Kitap Kapakları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kitap Kapakları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Haziran 2025 Cuma

Revista//Gamze Çelik Kitap Yorumu^^

 Herkese selam^^
Size bol entrikalı, bol kaoslu, eğlenceli ve romantik bir kitapla karşınızdayım. Ayrıca harika, tatlı ve bir o kadar sinir krizleri geçirten bir kitaptı.
Keşke 30 Olsam, Şeytan Marka Giyer filmlerini seviyorsanız buna bayılacaksınız!!
İlk çıktığı an işte kitap budur dedim, okumalıyım bunu dedim. Çünkü kitabımız dergide geçiyor. Tabii ki bir dergi falan dendi mi kaos, rekabet, arkadan iş çevirmeler falan bolca oluyor. Bunda da onlar oldu işte.
Bayıldım kitaba, tabii bazı kısımlar beni benden aldı, o son neydi derken kitapta bitti zaten ve heyecanla ikinci kitabın yolunu gözlemeye başladım. 


Moda dünyasının en prestijli dergisi Revista’nın göz alıcı kapaklarının perde arkasında ihanet, entrika ve güç savaşlarıyla dolu karanlık bir oyun dönüyor.
Feris Doğan, yıllardır emek verdiği derginin genel yayın yönetmeni olacağına inanırken her şeyin kontrolünde olduğunu sanıyordur.  Ta ki derginin kuruluş yıldönümü partisinde, hayalini kurduğu koltuğun başkasına verildiğini öğrenene kadar…
Güvendiği insanların sırt çevirdiği, çarpık ilişkiler ve skandallarla sarsılan bu dünyada, Feris yalnızca iş hayatında değil, kalbinin derinliklerinde de sarsıcı bir mücadelenin içine çekilir fakat her sırrın bir sonu, her oyunun bir bedeli vardır.
Feris kendini güç savaşının içinde bulduğunda bir gerçekle yüzleşecektir: Güven en büyük lüks, aşk ise en tehlikeli tuzaktır.
Revista’da kural nettir: Ya manşetlere zaferini yazarsın ya da yenilginin haberini okursun.


Feris yıllarca emek verdiği dergide artık yayın yönetmeni olacağını inandığı bir gün koltuğunun başkasına gitmesinden sonra bütün ümitleri tükenir ama bu koltuk için savaşmak zorundadır.
Revista için elinden geleni yapmaya çalışan Feris'i zorlu zamanlar beklemektedir.
Kitapta Feris'e o kadar çok hak verdiğim yerler oldu ki, ben olsam neler yapmazdım dedim. Mesela çıkardım dergiden o sinirle ve gururla ama Feris tam tersi yapıyor ve koltuğu için savaşmak istiyor.
En iyisini yapıyor çünkü neler neler oluyor.
Tabii bazı yaptıklarına sinir oldum, çok fazla kibirli ve o kibir başını baya yakacak gibi. Ve şu inadı. Yani mevzu ortaya çıktıktan sonra birilerinin mevzuyu hemen kabul etmesi olmadı, azıcık sürünmesi lazımdı asdfghjk
Başarı konusunda kendisinden örnek almak lazım cidden.
Son kısımda yaptığını ne yazık ki mantıklı buldum, aksini yapmazdı Feris zaten, bakalım devamında neler olacak merak ediyorum.


Mayıs ve Nesli.
Editör ve sosyal medya müdürü. İkiside Feris'in yakın arkadaşlarından. Dergide ne olursa olsun hemen toplanıp dedikodu yapan o grup. Nesli ne kadar sakin ve mantıklı düşünsede Mayıs tam askine aklı bir karış havada. Aklı fikri flörtte olan Mayıs Feris'in ilişkileri hakkında da çok fazla söz sahibi oluyordur.
Nesli'nin gruba dahil olması çok farklı oldu ama güzel oldu. Böyle beklemiyordum açıkçası, aynı Feris kadar başka çok fazla önyargılı olduk ama neler oldu neler.
Sonrasında Mayıs, kadın resmen izlediğimi yabancı filmlerde o hoppa kızın ta kendisi.
Yabancı bir kitap okusam, yaptıkları ve söylediklerini garipsemem ama bu flört mevzusu ne yazık ki garip geldi. Yani bu kadar olacağını düşünmemiştim. Yani kitap Türk yazardan ve mekanlar Türkiye'de olsa da kitabın içeri tam bir yabancı gibi geldi bana. Ama biz görmesekte belki de bizim ülkemizde de aynıları oluyordur, bilemeyiz ki. :D Yine de garipsedim işte. :D Ve bakalım Mayıs'ın aklını çelecek kişi kim olacak, merakla bekliyorum. ;)
Tabii ikinci kitapta Nesli'ninde olayları var, onlarıda ayrıca okuyacak gibiyiz. Burada sadece Feris vardı, o kitapta bir kaç karakteri daha ayrıca okuyacak gibiyiz.


Kitapta iki erkek var, ikisinide yazmak istemiyorum çünkü spoiler olur. Sadece biri var ki evlere şenlik. İşte bu kısımda Mayıs'ın bu adamı övmesi çok yerinde bir olaydı. :D Diğer içinde çok haklıydı ama. Tam bir kaşık suda boğmalık adamdı. -_-
Kitabın son kısmında bazı şeyler oldu, burada Feris'e çok kızdım. Adam gibi açıklasa ya, bir de akıllı ve mantıklı geçinen biri diyeceğiz. :D Burada aklı uzaya uçtu, işte kitaplarda karakterleri böyle yazmaların ayrıca sinir oluyorum. O mevzu başka devam edebilirdi, ne öyle bıraktılar. :D Neyse, okuyanlar anladı beni bence. ;)
Feris'in yerini almak isteyen kişi ve diğerleri. Cansel'e aşırı kıl oldum. Feris o kadar haklı ki kitabın içine girip hepsini şöyle bir sirkelemek istedim. :D
Umarım kitabın devamında bizi sinir etmez. -_- Ki kesin edecek gibi. -_-


