Kitap Yorumu^^ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kitap Yorumu^^ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Haziran 2025 Cuma

Revista//Gamze Çelik Kitap Yorumu^^

 Herkese selam^^
Size bol entrikalı, bol kaoslu, eğlenceli ve romantik bir kitapla karşınızdayım. Ayrıca harika, tatlı ve bir o kadar sinir krizleri geçirten bir kitaptı.
Keşke 30 Olsam, Şeytan Marka Giyer filmlerini seviyorsanız buna bayılacaksınız!!
İlk çıktığı an işte kitap budur dedim, okumalıyım bunu dedim. Çünkü kitabımız dergide geçiyor. Tabii ki bir dergi falan dendi mi kaos, rekabet, arkadan iş çevirmeler falan bolca oluyor. Bunda da onlar oldu işte.
Bayıldım kitaba, tabii bazı kısımlar beni benden aldı, o son neydi derken kitapta bitti zaten ve heyecanla ikinci kitabın yolunu gözlemeye başladım. 


Moda dünyasının en prestijli dergisi Revista’nın göz alıcı kapaklarının perde arkasında ihanet, entrika ve güç savaşlarıyla dolu karanlık bir oyun dönüyor.
Feris Doğan, yıllardır emek verdiği derginin genel yayın yönetmeni olacağına inanırken her şeyin kontrolünde olduğunu sanıyordur.  Ta ki derginin kuruluş yıldönümü partisinde, hayalini kurduğu koltuğun başkasına verildiğini öğrenene kadar…
Güvendiği insanların sırt çevirdiği, çarpık ilişkiler ve skandallarla sarsılan bu dünyada, Feris yalnızca iş hayatında değil, kalbinin derinliklerinde de sarsıcı bir mücadelenin içine çekilir fakat her sırrın bir sonu, her oyunun bir bedeli vardır.
Feris kendini güç savaşının içinde bulduğunda bir gerçekle yüzleşecektir: Güven en büyük lüks, aşk ise en tehlikeli tuzaktır.
Revista’da kural nettir: Ya manşetlere zaferini yazarsın ya da yenilginin haberini okursun.


Feris yıllarca emek verdiği dergide artık yayın yönetmeni olacağını inandığı bir gün koltuğunun başkasına gitmesinden sonra bütün ümitleri tükenir ama bu koltuk için savaşmak zorundadır.
Revista için elinden geleni yapmaya çalışan Feris'i zorlu zamanlar beklemektedir.
Kitapta Feris'e o kadar çok hak verdiğim yerler oldu ki, ben olsam neler yapmazdım dedim. Mesela çıkardım dergiden o sinirle ve gururla ama Feris tam tersi yapıyor ve koltuğu için savaşmak istiyor.
En iyisini yapıyor çünkü neler neler oluyor.
Tabii bazı yaptıklarına sinir oldum, çok fazla kibirli ve o kibir başını baya yakacak gibi. Ve şu inadı. Yani mevzu ortaya çıktıktan sonra birilerinin mevzuyu hemen kabul etmesi olmadı, azıcık sürünmesi lazımdı asdfghjk
Başarı konusunda kendisinden örnek almak lazım cidden.
Son kısımda yaptığını ne yazık ki mantıklı buldum, aksini yapmazdı Feris zaten, bakalım devamında neler olacak merak ediyorum.


Mayıs ve Nesli.
Editör ve sosyal medya müdürü. İkiside Feris'in yakın arkadaşlarından. Dergide ne olursa olsun hemen toplanıp dedikodu yapan o grup. Nesli ne kadar sakin ve mantıklı düşünsede Mayıs tam askine aklı bir karış havada. Aklı fikri flörtte olan Mayıs Feris'in ilişkileri hakkında da çok fazla söz sahibi oluyordur.
Nesli'nin gruba dahil olması çok farklı oldu ama güzel oldu. Böyle beklemiyordum açıkçası, aynı Feris kadar başka çok fazla önyargılı olduk ama neler oldu neler.
Sonrasında Mayıs, kadın resmen izlediğimi yabancı filmlerde o hoppa kızın ta kendisi.
Yabancı bir kitap okusam, yaptıkları ve söylediklerini garipsemem ama bu flört mevzusu ne yazık ki garip geldi. Yani bu kadar olacağını düşünmemiştim. Yani kitap Türk yazardan ve mekanlar Türkiye'de olsa da kitabın içeri tam bir yabancı gibi geldi bana. Ama biz görmesekte belki de bizim ülkemizde de aynıları oluyordur, bilemeyiz ki. :D Yine de garipsedim işte. :D Ve bakalım Mayıs'ın aklını çelecek kişi kim olacak, merakla bekliyorum. ;)
Tabii ikinci kitapta Nesli'ninde olayları var, onlarıda ayrıca okuyacak gibiyiz. Burada sadece Feris vardı, o kitapta bir kaç karakteri daha ayrıca okuyacak gibiyiz.


