Romantik-Duygusal Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Romantik-Duygusal Kitaplar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mart 2025 Çarşamba

Aşk İnsanları için En Güzel Romcom Kitaplar// Blogları Canlandırma Projesi Şubat Ayı^^

 Selamlar^^
Yılın ikinci BCP ile sizlerleyimm^^
Bu ay sevgililer günü dolayısıyla romantik-komedi temamız vardı, şu an elimde bu tarz bir içerik olmadığı için böyle bir öneride bulunmak istedim^^
Çok tatlış, okurken hem eğlenip, hem romantik sahnelere düşüp hem de hayattan bir şeyler öğreneceğiniz kitapları derledim. :)
Umarım beğenirsiniz^^
Bu arada BCP olarak Şubat ayında sadece Romantik, Komedi, Aşk, Sevgi, Yalnızlık ve İçsel Dönüşüm gibi temalarımız var. Eğer sizde yazmak isterseniz katılabilirsiniz. :)



Eski sevgili.
Aynı şirkette rakip olma.
Ve yapılması gereken listeler. :)



Türk Sophie Kinsella diyebiliriz.
Tam bir citlik tarzında kitap. :)



Historical.
Platonik bir aşk.
Ortaya çıkan sırlar, bolca eğlence ve aşk^^



Yoğunluktan ve baskıdan sıkılan popstar.
Bu sebeple kafa dağıtmak için bilmediği kasabaya gitme.
Kasabanın erkek turtacısı.



Patron-Çalışan ilişkisi.
Birbirlerini tanımadan yardım etmeleri.
İlk görüşte aşk.
(Bu aslından romantik-dram kitap, komedi yanı da var ama ben dram yanını daha çok sevdim)



Lise aşkı.
Sahte sevgililik.
Gönderilmemiş mektuplar.
(Bu kitap ikinci kitap, yazdıklarım birinci kitabı anlatıyor. Fotoğraf bulamadım)



Kız kardeşiyle bilmedikleri kasabada tatil.
Editör savaşları.
Hiç tahmin etmediği kişinin kasana sakini oluşu.
 Ve nefretten aşka.



Mahalle kurgusu.
En yakın arkadaşın kız kardeşine aşık olma.
Bursa'nın tarihi ve mahalledeki absürt olaylar.





Kitapların detaylı yorumlarını blogumda bulabilirsiniz^^
Daha bir sürü önerim var ama şu anlık yeterli, istek gelirse yine böyle öneri yazısı yazarım. :)
Hepsi sevdiğim kitaplar, bazısının basımları yokturdur ama ikinci el bakabilirsiniz. :)



Mart ayı BCP temamız Kadın Hakları, Kadınlar, Kadın Yazarlar ve Bahar Mevsimi olacaktır. 
Ama ben sadece BCP yazılarını okumak istiyorum derseniz buradan! bakabilirsiniz^^







Başka yazılarımda görüşmek üzere, hayırlı Ramazanlar^^
Sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^







8 Şubat 2025 Cumartesi

Roma Tatili II Sarah Adams Kitap Yorumu// Blogları Canlandırma Projesi Ocak Ayı^^

 Selamlar^^
Size harika bir kitabın yorumuyla geldim. İnanın hem romcom olup hem de rahat okunan, smut olmayan kitap uzun zamandır okumuyordum. İşte bu kitapla o vuslat sona erdi çok şükür. Tabii eskideki kitaplarda var böyle ama yeni çıkan kitaplarda böyle hiç yoktur ya da ben bir türlü bulamıyorum.
O yüzden okuduğum için çok memnunum.
Ve okuduğum zaman tam bir kasaba kitabı olması, kız kardeşlerin olması ve onlarında kitaplarının olması falan cidden beni eskiye götürdü ve okuma zevkim daha arttı.
Ve kitabımız bu ay tam puan alan ikinci kitabımız, sonuna kadar hak etti. 😍

Not: Kitabımızın karakteri müzikle ilgilendiği için temaya çok uygun diye BCP için ekledim^^



Kalbin, hiç ummadığın bir yere ait olabilir...
Roma’ya hoş geldiniz! Ama yanlış anlaşılma olmasın, İtalya’da değil, Kentucky’nin küçük ve şirin kasabası Roma’dayız. Sıcakkanlı insanları, rengarenk dükkanları ve sakin hayatıyla bu küçük kasabanın Rae Rose gibi bir
dünya yıldızını ağırladığını duymak sizi şaşırtabilir.
Kulağımıza gelen fısıltılara göre Rae Rose olarak bilinen Amelia, şöhretin parlak ışıklarından ve onu yalnızlaştıran sevdiklerinden oldukça yorulmuş ve çareyi, Audrey Hepburn’ün en sevdiği filmi Roma Tatili’nden ilhamla, ona en yakın olan Roma’ya gelmekte bulmuş ve bir süre kalmayı planlıyormuş.
Daha şaşırtıcı olan ise Amelia’nın, kasabanın huysuz turtacısı Noah Walker’la yakın bir ilişki kurmuş olması. Gönül işlerini bir kenara bıraktığını düşünen Noah’nın, sevimli ve sakar Amelia’ya düşkünlüğü, her işe burnunu sokan kasabalıların gözünden kaçmış değil. Ancak birbirinden bu kadar farklı olan iki insanın, orta yolda buluşmak için ne kadar ödün vermesi; hayatını değiştireceğini inandığı bir aşka nasıl tutunması gerekir?