Spoiler olur diye çok detay vermek istemedim. Yukarıda da dediğim gibi eğlenceli kısımlarda vardı. Mesela bir taksi olayı, o kadar iyiydi ki hak etti birileri. :D
Yazarın okuduğum ilk kitabı, kalemiyle ilk defa tanıştım. Ne yazık ki ne kadar beğensem de bazı yerlerde sürekli tekrar etmesi ki bunu ilerleyen sayfalardan çok hemen alt satırda olması sıkıntıydı. Mesela Feris bir yerde işiyle ilgili yaptığı şeyi söylüyor, birkaç paragraf geçiyor ayını şeyi bir daha söylüyor. İşte bunlar birkaç kez tekrarlandı. Bu mevzuları editörler ya da son okuma yapanlar karışmıyor mu acaba çok merak ettim. İnşallah yazar bunlara dikkat ederde devamında böyle hatalar olmaz. Bir de Feris inşallah kibrinden dolayı başı fazla yanmaz. :D


Ben bu tarza bayılıyorum, Türk yazarın yazması ise bence artı puan. O yüzden hatalarıyla falan çok sevdim ben ve devamını çooook merak ediyorum. Hatta dedim bir yerde yayımlanıyorsa gidip okuyayım ama yoktu.
Artık kısa zamanda çıkması için dua edeceğiz, edeceğim. :)
Kitabımız hızlı okunuyor, bir oturuşta bitebilir bile ama benim öyle yeteneklerim yok. :D
Ve kitabımızda yetişkin içerik yok, gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz. :)





Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


"Zor olacak," dedim kırılgan bir sesle. "İnsanların söylediklerini duymazlıktan gelmek, onların yargılarına karşı durmak..."


*****


Gözlerini kıstı ve nazikçe, "Ben her zaman centilmenim," dedi.
"Yalnızca sen o tarafımla tanışmadın. Henüz."


*****


Telefon ekranını kapadığımda Hazar'ın gözlerindeki hayal kırıklığımı gördüm. O bakışlarda düşüncelerinin yansıması vardı. Konuşmadı ama sessizliği, en yüksek çığlıktan bile daha keskindi.






Bir kitabın daha yorumu biter, diğer yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^













27 Eylül 2024 Cuma

Güneş Tutulması//Sezen Aksın II Esnaf İşi Aşk #2 Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Son zamanlarda mahalle kitaplarına baya tutuldum, çok seviyorum arkadaşlar. Bir de güzel yazıldı mı tadından yenmez. Zaten son zamanlarda daha çok sevmeme neden olanda bu seriydi. İlk kitabın yorumuna buradan bakabilirsiniz ve bundan sonra spoiler olacağı için ilk o yorumu okuyun derim. Bundan sonrasını okumayın. ;)
Birinci kitabımızın sonunda Fatih her şeyi açıklıyor ve Nil artık bir çıkmazda. Yıllardır abi gördüğü insan nasıl böyle şeyler söyler derken bu sürede olaylar oluyor. Mahallenin sorunları, hırsızlar, Fatih'in Nil'i ikna etme çabaları olarak dolu dolu bir kitaptı. Bir de güneş tutulması var ve herkesi etkileyecekmiş diyorlar :D Konu böyle devam etti. İki kitapta çok güzeldi ama ilk kitapta Bursa hakkında o kadar çok bilgi vardı ki belli yerlerde sıkıldım yalan değil ama burada çok az bahsettiği ve olaylarla devam ettiği için ilk kitaba göre daha çok sevdim, bir de Fatih mevzusu var...
Kaç para ulan bu Fatihler????? -_-


Fatih’le yaşadığı yüzleşmede öğrendikleri, Nil’in dengesini altüst etmiştir. İçinde uyanan kaosa rağmen Nil, sevdiklerinin üzülüp incinmesini istemediğinden, tutulma gecesi ve sonrasında olanları kimseyle paylaşamaz fakat Fatih’in yaptıklarının cezasız kalması düşüncesine de katlanamamaktadır. Misilleme yapmakta kararlıdır ancak atacağı her adımda gizlilik esas olacaktır.
Ne var ki esnafların çok iyi bildiği üzere, evdeki hesap çarşıya uymaz.
Mahallede kaynayan dedikodu kazanları, sinsi görücüler ve Bursalılara dadanan arsız hırsızlar üçgeninde işler sarpa sarmaya başlar. Fatih’in öfkeyle kalkıp zararla oturmasıyla kalbinde ansızın filizlenen kitap sevgisi ve Kürşat’ın kendi kişisel hesapları da kargaşayı körükler.
Ay’ın gölgesi Dünya’nın üzerine düştüğünde Güneş ortadan kaybolur ve aydınlık aniden karanlığa gömülür. Gökyüzüne bakan insan hem korkar hem de büyülenir. İnsanı insan yapan da çelişkileri değil midir zaten?
Doğru zannettiği yanlışları, tutulmamak için çırpındığı açmazları vardır insanın. Kusursuzluğun tuzağına düşmeyip kendisiyle barışabildiğinde, kalbinin kapıları aralanabilir ancak.


Nil duyduklarından sonra artık eski hayatı geride kalmıştır, çünkü abi dediği adam senden hoşlanıyorum demiş nasıl devam etsin hayat. Tabii başta inkar ediyor ve Fatih'ten bu mevzuyu unutmasını istiyor ama nafile. Fatih Nuh diyor Peygamber demiyor.
Çünkü çok aşık ama Nil inanmıyor. Haklı kız şimdi, yıllardır nasıl bir insan olduğunu, kızlarla nasıl mevzular olduğunu biliyor. Aşık değildir, unutur deyip yüz vermiyor ama Fatih hiç oralı değil.
Nil'e hak verdim ama zamanla Fatih'in davranışlarından sonra yumuşaması, değişimlerini birebir fark etmesi ve sonunda söylediklerinden sonra işte bu be dedim. <3
Çünkü bir anda ayy tamam ben de senden hoşlanıyorum dese çok saçma olacaktı, bu kitap alışma süreciydi diyebiliriz. :)
Bakalım üçüncü kitapta neler neler olacak. :)


Fatih aylarca içinde biriktirdiklerinin artık Nil'inde bilmesinin verdiği rahatlıkla bundan sonra ne yapacağını düşünürken bir de görücüler gelir. Nil'inde karşı çıkmalarından sonra yeni damat adayıyla görüşür ve olanlar olur.
Fatih'in Nil için değişmesine BA YIL DIM!!
En çokta kitap mevzusu kısmı beni benden aldı. <3 Bu kadar sevmek suç olmalı bee sdfghjk
Bakın normalde ben böyle çiftlerimizin sürekli yan yana, sevgi pıtırcığı olmasını isterim ama burada en sonda zar zor bir şeyler oluyor ben buna tamamım. Niye, çünkü Fatih'in o aşk sözleri, Nil'i yavaştan aşkına inandırması çoook güzeldi.
Devamında tabii ki bol Fatih&Nil sahnesi görürüz belki ama buradakiler bile şu anlık hoşuma gitti.
O yüzdendir aşkına hayran kaldım, sadece başta yaptıkları aşırı komik ve saçmaydı sdfghjkl


