Yabancı Yazarlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yabancı Yazarlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mart 2025 Cuma

Yalnızlığın Kara Laneti//Brigid Kemmerer Kitap Yorumu^^

 Herkese selam^^
Hayırlı Ramazanlarınız olsun, şu an bunu yazarken Ramazan ayındayız, inşallah Ramazan bitmeden paylaşırım. :D Şu cümleyi yazdıktan sonra aradan birkaç gün geçti bile. :D Diyorum ya anca yazıyorum, paylaşıyorum falan.:/
Gelelim kitaba, seriyi yıllar önce almıştık, son kitabı da aldık ama ikinci kitap sürekli basım sıkıntısı yaşadığı için kaç senedir daha yeni alabildik. Eee almışken, bir de Çirkin ve Güzel uyarlaması olunca aklımı çeldi. O yüzden okumaya başladım.
Evet güzeldi, akıcıydı ama beklediğim gibi değildi. Tabii beklentimde yüksekti, ondan de beklediğimi bulamamış olabilirim. :)



Âşık ol, laneti boz.
On sekizinci yaşının sonbaharını tekrar tekrar yaşamaya lanetlenen Kordiyar veliahtı Prens Rhen, bir kızı kendine âşık edebilirse laneti kolayca bozabileceğini sanmıştı. Fakat önüne çıkan herkesi ayrım yapmaksızın parçalayıp öldüren bir canavara dönüştüğünde, işinin o kadar da kolay olmayacağını çabucak anlamış, sonunda kendi kalesini, ailesini ve umudundan geriye kalan son kırıntıyı da yok etmişti.
Harper için hayatta hiçbir şey kolay olmamıştı. Uzun süredir ortalarda görünmeyen babası, ölüm döşeğindeki annesi ve serebral palsisi nedeniyle devamlı kendisini küçümseyen abisi Harper’ı ayakta kalmak için sert ve dayanıklı olmaya mecbur etmişti. Ancak bir gün sokakta saldırıya uğrayan bir kadına yardım etmek isterken kendini bambaşka bir dünyada buldu.
Laneti Boz, Krallığı Kurtar.
Harper nerede olduğunu ve neye inanacağını bilmiyordu. Prens mi? Lanet mi? Canavar mı? Harper, Rhen’le vakit geçirdikçe asıl tehlikenin ne olduğunu anlamaya, Rhen de Harper’ın, baştan çıkarması gereken sıradan bir kız olmadığını fark etmeye başlayacaktı.
Fakat Harper’ı, Rhen’i ve ülkedeki herkesi Kordiyar’ın esiri olduğu lanetten kurtarmaktan daha fazlası gerekecekti.


Yıllar önce babasının bulaştığı kötü adamlar yüzünden kardeşinin yaptığı işi kollamak için beklediği sırada zorla götürülen kadına yardım etmek ister ama yapan adamla kendini bir anda çok farklı bir yerde bulunca ne olduğunu anlayamaz.
Birkaç kere kaçma girişiminde bulununca buradan çıkma ihtimali olmadığını anlar ve kaderine razı olur.
Kulede sadece prens ve komutan vardır. Canavarın ünü sebebiyle kulede kimse kalmamıştır ama bunların yanından garip şeyler olmaktadır.
Harper'ın ilk baştan hemen olaya adapte olması çok saçmaydı. Sonuçta geldiğin yer çoook farklı ve kafayı yemiş olabilirsin. Hiç bunları düşünmeden ilk kaçmak istedi, sonradan hemen alıştı, sorgulamadı.
Yani neden böyle saçma bir şey oldu anlamadım ama sonradan yaptığı fedakarlıklar, Rhen için yaptıkları çok güzeldi.
Sevdim kendisini yani. :)


Rhen, yıllar önce yaptığı hata sebebiyle ailesini kaybetmiş ve lanetlenmiştir. O günden sonra sürekli döngüler olur ve bir sürü kızı kule getirmişlerdir ama bir türlü kızları kendine aşık edemez. Son şansı ise Harper'dır.
Bildiğimiz masaldaki çirkin kendisi. Bu zamana kadar sadece laneti bozmak ister ama Harper'ın yaptıklarından sonra halkının tek kaldığını fark eder ve onun için bir şeyler yapmak ister.
Rhen sürekli başlarda nasıl kibirli olduğunu anlatıp, sonrada o kibrinden hiçbir şey kalmaması ve halkını düşünmesi o kadar güzeldi ki. Yani kitabın belki de kilit noktası, güzel tarafı buydu diyebiliriz.
Devamında neler olacak, çıkan sırlardan sonra ne gibi kararlar verecek merak konusu. O olay zaten başlı başına derin bir mevzu.