Amelia gençlik yıllarından beri sevdiği işi yapıp pop star olmuştur. Baştan çok sevip, zevk alsa da son zamanlarda çevresindeki baskıdan sıkılır ve çok sevdiği filmi örnek alarak en yakın Roma'ya gider. Gittiğinde başına olmayacak şey gelir ve tanımadığı ıssız bir yerde eski arabası bozulur ve yolda kalır.
Arabasının bozulduğu arazinin sahibi ise yardıma geldiğinden ilk başlarda korkar ama sonradan ikna olup o gece gizemli adamın evinde kalınca işler karışır.
Amelia'ya çok üzüldüm ya, şan şöhret sahibi ama kalabalıklar arasından yalnız kalmış, sevdiği işi yapamaz hale gelmiş. Bence genel olarak pop starlarına bakınca hepsi bu durumda. Resmen robot olarak kullanıyorlar, oraya git, bunu söyle, şuraya gül, bunu yeme vs vs vs. Yazık bee.
O yüzden kendini bulması ve bir şekilde gerçekleri görmesi çok güzel ve anlamlıydı.


Noah geçmişte yaşadıklarından ders aldığı için artık her adımını ona göre atar. Bir gün istenmeyen misafir evinde kalmaya başlayınca işler karışır.
Ailesinden kalan turta dükkanını işleten Noah üç kız kardeşine de sahip çıkmaktadır.
Kendi halinde bir kasaba olduğu için kuş uçsa herkesin her şeyi anında duyduğu için Amelia'yı zor saklar ama ona göre en kötüsü de herkesin onunla yakıştırmasıdır.
Noah çok tatlıydı, hem kız kardeşlerine sahip çıkması hem de turta sevmemesine rağmen turta yapması ve bazı şeylere her türlü sahip çıkmasına bayıldımm.
İdeal erkek resmen. Bir de mutfakta çok iyi mesela, daha ne olsun.
Ama şey komikti ya, cep telefonunun olmaması, evinde internetin olmaması komikti. 
Neden böyle detay yazmış yazar bilmiyorum ama benim hoşuma gitti.
Yani teknolojiden uzak, zaten hat çekmiyor böyle hayat sürüyor falan güzeldi.
Bir de aşk adamı oluşu, Amelia'ya olan davranışları da çok tatlıydı. Diyorum ya ideal erkek resmen. :D

Kasaba halkına hayran kaldım, yani öyle bir aile olmuşlar ki hemen mevzu anlaşılıyor ve sus pus oluyorlar. Zaten kasabada geçen kitaplar, filmler ve diziler bu yüzden çok güzel. Resmen kocaman bir aile. Kız kardeşlerde ayrıca güzeldi ve serinin devamında kızların hikayelerinin olması daha da güzel.
Biri Amelia'nın korumasıyla, bir diğeri ise kasabaya gelen yazarla olacakmış. Ayyy en sevdiğim, en sevdiğimmmm^^
İnşallah en kısa zamanda çıkarırlar devamını. <3


Yazarın kalemine ayrıca hayran kaldım, hem akıcı hem konu güzel. Daha ne olsun arkadaşlar. Ve kitapta smut olmaması, sonra abuk subuk şeylerin yer almaması kitabı çok daha güzel yapmış.
Çiftimizin kısa sürede aşık olmasını garipsemedim açıkçası, çünkü aralarından hemen bir etkileşim oluyor zaten ve buna rağmen hemen bir ilişki vs olmuyor. Normalde sevmem hemen aşık olma mevzusunu ama bu gerçekten öyle değildi ve yavaş yavaş yakınlaşmaları çok güzeldi.
Tabii ortada bir gerçek vardı, bunu unutmadan devam etmeleri de güzeldi.
Şimdi şu ünlü kitap sayfasında puanlamasına baktım da seri devam ettikçe puanlar yükseliyor, ayyy daha çok merak ettim şu an. :D Keşke ingilizcem olsaydı. :/
Ayy daha ne kadar yazayım güzel olduğunu. :D
Bu arada yazarın başka bir kitabı var çıkmış, o tek kitap herhalde bakmam lazım ama spor romantizm konu alıyor, daha da ilgi çekici. :)


Bu yorumdan sonra daha ne diyebilirim ki yani, alın okuyun^^
Kapak harikaydı, o kadar cıvıl cıvıl ki çok seviyorum böyle kitapları. Başta da dediğim gibi uzun zamandır böyle bir kitap okumadığım için resmen ilaç gibi geldi. Böyle bir kitap en son ne zaman okudum onu bile hatırlamıyorum^^
Genel okur olduğu için herkese öneriyorum^^ 



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


Bu kadın hayatıma bu kadar çabuk sızabilmişti? Kasırgalar bile bir şehri daha yavaş tahrip ederdi. Muhtemelen onun yaratacağından daha az zarar ile...


*****


Kalbime sesleniyorum, sakın bunu yapma. Heyecanla çarpmaya niyetlendiğinin farkındayım ama buna izin vermiyorum. Ne olmuş yani? Noah, iyi bir abi işte.


