Epsilon Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Epsilon Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mart 2025 Cuma

Yalnızlığın Kara Laneti//Brigid Kemmerer Kitap Yorumu^^

 Herkese selam^^
Hayırlı Ramazanlarınız olsun, şu an bunu yazarken Ramazan ayındayız, inşallah Ramazan bitmeden paylaşırım. :D Şu cümleyi yazdıktan sonra aradan birkaç gün geçti bile. :D Diyorum ya anca yazıyorum, paylaşıyorum falan.:/
Gelelim kitaba, seriyi yıllar önce almıştık, son kitabı da aldık ama ikinci kitap sürekli basım sıkıntısı yaşadığı için kaç senedir daha yeni alabildik. Eee almışken, bir de Çirkin ve Güzel uyarlaması olunca aklımı çeldi. O yüzden okumaya başladım.
Evet güzeldi, akıcıydı ama beklediğim gibi değildi. Tabii beklentimde yüksekti, ondan de beklediğimi bulamamış olabilirim. :)



Âşık ol, laneti boz.
On sekizinci yaşının sonbaharını tekrar tekrar yaşamaya lanetlenen Kordiyar veliahtı Prens Rhen, bir kızı kendine âşık edebilirse laneti kolayca bozabileceğini sanmıştı. Fakat önüne çıkan herkesi ayrım yapmaksızın parçalayıp öldüren bir canavara dönüştüğünde, işinin o kadar da kolay olmayacağını çabucak anlamış, sonunda kendi kalesini, ailesini ve umudundan geriye kalan son kırıntıyı da yok etmişti.
Harper için hayatta hiçbir şey kolay olmamıştı. Uzun süredir ortalarda görünmeyen babası, ölüm döşeğindeki annesi ve serebral palsisi nedeniyle devamlı kendisini küçümseyen abisi Harper’ı ayakta kalmak için sert ve dayanıklı olmaya mecbur etmişti. Ancak bir gün sokakta saldırıya uğrayan bir kadına yardım etmek isterken kendini bambaşka bir dünyada buldu.
Laneti Boz, Krallığı Kurtar.
Harper nerede olduğunu ve neye inanacağını bilmiyordu. Prens mi? Lanet mi? Canavar mı? Harper, Rhen’le vakit geçirdikçe asıl tehlikenin ne olduğunu anlamaya, Rhen de Harper’ın, baştan çıkarması gereken sıradan bir kız olmadığını fark etmeye başlayacaktı.
Fakat Harper’ı, Rhen’i ve ülkedeki herkesi Kordiyar’ın esiri olduğu lanetten kurtarmaktan daha fazlası gerekecekti.


Yıllar önce babasının bulaştığı kötü adamlar yüzünden kardeşinin yaptığı işi kollamak için beklediği sırada zorla götürülen kadına yardım etmek ister ama yapan adamla kendini bir anda çok farklı bir yerde bulunca ne olduğunu anlayamaz.
Birkaç kere kaçma girişiminde bulununca buradan çıkma ihtimali olmadığını anlar ve kaderine razı olur.
Kulede sadece prens ve komutan vardır. Canavarın ünü sebebiyle kulede kimse kalmamıştır ama bunların yanından garip şeyler olmaktadır.
Harper'ın ilk baştan hemen olaya adapte olması çok saçmaydı. Sonuçta geldiğin yer çoook farklı ve kafayı yemiş olabilirsin. Hiç bunları düşünmeden ilk kaçmak istedi, sonradan hemen alıştı, sorgulamadı.
Yani neden böyle saçma bir şey oldu anlamadım ama sonradan yaptığı fedakarlıklar, Rhen için yaptıkları çok güzeldi.
Sevdim kendisini yani. :)


Rhen, yıllar önce yaptığı hata sebebiyle ailesini kaybetmiş ve lanetlenmiştir. O günden sonra sürekli döngüler olur ve bir sürü kızı kule getirmişlerdir ama bir türlü kızları kendine aşık edemez. Son şansı ise Harper'dır.
Bildiğimiz masaldaki çirkin kendisi. Bu zamana kadar sadece laneti bozmak ister ama Harper'ın yaptıklarından sonra halkının tek kaldığını fark eder ve onun için bir şeyler yapmak ister.
Rhen sürekli başlarda nasıl kibirli olduğunu anlatıp, sonrada o kibrinden hiçbir şey kalmaması ve halkını düşünmesi o kadar güzeldi ki. Yani kitabın belki de kilit noktası, güzel tarafı buydu diyebiliriz.
Devamında neler olacak, çıkan sırlardan sonra ne gibi kararlar verecek merak konusu. O olay zaten başlı başına derin bir mevzu.