Normalde başka karakterler bahsetmeyecektim ama Kürşat az da olsa hakkında konuşmayı hak ediyor. :D
Şimdi ortalık karıştığından ardından gelen itiraflara aşırı şaşırdım asdfghj Ve sonradan yaptıklarına aşırı kızdım. Tamam haklı ama Fatih'e söylediklerine aşırı kızdım. Bence o kadarını hak etmedi ki Fatih'te açıp ağzını bir şey demedi. O normal anlıyoruz ama olmadı bence. :D Üzüldüm açıkçası.
Şimdi şu yorumdan ne olacağını anlamışsınızdır ama spoi değil, sadece olaylar farklı gelişti. Ben okurken şok oldum. :D


Başlarda biraz durağandı, hele şu Samet mevzuları beni aşırı sinir etti(Aynı Fatih gibi sdfghjkl) ama sonradan olanlar, mahallenin toplanıp karar vermeleri, o kadar adam içinden bir tanesinin sorgulamaması ve bununla beraber verdikleri karar ve cezaları aşırı komikti. :D
İşte bu mahalle kitaplarının en iyisi olmasına sebep. Mahalle olarak zaten aile gibiler, bir de olayları beraber çözmeleri çok güzeldi. Şimdi çevremizde öyle güzel mahaller dostlukları yok ne yazık ki. Zaten biz köyde bahçeli evde oturuyoruz, bize en yakın evde kuzenimler oturuyor ve onlardan da yakın olan komşularımızı birkaç yol ayırıyor. Yok komşuluk yani. :/
O yüzden bu tarz kitapları çok seviyorum, kitap çıkarsam kesin hepsi mahalle kitabı olur. :D

Nil'in annesi aynı bizim annelerimiz, yine Nil iyi cevap vermedi ben kesin pat pat cevap verirdim sonra hazır cevap olurdum asdfghjk Ama annesi birden odaya giriyor, pat diye ışığı açıyor, ikide bir mevzu Nil olmasa bile Nil'in sağlık vs. hakkından yorum yapıyor. Çok güldüm ama böylede yaşanmaz g*tle don gibi sdfghjkl
Şaka bir yana tam bir aile kitabı, bizden bir kitap ama bir Fatih yok yani. :/

Genel olarak çok sevdim, sıkılmadım sadece hemen okuyup bitiremedim. Biraz sindire sindire okudum, zaten üçüncü kitap geç çıkacak bir de bunu hızlı okursam üzülürdüm. :/
Yine de çok bekleyecek gibiyiz. Yazar en son diğer kitabın ikincisini yeni yazdı, üçüncü kitapta şu an ne alemde hiç bilmiyorum. İnşallah yazması bitmiştir, en azından editöre gitmiştir diye dua etmemiz lazım. Kalemi birinciye göre daha güzeldi. Orada çok çabuk konulardan atlıyordu, yani bölüm sonundan olanlardan sonra devam bölümde farklı şeyler bekliyorsun ama farklı şeyler oluyordu. Ama burada öyle değildi. O yüzden gelişme açısından çok iyiydi. Olayları hızlandırmaması, en son ki olayda işleri daha fazla karıştırmaması benden tam puan aldı. :)


Bu kadar yorumdan sonra artık alırsınız değil mi ama :D Mahalle ve arkadaşın kız kardeşi-abinin arkadaşı mevzularını seviyorsanız öneririm. Ben çok eğleniyorum okurken, sadece genel konulara değinmesini geçtim eğlendirmesi daha önemli. Yani ayy dur okuyayım hemen, boş vaktim olsa da okusam dediğim bir kitaptı, işte bu kitaplara aşığım aşıkkk :D
Şimdi İkize ilk kitabı önerdim, okuyor. Biraz sıkılacak gibi ama olsun devam et dedim. Şimdi üçüncüyü bekleme zamanı. İnşallah en kısa zamanda çıkar. :/



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


"Dünya senin etrafında dönmüyor, Fatih abi!"
"Çünkü senin etrafında dönüyor..."


*****


Başına parantez içinde bazen düşünceli yazdım. Bazen düşünceli odun. Ama odun. Ama düşünceli. Bazen.

Alıntıya Not: Fatih odun evet ama düşünceli odun sdfghjk


*****


"Aslında kimseye gerek yokmuş bir şeylerin farkına varmam için. An meselesiymiş. Deniz gözlerinin içine uzun uzun bakmam gerekiyormuş sadece..."


*****


"Tereddüt ettin?" diye sordu abim hevesle. "Sanki çok da emin değil gibisin. Düşünmek ister misin üç beş yıl kadar?"

Alıntıya Not: Bir anda kardeşci olan Kürşat'ı kaç kız tokatlamak istedi asxdfghjklş





Yorumum bu kadar, başka yazılarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^












29 Ocak 2024 Pazartesi

Satır Aralarında Buluşalım//Melissa Ferguson Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Dün gece bitirdiğim kitabın yorumunu hemen yazayım dedim sıcağı sıcağına. Kitabın bir yorumunu okuduğum zaman çok okumak istemedim açıkçası, zaten kitap fiyatları malum alsak, beğenmesek daha kötü. O yüzden pdf'i düştüğü an indirdim.
Valla arkadaşlar karton kitabı indirimli 150₺ yaparsanız alamam, hele bir de böyle çıkarsa hiç alamam. İyi ki almamışım diyorum. O kadar parayı bu kitaba vermeye üzülürdüm. Tamam kitap kötü değildi ama vereceğim parayı da hak etmiyordu açıkçası. Hadi sıfırı geçtim ikinci elde düşünmüyorum, onlarda kargoyla çok pahalı. Ama şu an bunu yazarken bile öyle bir vicdan yaptım ki arkadaşlar. İkinci el çok uyguna buldum bir tane alsam mı?
Neyse bu konu hakkında düşüneceğim.
Kitap hakkında illa ki spoiler yazmam gerek, yine içimde tutamadığım şeyler var asdfghjk