Diğer karakterlerden komutanın bir ara aşk üçgeninin içine girecek diye korktum, umarım diğer karakterlerden bir şeyler olur ki yani bundan sonra Harper kimi seçecek mevzularına giremeyiz artık.
Ve komutanın en sonra yaptıkları kafa karıştırıcı, neden böyle yaptı sorularının cevabı devamında olacak gibi.
Kitapta en sevmediğim şey ise Harper'ın kardeşi. Yani güzelim kitabın içine neden edersiniz ki. Tamam şöyle bir üstünden geçti tamamdır, bir anda kitabın devamına dahil oldular. Gerek var mıydı diye sorarlar adama? O yüzden puan kırdım, normalde farklı bir puan verecektim ama bunu hak etti. İnşallah devamından görmeyiz, lütfen yaniiiiiiii.


Fantastik olarak çok ahım şahım değildi tabii ki ama öyle sürekli yenilenen yemekler, müzik çalan salon ve sonradan dönüşen canavar mevzusu güzeldi.
Beni çok fazla yükseltmedi kendine ve tek kitapla her şey bitebilirdi, çokta devam etmeye gerek yoktu yani. Bir yüz sayfa daha ekle bitsin gitsin.
Şu an devamını okumak istersem sırf Harper ve Rhen arasından olanları merak ettiğimden okurum ama belli de olmaz, bakmışım hiç seriye devam etmiyorum. :D Bu aralar o kafadayım nedensiz. :D
Akıcı oluşu çok güzeldi ama bazı yerlerinden o kadar hatalar vardı ki tekrar tekrar okudum. Artık yazardan mı yoksa çeviriden mi bilemiyorum ama bir sıkıntı vardı.

Çok yormayan fantastik istiyorsanız tam sizlik, hem uyarlama seviyorsanız bu da güzel olur ama bu konu sebebiyle beklentiniz çok fazla olmasın. Ben çok fazla bir Çirkin ve Güzel mevzusu göremedim, öyle evrilseydi kitap daha mı güzel olurdu ne. Ve devamını okumasam da keşke devamındakilerde farklı masallar uyarlaması olabilirdi, ilgide çekebilirdi yani.
Kısacası okumak isterseniz yorumum böyle, karar size kalmış^^




Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^



"Demir Gül büyülü değildir."
"İyi. Nedir öyleyse?"
"Lanetli."


*****


"Sana aşık olmayacağım," dedi.
Söyledikleri şaşırtıcı değildi. İçimi çektim.
"İlk olmayacaksınız."



*****


Elbette son şansım beni hakir gören ver her fırsatta yeni bir sorun çıkaran bir kız olacaktı. Öne atılan her adım, geriye iki adım gitmeye yazgılıydı.



*****


Bu, tüm döngülerin en acımasızı gibiydi, bana yanımda duracak kadar cesur bir kız bahşedilmişti ama geri dönmek istediği bir evi ve ailesi vardı.





"Kendine bir şey almadın."
"İhtiyacım olan bir şey yok." Zaman hariç.






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^







22 Şubat 2025 Cumartesi

Efsane//Lauren Asher Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yılın kötü kitabını da okuduğumuza göre okuma savaşları başlasın!!!:D 
Evet çok merak ettiğim, okumak için heyecanlandığım kitaplardan biriydi kendisi. Evet Son Aşkım kitabıda düşük puan aldı ama o hayal kırıklığı oldu, kötü değildi ama bu kötüydü. :D
Yazarın diğer serisini okudum, Dreamland Milyarderleri. O seriyi severim, oradaki konular, işleyiş vs sebebiyle bu kitabı çok merak etmiştim, hatta daha yeni aldım sayılır ve hemen okudum.
Ama işte gelin görün ki beklentim yerlerde, yerlerdeeeee :D
Kitabın konusu Formüla 1 ve bu yüzden beklentim daha da artmıştı. Beklenmedik Koşullar kitabında da çok geçmişti ve yazar öyle bir anlatmıştı ki dedim tamam çok güzel yazmıştır.
Evet o kısımları güzel yazmış ama işte geri kalanlar kötü. Yani başka bir şey daha diyeceğim ama ortada bir emek var değil mi. O yüzden fazla ileri gidemeyeceğim. :/ :D


Maya
Noah Slade çiçeği burnunda bir Fomula 1 efsanesiydi.
Dikkatli. Ulaşılmaz. Pistte ve pist dışında acımasız.
Etrafına aşılmaz duvarlar örmüş bir adamdı.
Ve abimin yeni takım arkadaşıydı.
Hayatımda kötü adam kılığındaki bir prensten çok daha fazlasına ihtiyacım vardı.
Ben mutlu son arzusu duyarken o kendi sonunu getirmek istiyordu.