Diğer karakterlerden komutanın bir ara aşk üçgeninin içine girecek diye korktum, umarım diğer karakterlerden bir şeyler olur ki yani bundan sonra Harper kimi seçecek mevzularına giremeyiz artık.
Ve komutanın en sonra yaptıkları kafa karıştırıcı, neden böyle yaptı sorularının cevabı devamında olacak gibi.
Kitapta en sevmediğim şey ise Harper'ın kardeşi. Yani güzelim kitabın içine neden edersiniz ki. Tamam şöyle bir üstünden geçti tamamdır, bir anda kitabın devamına dahil oldular. Gerek var mıydı diye sorarlar adama? O yüzden puan kırdım, normalde farklı bir puan verecektim ama bunu hak etti. İnşallah devamından görmeyiz, lütfen yaniiiiiiii.


Fantastik olarak çok ahım şahım değildi tabii ki ama öyle sürekli yenilenen yemekler, müzik çalan salon ve sonradan dönüşen canavar mevzusu güzeldi.
Beni çok fazla yükseltmedi kendine ve tek kitapla her şey bitebilirdi, çokta devam etmeye gerek yoktu yani. Bir yüz sayfa daha ekle bitsin gitsin.
Şu an devamını okumak istersem sırf Harper ve Rhen arasından olanları merak ettiğimden okurum ama belli de olmaz, bakmışım hiç seriye devam etmiyorum. :D Bu aralar o kafadayım nedensiz. :D
Akıcı oluşu çok güzeldi ama bazı yerlerinden o kadar hatalar vardı ki tekrar tekrar okudum. Artık yazardan mı yoksa çeviriden mi bilemiyorum ama bir sıkıntı vardı.

Çok yormayan fantastik istiyorsanız tam sizlik, hem uyarlama seviyorsanız bu da güzel olur ama bu konu sebebiyle beklentiniz çok fazla olmasın. Ben çok fazla bir Çirkin ve Güzel mevzusu göremedim, öyle evrilseydi kitap daha mı güzel olurdu ne. Ve devamını okumasam da keşke devamındakilerde farklı masallar uyarlaması olabilirdi, ilgide çekebilirdi yani.
Kısacası okumak isterseniz yorumum böyle, karar size kalmış^^




Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^



"Demir Gül büyülü değildir."
"İyi. Nedir öyleyse?"
"Lanetli."


*****


"Sana aşık olmayacağım," dedi.
Söyledikleri şaşırtıcı değildi. İçimi çektim.
"İlk olmayacaksınız."



*****


Elbette son şansım beni hakir gören ver her fırsatta yeni bir sorun çıkaran bir kız olacaktı. Öne atılan her adım, geriye iki adım gitmeye yazgılıydı.



*****


Bu, tüm döngülerin en acımasızı gibiydi, bana yanımda duracak kadar cesur bir kız bahşedilmişti ama geri dönmek istediği bir evi ve ailesi vardı.





"Kendine bir şey almadın."
"İhtiyacım olan bir şey yok." Zaman hariç.






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^







25 Ağustos 2024 Pazar

Kahin'in Peşinde//Rachel Hawkins Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Bu kitap hakkından çok fazla yorum yapmam gibi çünkü çok sevdim diyemem. Zaten kısa kitap o yüzden inşallah kısa tutar, fazla uzatmam. :D
Serinin ilk kitabı Kılıçlar ve İncileri sevmiştim, ne kadar biraz önce çok sevemedim desem de birinciden bir tık daha çok sevdiğimi söyleyebilirim.
Ama böyle ahım şahım, şahane bir fantastik kitap beklemeyin. Ben o yanılgıya düştüm ve beklediğim ne yazık ki olmadı. :/
Bundan sonrası birinci kitap için spoiler olacağı için devam etmesin, eğer birinci kitabı okuduysanız devam edebilirsiniz. :)



Harper Price’ın hayatı neredeyse normale dönmüştü. Eforlar, son saldırılarından beri bir daha ortaya çıkmamıştı ve gizemli bir şekilde kaybolan Bee geri gelmişti. Artık Harper hayatındaki önemli meselelere odaklanabilirdi: okul, David’le sarmaş dolaş vakit geçirmek ve hatta Pine Grove Güzellik Yarışması’na katılmak.
Ancak kahramanlık görevi hiçbir zaman bitmiyordu. Eforlar, David’i öldürmek yerine eğitmeye karar vermişti. Tek bir sorun vardı: Harper’ın ona katılması için çetin bir imtihandan geçmesi gerekiyordu. Bu imtihan onu ya daha da güçlü kılacak ya da… öldürecekti.

Harper son yaşanılanlardan sonra hayatına alışmaya çalışmaktadır ama bir yandan da yıllardır rekabet içinde olup, şimdi ise sevgilisi olan David ile zaman geçirmeye çalışmaktadır. Tabii sıkıntılı zamanlar peşlerini hiç bırakmaz.
Çok detaya gerek yok, Harper yine bildiğimiz gibi. Her an her şeyi elinden tutma çabasından ve arkasından iş çevrilince hemen triplenen, küsen bir karakter. Son kısımdan azıcık akıllanır dedim ama nerede, yok yani garip bir karakter.