*****


Beni evinde istemiyordu ama rahat ettiğimden, güvende olduğumdan emin olmak için kendi yolundan çıkabiliyordu.


*****


"...Güya beni seven yüzlerce insanla dolu odada  durup yine de kendimi yapayalnız hissedebiliyorum."


*****


Amelia Rose'a aşık olmaya direnmeme yardım edecek tüm sinir hücrelerime ihtiyacım vardı. Gerçi... Hayır.
Ben çoktan ona aşık olmuştum.





BCP için Şubat ayı temamız Romantik, Komedi, Aşk, Sevgi, Yalnızlık ve İçsel Dönüşüm^^
Temamız yine dolu dolu, istediğin zaman katılabilirsiniz^^
BCP için yazdığım diğer yazılara Buradan! ulaşabilirsiniz.
Bekliyoruzz efenimm^^




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^




18 Aralık 2024 Çarşamba

Saklı//Pınar Salman Kitap yorumu^^

 Selamlar^^
Bundan aylar önce sosyal medyada gördüğüm bir videodan sonra aklıma düştü bu kitap. Tam alacaktım bu sefer kitabın tasarımı değişti ve yakından ikinci kitap çıkacak dedi. Bu seferde onu bekleyeyim dedim ama baktım uygun fiyata geliyor hemen aldım ama yine baya bir beklettim kitaplıkta. Sonra takipçilerim artık ikinci kitap çıktı okusana şu kitabı diye baskı yapınca okumaya başladım.
Konusu imkansız bir aşk, bayılırımmm
Ama uygun bir imkansız aşk olacak, nedenini devamında anlayacaksınız. :)



Erva, tüm hareketlerini ve alışkanlıklarını hatta aklından geçirdiklerini ezbere bildiği Üsteğmen Doru Demir’e âşıktı.
Bir beklentisi olmadan, imkânsız olduğunu bilerek günlerini ve gecelerini ona komşu olan askeri lojmandaki tek katlı konutunda geçirirken, duvarları onu sızdırıyordu. Bazen oturup penceresinden evinin yanan ışıklarını izliyordu, bazen de sesini işitip evinin küçük mutfağından onun yakın ama uzak gelen yaşantısına dahil oluyordu.
Kimselere anlatamadığı, kendine yasakladığı bu adamı günlüğüne yazıyor ve hislerini herkesten, ondan bile saklıyordu. Doru Demir ile yalnızca günlüğünün sayfalarında buluşuyordu.
Ta ki o günlük kaybolana ve bir avuç küle dönüp içine yazılanlardan fazlasını beraberinde ortaya çıkarana kadar!


Erva ilk gördüğü anda aşık olduğunu Doru'ya daha ilk dakikadan duygularını söylemek ister en yakın arkadaşı ile çıktığını öğrendikten sonra aşkını kalbine gömüp her şeyi günlüğüne yazmaya başlar.
Bir gün günlüğünün kaybolduğunu anladığı an hayatı başına yıkılsa da artık günlük yazmak istemez.
Kapı komşusu ve babasının timinde asker olan Doru'nun her yaptığını gören Erva en çokta Ceylin'in sürekli Doru'da olmasına üzülüyor olsa da sürekli geriden izler, acısını yaşar.
Hiç ummadığı anda Doru'nun değişen hal ve hareketlerinden sonra hayatı tamamen değişecektir.
Erva'nın imkansız aşkına çok üzüldüm, okumayanlar şey zannedebilir, işte oğlanın sevgilisi var ve kız buna aşık oluyor. Hayır, ilk Erva görüyor ama cesaret edip söyleyene kadar arkadaşı açılıyor ve Doru'da kabul ediyor. Onun sebebi Doru'nun kısmında. :)
Erva'ya çok üzüldüm ama sanki bu aşk mevzusu biraz garipti. Yani Ceylin en yakın arkadaşı, Doru'ya olan aşkı da çok güzel, güzel sevdi ama kendi kendine yapmamam lazım dediklerini az buçuk yapmasına üzüldüm. Dediği gibi temiz bir ilişki, yani kimseye ihanet etmeden başlamak istedi. Tamam mevzular çoook fena ama ne bileyim biraz daha kendini geri çekebilirdi. :)
Okuyanlar ne demek istediğimi inşallah anladı. 


Doru tek başına yaşadığı lojman evinin yanındaki albayın kızıyla sadece albayının emaneti olarak görmektedir. Artık yaşının geldiğini düşünüp Ceylin ile sevgili olduğunda zamanla bir şeylerin ters gittiğini anlar.
Sonrasında Ceylin'in ortaya çıkardığı şeylerden sonra kafası karışan Doru'nun aslında yan komşusunun onu yıllardır sevdiği fark eder. O günden sonra gözlerinin içine dahi bakmadığı Erva'nın artık her şeyine dikkat eder.
Bu saniyeden sonra aşkın ve sevilmenin ne olduğunu öğrenen Doru artık Erva'dan vazgeçemez.
Şimdi bu yazınca aldatma gibi bir durum düşünebilirsiniz ama değil. Bunu bir bilin ama neden değil onu okuyunca öğrenebilirsiniz. :) Ya da ben spoiler yemeyi severim okurum derseniz birazdan yazacağım spoileri okursanız ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. :)
Doru'nun yaşadıklarını, sonradan Erva'ya gözlerine baksaydım her şey farklı olurdu demesi çok tatlıydı. O kıskanç halleri falan çok tatlıydı, severiz böyle şeyleri.
Tabii bazı sırlar ortaya çıkmadan önce çok iyi durmuyordu ama sonrasında her şey yerli yerine oturuyor.
Son kısımda çok üzüldüm kendisine ya, öyle olmak zorunda mıydı???? :(
Neyse, ben tabii ki dayanamadım ve gittik okudum devamını dfghjklş