Kitapta iki erkek var, ikisinide yazmak istemiyorum çünkü spoiler olur. Sadece biri var ki evlere şenlik. İşte bu kısımda Mayıs'ın bu adamı övmesi çok yerinde bir olaydı. :D Diğer içinde çok haklıydı ama. Tam bir kaşık suda boğmalık adamdı. -_-
Kitabın son kısmında bazı şeyler oldu, burada Feris'e çok kızdım. Adam gibi açıklasa ya, bir de akıllı ve mantıklı geçinen biri diyeceğiz. :D Burada aklı uzaya uçtu, işte kitaplarda karakterleri böyle yazmaların ayrıca sinir oluyorum. O mevzu başka devam edebilirdi, ne öyle bıraktılar. :D Neyse, okuyanlar anladı beni bence. ;)
Feris'in yerini almak isteyen kişi ve diğerleri. Cansel'e aşırı kıl oldum. Feris o kadar haklı ki kitabın içine girip hepsini şöyle bir sirkelemek istedim. :D
Umarım kitabın devamında bizi sinir etmez. -_- Ki kesin edecek gibi. -_-


Spoiler olur diye çok detay vermek istemedim. Yukarıda da dediğim gibi eğlenceli kısımlarda vardı. Mesela bir taksi olayı, o kadar iyiydi ki hak etti birileri. :D
Yazarın okuduğum ilk kitabı, kalemiyle ilk defa tanıştım. Ne yazık ki ne kadar beğensem de bazı yerlerde sürekli tekrar etmesi ki bunu ilerleyen sayfalardan çok hemen alt satırda olması sıkıntıydı. Mesela Feris bir yerde işiyle ilgili yaptığı şeyi söylüyor, birkaç paragraf geçiyor ayını şeyi bir daha söylüyor. İşte bunlar birkaç kez tekrarlandı. Bu mevzuları editörler ya da son okuma yapanlar karışmıyor mu acaba çok merak ettim. İnşallah yazar bunlara dikkat ederde devamında böyle hatalar olmaz. Bir de Feris inşallah kibrinden dolayı başı fazla yanmaz. :D


Ben bu tarza bayılıyorum, Türk yazarın yazması ise bence artı puan. O yüzden hatalarıyla falan çok sevdim ben ve devamını çooook merak ediyorum. Hatta dedim bir yerde yayımlanıyorsa gidip okuyayım ama yoktu.
Artık kısa zamanda çıkması için dua edeceğiz, edeceğim. :)
Kitabımız hızlı okunuyor, bir oturuşta bitebilir bile ama benim öyle yeteneklerim yok. :D
Ve kitabımızda yetişkin içerik yok, gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz. :)





Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


"Zor olacak," dedim kırılgan bir sesle. "İnsanların söylediklerini duymazlıktan gelmek, onların yargılarına karşı durmak..."


*****


Gözlerini kıstı ve nazikçe, "Ben her zaman centilmenim," dedi.
"Yalnızca sen o tarafımla tanışmadın. Henüz."


*****


Telefon ekranını kapadığımda Hazar'ın gözlerindeki hayal kırıklığımı gördüm. O bakışlarda düşüncelerinin yansıması vardı. Konuşmadı ama sessizliği, en yüksek çığlıktan bile daha keskindi.






Bir kitabın daha yorumu biter, diğer yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^
Tiktok













Haziran Ayında Okuduğum İlginç ve Kötü Kitaplar^^

 Selamlar^^
Geçen aylarda az kitap okuduğum için kitaplar konusunda seçiciydim ve güzel kitaplar okudum ama bu ay çok fazla okuduğum için(Diğer aylara göre çok okuduğumdan) kötü kitaplar okudum ne yazık ki.
Yani çok kötü diyemem ama okurken çok fazla göz devirdiğim, burada yorum bile yazmaya gerek görmediğim için ben de üçünü birden burada birleştirmek istedim. Hem yeni hem de farklı bir yazı oluyor. :)


Bitiş Çizgisi 5/3
İlk olarak çok övülen bir kitabın yorumuyla geleceğim. O kadar çok övüldü ki dedim ki kesin çok güzel ama o neydi ya?? :D Hiç beğenmedim, yani bir kere böyle ahım şahım bir olayı yok.


Kadın karakterin yaşadıkları o kadar zor olmasına rağmen birkaç çalışmadan ve destekten sonra hemen düzelmesi güldürdü beni açıkçası. Hiçbir psikolojik rahatsızlık hemen geçmez, geçmiş gözükebilir ama hiçbir zaman geçmez, her an patlak verir neye uğradığını şaşırırsın ve öyle birkaç günde, bir tane erkek buldun diye eskiye dönemezsin. Nereden biliyorsun diye sormayın. :/
Buraya aşırı takıldım.
Onun dışında ilişkileri aşırı saçmaydı. Yıllar sonra geliyor, pat diye adamı daha yeni tanıyor ve aşık oluyor, o da yani öyle hoşlanma değil direkt başka işleri düşünüyorlar.
Sonrasında erkek karekterin kadına sürekli kızımlı konuşması beni deli etti. Hiçç sevmiyorum inanın. O ne öyle, sevgilin mi kızın mı(tövbe). 😤
Kısa olupta daha anlamlı kitaplar okudum ben, bu hiç anlamlı değil. Boşuna para vermeyin.
Ama kitapta geçen bir-iki karakter var, shipledim gitti. Onlar olursa ve çevrilirse okurum. :D Ama almam ;)



Asil Aşk 5/3
İkinci kitabımız ilk kitaptan daha beterdi. Neyse ki ucuza aldım, fazla para verseydim çooook üzülürdüm. Kitabımız kraliyet ve iskoçyada geçiyor diye baya yükselmiştim ama ne kadar emek ve ağaç gitse de cidden çöp yani. 