David'i zaten hepsinden garip yazmış yazar yaa. Oğlan en yakınını kaybediyor, zor bir süreçten geçiyor ama kimse yanında değil. Tabii kendisine düşman olanlara hemen inanması oyyy dedirtti yani.
Kendince haklı olmasına rağmen hemen Harper'ı bırakması daha da sıkıntıydı bence.
Zaten o da bırakılmayı dört gözle bekliyormuş ya neyse sdfghjk


Diğer karakterlerden eski sevgili ve arkadaş mevuzu aşırı garipti ya. Kitap adam gibi sevgili olan yok, ayrıldılar mı tamam her şey bitti. Kardeşim sizin sevginiz bu kadar mı? Ayrıldıktan sonra hiç barışma gibi bir huyunuz yok? Ama barışma yerine yazar şak diye yeni sevgili yazmış asdfghjkl
Şaka bir olay ama Harper ilk gördüğünden ne kadar şaşırdıysa ben hiç şaşırmadım açıkçası. Yazar ne yazacağını cidden şaşırmış valla.
Harper bu konuda haklı ama arkadaşı da haklı. Böyle bir mevzu nasıl söylebilir.
Dikkat ettiniz mi şuraya kadar yorum yapıyorum ve sadece aşk mevzusundan bahsettim farkında mısınız? Bunun fantastik kısmı nerede diye sorarsanız yok ki sdfghjk
Yani var ama o kadar kısa tutulmuş ve o akdar saçma yerlere gitti ki ben hiçbir şey anlamadım. Birinciden bir tık daha çok sevmeme rağmen fantastik kısmı yok denecek kadar azdı. Olan yerleride anlayan beri gelsin sdfghjkl
Cidden, bakın plan yapıyorlar, oratalık bir deprem olmuşçasına sallanıyor sonra ne olduğunu anlamdan herkes ayrılıyor tamam.
Yav o kadar plan yapıyorsanız olay nereye gitti?
Yani o kadar heyecanla yazmışsın yazar da mevzu nerede? Ve son kısımda bir adam vardı, onun olayı neydi peki?
O kadar baştan savma bir fantastikti ki okurken bu ne be dedim asdfghjk
Aşk kitabı mı, fantastik kitabı mı belli değildi.
Zaten fantastik yönü acayip karışıktı, yazar beyninden kurgulamış mevzuyu ama kitaba yansıtamamış. Ben okuduğum fantastik olaylardan hiçbir şey anlamadım, siz anladıysanız bana da anlatın olur mu? :D


Kolay okunuyor, çerezlik bir kitapta ama fantastik niyetine başlamak isterseniz çok bir beklentiye girmemeniz öneririm. İlk kitapta ne azından kız neler yapacağını öğrenmeye çalışıyordu, burada az buçuk bilmesine rağmen garip olaylardan çok ilişkilere yönelmiş, gerçi o0nu da başarmış mı tartışılır.
Seri üç kitaptan oluşuyor, son kitap elimde. Olmasa hiç devam etmem ama David'e neler olacak, ilişkilerde daha ne kadar saçmalayacaklar diye devam edip, bitirmeyi düşünüyorum inşallah.
Bu yorumdan sonra tavsiye etmeyeceğime göre burayı es geçiyorum. :D



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntı çıkmadı bu kitaptan. :D





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^


Buralarda da varım^^















22 Temmuz 2024 Pazartesi

Kitap Kurtları//Emily Henry Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yine ben, yine kitap yorumlarım. :D Haziran ayında hem temizlik hem de bayram olunca diğer aylara göre çok fazla paylaşım yapamadım gibime geliyor. Kitap okuma konusunda beş yazıyla ayı tamamlamışız, az. Ben daha çok paylaşım yapma kafasındaydım ama olmadı. Sağlık olsun, darısı Temmuz ayına. :)
Kitabımızı Hepsi Burada'nın 4 kitap 199₺ kampanyasından alınma, gelir gelmez konusunu sevdim diye başladım. Yazarın bundan önce Tatilde Tanıştığımız İnsanlar kitabı okumuş beğenmiştim, bunu da beğendim. Hatta bu kitabı diğerinden daha güzel bana göre. :)



Küçük bir tatil.
İki rakip.
Akıllarının ucuna bile gelmeyen bir aşk.
Nora Stephens’ın hayatı kitaplardan ibarettir. Zira yaptığı iş de kitaplarla ilgilidir. Daha doğrusu yazarlarıyla...
Ne var ki o, her kitapta tarif edilen tipik kadın karakterlerden değildir. Kontrol edemediği her şeyden nefret eder. Onun için her şey muntazam ve mükemmel olmalıdır; hem işinde hem de hayatında. Umursadığı iki şey vardır sadece: o da amansız bir yazar temsilcisi olarak muazzam anlaşmalar yaptığı müşterileri ve biricik küçük kız kardeşi Libby.
İşte bu yüzden Libby ona tatile çıkmayı önerdiğinde onu kıramaz ve iki kız kardeş en sevdikleri kitabın geçtiği kasaba olan Sunshine Falls’a doğru yola çıkarlar. Nora bu tatilde her şeyi değiştirmeye kararlıdır; çayırlarda piknik yapacak, yakışıklı bir kasaba doktoruyla tanışacak ve onunla doludizgin bir aşk yaşayacaktır. Fakat hayat küçük oyunlarına
devam eder ve bunun yerine onu hiç de hazzetmediği meşhur editör Charlie Lastra’yla karşılaştırır.
Ve bu iki kitap kurdu hem kendilerini hem de birbirlerini keşfederek bir dizi tesadüfün onları bir araya getirdiği hikâyelerinde şu âna kadar bildikleri her şeyi en baştan yazacaklardır.