Noah
Maya Alatorre benim için yasak bir kadındı.
Uzak durmam gereken hırslı bir YouTuber’dı.
Kurdeleye sarılıp kapıma bırakılmış bir kaostu.
Birlikteyken, patlaması tek bir yanlış harekete bakan saatli bir bomba gibiydik.
Düzeneği bozarak tutku ve acı içinde onunla birlikte patlamak istiyordum.
Çünkü şehvette ve savaşta her şey mübahtı.


Maya okulundan mezun olduktan sonra yeni anlaşma yaptığı şirketle tura çıkacak abisiyle dünyayı gezip, vlog çekmek ister. Abiside kendisine şans getirdiği inandığı için yanından bir dakika bile ayırmaz. Bu sırada çektiği vlogların yanında şöhreti çokta iyi olmayan Noah ile sürekli karşılaşır.
Abisi bile ondan uzak durmasını isterken sürekli ona çekilirken bulur.
Maya zeki bir karakterimiz, abisine olan desteğine hayran kaldım ama arkadaşlar bu kadar masum olduktan sonra gidip sektörün en kazanova adamına da çekilmezsin yani. Sürekli görünce ay bana bir şeyler oluyor deyip orada bayılıyor neredeyse sdfghjkl
Son kısımda hak verdim kendine, yani söylese işler karışacak ama işte olayda olmak zorunda.


Noah F1 yarışmacılarının en iyilerinden biridir. Babasının baskılarına rağmen iyi olmaya çalışan Noah sektörde başarısı kadar kadınlarla arasında da adı çok fazla ve sıkça geçer. Skandalları yokturdur ama yine de adı hiçte iyi anılmaz.
Rakip olarak gördüğü kişinin kendi ekibine katılmasını öğrendikten sonra kendince onunla hesaplaşmak ister ama rakibinin kardeşini görünce işler karışır.
Tam bir kazanova bir adamdı.
Yani bu tarz karakterleri yazıp, sonra hemen aşık edip sanki öncesinde hiçbir kızın kalbini kırmamış(onlar kendileri istiyor denir hep) gibi yapılıp el üstünde tutulmasına aşırı kıl oluyorum.
Yani o kızlar eğlenilecek(abartılı şekilde) bu kız hemen evlenilecek kız diye ayrım yapılması çooook kötüydü. Yani bu detay hakkında ne yazsam olmayacak, bence siz anladınız.
O yüzden bu karakter hakkında benden olumlu bir yorum beklemeyin.

Diğer F1 yarışmacıları da aynı halttı mesela. Bir tanesi var(isim vermeyeyim) o da Noah kadar kötü kadınlar hakkında. Ama onun için yazılan kadın karakterimizde aynı şekilde sert ve o da biraz uçarı. Bak onlar bir yerde uyumlu olabilir ama bunlar.
Hazır sırası geldi ben seriye devam etmeyi düşünmüyorum, tek usturuplu biri vardı Maya’nın abisi işte onun kitabı çıkarsa okurum.
Bir tek o adam gibi adamdı. Yani illa ki kaçamakları olacaktır, sonuçta F1 yarışmacıları değil mi? Bir de yabancı yazar. Ama karakter olarak gerçekten beyefendi biriydi.
Onu sevdim. Kızın ailesinide sevdim ama oğlanın ailesi. Yeminle dayaklıktı. Tek üzüldüğüm yer burasıydı Noah’a karşı.
Bir de bir sahne vardı, o kısımda biraz heyecan geldi kitaba derken yine esas çiftimizin mevzularına(sevgililik) geri dönüş yaptık.


Yazarın diğer serisinde de smut vardı ama böyle yok bakışlarımız kesişti yanıyorum, ayy ne kadar kazanovada olsa onu görünce bana bir şeyler oluyor diye karakterler yoktu. Konular daha güzeldi. Yani konu F1 olduğu için mi bu kadar belden aşağı düşünceler ortaya çıktı.
Bakın diğer kitaplarda da smut vardı ama onlarda en azından altı dolacak konular vardı.
Yani karakterimizin acıları, geçmişleri falan baya etkileyiciydi ama bunda.
Abisine olan desteği dolayısıyla çok sevdim ama bel altı düşünceler, Noah'ın sürekli kadınlarla düşüp kalkması cidden iğrençti.
Hele kızla konuşma yapıyorlar, sonrasında yaptığı. Burada kızın gururu olsaydı hemen üstüne atlamazdı.