Bu kitap aslından asker kurgusu olarak geçiyor, evet karakterlerimiz asker ama böyle olaylar falan geçmiyor. Zaten olaylar içlerinde ama ben daha çok işte Erva'nın babası albay olduğu için böyle doğuda olacaklarını, apartmanlı lojmanlar falan diye düşünürken aslında kitabımız İzmir'de geçiyor ve apartmandan ziyade bahçeli evler. Yani kafamda o kısımları hayal etmek biraz zor oldu çünkü kendimi apartmana odaklamıştım ne alakaysa fghjkl
Sonrasında timde olan herkesin orada yaşaması, Erva'nın kuzeninin de askerle evlenmesi güzeldi ama bu timi sürekli yan yana görmek isterdim. Tamam eğleniyorlar, sürekli yiyorlar içiyorlar ama daha çok bir arada görmek isterdim. Bundan önce Gökçen'i okudum ve sürekli diğer karakteri de okuduğumuz için bunda da onu bekledim ama değildi. İkinci farklı askeri kurgum olduğu için az da olsa kıyaslama yapılabiliyorum.


Genel olarak geröekten sevdim, o imkansız haller falan çok hoşuma gitti. Sonuçta devamından olacaklarını biliyoruz, biraz kıskançlık vs olsa güzel olmaz mı?
Bir de ben şey sandım, Doru Erva'yı seviyor ama albayın kızı diye açılamıyor. Doru Erva'dan bihaber. O yüzden öyle bir mevzusu hemen siliyoruz tabii. Ama dediği gibi gözlerine bir baksa her şey değişecek ki Erva günlüğünde sürekli beni tersliyor, ben planlara dahil olmadığım ya da Ceylin üzüldüğü zaman bana kızıyor falan demişti. O yüzden bir şey diyemiyoruz, zaten Doru sürekli kendisi şey diyor her şey farklı olabilir, hiç engel olmadan görüşebiliriz falan diyordu. İşte kitap olunca farklı oluyor her şey.

Kitap akıyor gidiyor, bu mevzuyu sevdim. Yazarın kalemini beğendim ama mantık hataları çok vardı. Mesela sürekli Doru ve Erva birbirlerinin evi sallana sallana gitmesi çok saçma. Yani gizli saklı iş derken bir anda her şeyin ortaya çıkması yani çok rahatlardı kısacası. Bunlar mantık hatasıydı. Hele düğün sahnesi sdfghjk La hiç kimse mi korkmuyorsunuz, çekinmiyorsunuz? :D
Yine de o aralarındaki çekim, iletişim, yakınlaşmalar o kadar güzeldi ki çok takılmıyoruz bu durumlara. :D Aile mevzularından Doru'ya aşırı üzüldüm ki şimdide yaşadıkları kolay değil. O kısımların ya üstünde dursalardı ya da hiç yazmasaydı yazar. Tamam bir sebep lazım ama bu sebepte aşırı garip.
Konuda da dediği gibi Doru Erva'nın günlüğünü buluyor, o kısımları okurken aklıma Hatırla Sevgili geldi. Karakterimiz Ahmet de Yasemin'in günlüğünü buluyor, okuyor aşık oluyor falan. Şak diye aşık olmasını garipsemememin nedeni sıkı bir Hatırla Sevgili izleyicisi olarak bu mevzunun .ok hoşuma gitmesi. Tabii Doru Ahmet gibi değil, Ahmet Fransız nişanlısını bu yüzden bırakmıştı, yazık be.
Erva'nın iş mevzusuda garipti ya. Öğretmen mi? Araba işinde mi belli değil. Zaten izin zamanında ne olduysa oluyor. Bir de gecenin ikisinde, üçünde yemek yemek nedir yav sdfghjkl O sırada tost yaparsınız, en fazla yumurta yersiniz bunlar et sote yapıyor sdfghjkl
Komikti.



-Spoiler başlangıcı-

Şimdi son kısımdan başlayayım, Erva tehdit yüzünden kabul etmek zorunda kalıyor ama arkadaşım bunu gizlice yapsanıza, bu seferde siz Ceylin'e oyun oynayın. Ne öyle günlükleri yaz, bir gün öncesinden neredeyse başka şeyler olsun derken aslından ben günlükteki adama aşığım demek ne yav?
Doru canım nasıl inandı ama devam kitabından bazı şeyler öğreniliyor.
Ceylin mevzusu o kadar saçma ki, yani evet suçlu, Doru bu yüzden onunla takılıyor ama isteseler bir şekilde bu iş biter ama yapmıyorlar. Bu hususta aşırı hayal kırıklığı oldu. Hayır Erva'nın babası da bunlar gibi düşünüp olayı saçma hale getirdiler. Bakalım ikinci kitapta ne olacak, sonuçta Ceylin'in bildiklerini öğrendiler. İnşallah saçmalamaz.