Nora şinde başarılı bir yazar danışmanıdır. Bir gün kardeşiyle işlerin çokta yolunda gitmediğini düşündüğü an onunla en sevdiği kitabın geçtiği kasabaya bir aylığına tatile gitme kararı alır. Amacı kardeşinin derdini öğrenmek ve ona iyi gelmektir ama işler çokta istediği gibi gitmez.
İlk olarak şehir insanı olduğu için evini özler, kardeşi bir şey saklıyordur ve bunu kendisine söylemiyordur. Ve en önemlisi çok yanlış zamanda tanışıp, hiç sevmediği başarılı editör Charlie geldikleri kasabanın sakinlerinden biridir.
Hem iş, hem de kardeşiyle zaman geçirmeye çalışan Nora bir de kafasındaki gel gitli duygularla uğraşmak zorundadır.
Nora tam bir iş kolik ve her şeyi yoluna koymayı kafaya takan biri. Annelerinden vakitsiz ayrılığından sonran kardeşine anne gibi olan Nora'nın kardeşine yaptıklarını takdir ettim ama biraz fazla buldum. Saplantılı gibi her şeye karışan biri. Tamam saplantılı biraz fazla oldu ama kadın evlenmiş, bir sürü çocuğu var ama yaşayacakları evi Nora tutuyor.
Tamam kitabın çıkışı bu olsun diyelim, o zaman ismi değiştirip direkt kasabanın ismini verselerdi daha güzel olurdu.
Yani kitap kurtları dendi ama ben şöyle oturup kitap bitirecek, üzerinden konuşacakları karakterler bekledim. Neyse, bu konuya sonra değinmek istiyorum.


Charlie ailesi yüzünden geldiği kasabada yıllar önce tanıştığı yazar temsilcisi Nora ile karşılaşacağını düşünmemişti. Hayatındaki değişimlerin üstüne bir de hiç ummadığı Nora'nın varlığı kafasını karıştırır.
Chalie'nin mevzusu çok başkaydı ama bir o kadarda tanıdıktı. Kendince çok çok haklı ama o da Nora gibi azıcık takıntılı biri. Ama tam bir aşk adamıydı. Ya böyle erkek karkaterler yazarken kadın karakterler neden bu kadar sinir ediyor insanı anlamış değilim. Sözüm Nora'dan dışarı ama öyle değil mi?
Adam aşkından bitiyor ama kadın sürekli bir engelle ortaya çıkıyor. Hayır siz ne istiyorsunuz yazarlar?? Ajitasyon seviyorlarsa demek ki sdfghjkl

Nora'nın kardeşi Libby'yi çok çok iyi anladım ama kardeşinden bir şey saklaması, bunu hissettirmesi üzdü beni açıkçası. Çünkü aileden sadece siz varsınız, böyle şeyler benimde kalbimi kırardı.
Neyse, bunlar spoiler değil, okuyunca anlayacksınız. :)

Kitabı sevdim gerçekten. O aşkı, aile bağlarını çok güzel anlatmış yazar, bunu beğendim ama yukarıda da dediğim gibi keşke kitabın ismini değiştirseymiş. Tamam aile sıkıntıları vs. değinmeleri olması gerektiği gibiydi ama o zaman kapak ve isim değişmeliydi.  Ben kitaplarla haşır neşir olacaklarını düşünürken böyle bir şey okumayı beklemiyordum. Eğer benim gibi bu beklentiyle okumayı düşünüyorsanız bence o beklentiden çıkın.
Nora'nın ailesine olan baskı tarafı bazen çok fala geldi ama anlamaya çalıştım kendisini. Zor bir süreç ve hayallerine veda etmesi vs. gerçekten zor. O yüzden çok fazla bir şey diyemiyorum kendisine.


Yazarın kalemi akıcı, konu seçimleri de orijinal. Beğendim yani, mesela örnek verecek olursam genelde kasabaya gidenler gittikleri yere bayılır ya, burada tam tersi tamam seviyor ama evimde evim kafasında Nora. Bunun diğerlerinden farklı olması hoşuma gitti açıkçası, bazen değişiklikler güzel oluyor. :)
Yazarın diğer kitabına göre burada aşkı daha çok hissettik ve çok güzeldi. O sona bayıldım kiii.

