Yabancı Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yabancı Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ekim 2024 Cumartesi

Adam Connor'dan Nefret Etmek//Ella Maise Kitap Yorumu^^

     Selamlar^^
Geçen senelerde yazarın ilk kitabını(Jason Thorn’u Sevmek) okumuş eh işte demiştim, sonra ikinci kitap birinciden daha iyi diye yorum okuyunca hemen aldım. Ahh almak olaydım, oku gitsin e kitap sdfghjk
Gitti olum param :D
Biraz önce bir şeye bakmak için 1000 Kitap sitesini açtım, bir okur içimden geçenleri öyle güzel yazmış ki. İnanın altına imza atmalık bir yorumdu, hatta altına imzamı atıyorum. :D
İlk olarak kitap aşırı yetişkin içerikli, yani atla atla bitmiyor. Ondan geriye kalanlarda da zaten hep bu mevzuyu konuşuyorlar utanma falan yok(Jason'un yanından falan).
Konu olarak garip bir şeydi. Yani ortada bir nefret var neye göre, kime göre?
Bu kısımları spoiler yazsam güzel olacak. :D


Lucy Meyer erkek arkadaşı tarafından terk edilip de evinden çıkmak zorunda kaldığında, yardımına koşacak tek bir kişi vardı: En iyi arkadaşı Olive. Geçici bir süreliğine Olive ve Jason’ın yanına taşınmıştı ve komşularının yeni boşanmış, ateşli oyuncu Adam Connor olması hiç de Lucy’nin suçu değildi.
Merakına yenik düşüp bitişik duvarın üzerinden onu gözetlediyse ne olmuştu yani? Tamam, çıplak olmasını umut etmiş olabilirdi ama beş yaşındaki oğlunun havuza düştüğünü görüp onu kurtarması bunu telafi etmeliydi. Değil mi?
Ama hayır, Lucy teşekkür niyetine aklını başından alacak bir öpücük beklerken, Adam onu arka bahçesinde yakaladığı gibi hapse attırmıştı. O günden sonra, Lucy’nin onunla ilgili tek hayali, kafasında Adam’ı nasıl öldüreceğinin planlarını yapmaktı.
Zamanla, aşka kapadığı kalbi Adam ve oğlu tarafından tekrar çalınacaktı. Peki, Lucy bu çağrıya cevap verme riskine girebilecek miydi?


Lucy sevgilisinden ayrıldıktan sonra evsiz kalır ve yeni evlenen, en yakın arkadaşı Olive ve Jason'ın yanına taşınır. İşsizde olan Lucy zamanının çoğunu arkadaşının kitapları için temsilci ara ve yan komşuları ünlü aktör, bekar baba Adam Connor'ı üstsüz dikizler.
Yine bir gün böyle dikizlediği sırada Adam'ın oğlunun havuza girdiğini ve boğulduğunu görür. Çocuğu kurtarır ama babası gelip görünce onu direkt sapık zanneder ve polise şikayet eder.
Birkaç saat nezarette kalınca Adam'dan nefret etmeye başlayan Lucy ondan istediği tek şey teşekkürdür.
Ama kurtardığı çocuk Lucy^yi görmek isteyince Adam ile sürekli bir iletişim halinde olurlar. Tabii nefret etsede aklından geçenlerede dur demiyor.
Lucy çok sapık ve şımarık bir karakterdi. İlk arkadaşı Olive'e olan davranışları ve sonradan Adam'a olan düşünceleri. Anladık azmışsın ama bu nedir ya, mide kalmadı ki düşünün sadece düşüncelerde bunlar.
Zaten diğer kısımları atlayınca kitapta kalmıyor ya neyse sdfghjkl
Sevmedim, belki de kitabı sevmememe sebep bu karakterdi. Konu yine idare edilebilirdi(Şüpheli)


Adam karısından ayrıldıktan sonra çocuğunu bir hafta görüp bir hafta görmemektedir. Bu canını sıksa da alışmıştır. Bir gün o kadar insanın arasından çocuğunun havuza düşüp, yabancı biri tarafında kurtarılınca sapık zannedip şikayetçi olur.
O günden sonra yan komşuları ile gidip gelince Lucy ile aralarından bir şeyler olmaya başlar.
Ama daha çok oğlunun Lucy'ye olan sevgisi onu daha da tanımaya sevk eder.
Adam'lık bir mevzu yoktu, olması gereken bir karakterdi ve sadece oğlunu düşünen bir babaydı. Buraalr tatlıydı ama Lucy'yle olan mevzusu aşırı saçmaydı. Başlarda bu kız ne deyp göz deviren adam iki sayfa sonra sen benim olacaksın kafasına ne ara geçti anlamadım. Sonuçta senin ciddi ciddi sapığın olabilir, belki rol yapıyor nefret etme mevzusunu.
Yani öyle Lucy'nin fiziğini kafasına takıpta bir şeyler yaşanmadı, Lucy ben senden nefret ediyorum ama başka şeyler yapmaya da açığım dedi diye kafası gitti.
Lucy kadar saçma bir karakter değildi, hatta Lucy'den kat kat iyiydi ama işte kitap güzel değil, güzel olsa en tatlı karakter diyelim. Duygusal olarak iyi değildi ama güzel babaydı.
Son kısma çok şaşırdım, tamam bekliyordum bir şeyler ama böyle bir şey beklemiyordum açıkçası. :/

Kitabın ilk kısımları güzeldi, tamam dedim böyle nefretten başlar, yavaş yavaş anlaşıp aşık olurlar falan. Olmadı. Konu cidden güzel, bu konuyla on numara beş yıldız kitap çıkardı ama yapamamış yazar. İlk kitapta kızımız yazar, çocuklukta esas oğlana aşık ve kitabı filme uyarlanınca oyunu olarak oğlanla tekrardan karşılaşırlar. Bakın içerik dolu dolu, hatta anlaşmalı bir evlilikte var. Yani eğer son kısım saçma olmasaydı eğer o kitabı gerçekten sevdim, hatta bunu okuduktan sonra o kadar güzel geldi ki gözüme anlatamam. :D
1000 Kitapta okuduğum yorumda okur kitabı romantik adı altında bol bol smut yazmışlar, bunu da romantik kitap diye kakalamışlar. O kadar haklı ki. Böyle bir kitap yazmak istiyorsanız ayrıca yazın. Bunu romantik kitap deyip, Adam'ı nasıl göklere çıkarıyorlar. Eğer kitap güzel olsaydı hak edebilirdi ama hayır, değildi.