-Spoiler Bitişi-


Uzun bir yorum oldu ama sanki yazmadığım şeyler var gibi. Hem sevdiğimden hem de hatalar bulduğumdan böyle yorum oldu. Çok sevdim aslında, beklentimin altında kalmadı, çok fazla bir beklentim yoktu zaten. Sevdiğim şeyde zaten imkansız aşktı, onu da güzel okudum. :D
Böyle kitaplara aşığım ne yapayım. :D
Devam kitapları merakla bekliyorum, zaten aldım geldi ama büyük ihtimalle üçüncü kitabın çıkmasına yakın okumayı planlıyorum inşallah. Bunun devamını bekledim, onu da bekleyeyim.
Bu tarz kitapları seviyorsanız öneriyorum, dramda var ama en çok aşk...<3




Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

Doru çıkıp gittikten hemen sonra araladım gözlerimi. Kimse anlamadı ondan kaçtığımı, sakındığımı ve onu çok özlediğimi.


*****


"...Kalbimi ateşe verdim nugün, orayı tüm benliğinle doldurdun insafsız. Şimdi orada bana bile yer kalmadı."


*****


Elimi kolumu başlayan engellere kin tutmaya başladığımda anlamıştım ona tutulduğumu.


*****

Sevmeyi bilmeyen bir adamken böylesine sevilince aptala dönüyordun.


*****

"...Hiçbir şeyden korkmayan ben, bir çift yeşil gözden korkmuşum..."






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^





Buralarda da varım^^













27 Temmuz 2024 Cumartesi

Mor Salkımlı Sokak//Payelll Kitap Yorumu^^

Selamlar^^
Bu sefer ki yorumumuz merakla beklenen bir kitaba yapıyorum hazır olun!!!
Çünkü bu yorumdan sonra ya linçlenirim ya linçlenirim dfghjkö 
Bayram öncesi yorumlara güvendiğim birinden bu kitabı görüp hemen aldım, mahalle kurgularına bayılıyorum. O yüzden mahalle kitapları dendi mi ve güzel olduğunu duydum mu hemen sepete ekler, direkt almaya çalışırım. Bunu da öyle yaptım ve gelene kadar o kadar heyecanıydım ki okumak için elimdekileri neredeyse bırakacaktım ama gelin görün ki everestte olan beklentim kitabı okumamla yere çakılmam bir oldu.
Daha ilk sayfadan anlamam lazımdı ama açılırdı, daha güzel olurdu diye diye okudum ama hayır, o beklenti vs derken cidden beklediğimi bulamadım.


Beyoğlu’nun arka sokaklarından birinde yaşıyor Ahu, Mor Salkımlı Sokak’ta. Komşuluk bağlarının hâlâ canlı olduğu, annelerin her mecliste oğullarına kız baktığı, yirmi beş yaşında olan kızların evde kaldı sayıldığı o sinir bozucu ama tatlı insanların bir bütün olduğu mahallelerde… Ahu’nun annesi Naciye Sultan kızını her fırsatta görücüye çıkarır ama Ahu her seferinde kaçmanın bir yolunu bulur. Hiç âşık olmadı. Bay doğru karşısına yirmi beş yaşına kadar çıkmadı. Ta ki alt katına taşınan abisinin en yakın arkadaşı Poyraz’a kadar… Annesine göre Ahu doktorlar, mühendisler ile evlenmeliydi, bir taksi şoförüyle değil. Ahu aşkını hem annesi hem de üç abisinden nasıl saklayacak? Her şey ortaya çıktığında başına neler gelecek?


 Ahu mahallenin en sevilen ve mütevazi kızlarından biridir. Mahallede terzi dükkanı olan Ahu her olayı bilmekte ve müdahalede etektedir.
Bir gün dükkanın kapısına dayanan birini görünce yabancı olduğunu anlar ve o gözleri unutamaz. Eve gittiğinde ise o adamın yeni komşuları olduğunu anlar. O günden sonran onunda kendisine karşı bir şey hissettiği anlar ve iş mahalle aşka dönüşür.
Ahu tam o mahallenin en sevilen, her şeyde söz sahibi olan, herkesin sırrını bilen biri. Severim böyle karakterleri. Zaten karakterlerle ilgili bir sıkıntım yok, sıkıntı mevzusu devamında gelecek. :D


Poyraz kardeşinin okulu için bütün evi İstanbul'a taşır ve asker arkadaşının apartmanına taşınır. O gün mahallede gördüğü kıza vurulunca aslında onun en yakın arkadaşının kız kardeşi ve üst kat komşusu olduğunu fark eder. Aslında arkadaşından çekinmez ama onun ailesini ve mütevazi hayatını görünce her şeyi zamanından yapmak ister.
Poyraz normal mahalle abisi işte, sert, dürüst, yakışıklı, herkes tarafından sevilir diye uzar gider.
Bu klasik karakterlerden ama işte bu arkadaşından olaylarla ilgili sıkıntısı vardı, karakter olarak olması gereken gibilerdi işte. :D