Ablası İskoçya prensesiyle evlenmek üzeredir ve bir şekilde olaylar olur ve kendisini İskoçya'da bulur. İşte kitabın saçmalığı burada başlıyor. Kızımız sürekli bir ergen havasında. Yani ablası diyor bak burası senin bildiğin yerlerden değil, ona göre davran ama sanki mahallesinde kavgalı oldukları komşusu. Kraliçeye resmen kafa tutuyor.
Yani ergen bir karakter yazmak istemiş yazar ama batırmış, cidden kağıtlara, verilen emeğe yazık.
Kim bu kitabı bulup çıkarmak istemiş çok merak ettim.
Bir de kim kimle beraber belli değil. Yazar ne yazacağını şaşırmış, aynı cinse mi aşık olsunlar yoksa yengesine mi bilememiş. Az daha yabancı Aşk-ı Memnu vakası yaşanacaktı. Neyse ki kızın aklı başındaydı.
Boşuna zaman kaybı, almayın. Bitiş Çizgisi kitabının yine gideri vardı, saçma ergen karakterler yoktu. Yani sayfa sayısı az diye devam ettim yoksa devam etmezdim. :D



Katil Kalpler Şehri 5/3
Şu anki okuduğum kitap kötü değildi ama iyide değildi. Yani bir kere konu bir garipti. Tamam intikam yemini etmiş bir karakter var ama ilk önce bir araştır kardeşim. Hemen inanmış kafada bitirmiş işleri.
Sonrasından sürekli herkesin ruh halinin ya da karakterin iyi mi kötü mü olduğunu anlamamız daha da garipti.
Bir anda kız çok iyiyken, bir anda çok değişik biri oluyordu. Tamam deli bir karakter yazmak istemiş ama bu olmuş mu ya? Hele o son.


*Bu kitabı diğerleri gibi çekmemişim, bunu ekledim*

Kitabımız bu. Yazarın ikinci kitabı anladığım kadarıyla, yazarın mesleği de kitap yazmaya uygun ama neden böyle bir kitap ve neden öyle bir son.
O sonda çok şaşırdım ve o kadar editörden çıkma kitap bu kadar hataya yer verilmemeliydi.
Son kısma o kadar sinir oldum ki bir an kitabı fırlatcaktım.
Devam kitabı için çok heyecanlı değilim açıkçası ama merak ettiğim şeyler olacak.
Bu arada kızın karşısındakini suçlarken kendisinin sütten çıkmış ak kaşık gibi davranması beni aşırı sinirlendirdi.
Akıcı olmasaydı ve sonunu merak etmeseydim bırakırdım.
Bakın diğer kitaplar kadar kötü değildi, en azından merak ettirdi kendini. Ama olayların gidişatı, yaşananların saçmalığı ne yazık ki kitabı çokta beğenmeme neden oldu.




Detaylı yorum yapmaktansa böyle kısa kısa ve neden sevmediğimi anlatmak istedim.
Güzelde oldu sanki. :) Ve dikkat ettiyseniz ne kadar sevmesem de üç puandan aşağı puan veremedim, çünkü emek arkadaşlar ve ağaçlar...





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^
Ve güzel kitaplar okuyun^^




Buralarda da varım^^







16 Haziran 2025 Pazartesi

Revelle//Lyssa Mia Smith Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yine hem çok farklı hem de çok güzel bir kitabın yorumuyla geldim^^
Kitabı ilk gördüğümde dedim tam bir Caraval havası oalcak gibi ama çok farklıydı. BUrada gerçek zamanlı ülkeler, şehirler vardı mesela ama Caraval çok farklı bir evrendi. Ama bu kitabında ondan geri kalır yanı yok gibiydi.
İlk sayfalarda adapte olmam zor oldu tabii, çünkü bir sürü aile var ve o aileler içinde özel güçler var. Onları anlamak, konuya girmek zor oldu ama bence bu tarz okuduğum en iyi kitaplardan biriydi.
Ve en güzeli neydi biliyor musunuz?
Kitap tek kitap, her şey 500 küsurluk sayfayla bitiyor. Daha ne olsun??



Sihrin kaçak şampanya gibi aktığı, mücevherlerin her türlü fanteziyi gerçekleştirdiği Charmant Adası’na hoş geldiniz!
Adanın en ünlü sihirli ailelerinden Revelle’in fantastik gösterileri tehdit altındaydı. Adadaki tüm kuralları değiştiren içki yasağı, eğlence alanındaki becerileriyle bilinen Revelle ailesini zora sokarken zamanda yolculuk yapabilen Chronos ailesini zengin ve mevki sahibi yapmıştı. Ama Revelle gösterilerinin yıldızı Luxe, kimsenin haberdar olmadığı sihir gücünü de kullanarak bunu değiştirmeye kararlıydı.
Ailesine neler olduğunu öğrenmekten başka bir isteği olmayan yetim Jamison Port, adaya adım attığı andan itibaren oraya ait olduğunu hissetmeye başlamıştı. Kısa sürede Luxe’ün dikkatini çeken ve Revelle gösterisinin bir parçası olan Jamison, adanın geçmişine dair birçok kalbi kıracak karanlık bir sırrı da ortaya çıkarmak üzereydi.
 

Luxe doğduğundan beri ailesi ve akrabalarıyla beraber gösteriler yapmaktadırlar. Ama kendi ailelerinden üstün olan aile başkan olduktan sonra içki yasağı getirmiştir ve içki bulmak çok zordur.
Bu sebeple kendilerinin tarafında olan adamla iş birliği yapmak ister ama işler hiç ummadığı yere gidiyor.
Şimdi böyle yaza yaza diğer ailelerinin yeteneklerinden bahsedeceğim.
İlk olarak Luxe, kendisi gösterilerde insanları büyüleme yeteneği var ve eğer karşı taraf isteyerek elmas, değerli taş verirse o zaman o kişinin duygularını kontrol edebiliyorsun. Bu Revelle ailesinin yeteneği. Ama Luxe'un başka bir yeteneğe daha var. Onu okuyunca siz öğrenin derim. :)
Luxe annesi kaybettikten sonra dayısı, kuzenleri için her şeyi yapmayı göze almış bir karakter ama bir yerden sonra onarında desteğini alabilirsin, tek yapınca ne olacak? diye diye okudum. Gerçekten ailecek bir çıkış yolu bulunabilirdi. Bu kısımdaki inatçılığı ve son kısımda Jamison için söyledikleri aşırı kalp kırıcıydı.