Kitaba ilk başladığım zaman uyguna aldım diye kötü çıkarsa acımam diyordum ama fazlada versem yine acımazdım. Haa unutulmaz kitabım olmadı. Bir bakmışım ikinci el bile satıyorum ama yine de sevdim ben, içeriği farklı olsa da(arada kitap üzerinden çalıştılar falan) böyle Kitap Kurtları isminden kitabımın olması hoş. Kitaplığımdan güzel duracak gibi. :)
Çok beklentiye girmeden okursanız seveceğiniz kitaplardan. Alıp almamak siz kalmış. :)
Not: Çok olmamakla birlikte yetişkin içerikler mevcut. 




Kitaba Puanım 5/4





Alıntılar^^

Kadınların olayı budur. Belki de kadın olmanın iyi tarafı bile yoktur. Çünkü ne zaman biraz olsun duygularımızı açık etsek bir anda histerik oluruz. Ama onları içimize atıp da erkek arkadaşımızın ilgisine ihtiyaç duymadığımızı gösterdiğimizde de kalpsiz s....ğün teki olarak yaftalanırız.


*****


Sonuna bakma dürtüsüne direndi; dünyada çok fazla kitap olduğunu ama hepsini de okuyacak yeterli zaman olmadığını fark ettiğimden bu yana çocukluğumdan kalan alışkanlıktı bu. 


*****


İçeri adım attığımda sanki bir labirente girmiş gibi hissetim; esintinin uğultusu, rüzgar çanları ve kuş cıvıltıları bir anda susup ortalığı sessizliğe bürüdü, ılık sedir ağacı ve kurumuş kağıt kokusu etrafımı sardı.


*****


Bazı kitapları okumaktan çok yaşarsınız ve onlardan birinin sonuna gelmek bana her zaman derin bir dalıştan yüzeye yükseliyormuş gibi hissettirdi. Sanki çok hızlı yüzeye çıkarsam vurgun yiyebilirmişim gibi.






Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarımda görüşmek üzere sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^












16 Nisan 2024 Salı

Miras Oyunları//Jennifer Lynn Barnes Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Nasılsınız? Nasıl gidiyor Ramazan?(Yorumu yazarken Ramazan ayındaydık :D )
 Benim çok şükür kolay gidiyor, okumalarla, iftar-sahur hazırlıklarıyla geçip gidiyor ve on beş gün bitti bile.
Normalde Ramazanlarda kitap okuyamıyorum, aslında daha çok vaktim oluyor ama neden okumadığımı bilemiyorum. Büyük ihtimal yine telefonu elimden bırakamıyordum sdfghjkl
Bundan 7-8 sene önce bir ayda bir kitap okuduğumu biliyorum.
Bu sefer iki kitap, bir webtoon bitirdim. Tabii sıfırdan başladığım kitaplar değildi, hepsini Ramazandan önce başladım, Ramazan içinde bitirdim.
Bu kitaba Ramazandan önce başlamıştım, aslında uzun zamandır aklımdaydı ama biraz akıcı olsun, merak ettiğim mevzular olsun dedim ve okumaya başladım.
Seriyi okuyup sevmeyen görmedim, herkes bayılıyor.
Peki ben beğendim mi?
Cevabı devamında. :)


Hem çalışıp hem okuyan Avery Grambs, kendine iyi bir gelecek kurmak istiyordu ve bunun için elinden geleni yapmaya kararlıydı. Liseyi bitirecek, üniversitede istediği bölümü okuyacak ve mezun olacağı güne kadar hayatta kalmayı başaracaktı. Ancak ünlü milyarder Tobias Hawthorne, ölümünün ardından ona neredeyse tüm servetini bıraktığında hayatı hiç beklenmedik bir şekilde değişti. Avery bir anda dünyanın en zengin gençlerinden biri ve en şanslı insanı olmuştu. Tüm gözler artık onun üzerindeydi. Peki ama hiç tanımadığı bir adam ona neden böyle bir miras bırakmıştı? Mirası alması için ise tek bir şart vardı: Avery bir yıl boyunca muhteşem Hawthorne Malikânesi’nde yaşamak zorundaydı. Bu dillere destan malikânenin her yeri özel mesajlarla, kodlarla, şifrelerle ve karanlık aile sırlarıyla doluydu. Avery için en büyük sürpriz ise mirasın hiç tanımadıkları biri tarafından ellerinden alınmasına öfkelenen Hawthorne'un torunlarıydı. Onlar sınırsız olanaklarla büyümüş, son derece zeki, çekici ve sıradışı çocuklardı. Bu tehlikelerle dolu görkemli dünyaya adım atan Avery’nin çözmesi gereken gizemler vardı. Tabii hayatta kalmayı başarabilirse!