Ciddi bir hayal kırıklığı oldu. Yukarıda da dediğim gibi seriye devam etmeyi düşünmüyorum, belki abinin kitabını alırım ama diğerleri okumaya değer karakterler değiller açıkçası. Yani karakteri geçtim konuları okudum ilgimi çekseydi belki okurdum ama onların bile albenisi yoktu ne yazık ki.
Bu arada bu kitabı merak etmemin nedeni Beklenmeyen Koşullarda erkek karakterimiz ve kardeşleri sürekli F1 izliyordu, orada bir aşka gelmil F1 için dedim yazarın bu kitabı çoook güzel olur ama fıs çıktı ne yazık ki.
Smutsuz kitap kalmadı neredeyse, zaten bunu bilerek alıyoruz bizde ama sürekli karakterler birbirleri hakkında bel altı düşüncelere girmesinden tiksindim. Eskiden vardı bunlar, hiç sevmezdim. Uzun zaman sonra böyle bir kitap okumak hoşuma gitmedi, inşallah daha denk gelmez. :/



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^^


İnsan kötülerden kurtulmak için uğraştıkça onlardan birine dönüşüyordu.


*****


Midemde çalkantılı bir kıskançlık hissi dönüp duruyordu. Onu abisinden kıskanmak... bu da yeni bir tür eziklikti.


*****


Sevdiğin insana yardım edememek hayatımın en berbat hissiydi.







Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^







Buralarda da varım^^





22 Ağustos 2024 Perşembe

Aşık Erkekler Gizli Görevde//Lyssa Kay Adams Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yazarın bu serisinin birinci kitabını okuyup çok sevememiştim. Tamam konu farklı ve erkeklerin kitap okuması çok tatlı ama birincide olan kadın karaktere aşırı sinir olmuştum, hatta devam etmeyi bile düşünmüyordum ama üçüncü kitabın çıkmasıyla ben bu seriyi tamamlarım dedim. Nedeninin üçüncü kitabın kapağına bakarak anlayabilirsiniz. :D
Hazır çıkan kitapla seriyi tamamladım okuyayım dedim. İlk olarak söyleyebilirim ki bu kitabı birinciden daha çok sevdim. Kadın karakter yine sinir ediyor bizi ama birinci kadar değil. :D



Nashville’in en popüler restoranında pasta şefi olarak çalışan Liv Papandreas rüyalarının işine sahiptir. Ancak bu meşhur restoran sadece bir paravandır: Liv, görmemesi gereken bir olaya şahit olduktan sonra işinden kovulur. Genç kadın intikam almaya yemin eder. Ancak eski patronunu alt etmek için yardıma ihtiyacı vardır.
Bazen gerçek hayat kurgulardan daha iyidir.
Ne yazık ki bu yardım, Liv’in bir türlü anlaşamadığı Braden Mack’ten gelir. Karizmatik gece kulübü girişimcisi, Liv’in eski patronunu ifşa etme planına ortak olur. Fakat genç adamın bu yardım için takviye çağırması gerekir: Kitap kulübünün üyeleri gizli göreve hazırdır.
Okudukları romantik polisiyeden esinlenen kitap kulübü, patronunu devirmesi için Liv’e destek olur. Fakat Mack’ten gizledikleri başka bir görevleri daha vardır: Liv’in kalbine giden yolu bulması için ona yardım edeceklerdir.

Liv çalıştığı restoranda çok iyi işler çıkarır ama şefi ve patronu olan iş vereni ne yazık ki iyi bir insan değildir ve o gün de hiç şanslı gününde değildir. Tanıdık biri yüzünden işinden kovulunca görmemesi gereken şeyleri görür ve adama kin besleyip, intikam almak ister.
Bu sırada aklından dahi geçmeyen biri ona yardım edecektir.
Liv Aşık Erkekler kitap kulübü üyesi olan Gavin'in baldızıdır. Ablasının evliliğini kurtardığını gördükten sonran şehirden az uzak olan bir çiftlikte kendine ait ufak bir evi kiralar ve orada hem yaşar hem de çiftlikle ilgilenir.
Çiftlik mevzusu çok tatlıydı,Liv'in büyükanne sevgisini bir şekilde tatmasını çok anlamlı buldum. İlk kitapta kendisine acayip kıl olmuştum ama burada son kısım hariç genelinde haklı olduğundan sevdim de diyebiliriz.
Kızma sebebini yorumumum devamından yazacağım. :)


Mack kitap kulübünde kitapları en çok ciddiye alan kişidir. Bir gün gittiği restoranda tanıdık bir simayı görünce ona yardım etmek ister ama gelin görün ki işler sarpa sarar.
Bar gibi mekanları işleten Mack yakında restoran açmak ister ve Liv'in orada çalışmasını ister ama işler hiçte umduğu gibi gitmez.
Mack bu aşkta en çok çabalayan olmasına şaşırmıyorum, çünkü yazarın erkek karakterlerle bir alıp veremediği var asdfghjkl
Mack'in bir sırrı var ama yaşadıklarını okuduğunuzda bu sırrı söylememesi ya da tam olarak söylememesine o kadar hak verdim ki.
Yazar erkek karakterlerden çok hoşlanmasa da(bana göre) çok iyi aşık erkek yazıyor. O son kısımda kurtarma operasyonu çok iyiydi. <3