Jamison. Yetimhanede büyüdükten sonra zor şartlar altında tanıdığı arkadaşlarıyla aile olmuştur. Anne ve babasından geriye sadece bir fotoğraf kalmıştır ve bu fotoğrafta arkadaşlarının memleketi olan Charmant adasında çekilmiştir.
Daha gittiği gün başına gelenler normalmiş gibi gözükse de aslında altında çok başka şeyler vardır.
İlk başına gelen olayı anlatıp bir ailenin daha yeteneğinden bahsedeyim.
Chronos ailesi geçmişe gidip gelebiliyor ama her yeteneğinin bir bedeli var. Zaman yolcusu yapan bu ailede gidip geldiğinde, gittiği süre kadar yaşlanıyor. İşte o ilk günde en yakın arkadaşından biri Chronos'dur ve onu büyük bir kazadan korur.
Jamison çok gözü kara bir karakterdi ve Luxe için yaptıkları gerçekten takdir edilesi. Ve sonradan çıkan gerçekler benim bile kalbimi kırdı.
Sonradan yaptıkları çok iyiydi. Yine de bir fevri işi işleri karıştırdı. Ona spoiler olmadan değinmeye çalışacağım. :D

Bir tane kötü karakterimiz var, isim verirsem spoiler olacağı için detay vermiyorum. Sadece yani baştan çok şüphelendim, sonra dedim var bir şeyler. Sonrasından bakıyorum başka şeyler oluyor iyi diyorum ama son kısımda şok oldum.
İnanın bu kadarını beklemiyordum.
Ve bu sebep yüzünden Luxe'un sürekli çıkmazda kalması böyle kanımı fokur fokur kaynattı sinirden. İnanın hissettim o çıkmazda kalmayı. İşte bu kısımlarda Luxe'a kızmış olsam da o yerde çok iyi anladım kendisini. 


Yazarın okuduğu ilk kitabı. Aileler ve yetenekleri yüzünden ilk yüz sayfada çoğu şeyi çok anlamadım açıkçası. Bunu da normal karşılıyorum. Sonradan bazı şeylerde çok beynimi yaktı ama genel olarak neyin ne olduğu anlıyoruz. :D 
Serinin tek kitap olması artı bir puandı. Tabii ne yazık ki bazı mevzuları eklemeseler olmaz. Ne gerek var yani, o karakteri eklemeseler olmazdı değil mi. Bu yüzden çok hoşlanmadım mesela.
Ama genel olarak sevdim, hatta genel bir okura hitap ediyor çünkü kitapta yetişkin sahne yok.
En sevdiğimmm :)


Bu tarz kitapları seviyorsanız öneririm. Dediğim gibi ne kadar çok fazla yetenek, aile vs olsa da güzel, farklı, ilginç bir kitaptı. En sevdiğim yetenek duyguları kontrol etme ve zihin okumaydı ama ne yazık ki onlarında bedelleri olduğu için kalsın. :D En çokta duyguları kontrol etme mevzusu. :)
Son çok fena bitti, böyle olmalı mıydı bilemedim. Devam edeceğini de sanmıyorum, artık biz hayal edeceğiz. :)




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

Luxe Revelle benim kaderimdi. Bu gece yaşanan her şey beni bu ana getirmişti. Dejavu.


*****

Roger sıradan olaylardan büyük acılara kadar her şeyini paylaşabileceği birisine sahip olduğu için ne kadar da şanslıydı.


*****


Tüm hayatım boyunca sahip olduğum sihre, güce inanmıştım. Bizler rüyaları gerçek kılıyorduk.
Ama asla kendi rüyalarımız olmuyordu bunlar.


*****


Kanatlarını açıp dünyayı görmüşlerdi. Oysa ben bir kavanozun içindeki ateşböceğinden ibarettim. İzlenmesi eğlenceliydi ama yavaş yavaş boğuluyordu.


*****


Ve acı. Dudaklarının kenarlarındaki o gerginlik. Bitmek bilmeyen o fedakarlık yine başlamıştı.





Bir yorumda böylece biter, başka yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^










7 Mayıs 2025 Çarşamba

Aramızdaki Yedi Yıl//Ashley Poston Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yine çok severek okuduğum bir kitabın yorumuyla geldim. Geçen aylarda aldığıma ama bir türlü okumadığım kitaplardan biri kendisi. Instada yorumu görünce almak istedim çünkü konusu çok farklıydı.
Evet denildiği kadar güzeldi, farklı konusu ve yazılışını sevdim ama illa ki bazı hataları vardı. Onları devamında söyleyeceğim ama kısa ve akıcı(çoğu yeri) kitapları seviyorsanız eğer yorumumun devamını okumanızı öneririm^^



Ya âşık olduğunuz kişi yedi yıl geçmişte yaşıyor olsaydı?
Clementine West geleceğini titizlikle planlamıştı: Çok çalışmalı, âşık olacak düzgün birini bulmalı ve sürekli büyük bir hayalin peşinden koşmalıydı. Bu, çok sevdiği teyzesini kaybettikten sonra kalbini güvende tutmak için hazırladığı, kusursuz bir plandı. Ancak aşk, en iyi planları bile karmaşık hâle getirebilirdi ve Clementine kalbinin bunu kaldırabileceğinden emin değildi.
Ama bir gün, merhum teyzesinin mutfağında yakışıklı bir yabancıyla; kibar gözleri, Güneyli aksanı ve limonlu turtalara karşı açıklanamaz bir düşkünlüğü olan bir adamla karşılaştı. Bu adam âşık olabileceği, ikinci şanslara inanmasını sağlayacak o kişi olabilirdi. Ama bir sorun vardı: Bu adam tam yedi yıl geçmişte yaşamaktaydı.
Clementine, teyzesinin tuhaf dairesinde kendini kalp kırıklığının eşiğinde bulduğunda bugünde yaşamayan birine âşık olmanın her şeyi mahvedebileceğini biliyordu. Oysa zaman hiçbir şekilde aşka engel değildi, asıl sorun her daim zamanlamaydı.