Kitapta yan karakterlerimizde çoktu, ana çiftimiz dışından iki çift daha vardı. İsim vermeyeceğim spoiler olur diye ama ikisi de kendince bir yere kadar güzeldi.
Mesela platonik olan mevzuda erkek karakterimiz biraz daha sürünebilirdi, hemen bir şeyler anladı hop aşık oldu. Yani bir de böyle kabullenme süreci falanda yoktu, ne ara aşık oldunda kızı hemen sahiplendi. Sevmedim bu ikiliyi.
Diğerlerinin hikayesi güzeldi ama o da çok havada kalmıştı, yani o duyguyu alamadım ya. Ne bileyim yıllarca sevmiş ama kavuşamamış mevzusunu okurken az da olsa o hissi yaşamak isterdim ama yok yani. Belki de sorun duygulardır? Olabilir yani. :D

                                                  
Bir de Ahu'nun annesi vardı ki evlerden ırak. Yani o kadar karaktersiz bir karakter olur sdsdfghjk Bu biraz ağır oldu ama okuyunca öyle sinir oldum ki. Tamam gerçekte bundan daha beter anneler var ama ben okurken gerçeklikten uzaklaşmak istiyorum, tam gerçeğin ortasına düşmek istemiyorum. Kapişşş asdfghjkl
O yüzden anneyi hiç sevmedim, tamam sert abiler var ama sahip çıkıyor en azından, yine beklenen karakterler ama tam bir kaynana, anne modeli yazmış yazar ama olmamış ne yazık ki.

Şimdi asıl olaya gelelim, ben neden sevmedim?
Yukarıda da dediğim gibi duygu sıfır, yani o kıskanmalar, kavuşmalar, kısacık notlar vs. okuyunca o duyguyu alamadım. İnanın öyle bir raddeye geldim ki kitabı bitirince kitap okuyamama durumuna mı girdim dedim. :/ Şu an bir şu yorumu yazınca bile o hissi hissettim resmen ve böyle olmasın bir daha diye de dua ediyorum.
Yani ne beklentiler içinde okumaya başladım neler çıktı.


Şimdi gelelim linç mevzusuna.
Bir okur kitabı okumuş, övmüş baya ama yazarın kalemi için basit demiş. Yani basit, çabuk okunan, çerez bir kitap demeye getirmiş ama yazar sen bunu al hikayesinde paylaş ve sen nasıl basit bir kelime yazarsın de. Ona eğer o kadar ateş püskürttüyse benim beğenmememe, basit değil de duyguyu vermediğini söylememe ne der acaba sdfghjkl
Ama arkadaşlar ben bu kitaba para verdim, Pr grubundan değilim, o yüzde istediğim kitaba , istediğim yorumu yaparım. Bu tarz kalemlere alışık olanlar sevebilir ya da yazarın başka kitaplarını okuyanlar alışmıştır ama benden geçmedi yaa. Başka kitabı belki, belkiiiii denk gelirsem okurum ama bilemiyorum ya. :D
O son sayfaları okumak için kendimi nasıl zorladım anlatamam sdfghjklş Yani bir de kitapta çok çift yokmuş gibi o on sayfaya da bir çift daha eklemesi. :D Şok oldum yaa :D

Uzun lafın kısası, beğenmedim. Dili basit değildi, ne kitaplar okudum bundan daha beter. Çift karmaşası, duyguyu verememe falan olmasaydı cidden güzel olurdu ama daha ne olduğunu anlamadan esas çiftimizin hemen aşık olması, daha iki çift laf etmeden oğlanın kıza güzelim demesi vs vs bunlar hep eksi puandı.
İlk kitabı elime alırken neden bu kitap ince, daha uzun bekliyordum dedim ama okurken niye bitmedi, bitsin artık şu kitap dedim. :D
O derece ters köşe oldum anlayacağız, ne yazık ki kötü bir deneyimdi. :/
Şu yorumdan sonra tavsiye kısmını es geçiyorum arkadaşlar. :D



 Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^

Kalbindeki duvardan bir tuğla daha düştü. Adam duvarlarını yıkıyordu.
Alıntıya not: Söylediği adam kitap okuyor…😍😍


*****


Ufacık bir şeyi saklarsa bir gün ayağına dolanması o kadar basitti ki en iyisi anlatmasıydı.


*****

“…Bazen ilk görüşte seversin, bazen seversin de anlamazsın, bir an gelir, fark edersin. Bazen de yıllarca tanıdığın birine durduk yere aşık olabilirsin.”


*****

“Seni sevmek tüm çaresizliklerin içinde bile güzeldi. Kalbime söz geçirebilseydim, yine de seni severdim.”





Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^




  






22 Haziran 2024 Cumartesi

Aşk, Teorik Olarak// Ali Hazelwood Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bundan iki yıl öncesinden yazarın çok övülen kitabını okuyup bu ne ya? Bu kitap mı övülmüş deyip daha da yazarın kitabını almam demiştim. Sonra yazarın bu kitabı çıktı ve ben yorumuna güvendiğim birinde çok sevdim, çok güzeldi, diğerlerinden farklıydı falan deyince attım listeye. Geçen aylarda aldım ve arayı fazla açmadan okudum.
Evet konusu, işleyişi vs Aşk Hipotezinden farklıydı ama yine böyle aman aman bir kitap diyemeyeceğim. Tamam Aşk Hipotezinden kat kat güzeldi ama o kadar. Bitirirken vay bee demedim. :D
Nedeni birazdan sizlerleee :D
Kitabımız nefretten aşka, iş arkadaşlığını konu alıyor diyebiliriz.