Savannah Cade, Pennington Yayınevinde editör olarak çalışmaktadır. Kardeşi Olivia’nın evinde yaşayan Savannah, bir yandan ailesi ve işiyle ilgili sorunlarla uğraşırken diğer yandan da hayali olan yazarlığa odaklanıp roman taslağı üzerinde gizli gizli çalışır.
Yayınevine yeni bir genel yayın yönetmeni gelmiştir; yayınevinin sahibi Bayan Pennington’ın oğlu William… Tanışma toplantısında bile roman taslağı üzerinde çalışan Savannah, topuklu ayakkabısının azizliğine uğrar ve taslağının sayfaları yere saçılır. Sayfaları tek tek toplayan Savannah, eksik kalan son sayfayı William’ın elinde görür. Artık saklaması gerektiğini düşündüğü taslağını yayınevinin ön okuma kopyalarının bulunduğu odadaki gizli bölmeye bırakır. Gizemli bir editör, satır aralarına eklediği yeni dokunuşlarla taslak üzerinde Savannah ile iletişim kurar ve bu ikilinin arasında duygusal bir bağ oluşur.
Bu sırada William’a karşı da yakınlık hissettiğini fark eden genç kadın, gizemli editör ve William arasında kendince bir seçim yapma zorunluluğu hisseder.
Artık cevabını bulması gereken iki soru vardır: Gizemli editör kimdir? Savannah kimi seçecektir?

Savannah katı kuralları olan bir yayınevinde yardımcı editör olarak çalışmaktadır. Yayınevinde aşk romanları çıkmaması ona bir engeldir çünkü kitap yazmaktadır ve kitabı aşk romanıdır. Taslağını düzelttiği bir gün kazara yere düşen taslağından bir kısmını yeni patronu William'ı okuyunca onu çalıştığı yerin en gizli yerine saklar.
Gün sonunda taslağını almaya giderken kenarlarında tanımadığım notlar görür ve baştan sinirlenir ama sonradan doğru şeyler yazdığını anlayınca ondan yardım ister, o da seve seve kabul eder. Gizemli editörüyle notlar sayesinde konuşurken yeni patron William ile de şirket hakkında büyük kararlar alır ve Savannah William'ın ona karşı olan davranışlarını bir türlü anlayamaz.
İşin sonunda gizemli editörle tanışmak isterken aslında kalbinde bambaşka biri vardır.
Savannah sıradan bir karakterdi, ablasıyla olan iletişimi yüzünden kendisine çok kızmama rağmen zeki tavrı sayesinde onları arka plana attım.
Çünkü yayınevinde çalışıyor ve yayınevinin geleceği için bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Bunlar dışında son kısımlardaki düşüncelerine gıcık oldum, yani ben bile anladım sen nasıl anlamazsın ya??
Tanıyorsun adamı, yapar mı sence? Bu kısım sinir streslikti. Neyse ki kitap kısa. :D


William hakkında yazacağım tek şet gizemli, yakışıklı, zengin ve yayınevi patronu biri. Yani daha ne yazabilirim ki. Savannah sürekli sert biri demesine rağmen aslında yazarın öyle yansıtmaması bizi çelişkiye sürüklüyor ama yine de ben sevdim.

Gizemli editörün notları çok tatlıydı, Savannah'ı bazen deli etmesi, flörtüz yazıları falan cidden çok tatlıydı. <3 O gizli odayı bambaşka bir yere dönüştürmesi falan kalbimizi ısıttı resmen.
Tabii ki kim olduğunu yazmayacağım, sadece ortaya çıkma mevzusunun o kadar çok uzaması saçmaydı.

Diğer karakterlerden Savannah'ın kız kardeşini ve ailesini hiç sevmedim. Yani Savannah böyle dobra bir karakter değil doğru ama ailesinin yaptığının yanında da nasıl o kadar sakin kalabildi anlamadım. Resmen ailenin günah keçisi gibi. Ben bu aileye daha çok yükselirdim de çok şükür yazar çok ön plana koymamış. ;)
Kız kardeşi ayrı bir dertti zaten. Onun içinde spoilerda bir şeyler yazacağım inşallah. :D


Kitapta en sevdiğim iki şey, birinci hiç smut yoktu(çok şükür). Sonrasında yazar abuk subuk şeyleri kitabına eklememiş(Daha da çok şükür) Bu ikisinin olmadığı kitaplar varmış yaaa, nasıl sevindim anlatamam. Çünkü biri olmasa illa diğeri oluyor. O yüzden bu kitabı almalıyım, bak şimdi! Benim tutarlılık seviyesi yerlerde şu an sdfghjkl
Gardrops'dan satış yapsam onun parasıyla alırım, neyse hayırlısı ya. :D
Kitabın kitaplar hakkında olması çok hoşuma gitti, bu tarz daha çok çıkarsalar keşke, ne güzel olur.
Savannah'ın sürecini gerçekçi anlatması çok güzeldi, belli ki kendi de bu tarz şeyler yaşamış. O yüzden daha etkili olmuş belli ki.
Bazı yerleri anlamakta güçlük çektim açıkçası, hatta ilk bölümü okurken anlamadığım için devam etmek istemedim ama nedense böyle bir okuma isteği oluştu sonra devam ettim. Ya yazar yüzünden ya da çeviri yüzünden bir gariplik vardı, çerez bir kitap olduğu için çok üstünde durmadım.


-Spoiler başlangıcı-

İlk başta kimin gizli editör olduğunu tahmin ediyorsunuz, yazar gizem katmak istemiş ama yapamamış. Zaten Savannah'ta hemen tahmin ettiği kişiye inanması falan yazarın bir şeyleri kurtarma çabasındandı bence.
Ve biz daha da şüphelenelim diye işte yurtdışına çıkması falan, iyice gizemli oldurmaya çalışmış ama diyorum ya olmamıştı.
Patron-çalışan hikayesini seviyorum ama burada yazar ucundan göstermiş demiş ki tamam, bu size yeter demiş geçmiş gitmiş. Aşklarını çok anlamadım gitti.
Belediyeye gittikleri sahne vardı, oradan sonra farklı şeyler olabilirdi.