-Karakterimizin adı çok uzun ve karmaşık olduğu için Clem diye geçeceğim-
Clem sevdiği teyzesini kaybettikten sonra onun bıraktığı evde yaşamaya başlar. Aylarca sadece eve gidip geldikten sonra bir gün evde yabancı biriyle karşılaşınca teyzesinin verdiği sırrın gerçekleştiğinden emin olur ama söylediği diğer şey yüzünden yabancıyı evden göndermek ister ama işler çokta istediği gibi gitmez.
Clem kafası karışık bir karakterdi. Sürekli teyzesinden bahsetmesinin sebebini tabii ki de sonradan öğrendik ki hak verdim ama belli bir yerden sonra sürekli teyzesinden bahsetmesinden gına geldi. Anladık teyzenle çok gezdin, çok eğlendin ama yeter yani.
Ben diğer detayları öğrenmek istiyorum dedim durdum sonra bölümlerde.
Bu yüzden çok sevemedim ama verdiği kararlar doğrultusunda sevdiğim bir karakter oldu.


Şimdi erkek karakterimizden bahsedeceğim ama spoiler olma ihtimali o kadar yüksek ki o yüzden sevip, sevmediğimden bahsedip geçeceğim.
Çok tatlıydı, bazı yerlerde Clem'e seslenmesi beni benden aldı(Okuyanlar anladı. Limon)
O yüzden bu kısımlar çok hoşuma gitti. Daha çok okumak isterdim, o yüzden şu teyze mevzusunu bu kadar uzatmaları hoşuma gitmedi.
Yine de bu karakteri okumak çok hoşuma gitmenin yanından çok sevdim de :)
Şeflere olan ilgimiz tekrardan nüksetti. :D 


Diğer karakterlerden Clem'in arkadaşlarına bayıldımmm
Bir kez bile Clem'i yalnız bırakmamaları çok hoştu. Ve Clem'in de onlara yardım etmesi, destek olması, işleri yoldan çıkınca onlara yardım etmesi çok çok tatlı ve hoştu.
Diğer karakterlerden anladığınız üzere teyze mevzusunu hiç sevmedim, zaten illa ki işin içine abuk subuk şeyler soktular. Onda da saçmaladılar. Yani okuyan arkadaşlar bana hak verin, çocukları öğrense ne olacaktı?
Bazı şeylerin havada kalması, niye böyle detaylı saçmaladı anlamadım ve değişikti. O kısımlar kitabın güzelliğine gölge düşürmüş ama evin sihri, çiftimizin mevzusu kitabı güzelleştirmiş. Bu da bunları arka plana atmama sebep oldu ama yine diyorum, o gereksiz şeyleri koymadan da güzel bir kitap yazabilirdi.

Akıcıydı kitap ama yine teyze mevzusuna gelince sanki kitap ağırlaşıyordu. Yani genç kızı alıp bilmediği ülkelere götürüp ve sonradan çokta ilgilenmemesi(Clem kendisi anlatıyor) komikti ya. Kitap olmasa teyze kesinlikle güvenilmeyecek listenin en başında yer almalı. :D
Detayları veremediğim için yorumu çok fazla uzatmak istemiyorum, oysa ki ne çok yazacağım şey var. Spoiler olarak yazmakta istemiyorum açıkçası, okuyun siz öğrenin.
Farklı bir konu, farklı birer hayatlar ve karakterler.
Gerçekten okuduğum en ilginç kitaplardan biriydi ve ben çok sevdim. :)


Sonu beni tatmin etti, olması gereken gibi bitti.
Bir an yazar hop diye bitirecek diye ödüm koptu ama neyse ki güzel devam ettirmişti. Bu yüzden kafanızda soru işaretleri varsa onları geri plana atın ve bir şans verin derim.
Bu arada ilk başlarda bazı şeyler oluyor ve okuduğum anda aklıma bir şeyler geldi ve bumm, oldu dfghjkl
Baştan böyle detaylar verilmesi güzel ama şaşırtması daha hoş olurdu bence. :)
Yazarın yine böyle farklı kitapları basılırsa okumayı düşünürüm ama bu teyze mevzusu gibi saçma bir mevzuyu orada da uzatırsa belki de başka okumam. :)
Kitapta yetişkin içerik mevcut, onu bilerek okumanızı öneririm. :)




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Kendimi tuttum. "Seni yemin ederim ki daha önce dans ettim."
"Ama benimle etmedim."



*****

"Patates kızartması yüzünden hayatın değişti?"
"En ummadığın şeyler hayatını değiştirir."


*****


Düzenine sıkı sıkıya bağlı, kaygılı ve psikolojisi bozuk bir keşmekeştim. Etrafıma ördüğüm duvarlar öyle yüksekti ki bu duvarları neye karşı ördüğümü bile unutmuştum.