Aşık Erkekler kitap kulübüne hayran kalmayan var mı? Düşünsenize erkekler tolnmış, romantik kitaplar alıp okuyor ve hayatlarına yansıtıyorlar. Bence çok iyi. O kitaplar sayesinde hayatlarını ve aşk hayatlarını değiştiriyor. Böyle kitapları eşinize, sevgilinize önerin okusunlar. :D
Kitap çerezlik, öyle edebi değerden çok eğleneceğiniz kitaplardan biri, o yüzden çok beklenti içinde başlamayın.
Bunun dışında beklediğim intikam güzel alındı ama ben başka bir şekilde olur demiştim, biraz yavan kalmıştı ne yazık ki. Yine de yapılan yapıldı ve intikam alındı. :D


Sonuna kadar karakterleri, olayları sevdim, yani okurken eğlendim ama son kısımda o sır mevzusunda Liv bence abarttı. Yazar biraz kaos olsun demiş ama bu olmamış bence. Mack zaten söylemek istese senelerdir tanıştığı insanlara söylerdi ama Liv'le olanlardan sonra diyor ki neden yalan söyledin. Mack'in yaşadıkları çok zor ve bunu kendine bile anlatamıyor.
Nasıl daha oratada belli bir şey olmayan kişiye anlatsın ki?
Tamam sonradan aklı başına geliyor ama o kısımdaki tripleri hak etmedi.
Bu kısım haricinde kitabı genel olarak sevdim, devamını daha çok seveceğimi düşünüyorum.

Nefretten aşka kitaplarını okumayı seviyorsanız şans verebilirsiniz. Bir takipçim seriden bağımsız okuyabilir miyiz demişti. Evet okunabilir, tamam birinci kitaptan çok az bahsetsede spoiler olacak bir şey yok.
O yüzden hangisini alırsanız ondan başlayın. :)
Bu arada seri beş kitaptan oluşuyor, bizde şu an ilk üç çıktı. Yayınevi hızlı çıkarıyor, o yüzden kısa sürede seri tamamlanacak gibi.
Kitapta sevdiğim şeylerden biri abuk subuk şeylerin olmaması gibi, hatırladığım kadarıyla imada bile bulunulmamış. Çoğu kitapta olduğu için bulamayınca seviniyoruz.
Ve son uyarımızı yapalım, kitapta yetişkin içerik bulunmaktadır. Diğer kitaplara göre abartacak kadar değil ama var. Bunu bilerek okuyunuz. :)


Kitaba Puanım 5/4^^


Alıntılar^^

"...İyi adamlar başka yöne baktığı için kötü adamların paçayı sıyırdığı olduğuna inanıyorum."


*****

Kadın omuz silkti. Bu evet demekti. Aptal herif. Erkekler, kadın denen lütfu hak etmiyordu.


*****

"Hadi,"dedi Mack tezgahtan uzaklaşarak.
"Sana kitap koleksiyonumu göstereyim."

Alıntıya not: İşte bir erkekten beklediğimiz cümleler asdfgh


*****

"Ben sadece aklbi olan bir adamım," dedi Mack, tekrar ona dönerek.
"Adım ister Braden Mack olsun isterse Braden McRae. Ben sadece kalbi olan bir adamım ve sen kalbimi kırıyorsun."




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^


















3 Ekim 2023 Salı

Bridget Jones'un Günlüğü//Helen Fielding Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
En son yaptığım yorumdan sonra dedim bir kaç gün bloga zaman ayırayım ama bilin bakalım ne oldu. :/ Hasta olup iki gün yattım ve şu an bile halsiz bir şekilde yatıyorum. :/
Ama bir yerden sonra başlamalı diyerek oturdum yeniden yorum yazmaya.
Aslında bir sürü dizi yorumum var ama ondan önce kitap yorumlarımı halledeyim unutmadan, diziler fotoğrafta falan aklına geliyor ne yazacağın ama kitapları unutuyorum. :D
Gelelim kitabımıza. Bridget Jones'u tanımayan çok azdır. Yıllar önce filmlerini televizyonlarda görüp sevmiş, eğlenmiştik. Kış içerisinde Pegasus Yayınlarının büyük indirimden kapmıştık seriyi, gerçekten çok uyguna geldi üç kitap.
Ondan sonra aşırı merak eder oldum, hatta filmini izlemeden önce okuyayım dedim ama olmadı ilk filmi izledim.
Aslında filmi az buçuk biliyordum ama izleyeli seneler olmuş herhalde sonunda neler oluyor vs. hiç hatırlamıyorum. O yüzden filmi izleyip, kitabı okudum ve büyük hayal kırıklığı yaşadım aaa dostlar. Neden böyle oluyor yaa, büyük beklenti içinde olduğum kitaplarda neden sınıfta kalıyor??? :/