Lucy'nın aklı fikri başka şeylerde, bunu açıkça Adam'a söylüyor ama Adam'da demiyor ki bu kadın sapık hemen uzaklaşayım. -_- Uzaklaşmayı bırakın aşık oluyor ki onu ne ara oldu la?
Duydu sıfır, başka duygular tavan ama aşk yok aşk. Adam hadi bir şekil aşık oldu, kıza diyor sen benim olacaksın, kız de diyor hayır senden nefret ediyorum sdfghjklş
Yani daha yeter, adam saçma bir şekilde aşık oldu zaten kabul et gitsin.
Sürekli bir inkar halleri gına getirdi beni.
Sonrasında Adam'ın gözü kapalı çocuğunu emanet etmesi, biraz zaman mı girseydi araya?
Yazar hangi kafayla yazmış diyeceğimde okuyunca hangi kafayla yazdığını anlamışsınızdır sdfghjklş
Yani o kadar kötü ki zor bitirdim. Tabii son kısımlarda biraz heyecan vardı, sonra Lucy'nin bir mevzusu vardı ki o da saçmaydı. Ayy kitap saçmalıklarla dolu sdfghj
İşte genel olarak zor bitirdiğim, kalemi akıcı ama konu seçimleri ve işleyişi kötü olan bir kitaptı.

Daha çok yazacak şey varda neyse yaa, kötü işte sdfghjk Spoiler yazacağım dedim de ortada bir şey kalmadı ki, o yüzden yazmaktan vazgeçtim.
Kısacası kötü ve okunulmaz. Eğer bol bol smut okumak istiyorum, konu beni bağlamaz, şımarık karakterler en sevdiğim derseniz size kalmış ama her türlü kötü kitap.
Yine beğenmememe rağmen ilk kitap daha güzel olduğundan onu öneririm, altı dolu dolu, yine smut var ama ona rağmen güzeldi. Yine almaya çokta değmez. :D



    Kitaba Puanım 5/3^^





Alıntı yazacağım ama kitap o kadar boş ki alıntı bile yok. :D

Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^












6 Haziran 2024 Perşembe

Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi//Elena Armas Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Nisan ayının çoğunu tek kitapla geçirince verimsiz bir ay olur demiştim ama şu an altı kitapla ayı bitiriyoruz. Maşallah diyelimde nazarla gelmesin(Şu an kalın ve puntosu küçük bir kitaba başladım :/ )
Bu kitabı da çok kısa sürede bitirdim.Yazarın ilk çıkan kitabını okumuş beğenmemiştim. Doğrusu kadın karakter beni çileden çıkarmıştı ama bu kitabı okuyanlar ondan daha güzel deyince ikinci el bulup aldım. Ne zamandır kitaplıkta bekliyordu sonunda okundu.
Evet arkadaşlar birinci kitaptan çok çok güzeldi, en azından karakterler beni deli etmedi sdfghj


Bir stüdyo daire.
Zoraki ev arkadaşlığı.
Platonik bir aşk.
Ve altı hafta boyunca sürdürülecek bir sevgililik deneyi.
Yani kesinlikle işlemeyecek bir plan daha.
Rosie Graham’ın bir sorunu vardı. Daha doğrusu birkaç sorunu. Anonim sürdürdüğü yazarlık kariyerine odaklanmak için işinden istifa etmiş ama ailesine bunu söyleyememişti. Şimdiyse tek sayfa bile yazamıyordu. Dairesinin tavanı da çökmek için tam bu dönemi bulmuştu. Neyse ki en yakın arkadaşı Lina’nın yedek anahtarı ondaydı.
Ama dairede Lina’nın kuzeninin kalacağından habersizdi. Aylardır Instagram’dan gizli gizli takip ettiği Lucas Martín’i dikkat dağıtan gülümsemesi ve baş döndüren aksanıyla karşısında bulmayı beklemiyordu.
Lucas tadilat bitene kadar beraber kalmalarını teklif ettiğinde, Rosie ateşle oynadığının farkındaydı. Fakat yeni ev arkadaşının bir sonraki acayip önerisini kabul ederse yanacakları kesindi: Rosie’nin romantik ilhamını yeniden ateşlemek için baş başa bir dizi deneysel randevuya çıkmak.
Çiçeği burnunda yazarın kaybedecek bir şeyi yoktu. Midesinde uçuşan kelebekleri kontrol altında tutabilirdi. Ancak Lucas’ın New York’taki zamanı kısıtlıydı ve altı hafta ne romandaki ne de gerçek hayattaki aşka kavuşmak için yeterliydi.


Rosie evinin tavanı çöktükten sonra yeni evlenip, balayına giden en yakın arkadaşının evinden kalmaya başlar. Bir gece kapısını zorlayan biriyle aralarından geçen yanlış anlamadan sonra kimin olduğunu öğrenince hem sevinir hem de ne yapacağını bilemediği için ikilemde kalır.
Arkadaşının kuzeni olan Lucas’ı aylardır sosyal medyadan takip etmektedir ve karşısından gördüğü an ne yapacağını bilemez. Bir de o da kaldığı evde kalmak durumundadır.
Bunlarının yanından yıllarını verdiği iş yerinden çıkıp, hayallerinin kitabını yazayım derken tıkanınca hayat hiçte kolay geçmez.
Bir şekilde Lucas’la stüdyo dairede kalmaya başlayan Rosie Lucas’ın ona sunduğu tekliften sonra ne yapacağını bilemez.
Rosie’nin Lucas’ı A’dan Z’ye takip etmesi rahatsız edici ama söyleyin bana kim arkadaşının yakışıklı kuzenini gizli gizli takip etmez ki? Asdfghjkl
Yine de bir tık rahatsız ediciydi. :D
Buna rağmen mantıklı cevapları, Lucas’la münakaşaya girmeden ilişkilerini yürütmesini sevdim.
Lucas’ın ona olan davranışlarından sonra aşık olmaması zaten imkansız ama son kısımda yaşadıklarına üzüldüm bee, hak etmedi yaa :/