Avery okulunu başarıyla bitirip, üniversiteye geçmenin derdindedir ama bunlara kavuşması için sakin bir hayat yaşamak zorundadır. Üvey ablasıyla kaldığı evden, onun sevgilisi yüzünden çıkıp arabasında kaldığı gecenin sabahında okuluna gelen tanımadığın bir oğlanın dediklerinden sonra bir anda milyarder olmuştur.
Başta ne nedir, necidir diye araştırana kadar mirası bırakan kişinin hiç tanımadığını ve kendisine neden bıraktığını araştırmaya koyulur.
Tabii bu mirasın Avery'ye geçmesi o kadar kolay değildir. İlk olarak gizli geçitlerle dolu olan malikanede kalmak zorundadır tabii içinde mirası yabancı bir kıza gitti diye afallayan dört erkek torun, adamın kızları ve damadı vardır.
Hem onlarla uğraşıp, hem de Tobias Hawthorne'un bıraktığı ipuçlarıyla mirası neden kendine bıraktığını öğrenmek için uğraşmaya başlar.
Avery normal ergen bir kızımız. Neden mirası bıraktı diye kafa patlatırken etrafından olan saçmalıkları, geçmişte yaşananları da öğrendikçe ben buralara nereden geldim, neden geldim diyor sürekli. Haklı sdfghjkl
Kendisine kızdığım yerler oldu, tam bir ergen gibi davrandığı doğru. Kızım o kadar para kalmış sana, resmen koca koca otellerin, sadece sana çalışan hukuk büron var. O yüzden akışına bırak ve her şeye bir kulp bulma deyip okudum.
Tamam yaşadıkları kolay değil ama en basitinden kılık kıyafetine düzenleme yapacaklar yaa orada sürekli itiraz etmesi falan sinir bozucuydu ve ablasına karşı olan tutumu. Biraz daha sert olabilirdi. :/


Diğer karakterlerin hangisinden bahsetsem spoiler olacak, o yüzden bu yorumda torunlardan, annelerden, düşmanlardan bahsetmeyeceğim.
O yüzden kısa yorum olabilir. :(

Bir kere Avery'ye kalan mirası okurken ağzım açık kaldı, her ne kadar kitapta olsa, hayal ürünü de olsa vay be dedim. Bu zenginliği iyi yaşasa iyi olur Avery, yani sadece kelimelerde kalmasın sdfghjkl
Sonrasında gizemler ve verilen ipuçlarının bu kadar kolay olması garibime gitti. Konuda torunlardan bahsedince ben çok farklı şeyler bekledim ama olmadı, tam tersi oldu. Daha sert şeyler yazabilirdi yazar. Zaten gerilim yazarı kendisi, onun için daha farklı şeyler bekledim.
Bunun dışında ortaya çıkanlar çok kolay olmadı mı ya? Ne bileyim şak diye orada, şak diye burada buldu durdu. Biraz heyecan beklerdim.
Bölümlerin kısa olması çabuk bitmesine olağan sağladı ama ben Ramazan'da okuduğum için azıcık elimde sürünmüş olabilir. O yüzden zamanında okumadım diyorum.
Ve en önemlisi neden kitaptan buram buram bir zenginlik kokusu alamadık yaaa. Ya da kızımızın ruhu o kadar fakir ki normal anlattı geçti sdfghjklş
Devam kitaplarda olsa seviniriz. En sonda bir oyun odası mevzusu geçiyor, çok tatmin olmadım. :/
Diğer okuduğum milyarder kitaplarındaki karakterler çatır çatır para harcıyordu ya sdfghjkl


Kitapta şüphelendiğim çok kişi oldu ama biri vardı ki şu an yanımda olsa gözü kapalı inanırdım.
Kim olduğunu anlamamış olabilirsiniz, o yüzden ipucu veriyorum(kitabımızda öyle ya) torunlar değil. Bunu bilin yeter. :D
Sonlara doğru azıcık heyecan falan oldu, onlar güzeldi. Ortaya çıkan sırlar beni şaşırttı mı? Hayır. O yüzden azıcık hayal kırıklığı yaşadım.
Sonda bir isim çıkıyor, kim olduğuna azıcık şaşırdım ya da şaşırmadım bilemiyorum. Nedeni zaten tahmin ediyordum ama o kişi mi? Belki adını koymamıştım ama o kişide bir şeyler vardı diye düşünüyordum ve oldu da.
Şu an iki şeyi merak ediyorum, esas erkek karakterimiz ve neden miras Avery'ye kaldı?
O yüzden tam olarak beklentimi karşılamamış olsa da devam etmeyi, ikinci kitabı okumayı düşünüyorum.
Bence bu kurgu bu şansı hak ediyor. :)

Yazarın kalemi akıcı, konu seçimi azıcık garip ve azıcık heyecansız olsa da sevgim gibi gibi.
Umarım devam kitaplarında daha çok geliştirmiştir kendisini. :)
Tavsiye etmem için devam kitaplarını okumak istiyorum, o yüzden tavsiye kısmını es geçiyorum.
Bu kitapta da ne kadar çok şeyi es geçtim yaaa :D
Son olarak, bir karakterin sürekli resmi konuşmasına bayıldımmm ama Avery'nin hiç sorgulamamasını garipsedim asdfghjklş
Okuyanlar anladı, bence o olsun. Ayyy yok ya diğeri olsun.
Amaaaan, kafam karıştı. Ben ikisini de tutuyorum asdfghjklş
Hangisi olursa memnun olurum :D




Kitaba Puanım 5/3-5^^



Alıntılar^^


"Bazen dışarıdan çok farklı görünen şeyler aslında içlerinde tamamen aynıdır,"


*****

"Her şey bir oyundur, Avery Grambd. Bu hayatta karar vereceğimiz tek şey, kazanmak için oynayıp oynamayacağımız."