Modern insan ilişkilerine dair kafanızı allak bullak edecek bir eleştiri mi? Çekirdek ailenin ölümüne ironik, trajik bir bakış mı? Yoksa siniri bozuk, otuzlarında bir kadının karman çorman deli saçmaları mı?
Bridget Jones'un Günlüğü, Bridget'ın lanetli kişisel gelişim sürecine ışık tutan korkunç derecede bilinçli, kendi kendini ti'ye alan harikulade bir günlük. Bridget, bu gelişim uğruna bir yıl süreyle kendini her bir kalçasını 4 santim inceltmeye, haftada en az üç kere spor salonuna gitmeye ve sorumluluk sahibi bir yetişkinle ilişki kurmaya adıyor. Teknolojiyle barış ilan ediyor.
Malum yılın sonunda, toplamda 20 kilo kaybediyor ve 25 kilo alıyor! Ama ne yapıyor? İyi niyetinden asla hiçbir şey kaybetmiyor. O başına gelenleri günlüğüne yazdıkça siz de elinizde olmadan gülmekten katılacak ve dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca okur gibi kendinizi, "Bridget Jones benim!" diye haykırırken bulacaksınız!


Bridget 30 yaşına gelmiş bekar bir kadındır. İş hayatı eh işte olmasına rağmen çalışmaktadır ama ilk hedefi bir sevgili bulmaktır. O sıralar patronu ile internetten(msn gibi bir şey) konuşmaya başlar ve işler tam da istediği gibi gider tabii patronunun gerçek yüzünü görene kadar.
Bunun yanında ailesinin yeni kararlar alması ve ilginç bir şekilde uygulaması Bridget'ı sıkıntıya sokar. Bir de annesinin ve onun arkadaşlarının Mark Darcy'ye ayarlama mevzusu vardır ki onu hiç istememektedir.
Bu tarz kitaplarda karakterlerde mantık aramayın üzülürsünüz, hatta karakterleri bırakın kitaplarda mantık aramayın. Bridget'da öyle. Kitap günlük olduğu için o tarz yazılmış ve Bridget'ın sürekli kilo, içtiği sigara, alkolü ve kalorisini yazdı ama o kadar absürt bir mevzu ki bugün 57 kiloyla iki gün sonra 55'e iniyordu asdfghjkl
İnanılır gibi değil yaaa, gerçekte yok bu yaaa. :D İki gündür hastayım, yediklerimin kalorisini hesaplasak üçlü sayılarda kalır ama kilo vermemişim asdfghjk İşte mantığı burada aramıyoruz. :D
Sevgili konusunda Daniel'e nasıl güvendi yaaa, filmde daha iyi bir karakter gibi duruyordu. Kitapta ne istiyor, ne istemiyor belli değil ve Bridget'ın bi telefon etse de buluşsak modundaydı. :P
Karakteri sevip sevme mevzusuna girmeyeceğim burada, sadece çatlak ama sonunda doğru yolu bulan bir karakterdi, Alkışşşş


Diğer karakterlerden Mark ve Daniel hakkında yazacak çok şeyim yok. Mark zaten Bay Darcy'i anlatıyor, yazar orada bir kalbimizi çalıyor tabii. Daniel bildiğimiz erko işte, sevilmez bir tip. İkinci kitapta&filmde neler olacak merak konusu.
Ama Bay Darcy mevzusunu çok sevdim, hatta yazar sonunu resmen Gurur ve Önyargı'ya benzetmiş, en sevdiğim^^
Güzel miydi oralar, evet ama mevzusunun gelişmesi yine mantıksız asdfghjkl
Yani okuyanlar bana hak versin lütfen. :D
Anne ve babası hakkında ne yazsam olmayacak, biraz üşengeç olduğumdan atlıyorum buraları. Bir de spoi veremem şimdi. Sadece Allah düşmanımın başına bile böyle anne vermesin diyorum asdfghjkl
Arkadaşlarına hiç gelmiyorum, çünkü kim kimdi, hangisi daha yakın, hangisi daha uzak bilemediğim için bir zaman sonra isimlere çok dikkat etmedim. Hatta anlatım biçimi öyle değişikti ki 'burada ne diyor şimdi bu' deyip durdum. -_-