Lucas aylardır gezdikten sonra son rotasını kuzeninin yanında geçirmek istediğinde başına bunların geleceğini bilmiyordu.
Kuzeninin bir türlü tanımadığı en yakın arkadaşını gecenin bir saatinden karşısından görünce kafası karışsa da onun durumunun kendisinden daha zor olduğunu görünce ona yardım etmek ister.
Zamanla iyi bir arkadaş olma yolunda ilerleselerde işler ilişki deneyine evrilince hiçte beklemediği şeyler olur.
Lucas aşırı tatlıydı, Rosie’ye olan davranışı, onu sürekli düşünmesi, yardım etmesi çok güzeldi ama bu kadar da fazla dedim ya.
Tamam çok yıfka yüreklisin ama bu bir tık fazlaydı ya.
Yani her arkadaş olmaya başlayanlar böyle olmaz. Hadi ilk dakikadan Rosie’den etikelense yani ilk görüşte aşk olsa anlarım ama zamanla Rosie’nin farkına varmasının verdiği hisle bence fazlaydı. O yüzden  ilk zaman ki o üstüne düşmeler vs. Biraz abartıydı, yine de buna rağmen Lucas aşırı aşırı tatlıydı <3
O deneyler en ince ayrıntısına kadar düşünmesi hem beni hem de Rosie’yi şok etti asdfghjk


Çok fazla karakter yoktu, sonradan ilk kitabın karakterleri lina ve Aaron’da geldi. O kitabı komple kafamdan sildiğim için çokta bir ooo kimler gelmiş demedim sdfghjkl
Komşu mevzusu oldu ama onda da illa bir şey olacaktı ya onu yazmış yazar. Olmasaydı şaşırırdım. -_-
Artık ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
Neyse ki saçma bir şekilde uzamadı mevzu.

Kitabı genel olarak sevdim, okuması kolay bir kitaptı. Tabii ki hataları vardı. Mesela deney mevzusu üzerinde çok durmadılar. Aslında olması gereken olmuştu ama kitabın ismi Deneyli olunca bekliyoruz yani. :D
Bundan sonra kimin kitabını yazmış diye araştırdımda seri bu kadar. İspanyol Aşk Aldatmacası birinci kitabı, bu da ikinci kitap.
Lucas’ın ablasının ya da Rosie’nin kitabının olmasını bekledim ama demek ki olmayacak. Beklerdim onları da, çünkü burada fazla detaylara girmemiş. 

Aman aman olaylar beklemeyin, çerez niyetine güzel bir kitaptı. Erkek karakterimizin davranışları, kadın karakterimiz anında kırılmaya müsait bir cam gibi davranması kalbimize taht kurmasına sebep oluyor. Tabii kadın karakterimizde öyle, hem çok seviyor hem de onu çok düşünüyor, incinmesini, üzülmesini istemiyor. Öyle karakterlerdi işte.
Bu tarz seviyorsanız ve yazara bir şans vermek istiyorsanız bu kitaptan başlayın derim. :)
Not: Abartılacak kadar değil ama yetişkin içerikli bir kitap, ona göre okumanızı öneririm.



Kitaba Puanım 5/4^^





Alıntılar^^

“Rosie,” dedi boğuk sesiyle ismimi hafifçe yuvarlayarak.
“Gerçekten sen misin yoksa öldüm de cennete mi gittim?


*****


“…Çirkin, sulu gözlü canavarı bir daha ağlamaması için rüşvetle kandırıyorsun.”
“Sana dair hiçbir şey çirkin olamaz.”


*****


“Ama seçimini iyi yap çünkü o bizim filmimizin müziği olacak.”
Birden boğazım kurudu. “Bizim filmimiz mi?”
Başını salladı. “Lucas ve Rosie’nin Hikayesi.”


*****

Sana çiçek alanı deği, senin için koca bir bahçe ekecek erkeği seç..


*****


“…O kitap sana yazdığı upuzun bir aşk mektubu, Lucas.”





Diğer yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın. :)



Buralarda da varım^^















3 Şubat 2024 Cumartesi

Davetiye//Vi Keeland Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bu yazarın kalemini cidden sevdim, yani genelde romantik yazan yazarımız diğer yazarlardan farklı olayım diye o kadar farklı konulara değiniyor ki bence diğerleri gibi olmamak için çabalıyor ve bu konuda başarılı. Ben beğendim, o yüzden şu anlık favori yazarım olabilir.
İlk Patron kitabını okumuş, o kapak ne öyle kardeşim, kitapla ne alakası var demiş ve son kısımlardaki karakterlerimizin yaptıklarına bayılmış yazarın diğer kitaplarını istiflemeye başlamayı kafaya koymuştum(Henüz bir tane kitabını aldık, o da bu :D)
Şu an birkaç kitabı listemde, konularını beğenmiştim sepete ekleyeyim. :D
Bu kitabının konusu cidden güzeldi, başlangıcı da güzeldi ama o başta ki heyecanı ortalarda alamadım. Tamam yine son kısımları ağzı açık okudum ama o orta kısımları da güzelce doldurabilirdin canım yazarım sdfghjkl



Şehrin en büyülü mekânında gerçekleşecek düğüne hiç beklenmedik bir davetiye almıştım. Fakat ufak bir sorun vardı: Davetiye benim değil, gecenin köründe iki aylık kirasını ödemeden kaçan eski ev arkadaşımın adınaydı. Ben de fırsatı değerlendirip en sevdiğim yerde şık bir davete katılmak, dertlerimi unutup eğlenmek istemiştim sadece.
İşte Hudson Rothschild’la da orada tanıştım. O gördüğüm en etkileyici adamdı ve aramızdaki elektrik elle tutulabilecek kadar yoğundu. Ancak Hudson kim olduğumu –daha doğrusu olmadığımı– çözdüğünde benimle biraz eğlenmeye karar verdi ve gecem böylece sona erdi. O kadar utandım ki arkama bile bakmadan oradan kaçtım. Ya da kaçabildiğimi sandım.