Elsie Hannaway, günlerinin bir kısmını kadroya girme umuduyla üniversitelerde misafir profesör olarak ders vererek geçiren bir teorik fizikçidir. Kalan zamanında ise ustaca törpülediği kişiliğini ve insanları memnun etme becerisini kullanarak sahte sevgililik piyasasının aranan isimlerinden biridir. Ancak yaşadığı bu iki farklı hayat ayağına dolanmak üzeredir. Elsie sahte sevgililik işinden memnundur; ta ki en sevdiği müşterisinin çekici ama sinir bozucu ağabeyi Jack Smith’in, dünyadaki teorisyenlerin itibarını zedeleyen soğuk kalpli deneysel fizikçi olduğu ortaya çıkana kadar... Böylece Elsie’nin özenle inşa ettiği mükemmel diyarı yıkılıp yok olur. Aynı zamanda MIT’deki işe alım komitesinde yer alan Jack Smith, şimdi onunla hayalindeki iş arasında duruyordur. Elsie, bilimsel sabotajlardan oluşan bir topyekûn savaşa hazırdır; ancak Jack’in uzun ve delici bakışlarını görmezden gelemiyordur. Onunla birlikteyken, büründüğü farklı Elsie’leri bir kenara bırakıp gerçek benliğine sarılabilmesi işleri değiştirecek gibidir. Bakalım Jack’in yörüngesine girmek, genç kadını sonunda aşk hakkındaki korunaklı teorilerini hayata geçirmeye teşvik edebilecek mi?


Elsie hayalindeki işi için çok çalışmıştır ama istediği kariyerde değildi. Bir üniversitede sağlık sigortası dahi olmayan misafir olduğu okulda öğrencilerin saçma e-postalarıyla günleri geçer. En sonunda aradığı işi bulduğunda ise çok sevinir ama mülakatlara girmesi gerekmektedir. Mülakatlarda sıkıntı yaşamamasına rağmen hiç ummadığı kişiyi karşısından görünce işinin tehlikeye girdiğini düşünür.
Sahte sevgililik uygulamasında çalışan Elsie en son ki müşterisinin abisiyle, farklı bir işte karı karşıya gelince tehlike çanları çalar.
Elsie'nin iş mevzusuna aşırı üzüldüm, çalışıyor ama sağlık sigortası yok ve bir sürü sağlık sorunları var.
O yüzden işi kapmasını çok istedim.
Jack ile olan tanışmaları, sonradan olayları açıklayamaması ve Jack kesin beni bu işten atar diye sürekli dert yanması sıktı yani. Çünkü ne kadar kendince haklı olsa da Jack kendisini çok yanlış tanıyor ve dolandırıcı zannettiği için işe kabul etmemesi o kadar haklı olurdu ki. Burasının saçmalığı ise ben açıklayamam falan demesi. Ya senin işin tehlikede, tamam her şeyi anlatma ama ufacık bir açıklama yap. O yüzden  Jack ne dese haklı. Bir de eski mevzunun ortaya çıkması. Bunu ufacık bahsederdim ama spoiler olarak yazmak istediğim bir mevzu.
Kısacası Elsie'ye üzülsem de verdiği saçma kararlar yüzünden beni deli etti. -_-


Jack hakkında detaya inmeyeceğim, sadece kendince o kadar haklı ki diyecek bir şey bulamıyorum. Sadece ilk Elsie'yi gördükten sonran düşündükleri olması gerekli miydi? İş başka mevzulara giriyor çünkü. Bu konu içinde spoiler yazmak istiyorum. Tamam kendisi az da olsa yumuşatmaya çalışıyor ama başka türlü hayal ettiğimizde hoş değil.
Son kısımda Elsie'ye söylemedikleri için o kadar haklıydı ki. En baştan Elsie'ye bazı açıklamaları yapınca inanacak mıydı? Kızın resmen gözleri kör olmuş bazı sebeplerden dolayı nasıl inanacaktı ki kendisi de söylüyor zaten ama bu yazarların böyle karakter yazması. -_- Şu an ben kitap yazsam kesin böyle aklı havada, fevri bir karakter yazarım şaşmaz yani, aynı bu kızdığım karakterin gibi sdfghujkl
Neyse, öyle bir şey yazarsam kendi kendimi durdururum inşallah sdfghjkl
Jack'in Elsie'ye bebek gibi davranması, onu çözmesi ve okuması çok tatlıydı. Yazarın konu bakımından sıkıntıları var ama erkek karakterleri çok güzel seviyor arkadaşlar. Elsie'ye olan davranışı, onu başka kadınlardan ayırt etmesi falan cidden tatlıydı. :)

Diğer karakterlerimizden Elsie'nin ev arkadaşını bir türlü anlayamadım, yani ne iş yapıyor anlamadım. Tamam başka bir işi var ama ondan başka ne yapıyor anlamadım. Diğer, bildiğim işinden ise bazı olaylar var, o yüzden devam kitapları olabilir dedim ki eğer istemediğim şeyler yoksa onu okurum yani. :D Hatta ucu aşırı açık kaldı.
Bir de Jack'in erkek kardeşi, o ne ayaktı yaa? Derdi neydi anlamadım gitti. Siz anladınız mı? :D