-Spoiler Bitişi-


Yorumum yarım kalmış o yüzden spoiler kısmını kısa tuttum, okuyalı baya oldu çünkü. Kitabı sevdim, evet yazar kısa tutmuş, evet tatmin olmadığım yerler vardı ama uzun zamandır böyle tatlı bir kitap okumamıştım.
Aşk konusunda daha detaylı olmasını çok isterdim ve sonunun öyle hemen bitmemesini. İnşallah devamı vardır. :)



Kitaba Puanım 5/3,5^^

Alıntılar^^

Herkes, Ferris'i özlediğim için böyle olduğumu düşünüyordu. Ancak bu doğru değildi. En azından o seferlik. Ayrılmak kötüydü tabii ama Green'in okuyacak başka kitabının kalmaması, daha kötüydü. Yeni kitabının çıkmasına dokuz ay vardı ve buna dayanmak zorundaydım.


*****


Bir süre birbirimizin gözlerinin içine bakarak gülümsedik. İçimi sıcaklık kapladı. Ne olduğunu tarif edemiyordum ama bu bir konu olsaydı, hindistan cevizi serpilmiş muhallebi kokusu oldurdu. Bir ses olsaydı, dostunuzun ayak sesleri olurdu.


*****


"Kolay kırılırım. Bu da benim kusurum. Tek sözle bile yaralı geyiğe döner, bir hafta boyunca aksayarak dolaşırım. Neyse."


*****

Fakat insanların sosyal medyada sizi takip etmesini nasıl sağlayacağınızı çözmek, üniversite diploması almaktan daha zordu.





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^









13 Haziran 2023 Salı

Legend//Stephanie Garber Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Nasılsınız? Bu ay blog çok sessiz kaldı, doğru düzgün paylaşım yapamadım. Şu an kitap yorumlarını yazayım fotoğrafları halledeceğim bir şekil. O kadar yorumlarım birikti ki ya fotoğrafım yok ya da yorum hazır değil. Ne bileyim karıştı bu ay.
Yoruma geçeyim fazla uzatmadan, Legend Caraval serisinin ikinci kitabı. Birinci kitabı bitirdiğimde bu kitabın konusuna bakmış ve ne yalan okumak içimden gelmemişti. Çünkü Scarlett’i sevmiştim, onunla devam etmesini istemiştim ama olmadı.
Yine de seri bitsin dite okuyayım dedim ve ne yazık ki Caraval kadar sevemedim. Neden olduğunu belki spoiler olarak yazarım.



Kendisini Caraval’ın dünyasına kaptıran Donatella Dragna, en sonunda babasından kurtulmuş ve ablasının istemediği bir adamla evlenmesine engel olmayı başarmıştı. Kızların bunu kutlaması gerekiyordu belki ama 
Tella tam olarak özgür sayılmazdı. Gizemli bir suçluyla yaptığı anlaşma sonucu, yerine getirmesi gereken görevi ondan başka kimse başaramazdı: Caraval’ın efendisinin gerçek kimliğini ortaya çıkarmalıydı. Legend’ın gerçek kimliğini bulmanın tek yolu Caraval’ı kazanmak olduğundan, Tella bir kez daha kendisini bu efsanevi oyunun içinde buldu. Yolu tahtın cani varisiyle, lanetlenmeye mahkûm bir aşk hikâyesiyle ve sırlarla örülmüş örümcek ağlarıyla kesişecekti… Buna kız kardeşinin sırları da dahildi. Caraval’ı oynamak her zaman cesaret, beceri ve fedakârlık gerektirirdi. Ama oyun bu sefer daha fazlasını istiyordu. Tella, Legend’ın ismini öğrenemezse önemsediği her şeyi kaybedebilirdi – belki kendi hayatını bile. Kazanması durumunda ise Legend ve Caraval sonsuza kadar ortadan kaybolacaktı. Caraval’ın dünyasına hoş geldiniz. Asıl oyun şimdi başlıyor.


Birinci kitapta Caraval bitmiş, bazı sırlar ortaya çıkmıştı. Burada da tekrardan Caraval oluyor ama bu sefer tamamen oyuna odaklıdır. Tella’da bu oyuna dahil olmak zorundadır çünkü çok büyük sırları vardı. Yıllar önce onları bırakıp, giden annesini bulmak isteyen Tella sadece mektuplarla haberleştiği kişiden haber bekleyip harekete geçecektir.
Caraval’a dahil olduğu anda her şey sarpa sarınca bir anda kendini geçmişte olan olayların içinde bulur. 
Tella’yı sevdim ama Scarlett kadar değil. Mesela ablasının yalan söylediğinin farkında ama hiç oralı değil. Yani çok vasat bir karakter kalmış.


Hiç ummadığımız karakterlerin değişimlerini gördük bu kitapta. İsim vermeyeceğim, verirsem  spoiler olur diye bir şey demeyeceğim.
Ama serimize dahil olan prensimiz var, böyle prens gibi değil ama anlatılana göre bile düştük düştük asdfghjklş Yine de üçüncü kitapta neler olacak, prensin tavrı ne olacak merak ediyorum. 
Scarlett için diyeceğim çok şey var ama ne yazık ki o da spoiler olur. Sadece diyeceğim şu kendine gelsin lütfen, eğer başka türlü olursa çok kızarım, üzülürüm. :/


Genel olarak çok sevdiğim söylenemez, yani o mükemmel birinci kitaptan sonra bu aşırı vasat geldi. Vasatlığı bırak o güzelim evren ne ara bu hale geldi. Caraval oyununu göremedik, o gizemli dükkanlar, kıyafetler, insanlar yoktu. O yüzden ben birinci kitabı daha çok sevdim, evreni çok güzeldi. Yukarıda da dediğim gibi son kitaptan umudum var, biraz baktım da işler çok karışacak gibi.
Birde Kupa Prensi var, onun kitabıda çıktı, hatta geçenlerde aldım kitabı. Onuda çok merak ediyorum.

Bunlara rağmen yazarın kalemi yine ve yeniden akıcıydı. Bir oturuşta 50-100 sayfa okuyorsunuz. Bunu sevdim ama evren olarak şaşırttığı için hayal kırıklığı oldu benim için.
Yazarın diğer serinin çıkmasını istiyorum, beğenenleri çok fazla bende merak ediyorum haliyle. :D


Caraval yorumu için tık tık^^



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

“Dikkatli ol,” diye ekledi.
“Falcılar senin ya da benim gibi değillerdir. Dünyayı olabileceği gibi görürler ve bazen de olması gerekenden ziyade olmasını istediklerini gerçekleştirmeye çalışırlar.”


*****

Hepsi de korkunç şekilde güzeldi; tıpkı sihirli bir kabusun hazineleri gibi…


*****

Ne yazık ki Tella insanların kurtardığı değil, insanların artlarında bıraktığı türden bir kızdı.