Stella ev arkadaşının kirayı ödemeden ve eşyalarını çalıp gitmesiyle çok sinir olur. Ev arkadaşına gelen lüks düğün davetiyeyi onaylatır ve en yakın arkadaşıyla düğüne katılır. Her şey yolunda giderken yakışıklı bir adamla karşılaşır, sohbetleri çok iyi gider, adama hayran kalır ta ki sahte ismini söyleyip adamın Stella'ya şüpheli davranmaya başlamasıyla işler karışır.
Stella diğer karakterlere göre çok değişikti, mesela koku duyusu çok güçlüdür ve parfüm üretmektedir. Tabii güzel bir iş fikri de vardır. Bununla beraber düğünde gerçekleri öğrenen adamın ilerde çok karşılaşacağı ise aklının ucundan geçmez.
Karakteri sevdim, değişik hobileri vardı ama yaşananlara karşı verdiği tepki çok olağandı.
Koku mevzusu ise çok sıra dışıydı ve onunla gelen iş fikri de çok mantıklıydı. :D
Ve bir anda ürünün tutması saçma değildi bence, öyle bir şeyi piyasaya sürseler kesin tutardı. :)


Hudson düğünde gördüğü sahte kimlikli kızı sürekli düşünmektedir ama kendisini kandırması dolandırıcı olduğundan şüphelendiği için aklından çıkarmak ister ama isteği çokta kolay olmayacaktır.
Başka detay veremem, sonra spoiler olur falan filan :D
Ama Hudson'ın bambaşka bir karakter olmasına şok oldum, ne demek istediğimi okuyanlar anladı. :D
Stella'ya yaptıklarına bazen kızmış olsam da bazısını hak etti ama Stella'da az buçuk hak etmiş olabilir. :D


Diğer karakterlerden bir tane kız kardeş vardı, ona bayıldım yaa. Zaten her şey onun başının altından çıkması. :D
Ama iğrendiğim bir mevzu vardı ki Stella'nın ailesi. Konuyu bir yere bağlamak için öyle yazmak istemiş olabilir yazar, inşallah öyledir. Yoksa yazarın bu tarz bir şey düşünmesine aşırı kıl olurum bilesinnn asdfghjklş
Stella'nın geçmişte yaşadıklarını bir günlükten yola çıkarak anlamasına hayran kaldım ama var ya o kısımlarda birilerinin saçmalaması -_-
Ve Stella'nın arkadaşı! Neden yani nedeeeen!!!
Bir de saçma sapan diyalogların olması. -_-
O kısımların olmamasını isterim ama işte ne derler bilirsiniz dört dörtlük bir şey bulmak zor :D Bir de konu kitaplarsa o daha da zor. :/
Günlük mevzusu çok garipti, yani gerçekte öyle bir hobi varsa ben şok. Günlüklerinize sahip çıkın ya da vasiyet bırakın yok etsinler. :D
Ve kitapta geçen kader mevzusu, bu tarz yazarlarda çok komik duruyor ama inandıkları ne olursa olsun tesadüfe değil de kadere inanmaları çok hoş. :)


Yazarın favori yazarım olması için birkaç kitabını daha okumak istiyorum, hepsi böyle farklı konuları ele alırsa cidden seveceğim yazarlardan biri olabilir ama romantik kitaplardan hep farklı olması daha ilgimi çekiyor. O yüzden kapak detaylarını es geçelim, mesela bunda çok fazla smut yoktu. Hayret ettim doğrusu, normal düzeyde vardı. Okumak isteyenler bunu bilerek okusun. ;)



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Kahkahamı bastırmak zorunda kaldım. Hudson Caddesi,ndeki Hudson's mı? Bu gece başka birinin düşüncelerime sızmasına engel olmam buraya kadardı demek...


*****

"Ha bir de, ne dediğini açık ve net anladım. Yani sana tekrar dışarı çıkmayı teklif etmeyeceğim."
"Ah...peki."
Hudson göz kırptı. "Bu sefer senin sormanı bekleyeceğim. İyi geceler, Stella."


*****


"... Hobinin biraz tuhaf olduğunu biliyorsun, değil mi?"
"Biliyorum. Ama ne olmuş yani? Beni mutlu ediyor."


*****

"Bunu u okuyorsun?"
Kutuları önümdeki sehpaya koydu. "Önceki gün sevdiğini söylemiştin. Seyahat sırasında genelde çok okurum."


*****

Ama kimsenin bakmadığını düşündüğü bir anda çitin üzerinde sarkan mor çiçekleri koklamak için eğilirken çektiğim bir fotoğrafı vardı ki. O benim içindi.


*****


Bu kadınla ilk tanıştığımda onun güvenilmez biri olduğunu düşünmüştüm. Brikaç ay sonra, hayata sıkı sıkıya tutunanın o olduğunu ve öğrenecek çok şeyi olanın ben olduğumu fark ediyordum. Bundan daha da çılgınca olanı, o yeni hikayesini yazarken ben de onun bir parçası olmak istiyordum.


*****


"Bunların hiçbiri tesadüf değil, tatlım. Evren bizim birlikte olmamız için komplo kuruyor. Biz daha tanışmadan önce, en başından beri."


*****


Ruh eşi olmanın zor kısmı, başka hiç kimseyle olmayan bir bağınız olduğundan kalp acınızı saklamaya çalışmanızın imkansız olmasıydı.






Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^


17 Aralık 2023 Pazar

Josan Thorn’u Sevmek//Ella Maise Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Şu an öyle hasta ve bitkin bir şekilde yorum yapıyorum ki inşallah yorumu yazabilirim. :)
Şu grip bir geliyor, sonra gidiyor, kısa sürede geçiyor sonra yine geliyor.
Kendinize dikkat edin, ful vitamin alın tamam mıı :D
Gelelim kitabın yorumuna. Bu kitabın sadece bir yorumunu okuyup ilgimi çekmişti ama çok olumlu bir yorum değildi. Sonra pdf bulunca şans vereyim dedim.
İlk olarak hızlı okunan bir kitap, konuda klişe. Hem abinin arkadaşında hoşlanma var, hem anlaşmalı evlilik var. Yok yok yani ama böyle güzel konuyu neden böyle sonra bitirmiş bu yazar anlamadım gitti.



Çocukluk aşkın bir film yıldızı ve ondan esinlenerek yazdığın kitabın başrolü olmak üzere
Olive Taylor kendini bildi bileli tek bir kişiden hoşlanıyordu. Abisinin en yakın arkadaşı Jason Thorn’u ilk gördüğünde yedi yaşındaydı ve bir gün evleneceklerinden emindi. Ama yıllar sonra beklenmedik bir şey olmuş, Jason kalbini paramparça etmiş, hemen ardından da ailevi sebeplerden ötürü taşınmak zorunda kalmıştı.
Aradan geçen yıllarda onu aklından çıkarmak kolay olabilirdi, tabii Jason Thorn tüm kadınların arzuladığı bir film yıldızı olmasaydı. Olive ise artık çoksatan bir yazardı ve kitabının haklarını satın almak isteyen bir film stüdyosuyla görüşüyordu.
Filmin başrolü olarak Jason’la anlaşıldığında, Olive’in tam olarak küllenmemiş duyguları var gücüyle geri dönecek ve Jason’ın itibarını kurtarmak için yaptıkları anlaşmayla işler iyice sarpa saracaktı.
Olive’in kalbi bu kez daha feci bir şekilde kırılmaktan kurtulabilir miydi?


Olive daha yedi yaşındayken evlerinde kalmayan gelen Jason’a aşık olmuştur. Büyüdükçe ve Jason neredeyse her gün evlerinde olunca aşkı gün geçtikçe daha büyük ve ulaşılmaz olur. Bir gün riskli bir şeyler yaparken aldığı cevap kalbini kırar ve sonrasında Jason başka bir eyalete taşınır.
Yıllar içinde kitap yazarak çok satanlar arasına girince kitabı film olur ve erkek karakteri de Jason oynayacaktır ama bunu sözleşme imzalayacağı gün, hatta o an öğrenir.
Olive’i başta hiç sevmedim, o başta ki tavırlarını okurken cinnet geçirdim resmen. Jason yapışıyor, o kafasını yerden ayıramıyor.
Sonrasında buluşmalarda falan açıldı ama o ilk davranışı -_-
Kitap yazması, onu içselleştirmesi falan çok güzeldi ama, ve babasıyla abisine okutmaması asdfghjklş Ve Jason okuduğu zaman Olive’e anladım neden okutmadığını demesi sdfghjkl
En sondaki yaptığı mantıksızlık ise beni benden aldı. Bunu spoiler olarak yazacağım -_-


Jason’ı sevdim, Olive’e olan davranışları çok tatlıydı ama aşk konusunda çok bir şey anlamadım desem yeridir. Yani bir yerden sonra iş cinselliğe giriyor, sonradan bir şeyler oluyor hop aşıkım ben ya deyip çıkıyor işin işinde. -_-
Jason başta Olive’i arkadaşının kardeşi gibi görüyor tabii ki ama sonradan, yavaş yavaş aşık olmasını ve kıskançlıklarını okumak isterdim. Bir yerde, şöyle azıcık ucundan kıskançlık gösterdiler ama o da battı gitti. 
Kısacası Jason’ı Olive’den daha çok sevdim ama bu karakterinden kusurları vardı. Tam anlamında aşık bir karakteri okusaydık tadından yenmezdi bence.

Kitap aşırı basit bir dille yazıldığı için okuması kolay oldu, zaten ilk başta geçmişe gidiyoruz sonra gelecek ve yaşananları okuyoruz.
Olive’in arkadaşlarından sadece Lucy’yi sevdim ama diğerleri resmen çöptü. Zaten sonradan da ortaya çıkıyor çöplükleri ama yaaa orası bile aşırı saçmaydı be.
Diyorum ya spoiler olarak yazacağım, merak edenler okuyabilir asdfghj
Sonrasında aynı evde eski sevgililerin olması, beraber yaşamaları vs. Lucy’nin erkek arkadaşının ortaya çıkışı. Off yani sırf yazmak için yazılmış olaylar. -_-
Yazarın ilk kitabı büyük ihtimal, okuyanlar ikinci kitabı daha çok sevmiş gibi. O kitabın kadın karakteri ise Lucy ve konusu nefretten aşka. Bu kitabımız abinin arkadaşına olan aşk ve anlaşmalı evlilik olarak gitti. Yazar seriye devam ederse büyük ihtimal yine klişe bir konu seçecek gibi. :D


-Spoiler Başlangıcı-

Şimdi Olive ve Jason’ın ilişkileri aşk olmasa başka türlü devam ediyor. Hem skandalları geçiştirmek hem de evlilik hayatlarını göstermek için bunlar bir mekan açılışına gidiyor ve Olive’in ev arkadaşları Jason’a tuzak hazırlıyor. Sonra Olive Lucy’nin sevgilisinin kazasını öğrenip mekandan ayrılıyor ve Jason’ı orada tek bırakıyor. Aradan saatler geçiyor, Olive ve Jason yan yana gelemiyor ve magazin haberlerinde Jason’ın karısı Olive’i aldattığını duyuruyor.
Olive’de demiyordu ki bu adam daha bir kaç dakika önce beni yiyip bitiriyordu, ne çabuk başka kadınlara sardı falan hooop aile evine gidiyor.
Hem kardeşim sizin aranızda bir sözleşme vardı, aşkınızı itiraf etmemişsiniz neden basıp gidiyorsun. Bu triplerin nedir? Bir de Jason’ın bile suçu yok, senin saçma arkadaşlarının planı. :P
Neyse.
Jason’ın aklı başına gelince olayları öğreniyor, evlerini terk eden Olive’in peşine aile evine gidiyor.
İşte nasıl saçmalık bu, yani bir de okuyun görün. Hop oldu bitti kitap.
Bu kısmı güzel yazsaydı güzel bir kitap olabilir ama değildi. :D