*****


Kitaplarda insana güven veren bir şey vardı. Başlangıçları, ortaları ve sonları vardı ve eğer bir kısmı beğenmezseniz, bir sonraki bölüme geçebilirdiniz. Eğer birisi ölüyorsa, o ölmeden önceki son sayfada okumayı bırakabilirdiniz ve böylece ı kişi sonsuz dek yaşardı. Mutlu sonlar kesindi, kötüler yenilirdi ve iyiler hep baki kalırdı.


*****

Düzeltilmeye ihtiyacım yoktu. Tek ihtiyacım olan şey... bana insan olduğumun hatırlatılmasıydı.


*****


Geriye dönüp baktığınızda aklınız, kalbinizin hatırlamak istediği şeyleri hiçbir zaman hatırlayamaz.






Bir yorum daha biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^





Buralarda da varım^^






24 Nisan 2025 Perşembe

Gece Vardiyası//Annie Crown Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Ramazanın ortasında bir kitaba başlamıştım ama kitabın çokta bu ayda okunacak gibi olmadığına karar verip Ramazan’dan sonra okurum dedim. Geçen okudum ve bitti. İyi ki böyle bir karar almışım sdfghjklş
Kitap tam bir romantik severler için, yani kapağı.
İçerik olarakta gerçekten çok tatlıydı ama anca yüz sayfası falan. Geri kalan zaten eğer başka türlüydü. Buna birazdan değineceğim inşallah. :)
Kısa ve akıcı kitabın yorumu az olur diyerekten devam ediyoruz. :D



Bir kitap kurdu ve basketbol oyuncusunun yolları kesişirse... 
Yalnız takılmayı seven Kendall Holiday, cuma akşamlarını kütüphanede gece vardiyasında çalışıp, fırsat buldukça aşk romanları okuyarak geçirmeyi ve kendini kitap kurgularında kaybetmeyi tercih eder. Ancak bu durum, basketbol takımının kaptanı Vincent Knight, yaralı bileği, asık suratı ve nefret ettiği bir ders için şiir önerilerine ihtiyaç duyarak ortaya çıktığında değişir. Uzun boylu, yakışıklı ve hazırcevap olan Vincent, Kendall’ı daha önce kimsenin zorlamadığı gibi zorlar.
Kendall farkında olmadan başrolünde kendisinin olduğu aşk romanına balıklama atlar fakat bir sorun vardır: Gerçek hayatta mutlu bir sona ulaşmak, klişe dolu romanlardan çok daha fazla doğruluk gerektirir.


Kendall cuma gecesi okulun kütüphanesinden vardiyadayken sessiz sakin geçeceğini düşünür ama hiç ummadığı kişiyi karşısından görünce hem şaşırır hem de burada olmasının sebebiyle ona takılır am aişler istediği gibi gitmez, ya da gider mi?
Hiç ummadığı şeyler olduktan sonra başka bir şey düşünemeyen Kendall sadece kitaplarının dünyasındayken çıkıp, gerçek hayatı görebilecek mi?
Kendall iyiydi, hoştu ama sürekli kafasında kurup inanması(bizide inandırması) çok sıktı yani. Tamam en çok senin kalbi kırılacak, en son sen utangaçsın. :D
İşin şakası sona doğru arkadaşının söylediklerine yüzde yüz katılıyordum.
O yüzden hem sevdim hem de çok sevemedim.
Bir de kardeşim her şeyden o kadar uzak olup, bu kadar cesur olmakta şaşırttı yani.


Vincent sakatlandıktan sonra edebiyat dersi için gittiği kütüphaneden eğlenerek ayrılacağını hiç düşünmemişti. Şiir derslerini sevmesede notları için şiir okuması gerekirken Kendall ile tanışıyor.
Daha ilk dakikadan ondan hoşlanır ama işler hiçte umduğu gibi gitmez.
Şimdi böyle anlattım ama kitapta Vincent öyle abartacak kadar ortada değildi. Gerçi kitap çok uzunda değildi, yani kısa olduğu için Vincent’i çok detaylı okumadık ama ondaki mevzu çok tatlıydı, doğrusu bunu beklemiyordum.
Utangaç oluşu kitaba ayrı bir hava katmış, normalde böyle basketbol kaptanları falan okulun en çapkını, popüleri olur ve bir anda okulun en masum kızıyla çıkmaya başlar. Ama burada Vincent öyle değildi, onu beğendim işte. :)
Belkide kitapta en sevdiğim şey Vincent’in farklı bir karakterde olup, tatlı olmasıydı. Hazır böyle bir karakter bulmuşken daha çok jestlerini falan okumak isterdik ama olmadı ne yazık ki.


Kendall’ın arkadaşlarından birini çok anlamadım ama aynı evde kalıp böyle güzel arkadaş olmalı, birbirleriyle aile gibi olmaları güzeldi. Sadece son kısımda biri için saçma bir şey yazılmış, inşallah yanlış yazılmıştır çünkü GEREK YOKTURDU!!!!
Vincent’in arkadaşları da iyiydi, biri için acaba devam kitabı çıkar mı merak ettim açıkçası. Onların hikayesi ne olur bilinmez ya da biz mi kafamızda kuracağız acaba bilemedim.