*****

“İmparatoriçe’ye El mi diyorsun?”
“Elantine söylemesi çok zor bir isim.”
“Bana Donatella diyorsun.”
“Onun ağzımda bıraktığı tadı seviyorum.”

*****

“Ne bulmaya çalışıyorsun Donatella? İçimde iyilik mi arıyorsun? Asla bulamayacaksın, çünkü öyle bir şey yok,” dedi fısıldadı.
“Bana bunu söylemene gerek yok.”
“O halde niye cevap arar gibi bakmaya devam ediyorsun bana?”





Bir yorumun daha sonun geldik, başka yazılarımda görüşmek üzere sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^






12 Mart 2023 Pazar

Anlaşma//Elle Kennedy Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız bakalım, görüşmeyeli iyisinizdir inşallah^^
Bilin bakalım ben ne yaptım? Yine çoook övülen kitabı aldım ve yine hayal kırıklığı, yine boşa giden para, yine boşa giden vakit..
Daha yazsam buradan nerelere yol olur. :/
Bu sefer ki kitap seneler önce çıktı ama yayınevi kapaklarını değiştirerek bir daha bastı. Önce ki kitapların kapakları hiçte alınacak gibi değildi ama onlara rağmen çok övüldüğü için tabii ki aldım.
Sonra ne oldu biliyor musunuz, sonu yeşilçama benzeyen bir kitap okudum. :D
Sadece o değil çiftin arasındaki ilişkide hiç geçmedi bana.


Okulun kötü çocuğuyla anlaşmak üzereydi ve işler fena hâlde karışacaktı… Hannah Wells sonunda onu etkileyen birini bulmuştu. Hayatının her alanında son derece özgüvenli olmasına rağmen, konu seks ve flört olduğunda beceriksizin tekiydi. Fakat hoşlandığı adamın dikkatini çekmek istiyorsa bu durum değişmeliydi. İşe sinir bozucu, çocuksu ve kendini beğenmiş hokey takımı kaptanının özel ders isteğini kabul ederek başlayacaktı. Tabii bir şartla. Garrett Graham’ın tek istediği mezun olduktan sonra profesyonel hokey oyuncusu olmaktı ancak düşen ortalaması, uğruna çabaladığı her şeyi tehlikeye atıyordu. Eğer alaycı bir esmer güzelinin başka bir adamı kıskandırmasına yardım etmek takımdaki pozisyonunu garanti altına alacaksa buna katlanacaktı. Fakat beklenmedik bir öpücük her ikisini de daha önce deneyimlemedikleri duygulara sürüklediğinde, Garrett numara yapmanın hiçbir işe yaramayacağını anlamıştı. Hannah’yı aradığı adamın tam karşısında durduğuna ikna etmek zorundaydı. 


Hannah kendince zeki, çalışkan, tek isteği burs alıp okulu bitirmektir. Bunların yanında bir de hoşlandığı çocuk vardır ama onun da ilgisini çekemez. Bir gün okulun popüler hokey oyuncusu ondan yardım isteyince başta istemese de sonradan işi düşünce bir haftalığına özel hocası olur. Bu bir haftalık özel hocalıktan sonra hoşlandığı çocuğun ilgisini çekmek için Garrett ile takılıyormuş! gibi yaparlar ama iş umdukları gibi gitmez.
Hannah'yı sevdim, aklı başında, zeki, ailesini düşünen bir karakterdi. Güzelde sevdi ama o zekiliği sonunda kullanamadı. Keşke o aklını son kısımda da kullansaydı diyeceğim ama o zamanda öyle bir son olmazdı. :P

Garrett ise kuralları olan bir okulda okuduğu için hokeyde devam etmesi için derslerinden geçmek zorundadır. En zor olan dersten de Hannah sayesinde geçme ihtimali vardır ama onu ikna edemez, ta ki Hannah'nın açığını bulana kadar. O açığı kendine göre uyduran Garrett zamanla Hannah'ya kapılmaktan kendini alamaz. 
Garrett hakkında ne yazsam bilemiyorum, inanın sevmediğim çoğu özellik kendisinde. Her kıza sulanıyor(bu yumuşatılmış hali) ve sonradan ben iyi erkeğim diyor, yersen.
Hokey oyuncususun, yakışıklısın, kaslısın ama beyinsizsin kalıbını bununla kırıyor Garrett ama sürekli ben öyle değilim demeye getiriyor, yeter yani anladık.
Yine de sevmediğim şeyleri yaptığı için ben sevemedim kendisini. Zaten arkadaşları da öyle, hatta onlar daha kötüymüş bunu kendisi de dile getiriyor. Bunlara rağmen nasıl devam edebilirim yani.


Konu olarak bildiğimiz anlaşmalı sevgililik ve ondan sonra çiftimizin gerçekten aşık olması bla bla bla. Ama burada öyle şak diye oldu ki, hatta her şey tam tersi oldu ki ıyyy dedim. Konuya bak be, yazar başkalarından farklı olayım diye değişik şeyler denemiş. Olmuş mu? Sevene olmuştur ama bana ters.
Hiç hoşuma gitmedi, belli yere kadar tamam ama sonrası. :/
İşte bundan dolayı ne zaman aşık oldular, ne zaman anladılar oralar olmadı tabii. Bir anda oğlan kız arkadaş istemezken bir anda yaa ben kız arkadaşla olabilir, sıkıntı yok falan diyor.
Tabii karakter gelişiminde ki o değişimleri gördük, onlar güzeldi ama biraz daha ağırdan gidilebilir miydi? Evet.