-Spoiler Bittişi-


Kitabı pdf okuduğum iyi oldu, satın alsaydım aşırı üzülürdüm asdfghjk Ama ikinci kitabı almayı düşünüyorum (pdf'de bulurum belki, belli olmaz asdfghj) Çünkü yorumları cidden iyi geldi. Eğer sevmezsem satarım ne olmuş yaa. :D
Bu yorumdan sonra alıp almamak size kalmış canlarım, eğer merak ettim derseniz ikinci el vs bulun derim. Sıfır alınmayı hak etmiyor yani. :/



Kitaba Puanım 5/3^^




Alıntılar^^ 

"Beni kurtarmış olacaksın, Olive."
Peki bu arada bana ne olacaktı? Asıl soru buydu.





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^

28 Eylül 2023 Perşembe

Patron//Vi Keeland Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yeni bir kitap yorumuyla geldim, bu sefer ki yılın en hızlı okuduğum kitabı olabilir. Bir akşam pdf indirdiğim sitede bu kitaba denk gelince konusuna bakayım dedim, çünkü yazarın yeni çıkan kitabının kapağı çok farklıydı. Ve son zamanlarda çıkan kitaplara bakınca belki bu da şaşırtır dedim ve cidden beklediğimden çok iyi çıktı.
Kitap 300 sayfa, okumaya başladığımdan aktı gitti, bir bölüm, bir bölüm daha derken baktım kitap bitiyor. :D
Kapağa aldanmayın arkadaşlar, karakterlerin geçmişte yaşadıkları ve şimdi ki hayatları etkilemesi çok güzeldi. Bunun hakkında belki spoiler olarak yazabilirim. :)



Chase Parker’la ilk tanıştığımda verdiğim ilk izlenim pek hoş sayılmazdı. Beraber yemeğe çıktığım adamdan beni kurtarması için restoranın tuvalet sırasında telefonla arkadaşımı arıyordum. Telefonda dediklerimi duyduğunda benim adi biri olduğumu söyleyip istememiş olmama rağmen tavsiyede bulunmuştu. Ona çenesini kapamasını söyledikten sonra beraber çıktığım adamın yanına geri dönmüştüm, o da beraber olduğu kadının yanına. Yanımızdan geçerken bana o muhteşem gülümsemelerinden biriyle baktı. Gece boyunca onun oturduğu tarafa kaçamak bakışlar atmaktan kendimi alamadım. Birkaç kez göz göze geldikten sonra beraber olduğu kadınla birlikte masamıza geldi ve eskiden beri tanışıyormuşuz gibi bir hikâye uydurup beni içinde bulunduğum durumdan kurtardı. O yemekten sonra Chase’i çok düşündüm. Bir ay sonra yeni işime başladığımda kendisinin patronum olacağını bilmiyordum tabii…

 
Reese çıktığı randevudan kurtulmak için arkadaşını ararken Chase ile karşılaşır. Başta tavrından dolayı sinir olsa da Chae sayesinde randevusundan kurtulunca bir oh çeker. Adam o kadar yakışıklıdır ki bir türlü unutamaz, hatta sosyal medyada aratıp fotoğraflarını falan bulur.
Kendine itiraf etmese de Chase'in nerelere gittiğini merak eder ve şans bu ya bir kaç kez görüştüğü adamla aynı spor salonuna gittiğini öğrenir. Onunla beraber salona gittiğinde yine şans bu ya Chase ile karşılaşır.
Orada da ayak üstü yalanlar söylemesine(Burayı detaylı yazacağım) hayran kalan Reese sonunda onunla irtibata geçecek bir şey bulur.
Yeni çıktığı işi yüzünden yeni iş arayan Reese kendini bir anda Chase'in patronu olduğu şirkette işe başlar.
Reese'i çok sevdim ya, Chase olan davranışları çok tatlıydı. Geçmişte yaşadıkları yüzünden tedirgin olması ve Chase'in ona yardım etmesi aşırı aşırı tatlıydı. Okumak isterseniz bunu spoiler olarak yazacağım. :D


Chase daha gördüğü ilk dakikada Reese'e vurulmuştur ama onu kurtardığı geceden sonra daha da karşılaşmazlar.
Bir gün spor salonundan çıkarken onunla karşılaşması şans mıdır, kader midir? Bir de tekrardan yalan söylemesi gerekmektedir ama çok eğlenir.
Chase'i çok sevdim yaaa, o kadar tatlıydı ki. Bir de ayak üstü öyle yalanlar söylüyor ki bayıldımmm
Eskiden yaşadığı olayın getirilerine ayrıca üzüldüm, hele bir yerde kalbim kırıldı resmen. :/


300 sayfalık bir kitaptı ama dolu doluydu resmen. Yan karakterlerden de sevdiğim oldu tabii ki, Chase'in hem çalışanı hem de arkadaşı mesela.
Sonrasında insanların yaralarına, korkularına değinmesine ayrıca bayıldım. Instagram'da paylaşmıştım, kitap çok güzel ama kapağı içerikle alakalı bile değildi. Tamam okurların ilgisini çekmek istemişler ama zaten içerikle sen ilgi çekiyorsun ki. Konusunu okumasam hiç bakmayacağım bir kitap kendisi.
Eğer yayınevi tekrardan basmak isterse lütfen, lütfeeen başka kapak çıkarsın.