Gelelim diğer detaylara.
Kitabı elinize aldığınızda ya da ilk gördüğünüzde şey diyebilirsiniz, ne kadar tatlı, minnoş bir kitap. Ama arkadaşlar dışı sizi içi beni yakar asdfghjklş
Yani kitabın yetişkin içerikli olduğunu biliyordum ama bu kadar olacağını bilmiyordum. Yukarıda dedim ya yüz sayfa sadece konu var, gerisi hep smut.
Sen her şeyden habersiz bir kızsın Kendall bu ne haller???
Aşırı abartıydı ve bazı kısımları o kadar uzatmış ki atla atla kitap bitti. :D Şaka gibiydi yaa.
Bir de en son teşekkür yazısında annesine okuma dedim ama okuduğun için teşekkür demiş. Yav abla bir git yaaa :D
Yani annene okuma demişsin ama okumayan kimse kalmadın herhalde. Yani sırf daha çok popüler olsun diye bu kadar detaylı yazacaktın ismini ya da kapağı başka şey yapsaydın. İki tane masum öğrenci oldu mu sana grinin elli tonu ki belkide grinin elli tonu bu kitaptan daha masum kalırdı.
Şok oldum yani.
Tiktok okurları azıcık kendinize gelin, edebiniz nerede kaldı?????? Asdfghjklş
Gülüyorum ama cidden yeter yani, kitabın bu kısımları çıkarsak çok bir şey kalmıyor elimizde. Konu güzel aslında, bu konu üstünde daha güzel şeyler yazabilirdi ama ablamız başka şeyler yazmakta daha diretmiş belli ki.


Çok bir edebi değeri olmayan(şiirler hariç, onlarıda ben okumuyorum) bir kitaptı. Dümdüz, sizi yormayan, benim için smut çokta önemli değil diyorsanız bakın ama bakın kitap çerezlikten çok başka bir şey.
Akıcı olması güzeldi, bu kısa ya da sadee mevzunun yüz sayfalık olmasından dolayı değil yazarın kalemi akıcıydı. Seriyse ve arkadaşları çıkarırlarsa konusuna göre okurum belki ama umarım bu kadar yetişkin içerik olmasın. Tamam bazı kitaplarda böyle ama eğer bazı şeyleri bayaa detaylı yazıp uzatacaktın bari biraz daha randevu vs gibi hoş sahneler yazsaydın, işleri güçleri başka şeydi. Neyse. :D




Kitaba Puanım 5/3,5^^





Aslında alıntı vardı ama elimde post it yoktu, ben de yapıştırırım sonra dedim yapmadım kaldı öyle. O yüzden alıntı bu sefer yok. :) Ama diyorum ya anlamlı alıntılar vardı. :)






Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^




Buralarda da varım^^





23 Nisan 2025 Çarşamba

Bronz 1//Özge Naz Kitap yorumu^^

 Selamlar^^
Sosyal medyada gördüğüm ve okuyan herkesin genel olarak beğendiği seriyi ben de okudum ve bitirdim, yani birinci kitabı. Kitap hakkında hiçbir şey bilmiyordum, çok ilgimi çekmiyordu açıkçası tarzı ama yayınevinden mesaj gelince ve okuyan arkadaşıma danışınca oku dedim. İyi ki okumuşum. Tamam benim tarzım değil, içerik olarakta çok kafam karıştı ama zekice yazılan kitapları seviyorum, araştırılıp, bunun üzerine çok düşünerek çıkmış kitapları. İşte bu kitapta onlardan biriydi. Kitap daha ilk sayfasından sırlarla bezeli ve son sayfasına kadar herkes şüpheli ya da olayların daha yüzde biri anca ortaya çıkıyor, hatta o kadar bile çıkmıyor.
Bir de ne derler bilirsiniz, ilk kitabın, ilklerin günahı olmaz. İlla ki eksiklikler, kafaya oturmayan şeyler olacaktır. Bir de kitabın sonu öyle bir bitti ki dedim tamam, demek karakterimiz bu yüzden böyle davranıyor. Onu da devamında anlayacağız gibi.



“Kartlar yeniden dağıtıldı. Kartlar kaderimizdi. Kimse kaderinin dışına çıkamadı.”
Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı.
O kim miydi?
Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav.
Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere.
O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler… Onların tohumları el bebek gül bebek değil; el bebek öl bebekti.


His talihsiz bir ailede doğmanın acısını şimdiki yaşına kadar yaşamıştır ama onun getirdiği avantajlarda vardır. Zeki olmak ve kendi kendine yetebilmek. Ailesinin başına gelenlerden sonra hayatına piyanist olarak devam eden His annesinin kendisinden neden nefret ettiğini öğrenmek için onun günlüğünü bulmak ister. Şu an en istediği şey günlük ama kimsenin görmediği, bilmediği Bronz'u da tanımak ister.
İkisi içinde hiç bilmediği şeylere bulaşır ama gerçekten her şeyi bilmiyor mu?
His çok farklı bir karakterdi, zaten yaşadıklarını henüz hiç bilmiyoruz, parça parça öğreniyoruz ki zaten doğru düzgün bir şeyde öğrenmedik o da ayrı. Serinin devamında illa ki ortaya çıka mevzular ama bakalım neler olacak. Aklımda bir şeyler var ama olur mu bilemiyorum.
His'in yaşadıklarına çok üzüldüm, ailesinin kendisini sevmemesi çok kalp kırıcıydı. Hatta annesinin bunu günlüğe yazması ki bir her bölüm başı okuduk yazdıklarını(His'ten önce yani). Ben çoğunu okumadım, kadının nefreti okunu gibi değildi, her ne kadar karakterde olsa.
O yüzden His'e günlüğü okuma dendiği zaman okumaması daha hayırlı bence ama bakalım neler olacak.
Bazı yaptığı mantıksız hatalar vardı, hatta okurken beynimi yakan cinsten ama onunda bir sebebi olacağını düşünüyorum, yani kitabın sonunda olanlardan sonra onu düşünüyorum. O yüzden o kısımların çok üstünde durmama kararı aldım.