Az çok karakter üstünden mevzulardan bahsettim. Kendini bulma kitabı diyebiliriz. Elsie sadece işiyle değil ev arkadaşıyla, ailesiyle sorunlar yaşıyor. Ev arkadaşıyla anlaşıyor ama kendini sürekli başkalarını memnun etmeye odakladığı için çok sorun çıkıyor. Mesela sevdiği film var ama arkadaşı bilmiyor, sinemaya gidiyorlar ama arkadaşının sevdiği filme. Buna değinmesi hoştu, hem romantik hem duygusal, hem de bilimle ilgili kitap. Nereye el atsanız var yani. :D
Başta da dediğim gibi yazarın ilk kitabını sevmedim, bu da öyle ahım şahım değildi ama kötü ya da Aşk Hipotezi kadar sevmemezlikte yapmadım. Güzeldi, erkek karakterin davranışları falan güzeldi. Beklentimi çok yüksek tutmadım, o yüzden karşıladı diyebilirim. :)


-spoiler başlangıcı-

Elsie'nın yıllar, yıllar önce yazılan köşe yazısı yüzünden başkalarına kin beslemesi mantıklı olabilir ama neden böyle olduğunu bir sorgula. Direkt adama kin besliyorsun ki bu kini sana empoze edende danışmanın ki onunda ne olduğunu ortaya çıktı. Burada Jack'de haksız, söyle baştan ama dediği gibi inanmazdı ki, resmen danışmanına körü körüne bağlanmış. Jack gerçekleri söylemesine rağmen halen daha inanmaması peki? Sinir etti beni, adam açık açık ben sana gelen iş tekliflerini kabul etmedim, yıllardır kendime köle yaptım seni diyor halen daha inanmıyor. Bir sorgula kızım, sorgula. Ve bu yüzden trip attığı kişide Jack. Adamın tek yaptığı annesinin intikamı almak, evet sonradan işleri yoluna koyabilirdi ama Elsie azıcık empati, azıcık.
Jack'in ilk başta kardeşinin sevgilisini görüp bir şey hissetmesi doğrusu hoş değildi. Kendi de yanlış yaptığının farkında ama mesela şöyle diyebilirdi, senin kişiliğini saklaman ilgimi çekti ama bu bambaşka şeyler söyledi ya. Ya gerçekten yengesi olsaydı? İkinci Behlül&Bihter vakası mı yaşanacaktı? asdfghjklş
İş konusunda Elsie'nin duygularıyla oynanmasına üzüldüm açıkçası, kızın hem hayalindeki iş hem de sigortasının olmaması üzdü. Çünkü çok çalıştı bu iş için ve meğer baştan her şey belliymiş. Sonradan işler değişti tabii, işi kapan kadının Elsie'ye iş teklif etmesi güzeldi ama danışmanı yüzünden kaybettiği işlerden teklif alıp, orada başlasaydı daha hoş olmaz mıydı?
Sonrasından Jack'in tercihleri! ve Elsie'ye başka türlü davranması. -_- Yani neden erkekler böyle ya? Adam gibi, mantıklı düşünen erkekler olmaz mı? Şey gibi oldu aralarındaki konuşma, ben o şeyi çok istiyorum, en sevdiğim şey o ama seni buna zorlayamam. Ya ne kadar iğrenç, Jack'i sevdim ama bu düşünce yapısını hiç sevmedim hiç! Gül gibi karakter yazmışsın, normal sevgilileri olan bir karakter yazamaz mıydın? -_-

-spoiler bitişi-


İçimi döktüm geldim. :D Cidden ama kitapla alakalı o kadar takıldığım yerler oldu ki, inanın bu yazdıklarım daha mantıklı bir şeylere bağlansaydı cidden kitabı çok severdim. Yine sevdim ama bazı olaylar olmasaydı yazardan en sevdiğim kitap olabilirdi.
Devam ederse alırım, hem arkadaşın hem de erkek kardeşin mevzusu ilgimi çekti(Tabii abuk subuk şeyler değilse).
Yazarın kalemini seviyorsanız bence bir deneyin. :)



Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^


"...Ben sık sık teorisyenlerle işbirliği yapıyorum. Çalışmalarına saygım var. Hatta bazılarına hayranlık duyuyorum."
"Mesela kime?"
"Sana."


*****

"Senden nefret ediyorum," dedim sakin bir sesle.
"Biliyorum."


*****

"Seni görmeyi seviyorum. Başka biri olmaya çalışmadığın halini yani."


*****

"Seni ısıtmama izin ver. Senin için tek bir şey yapmama izin ver,"


*****

"Çünkü zor bir akşam geçirdin. Hatta muhtemelen tüm ayın zor geçti. Çünkü dışarısı güvenli değil. Çünkü yanımda olmanı seviyorum."


*****

Fakat hayalimdeki işe kavuştuğumda kabusum olacağını düşündüğüm bu adam şimdi belki de en çok istediğim şeydi. 




Alıntıların çoğu Jack'ten anlaşıldığı üzere, adam güzel seviyor yaa <3




Başka yeni yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^