Yazarın kalemini sevdim, zaten bundan önce İkizim yazarın yeni çıkan Davetiye kitabına merak salmıştı, o salınca ben de merak ettim tabii ama yazarın kalemiyle ilk defa okuyacağımız için almakta tereddüt ettim. Sonrasında pdf olarak bunu okuyunca hemen Davetiye'yi indirimde bulup aldım. :D
Geçen gün geldi ve şu an İkize Patron kitabını okutuyorum. Kesinlikle biriyle dedikodusunu yapmak istiyorum. :D
Kitapta tabii ki smut var, yok diyemem ama kapağa baktığımız zaman sanki daha ilk dakikadan smut algısı yapılmış. Öyle bir şey yok, aşık olmaları, birbirlerini anlamaları ve ilgi duymaları falan hep yavaş yavaş oldu. Hatta Reese sürekli olmaz dedi, Patron'u sonuçta. O yüzden smut kısımları atladığınız zaman on numara bir kitap okuyacağınızı söyleyebilirim.



-Spoi Başlandıcı-

İlk tanışmalarını, Chase'in sahte olarak okulda tanışmalarını, orada yaşadıklarını sanki gerçekmiş gibi anlatmasına bayıldım. Hele o spor salonunda kuzen mevzusu olaydı. Reese yanlışlıkla bilgisayarın arka planını Chase'in facebook'tan indirdiği fotoğrafını yapıyor ve buna bir kaç kere çıktığı adam görünce kuzenim demesi aşırı komikti. :D
Sonrasında iş mevzusu ve Chase'in iş ayarlaması ama kendi departmanında olmasını istememesi çok güzel değil miydi? Orada kızın gururla istemiyorum lan ben demesini hayranlıkla okudum. Bir kadının gururunu ön plana almasına, sonrada erkeğin durumu düzeltme çabaları>>>>>>>>
Chase'in eski sevgilisinin başına gelenler ve onun yüzünden olduğunu öğrenmesi ve sonradan yaşadıkları. Yazar cidden çok iyi yerden vurmuş haa. Üzdün bizi Chasee :/
En son kısımda Chase'in Reese'i merdivenlerde beklemesi offf arkadaşlar offff
 Orada gerçekten kalbim kırıldı ve üzüldüm.
Sonrasında Chase'in kıskanması falan güzeldi yaaa.
Chase'in Reese'in evine girip her yere dört kere bakması iseeee, bakın bununla güzel reels yapılır yaaa asdfghjkl
Attım kafaya yeni reels planı iyi miii :D


-Spoi Sonu-



Kitap hakkında çok yazmak isterdim ama bana yazmak değil, konuşarak içimi dökmek yarar şu an, İkizzzzz acil oku şu kitabı!!!!
Kitabı hem Reese'den, hem de Chase'den okuyoruz ama Chase'in eski mevzusunu daha çok okuyoruz.
Akıcı, eğlenceli, kalp kırıcı bir kitaptı ama cidden sevdim. Pdf okudum, kapağı uygun olsaydı kesinlikle alırdım ama buraya bile yabancı kapağın fotoğrafını atacağım, o yüzden pdf olarak devam edeceğiz ne yapalım.
Bu arada yazarın diğer kitapları hoşuma giderse favori yazarım olabilir. :)
Şimdi aklımda En Güzel Hatam ve Davetiye var. Bakalım onları da sevecek miyimm :)



Kitaba Puanım 5/4^^





Alıntılar^^


Gözlerini üzerimde hissedip birkaç bakış attım.
Gözleri benimkileri hep bekliyordu.


*****

Reese ne zaman kahkaha atsa güzel gülümsemesini görmekten dolayı mutlu hissettim.
Sonra o gülümsemeyi yüzüne konduran kişi olmadığımı hatırladığımda anlık neşemi yerle bir eden ezici bir his geldi.

*****

Aniden onun ne olduğu gerçeği dank etti.
Kalbimdi.
O zaten kahrolası kalbimin içindeydi.
Fiziksel olarak onu bırakıp gidebilirdim ama zaten içimdeydi. Mesafeler bunu değiştirmezdi. Hayatımda olmasa bile kalbimde olacaktı.


*****

Chase yüzümü ellerinin arasına alırken başparmaklarıyla gözyaşlarımı sildi.
"Senin hatan değil."
Gözlerine baktım. "Senin de hatan değil."


*****

"Benim için korumanı istediğim tek bir şey var."
"Söyle ve olsun."
"Kalbim sana ait. Onu güvende tutacağına söz ver."
"Sen de benimkini asla geri vermeyeceğine söz verirsen."


*****

Elini sıkıp cesaret verdim, titremesi durdu. Birbirimiz için işte bunu yapıyorduk. Ben onun çalkantılarının dengesiydim. O da benim korkularımın cesaretiydi.





Bir yorum daha biter, başka yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^

6 Eylül 2023 Çarşamba

Şafağı Ör//Elizabeth Lim Blogları Canlandırma Projesi Ağustos Ayı Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Eski Sevgili Mevzuları bittikten sonra canım güzel bir fantastik çekti ve uzun zamandır kitaplıkta bekleyen Şafağı Ör kitabını elime aldım.
İki kitaptan oluşması en sevindiğim nokta, biliyorsunuz seriler zaten uzun bir de fantastikler olunca daha uzun oluyor. O yüzden daha çok seviyorum bu seriyi.
Konuyu okuduğumda farklı bir evren ve fantastik olaylar bekliyordum ama bunu beklemiyordum.
Kitabı sevmemi sağlayan en büyük etken buydu mesela, tabii sonradan olanlar da güzeldi ama bu daha güzeldi.


Maia Tamarin, bir zamanlar oldukça ünlü bir terzi olan babasının dükkânında dikişçi olarak çalışıyordu. Herkes onun iyi bir evlilik yapmasını bekliyordu ama o, diyarın en büyük terzisi olmayı kafasına koymuştu.
Sarayda yeni bir İmparatorluk Terzisi seçileceği konuşulurken, onlara da bir davet gelmişti. Tamarin soyadını ne hasta babası ne de dikişten anlamayan abisi onurlandırabilirdi. Bu kez ipleri eline alma sırası, abisinin yerine geçip saraya gidecek olan Maia’daydı.
Yalanlar ve entrikalarla dolu bir yarışma başlamak üzereydi. Sırrı keşfedilirse sonunun ölüm olacağını adı gibi bilmesine rağmen, hayalleri uğruna elinden geleni yapmak zorundaydı. Başbüyücü Edan’ın gözleri sürekli üzerindeyken güneş, ay ve yıldızlardan dokuyacağı kaderinde en büyük yardımcısı, ailesinin en gizli mirası olacaktı.