Bronz hakkında çok bir şey diyemeyeceğim. Sadece bu kadar aranan, kimsenin görmediği adamın nahif oluşu, hatalar yapması(son kısımlarda) beni şaşırttı. Ama onlarında açıklaması olacağını düşünüyorum. Ama Bronz'u okumak, His'le olan davranışları falan çok tatlıydı. Umarım devam kitaplarda daha çok sahnelerini görürüz.

Diğer karakterlerin hepsi kendine özgüydü. Hepsinin yaşadıkları çok zordu ve bu hale neden geldiklerini okumak hem üzdü hem de neden olduğunu öğrenmek güzeldi. Herkes hakkında az çok bir şeyler öğrendik ama esas karakterin halen daha sır küpü olması. Bence bu kitabı heyecanlandırıyor.
Çok karakter var ama hepsinden emin olmak için devam kitaplarda okumak istiyorum açıkçası. Yani ne kadar az çok tanımış olsakta son kısımlarda bazı şeylerin olması kafamı karıştırmadı değil.
O yüzden bu kısmı fazla uzatmadan geçiyoruz. :D

Kitabımız kartlar üzerinden başlıyor, yani dünyayı yönetenler var ve bunlarında ellerinde isimleri, özellikleri olan kartlar var. Yazar bunları tarot kartlarından yola çıkarak yazmış. Ben tarottan anlamam, o yüzden okurken fantastik ögeler gibi geldiği için çok dikkat etmedim ama bir takipçim ben tarot sevmiyorum kitapta geçiyor mu dedi. Şimdi böyle yaklaşınca bilenler ve sevmeyenler için hoş olmayabilir ama zaten kitapta bundan yola çıkarak yazıyor. Baştan hayal ürünü olduğunu bildikten sonra çok üstünde durulacak bir şey değil ama His'in her gün bir kart seçmesi, bir mum söndürmesi falan bunlar kitabı ilginç hale getiriyordu. Ve yine anlayacağınız üzere hiçbir şey bilmiyoruz.
Bu kısımlar dışında öyle vurmalı krımalı şeyler beklemeyin. Ben daha çok mafya kitabı sandım ama eğer kıyaslama olamayacaksa örnek olarak Bülbül Kapanı'nın daha çok mafya ve şiddet içerdiğini söyleyebilirim. Bu kitap biraz daha zeka üzerine yazılmış gibi, yani akıl oyunları gibi. Bu daha uydu bence.


Yazarın kalemiyle ilk defa tanıştım, bir tane asker kurgusu var. Onu da çok övüyorlar, almayı düşünüyordum ama ilk bu kitapla tanışmak kısmet oldu. Yazarın kitabın üstünde çok durduğu, araştırdığı ve ince eleyip sık dokuduğu belli. Puan verirken beynimin yanmasından dolayı puan kıracaktım ama oturup düşününce kitap o kadar zekice yazılmış ki o puanı verirsem ayıp etmiş olurum açıkçası. Bu yüzden hak ettiği puanı verdim.
Bir de fark ettim ki ben zekice yazılan kitapları daha çok seviyorum. Üstünde çok durulan, araştırılan kitapları. Yani akıcı, kafayı yormayan kitapları da seviyorum ama bu tarz kitaplarda daha bir akıcı ve sevilesi oluyor gibi hissettim. O yüzden zekice kitapları seviyorsanız okuyabilirsiniz.


Kitabı okurken sürekli beynimi yaktı, neden böyle oldu ki falan gibisinden sürekli yorumlarda bulunuyordum. Sonra final son bölümü okudum ve her şey yerine oturur gibi oldu. Tabii bu sadece benim tahminim ama öyleyse mantıksız şeylerin neden böyle olduğunu anlam verdim ama yukarıda da dediğim gibi ilk kitabın günahı olmaz arkadaşlar, o yüzden devamına bakalım nasıl olacak.
Bunların yanında akıcı olması da kitaba artı puan veriyordu. Hem bu tarz olup, hem akıcı olması güzel bence. Kısacası benim önyargımı yıkıp, sevmeme neden olan bir kitaptı. Ben de merak ediyorum diyorsanız bir şans verebilirsiniz. Ve duyduğuma göre ikinci kitap daha güzelmiş, heyecanlandım. :)
Tasarımı çok güzeldi ve bir anlamının olması hoş. Bu yayınevinden okuduğum ilk kitaptı. içinde şeffaf ayracı ayrıca güzeldi.
Kitabın bu ikinci farklı basımı, ilk başka bir yayınevinden çıkmış ve anladığım kadarıyla yazar bu yayınevinden çıkan kitapta eklemeler yapmış, yani okumak isterseniz bu yayınevinden almaya özen gösterin derim. :)



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


"Sen öyle her çağırana gelir misin?" diye sordum, sesimdeki alaycı tonun farkında olarak.


*****

"Suçsuz olduğunu kanıtlamak istiyor musun?" diye sordu.
"Evet!" diye sağır edecek şekilde bağırdım. "Evet! Evet! Evet!"
"Nikah masasında değiliz, o sesini alçalt biraz," dedi.


*****


"... Hisar, inanmıyorum sana. Gözyaşlarını boş yere akıtma, yanakların ıslanınca kurulamak zorunda kalıyorum ve bunu istemiyorum."


*****


"Çok gerçekçi fakat bir o kadar sahteydi. Biz de öyleydik zaten.


*****


"Kimse daha önce bana ne çaldığımı sormamıştı. Hem de hiç kimse."
"Kimsenin ilki olmamıştım," dedi.
"İlk olmak değişik bir şeymiş. Ne hissetmem gerekiyor?"
"Pişmanlık," dedim.







Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^