*****

"Sana bir servet bıraktı Avery ve bize bıraktığı tek şey de sensin."


*****

Hayatlarını alaşağı eden ben değildim. Fakat ben buradaydım, Tobias Hawthorne değildi.


*****

"Neden bir hikaye anlatmak zorundayım?" diye sordum.
"Çünkü eğer sen hikayeyi anlatmazsan başka birisi senin yerine anlatır."






Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^



3 Nisan 2024 Çarşamba

Bizimle Başladı//Colleen Hoover Kitap Yorumu - Blogları Canlandırma Projesi Mart Ayı^^

 Selamlar^^
Bundan birkaç hafta önce Bizimle Başladı Bizimle Bitti kitabını okumuş çok sevmiştim. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve okuyan herkes tarafında çok seviliyordu. Başta aşırı dramdır diye çok oralı olmamıştım, sonrasında ha gayret dedim, bir kere başla hoşuna giderse devam edersin. Evet başladım, doğrusu yine bir durağan geldi ama baktım bir oturuşta kaç sayfa okuyorum devam ettim. İyi ki devam etmişim. Kitabımız bitti ama benim içim rahat. Ben okumadan önce, hatta birinci kitabı dahi almadan önce ikinci çıktı ve hemen aldım. Yazarında kendisi bu kadar tutacağını, bu kadar sevileceğini bilmiyordum ve devamını istemeniz beni bunu yazmaya teşvik etti demiş. Valla çok iyi bir karar vermiş. :)
Devam kitapları severim ama bu devam kitabı hem çok güzel hem de çiftimizin hak ettiği bir kitaptı.
Bundan sonrası birinci kitabı okumayana spoiler arkadaşlar, ona göre devam ediniz!!!

Not: Aslında BCP için başka bir yazı paylaşacaktım ama bu yorumumu görünce başka kitap vs. olmaz dedim. Çünkü hem konu olarak hem de yazarı göz önüne alınca bence ideal bir kitap ya da seri.
Eğer bu kitabı okumadıysanız birinci kitabın yorumunu atıyorum. :)
Yorum için tık tık!
Kadınların gücünü çok güzel anlatan bir kitap. :)
Nisan ayı konumuzu da şimdiden yazayım, okumak istemeyenleri zorda  bırakmayalım^^
Nisan ayı konumuz Bilim Kurgu ve Fantastik.

İlk kitapta Lily kocasının yaptıklarından sonra ayrılması, çocuğunu doğurması ve hayatına devam etmesiyle bitiyor kitap ama en son kısımda Atlas ile karılaşıyorlar. Tabii sadece sonradan görüşürüz falan deyip ayrılıyor. Eğer devamı olmasaydı üzülürdüm, cidden.
Çünkü Atlas ve Lily başkaydı...


Lily ve Atlas, beklenmedik bir şekilde yeniden bir araya geldikten sonra birbirlerini ve yaşadıkları her şeyi düşünmeden edemezler. Ancak aralarındaki yakınlık göründüğü kadar basit olmayabilir. Lily kızının iyiliğini ve Ryle'ın Atlas'la olası bir ilişkiye vereceği tepkiyi göz önünde bulundurmak zorundadır. Yine de aradan uzun bir zaman geçtiği için tekrardan biriyle beraber olmak ister, o da Atlas olmalıdır.


Lily birinci kitapta ne kadar dik duruşluysa bu kitapta Ryle'ya karşı duruşuna çok kızdım. Zaten adam kafadan çatlak ama Lily halen daha tolerans göstermesi ve sonunda olanlara çok kızdım.
Tamam o da haklı ama ne bileyim kimse yanında yokken kapılar açması çok tehlikeliydi. :/
Genel olarak hep ondan uzak durmalıydı ki kızı hakkında düşüncelerine de hak veriyorum.
Onunda dışında Atlas'a olan aşkı, kızına olan sevgisi çok güzeldi. Çiftimizden sonra sevdiğim yerlerdi.