Maia ünlü bir terzinin kızıdır ve üç abisi ve babasıyla yaşamaktadır. Annelerini kaybettikten sonra babası da her şeyden elini, eteğini. çekince terzilik işi Maia’nın kalır. Ülkesinde savaş çıktıktan sonra ise abileri askere gider ve sadece biri geri döner.
Bir gün kraliyetten gelen adamın terzi babasını ya da terzilik yapan oğlunun birinin saraya çağırır ama evde anlık terzilik yapan tek kişi Maia’dır.
Bu işe muhtaç olan Maia abisinin kılığına girip saraya gider. Yeni müstakbel kraliçenin düğün kıyafetlerini  yapmak için bir yarışma düzenlenir ve Maia orada zorlu şartlar altında olmasına rağmen kazanmayı başarır. Kılık değiştirdiği için yakalanmaması gerektir ama bazı kişiler tarafından yakın takibe alınması onu tehlikeye sokar.
Maia’yı çok sevdim, cesareti, başarıları, terziliği falan hepsi çok güzel anlatılmıştı. Abisinin kılığına girip gitmesi büyük cesaret ister.
O yüzden cidden sevdim, son kısımda biraz daha akıllıca kararlar verebilirdi, çünkü başka bir şeyi seçseydi hepsi kurtulacaktı ama burada bir fedakarlık yaptı. Kalbim kırık.
 Bakalım devamında neler olacak.


Bir de başbüyücü Edan var, gözü sürekli Maia’nın üstünde ve ne yaparsa yapsın her şeyi bilmekte.
Edan hakkında ne yazarsam spoiler olacağını bilediğimden burada bırakıyorum, siz okuyun öyle öğrenin. İnşallah ikinci kitapta daha detaylı anlatırım unutmazsam buraya bunu yazdığımı. :D


Kitap fantastik yönünden daha sakindi ama evren olarak daha detaylıydı. Ve kitabımız bir yerden sonra yolda geçti. Ben bu tarz kitapları sevmiyorum açıkçası, ne olacaksa sarayda, evde ne bileyim bulundukları yerde olmasını isterim. Yer değişimi olacaksa bile kısa sürmesi hoşuma gider.
Kitapta tek sevmediğim şey buydu, bir de hayaletli bir kısım vardı. Okurken ürktüm ne yalan, devam kitapta az okuruz inşallah. :D
Kitaptaki bir sırın çok fazla uzamaması ise o şaşırtan olaydan sonra en sevindiğim şey oldu, öyle sakız gibi uzayan yalanlardan gına geliyor bana, yazarda benim gibi sabırsızsa demek ki. :D


Kitap hakkında ne yazsa spoiler olacak, o yüzden ben yazardan falan bahsedip kısa tutayım.
Yazarın kalemini sevdim, ilk okuduğum kitabı bu, kendisi masalları değiştirip bir sürü kitap yazmış, onları da çok merak ediyorum ama çok pahalı. :/
Serinin kapakları da çok güzel, hatta kapaklar kadife hissi veriyor, bayılırım.
Hızlı okunmasına ayrı tav oldum, fantastik dedin mi hızlı okunacak arkadaş. :D
Terzi olarak Maia’nın yaptığı elbiseleri tasvir edişi çok iyiydi, hayal etmek bile mümkün değildi bence. Eğer aklında bir tasarım varsa bence bunu çizime dökmeli. ;)
Yabancıdan okuduğum kitaplarda genelde çok fazla hata olmazdı ama bu kitapta o kadar çok hata vardı ki gözüme battı. Zaten baskı hatası vardı, ikinci baskıda düzelmiştilmiş ama ben birinci baskıyı almışım ne yazık ki. :/


Fantastik olacak, akıcı olacak, evreni seveceğim, yolda geçen kitaplara bayılıyorum diyorsanız işte size kitap, hatta kitap gibi kitap. Son zamanlarda okuduğum, beni şaşırtan ve okumak için heyecanlandığım fantastik kitaplardan biri oldu, o yüzden beş üzerinden beş veriyorum. Yol mevzusunu bir kenarı atacağım, o da kendince güzeldi. Beni şaşırttığı ve memnun ettiği için yol mevzusuna bir kerelik göz yumabilirim, umarım devamında olmaz. :D




Ağustos ayında Savaş, Tarih ve Yolculuk konusunu ele almıştık, ben de kitabımızın geneli yolculukta geçtiği için BCP için yazayım dedim^^
Eylül ayının teması Gotik ve Gerilim, katılmak isterseniz bekleriz^^




Kitaba Puanım 5/5^^
 




Alıntılar^^

İmparator Khannujin'de tuhaf bir şeyler vardı. Tuhaf ve mükemmel, diye düşündüm.
Ya da tuhaf ve korkunç


*****
"Bunun sadece bir efsane olduğunu sanıyordum."
"Bütün efsanelerde gerçekten bir kıvılcım bulunur. Bazen bir kıvılcımdan fazlası."


*****

"S-s-sen üşümüyor m-m-musun?"
"Senin yanındayken üşümüyorum."


*****

"...Yeminime gelince... Onu çiğneyeceğime söz veremem ama seni mutlu etmek için elimden ne gelirse yapacağım, Maia. Buna söz verebilirim."


*****

Derin ve içe işleyen bakışları beni delip geçti. Direncimi kırdı.
"Bildiğim bir şey var ki, Maia Tamarin seninle birlikte olmak beni hiç olmadığım kadar mutlu ediyor."



Maia ve Edan <3



Bu da serinin diğer tasarımı. Bizimkilerde güzel ama bu da olabilirdi <3
Şu renklere bakar mısınız????




Başka yazılarımda görüşmek üzere^^



Buralarda da varım^^