Kitaba hevesle başlayıp, hayal kırıklığı olduğunu başta yazmıştım. Evet, ben daha böyle film gibi eğlenceli, akıcı bir kitap bekliyordum ama arkadaşlar kitap akmıyordu resmen. Hani bu tarz kitaplar bir oturuşta akar gider yaa bu yok yani. Yazarın kalemi gerçekten ağır. Beklediğimi bulamadım.
Bir de yarıdan fazlasından sürekli Daniel'i okumak gına getirdi, ne zaman ki mevzuya Mark girdi ortam güzelleşti. Ama buna rağmen sevemedim, olmadı. Günlük olduğu için tabii ki böyle olmalı, neyse ki diyalog falanda vardı ama sürekli içmesi, içmesi ve yine içmesi baydırdı beni.
Olumsuzluklar bu tarz kitaplarda hep vardı ama bunda çok daha fazlaydı.
Filmle aynı olan yemek mevzusu çok güzeldi. İşten ayrılmada ben filmi tutuyorum, çünkü orada Daniel'ın ağzının payını veriyor. Burada bir an geri dönecek diye korktum. :D


Beklentimi karşılamadı, film cidden güzeldi ve onu çok sevdim ama kitap tırttı diyebilirim. İkinci kitaba sadece Mark için beklentiye girebilirim. Şu an bunu yazarken devam kitapların konularına baktım da çokta beklentiye girmeyeyim. Hele o bebek mevzusunda hiç mi hiç. Yani şu an öyle bir hayal kırıklığı yaşıyorum ki belki de kitaplara devam bile etmem. Offfff



Kitaba Puanım 5/3^^



Alıntılar^^


Neden? Neden? Herkes romantizmin zaten bir işe yaramadığını bilirken neden tüm dünya romantizm yaşamayan insanları aptal gibi hissettirmeye çalışıyor?





Aslında anlamlı yerler vardı ama çok uzun olduğu için eklemedim. :)
İşte bu kitaplarında sorunu bu, çok sevemiyorsun ama çok anlamlı yerleri oluyor. :D



Buralarda da varım^^




28 Eylül 2023 Perşembe

Patron//Vi Keeland Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yeni bir kitap yorumuyla geldim, bu sefer ki yılın en hızlı okuduğum kitabı olabilir. Bir akşam pdf indirdiğim sitede bu kitaba denk gelince konusuna bakayım dedim, çünkü yazarın yeni çıkan kitabının kapağı çok farklıydı. Ve son zamanlarda çıkan kitaplara bakınca belki bu da şaşırtır dedim ve cidden beklediğimden çok iyi çıktı.
Kitap 300 sayfa, okumaya başladığımdan aktı gitti, bir bölüm, bir bölüm daha derken baktım kitap bitiyor. :D
Kapağa aldanmayın arkadaşlar, karakterlerin geçmişte yaşadıkları ve şimdi ki hayatları etkilemesi çok güzeldi. Bunun hakkında belki spoiler olarak yazabilirim. :)



Chase Parker’la ilk tanıştığımda verdiğim ilk izlenim pek hoş sayılmazdı. Beraber yemeğe çıktığım adamdan beni kurtarması için restoranın tuvalet sırasında telefonla arkadaşımı arıyordum. Telefonda dediklerimi duyduğunda benim adi biri olduğumu söyleyip istememiş olmama rağmen tavsiyede bulunmuştu. Ona çenesini kapamasını söyledikten sonra beraber çıktığım adamın yanına geri dönmüştüm, o da beraber olduğu kadının yanına. Yanımızdan geçerken bana o muhteşem gülümsemelerinden biriyle baktı. Gece boyunca onun oturduğu tarafa kaçamak bakışlar atmaktan kendimi alamadım. Birkaç kez göz göze geldikten sonra beraber olduğu kadınla birlikte masamıza geldi ve eskiden beri tanışıyormuşuz gibi bir hikâye uydurup beni içinde bulunduğum durumdan kurtardı. O yemekten sonra Chase’i çok düşündüm. Bir ay sonra yeni işime başladığımda kendisinin patronum olacağını bilmiyordum tabii…

 
Reese çıktığı randevudan kurtulmak için arkadaşını ararken Chase ile karşılaşır. Başta tavrından dolayı sinir olsa da Chae sayesinde randevusundan kurtulunca bir oh çeker. Adam o kadar yakışıklıdır ki bir türlü unutamaz, hatta sosyal medyada aratıp fotoğraflarını falan bulur.
Kendine itiraf etmese de Chase'in nerelere gittiğini merak eder ve şans bu ya bir kaç kez görüştüğü adamla aynı spor salonuna gittiğini öğrenir. Onunla beraber salona gittiğinde yine şans bu ya Chase ile karşılaşır.
Orada da ayak üstü yalanlar söylemesine(Burayı detaylı yazacağım) hayran kalan Reese sonunda onunla irtibata geçecek bir şey bulur.
Yeni çıktığı işi yüzünden yeni iş arayan Reese kendini bir anda Chase'in patronu olduğu şirkette işe başlar.
Reese'i çok sevdim ya, Chase olan davranışları çok tatlıydı. Geçmişte yaşadıkları yüzünden tedirgin olması ve Chase'in ona yardım etmesi aşırı aşırı tatlıydı. Okumak isterseniz bunu spoiler olarak yazacağım. :D