Kitapta küfür yoktu ama argo çok fazlaydı. Belden aşağı konuşmalar, imalar aşırı derecede vardı. Neyse ki kız biraz edepliydi de yapılanları gördükten sonra bir utanmalar, bir bu ne be demeler falan. En azında o da benim gibi burada neler oluyor diyor çok şükür.
Biraz önce de dediğim gibi duygu geçişlerini çok beğenmedim. Biraz daha o duyguyu verebilirlerdi. Mesela oğlanın ailesiyle ilgili sıkıntıları var ve büyük bir çelişkinin içinde. O sırada oğlan bunalıma girmesi gerekirken iş başka yerlere gitti. Yav bir durun, olayı, sıkıntıları hem karakterler hem de biz sindirelim ama neredeeee. Yok yani yazar bir garip. Tamam sen yine istediğin gibi yaz ama böyle değil yaa. En azından biraz daha duygu yüklü sahneler ekle falan.
Neyse bunlardan ağzım yandığı için yoğurdu üfleyerek yemeyi düşünüyorum ve seriyi burada bırakıyorum. Bakın o kadar övüldü ki ben okumadan serinin devamını almayı düşünüyorum, hatta sepete eklemiştim ama henüz almamıştım. İyi ki de almamışım. Büyük ihtimal okumaz satardım ya da bir bakardım. Şimdi eğer, belki o da belkiiiii devam etmek istersem pdf'den okumayı düşünüyorum ama yine de o kadar güzel kitaplardan sonra yok yani dönüp bakacağımı düşünmüyorum. :/


Şimdi ismi lazım biriyle :D ismini söylemeyeceğim bu konu hakkında bana yazdı, hani ben sevdim, güzeldi ama eskiden okudum şimdi okusam sever miyim bilemiyorum dedi. Sonra baya konuştuktan sonra ben senin zevkine değil başkalarının okuduğu, sevdiği şeyleri neden eleştiriyorsun dedi. Ben de eleştirmeyi seviyorum dedim asdfghjklş
Bundan sonra dikkat edelim de sadece kendimi eleştireyim neden bu tarz kitaplar alıyorum diye asdfghjk

Kitabı okurken gerçek anlamda beklentim yüksek değildi ama yorumu yazarken fark ettim ki baya beklentim yüksekmiş. Kapak, konusu falan dikkatimi çekmişti zaten. Bir de gerçekten seveni çoktu. Şimdi böyle olunca nasıl düz mantık, beklentisiz başlayayım? Eee haliyle böyle durumlarda kalıyorum sonra. Çerezlik olarak kolay okunan bir kitap, mantık, zeka, duygu arıyorsanız yanlış yerdesiniz ama tam tersini istiyorsanız aradığınız kitap. Hele yeşilçam tarzı kitaplar hastaysanız durmayın alın asdfghjklşi


Kitaba Puanım 5/3^^


Alıntılar^^


    "Sanırım onu reddeden tek kız olabilirsin."
"Keşke kadın nüfusunun geri kalanı benim kadar akıllı olsa."


*****

    "Demek en sevdiğim renk siyah, ha? Bunu düşünmene ne sebep oldu?"
"Çünkü sahip olduğun betün tişörtler siyah." Süveterime anlamlı bir bakış attı. 
"Belki siyah her şeyle gittiğindendir. Bunu hiç düşündün mü?" diyerek sırıttım.
"Bu en sevdiğim renk olduğu anlamına gelmez."
"Pekala, yemini yutacağım. En sevdiğin renk ne o zaman?"
İç çekti. "Siyah."


*****

"Oraya tek başıma gidemem, Hannah. Benimle gelir misin?"
Sesi son kelimede çatırdamıştı, benim kalbim de öyle. Titrek bir nefes vererek konuştum.
"Elbette gelirim."



Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle^^


Buralarda da varım^^







4 Mart 2023 Cumartesi

Operatöre Bağlanıyorsunuz 2//K. Kübra Berk Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
(Deprem öncesi yazılmıştır!)
Bu aralar blogta sık sık yorum girmeye çalışıyorum, hem yorumlarım bitsin istiyorum hem de kaldı mı cidden kalıyor. O yüzden geçen seneye göre daha fazla vakit ayırmayı düşünüyorum. Mesela kitap yorumlarını yazıyorum ama hala dizi yorumları bekliyor, onlara bir akşamımı vermem şart. :/
Şimdi ki kitabımda geçen senelerde birinci kitabını okuduğum Operatöre Bağlanıyorsunuz'un ikinci kitabı.
Seri zaten iki kitaptan oluşuyor, çok şükür. Çünkü şu zamanda bir seri iki kitaptan oluşsun lütfen. Almak zorlaştı çünkü, bir de upuzun serileri çekemiyorum artık. :/
Bu kitabımız ise iki kitapla tadı damağımızda ve yerinde biterek bizlere veda etti. Aşırı göz devirmeli bir kitap ama çok eğlendiğimi söyleyebilirim. ;)
Birinci kitabın yorumunu okumak için Burayı tıklayın!
Not: Eğer birinci kitabı okumadıysanız bundan sonra ki yorumu okumanızı tavsiye etmem. ;)



Basit bir telefon şakasının hayatınızı değiştirebileceğini öğrendiğiniz yetmezmiş gibi hayatınızın aşkını da size getireceğini söyleseler, ne yapardınız?
Serce Sevinç “bir uçan tekme” olarak tanımladığı aşkın, suratının tam ortasına patlamasıyla adeta şoka uğramıştır. Çünkü Ceyhun Çapkın çapkınlık sanatını konuşturmuş ve onu usta bir avcı gibi gafil avlamıştır. Zavallı Serce kendini bir anda ilk buluşma randevusunda bulduğunda olayları ancak idrak edebilmiştir:
Evet, telefondan kendisine eşek şakası yapıp işinden kovulmasına sebep olan bu adama sırılsıklam âşıktır!
Bundan sonrası ise freni patlamış bir kamyon misali yokuş aşağı uçmaktır...
Hayatları bambaşka yollardan geçmesine rağmen, acaba buiki genç aynı durakta buluşup birbirlerinin ellerini tutabilecekler midir? Ne Serce Sevinç ne Ceyhun Çapkın bu soruya net bir cevap verebilse de ikisinin de emin olduğu tek bir şey vardır:
Bu çılgın aşk insana roman yazdırırdı!


