olarak akıcı, çerez ve güzel bir kitap öner derseniz önereceğim bu kitap olur.
Sadece diğer türlerine göre yetişkin içeriği daha fazla, buna dikkat etmenizi öneririm. :)



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^

"Sen gerçekten ateşten korkuyorsun."
"Evet, öyle bir sorunum var."
Bir adım yaklaştı. "Burada benimle birliktesin, benimle çalışıyorsun. Kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim. Anlaşıldı mı?"


*****


"... O benim bilinçaltım gibi."
"Hımm. Bu kulağa, fanilere özgü daha fazla incelemek istemediğim, incelersem beni sinir edecek bir şeymiş gibi geliyor."


*****

"Gülünç olma. Ben tanrısal güçlerle donatılmış dört yüz yaşında ölümcül bir kaos lorduyum. Hiçbir şeyden korkmam."
"Artık sana inandığımdan emin değilim, Orion."
"Büyüden anlamıyor olabilirdim ama kaygıyı tanırdım.


*****

"Göğsün nasıl?"
"Her zaman olduğu gibi." Kurnaz bir ifadeyle gülümsedi.
"Dışarıdan iyi, içeride ölü. Neyse ki sadece mecazi anlamda."


*****

"Nesin sen?" dedim.
"Muhteşemim," diye mırıldandı.




Kısa kitaptı ama bir sürü alıntısı oldu, en sevdiğim^^
O zaman başka yorumlarımda görüşmek üzere. :)




Buralarda da varım^^