Atlas, bence kitapta ki en güzel yer onun yazdığı yerlerdi. Okumak cidden güzeldi...
Ve o yazdıklarından sonra ortaya çıkan gerçekler de yine kalbim kırıldı yaaa. :/
Ahh Atlas...
Tabii Lily'ye olan aşkı, bence gelmiş geçmiş en güzel aşklardan biriydi.
Tabii onunda geçmişten bir şeyleri çıkıyor ve onları okurken aşırı sıkıldım. Ben daha çok çiftimizin yeni başladığı aşklarını okumak isterdim ama o çıkan şeyler beni benden aldı.
Tamam cidden çok sevdim, eğer yazar böyle bir kitap yazmasaydı üzülürdüm ama bunlara gerek var mıydı gerçekten???
Lily'nin kızına karşı davranışına hayran kaldım, tam Atlas'tan beklediğim davranışlardı.
Ve ortaya çıkan birine karşı duruşu. Tamam niye yazdı falan dedim ama o kısımları okurken çok üzüldüm. Gerçekte en alası var arkadaşlar...
Atlas'ın geçmişte yaşadıklarını bir de ondan okuyoruz ve yine ve yeniden kalbimiz kırılıyor. Yine de bu hale gelmek için bu kadar zorluklardan geçip, dimdik ayakta kalmasını ayakta alkışlıyorum...


Genel olarak sırf okur istedi diye çıkan bir kitap olduğu için çok büyük beklentiyle okumamanızı tavsiye ederim, birinci kitap bu kitaba göre kat kat güzeldi ama çiftimiz böyle okumakta çok güzeldi.
Lily'nin en yakın arkadaşı(İsim yok, spoiler olmasın) çok tatlıydı. Bir de kim olduğunu düşünürsek bu kadar tatlı olması şaşırtıyor tabii ki^^
Atlas'la, Lily'nin yavaş yavaş, olması gereken gibi sevgili olmaları, en sonda da yavaş yavaş bir şeylerin gerçekleşmesi çok tatlıydı.
Yine çok akıcı bir kitaptı, gereksiz şeyleri çıkarırsak çok güzel bir kitaptı da. Sadece onlar çok gözüme battı benim. Büyük ihtimal okuyanlarda benim gibi düşünecekti.
Şöyle ki, biraz önce de dediğim gibi yazılması baştan belli olan bir kitap olsaydı hak verirdim ama okuyucular sebebiyle çıkan bir kitap olduğunu düşünürsek keşke yazar onları eklemeseydi.

Genel olarak sevdiğim, bazı sahnelere kızdığım ama yine sonunda bir şeye bağlanmasını çok sevdim. En azından sonrasında neler olacak onu öğrenmiş olduk.
Atlas ve Lily bu sonu hak ediyordu, öyle ya da böyle cidden hak ediyordu.
Kalbi kırık iki çocuk ve yaşadıkları...
Bu seriyi, karakterleri unutmak zor ama en çokta yaşadıklarını...
Yazarın başka kitabını okur muyum bilmiyorum, zirvede kalsın bence.
Eğer bunun kadar çok güzel çıkarsa belki okurum. :)



Kitaba Puanım 5/4^^




Alıntılar^^


...keşke geçmişe dönüp birlikte geçirdiğimiz çoğu zamanı ve duygularını korumak için ona söylediğim ya da söylemediğim şeyleri yeniden yaşayabilseydim. Ama gençlik yıllarımızı yeniden yaşayabilseydik her şeye geri dönmez miydik?


*****

Telefondan uzanıp ona sarılmak için her şeyimi verirdim.


*****


Ama sanırım bu aşk, Atlas'ın, babamla Ryle'ın benden aldıklarını geri verebileceğinin bir işaretiydi.


*****


Düşüncelerini okumanın eğlenceli olacağını düşünmüştüm ama okumaya başladığımda çocukluğumuzun bizim için ne kadar acımasız olduğunu hatırlamıştım.




İşleri ağırdan aldığımızı biliyordum ama ne kadar onunla birlikte olursam, tekrar birlikte olmak için o kadar sabırsızlanıyordum. 


*****


Kaybolduğumu her hissettiğimde ihtiyaç duyduğum fener olduğun için teşekkür ederim.


*****

Her zaman dürüstlüğü sadakate tercih ederdim çünkü dürüstlük sadakati beraberinde getirirdi.


*****


İyi ruh halinin benimle bir ilgisi olup olmadığını bilmiyordum ama onca yıl önce onun için endişelenen içimdeki genç kız, hayatının bu kadar iyi olduğunu görmekten son derece memnundu.


*****

Atlas Corrigan tarafından seviliyordum, tam olarak ait olduğum yerleydim.


Gençliğimizde bazen seni uyurken izlerdim. O kadar huzurlu görünmen hoşuma giderdi çünkü uyanıkken içinde her zaman sessiz bir korku vardı. Ama uyuduğun zaman korku yok oluyor ve bu, beni her zaman rahatlatıyor.


*****

Seninle her gün konuşsam da ayda bir görüşsem de senin hakkında hiçbir şey bilmeden geçirdiğim yıllardan daha iyidir.


*****

Ailenin sırf aile oldukları için bir arada kalması gerektiğine dair zehirli bir inanç vardı.


*****

Hayatımızda yolunda gitmeyen şeylere pek odaklanmıyorduk. Yolunda gidenlere odaklanıyorduk ve şükredecek çok şey vardı.


*****

Herkesin sözünü tutacağına güvenseydik, yeminlere gerek kalmazdı.





Diğer paylaşımlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^