Serce yine bildiğiniz gibi, ilk kitabın sonunda sesine aşık olduğu Ceyhun'la sonunda buluşur ama ne halde. O dakikadan sonra bir kafede oturduktan sonra tekrardan curcuna başlıyor.
Heyecandan eli ayağı birbirine giren Serce bir anda kendini Ceyhun'un kollarında hastaneye götürürken bulur. Onları geçtim eve gittiklerinde eski sevgili mi dersiniz, her şeye lafı olan yaşlı komşuların eve baskına gelmesi mi dersiniz varda var ve işin sonunda evden atılması bütün işlerin ortasına mum dikince ne yapacağını şaşırır.
Bu sırada devreye Ceyhun girer ve daha yüz yüze gördüğü adamın evine kalmaya gider. Tabii gittiğinde sürprizler hiç bitmez ama Serce'ye mi yoksa Serce'nin gazabına nail olacak Ufuk ve Avni'ye mi?
Buradan sonra konuda da dediği gibi freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor.
Serce kitap boyunca resmen yargı dağıttı, tabii saçmaladığı, neden böyle diyorsun dediğim zamanlar oldu. Aşırı fevri bir karakter ama biz zaten ona böyle alışmadık mı? Serce'de mantık aramak mı? Samanlıkta iğne bulmak daha kolay. :D
Ceyhun ile arasındaki ilişki çok güzeldi, böyle canımlı, cicimli aşk beklemeyin bunlar bam bam bam :D
Sonunda bazı şeylerde değişiyor tabii, onun kadar sevindik mesela. :D
Serce'yi severim ama cidden bazı yerlerde o kadar göz devirdim ki yani yuh be kızım dedim ama bunlara rağmen yine de çok eğlenerek okudum inanın. :D Atlamak istediğim sahneler bile olmadı, Avni ve Ufuk'a yaptıkları on numara hareketti ama sonradan asdfghjk
Neyse buraları siz okuyun ;)


Ceyhun'u zaten az çok tanıdık, ilk kitapta vücut bulmuş halini okumak sonda kısmet oldu ama burada Serce'nin gözünden okumak çok daha iyiydi. Resmen Serce Ceyhun'u anlatırken dondurma gibi eriyordu. :D Kaç para ulan bu Ceyhun'lar asdfghjkl
Bir de Serce'ye o kadar yardım ediyor ki yani dört ayak üstüne düştün be Serce. Yani daha kem küm etmesen iyi olur. :D
Ceyhun'u ilk kitapta görmesekte bayılmıştım, burada xxl bayıldım ama tam soyisimini yaşatan bir karakterdi. Çapkın soyismi ve resmen çapkınlıkta sınır tanımıyor. :D

Diğer karakterlerimiz Avni ve Ufuk. Yani öyle kafadan çatlak karakterlerdi ki diyorum ya bu kitapta mantık aramayın, hepsi kafadan gidik. :D
İlk kitapta Serce'ye az yapmadılar ama bu kitapta da Serce onlara az yapmadı. :D
İki arkadaş arasındaki diyaloglar, ani çıkışlar, yeri geldi mi mantıklı konuşmaları çok komikti. Yani film izliyorum gibi onları aralarında ki saçma diyalogları okuduk. Filmi olsa cidden daha çok eğlenirdik. :D

Ve kitabın yıldızları Haseki ve Haydut <3
 Yaa yok böyle kediler yaaa ama her okuduğumda bayıldımmm
Kedilere aşığım, bir de bu tarz kitapta okumak çok güzeldi. Bu kediler aşırı aşırı değişik olsalar da okumaya değerdi. :D Ve o sonda, ne güldüm yaa :D


Genel olarak cidden bayıldım kitaba, her yorumda yazdığım gibi bazı kısımlarda çok göz devirdim ama her bölümde de aşırı eğlendim. Tabii belli kısımlar gereksiz uzatılmış, illa bazı şeyler gem vurulmuş falan. Yani anlıyoruz ve yaşıyoruz zaten o olayları, sürekli neden önümüze gelir ki?
Tam eğleniyoruz, gerçek hayattan azıcıkta olsa uzaklaşıyoruz hooop yine geliyor gözümüzün önüne. :P Yani oraları okurken saçma kısımlardan daha çok göz devirdim desem yeridir.
Neyse buraları sevmemiş olsam da dediğim gibi kitabı genel olarak sevdim. 5'te 5'lik bir kitap değildi ama 3'lük bir kitapta değildi.
Son kısımlarda olanları ağzım açık okudum desem yeridir, bunu bekliyor muydum hayııııır!
Resmen yazar ters köşe yaptı ve cidden ter köşe de olduk. :P
Vicdansız yazar bu yapılır mı hem bize hem karakterlere -_-

Yazarın kalemini de ayrıca sevdim, akıcı ve esprili dilini okumak güzeldi. Başka kitaplarını okur muyum bilmiyorum ama eğer yine bu tarz yazarsa okumak isterim.
İlk defa bu kitapla tanıştım kendisiyle, şu an anladığım kadarıyla fantastik bir kitap çıkarmış. Eğer denk gelirsem karıştırırım, onda da çok iyidir ama bu kitapları geçer mi bilemem. :D

Çok sıradışı, okurken ciddi anlamda beyin yakan ve göz deviren serilerden biri ama bunların dışında gerçekten eğlenmek istediğiniz bir kitap arıyorsanız doğru adrestesiniz. ;)
Yorumumda dediğim gibi çok eğlendiğim bir seri oldu, öyle ayıla bayıla övemem ama eğlenmek için öneririm. Sonra okuyunca Esra bize ne okuttun demeyin, dediğim gibi mantık yok bu kitapta. :D




Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^

Ceyhun ytatlı tatlı mırıldandı: "Ve her şeye tepki diye dünyaya gelmişsin..."
Ah, şarkının bu kısmı kesinlikle bana ithaf edilmişti.


*****


"Hey," dedim kaşlarımı çatarken. "Bir şey mi oldu?"
Ufuk sıkıntılı bir nefes verdi. "Şünu görmüyor musun?"
O an masaya servis edilen diğer şeyleri fark ettim.
"Yan masadan Avni'ye alevli meyve tabağıyla birlikte ayakkabı gönderdiler."
"Aaa!" dedim şaşkınca. Kutuya doğru eğildim, sahiden ayakkabı kutusuydu.
Zavallı Avni, her an kusacak gibiydi.

Alıtıya not: Bu olaya çok gülmüştüm, önceden olanlardan sonra daha komik oluyor. :D


*****


"Çok güzelsin çünkü. Canımı sıkıyor..." diye tatlı tatlı iç çekti Ceyhun.
"Teşekkür ederim, Ceyhun. O senin güzel bakan gözlerinin muhteşem rengine ait muazzamlık."
"Ne?"


*****


Ceyhun aynı keyifsiz homurtuyla. "Serce, böyle şeyler bana çok ters. Çok ciddiyim, ağabeyinle birbirimize gireriz. Sana asal dokunmayacak."
"Bunu kabul etmez ki," diye mırıldandım.
Ceyhun masumca sordu: "Ne yapacak?"
"İkimizi birlikte döver."

asdfghjklşi




Başka yorumlarımda görüşmek dileğiyle, sevgiyle, sağlıcakla kalın^^


Buralarda da varım^^