Chase daha gördüğü ilk dakikada Reese'e vurulmuştur ama onu kurtardığı geceden sonra daha da karşılaşmazlar.
Bir gün spor salonundan çıkarken onunla karşılaşması şans mıdır, kader midir? Bir de tekrardan yalan söylemesi gerekmektedir ama çok eğlenir.
Chase'i çok sevdim yaaa, o kadar tatlıydı ki. Bir de ayak üstü öyle yalanlar söylüyor ki bayıldımmm
Eskiden yaşadığı olayın getirilerine ayrıca üzüldüm, hele bir yerde kalbim kırıldı resmen. :/


300 sayfalık bir kitaptı ama dolu doluydu resmen. Yan karakterlerden de sevdiğim oldu tabii ki, Chase'in hem çalışanı hem de arkadaşı mesela.
Sonrasında insanların yaralarına, korkularına değinmesine ayrıca bayıldım. Instagram'da paylaşmıştım, kitap çok güzel ama kapağı içerikle alakalı bile değildi. Tamam okurların ilgisini çekmek istemişler ama zaten içerikle sen ilgi çekiyorsun ki. Konusunu okumasam hiç bakmayacağım bir kitap kendisi.
Eğer yayınevi tekrardan basmak isterse lütfen, lütfeeen başka kapak çıkarsın.

Yazarın kalemini sevdim, zaten bundan önce İkizim yazarın yeni çıkan Davetiye kitabına merak salmıştı, o salınca ben de merak ettim tabii ama yazarın kalemiyle ilk defa okuyacağımız için almakta tereddüt ettim. Sonrasında pdf olarak bunu okuyunca hemen Davetiye'yi indirimde bulup aldım. :D
Geçen gün geldi ve şu an İkize Patron kitabını okutuyorum. Kesinlikle biriyle dedikodusunu yapmak istiyorum. :D
Kitapta tabii ki smut var, yok diyemem ama kapağa baktığımız zaman sanki daha ilk dakikadan smut algısı yapılmış. Öyle bir şey yok, aşık olmaları, birbirlerini anlamaları ve ilgi duymaları falan hep yavaş yavaş oldu. Hatta Reese sürekli olmaz dedi, Patron'u sonuçta. O yüzden smut kısımları atladığınız zaman on numara bir kitap okuyacağınızı söyleyebilirim.



-Spoi Başlandıcı-

İlk tanışmalarını, Chase'in sahte olarak okulda tanışmalarını, orada yaşadıklarını sanki gerçekmiş gibi anlatmasına bayıldım. Hele o spor salonunda kuzen mevzusu olaydı. Reese yanlışlıkla bilgisayarın arka planını Chase'in facebook'tan indirdiği fotoğrafını yapıyor ve buna bir kaç kere çıktığı adam görünce kuzenim demesi aşırı komikti. :D
Sonrasında iş mevzusu ve Chase'in iş ayarlaması ama kendi departmanında olmasını istememesi çok güzel değil miydi? Orada kızın gururla istemiyorum lan ben demesini hayranlıkla okudum. Bir kadının gururunu ön plana almasına, sonrada erkeğin durumu düzeltme çabaları>>>>>>>>
Chase'in eski sevgilisinin başına gelenler ve onun yüzünden olduğunu öğrenmesi ve sonradan yaşadıkları. Yazar cidden çok iyi yerden vurmuş haa. Üzdün bizi Chasee :/
En son kısımda Chase'in Reese'i merdivenlerde beklemesi offf arkadaşlar offff
 Orada gerçekten kalbim kırıldı ve üzüldüm.
Sonrasında Chase'in kıskanması falan güzeldi yaaa.
Chase'in Reese'in evine girip her yere dört kere bakması iseeee, bakın bununla güzel reels yapılır yaaa asdfghjkl
Attım kafaya yeni reels planı iyi miii :D


-Spoi Sonu-



Kitap hakkında çok yazmak isterdim ama bana yazmak değil, konuşarak içimi dökmek yarar şu an, İkizzzzz acil oku şu kitabı!!!!
Kitabı hem Reese'den, hem de Chase'den okuyoruz ama Chase'in eski mevzusunu daha çok okuyoruz.
Akıcı, eğlenceli, kalp kırıcı bir kitaptı ama cidden sevdim. Pdf okudum, kapağı uygun olsaydı kesinlikle alırdım ama buraya bile yabancı kapağın fotoğrafını atacağım, o yüzden pdf olarak devam edeceğiz ne yapalım.
Bu arada yazarın diğer kitapları hoşuma giderse favori yazarım olabilir. :)
Şimdi aklımda En Güzel Hatam ve Davetiye var. Bakalım onları da sevecek miyimm :)



Kitaba Puanım 5/4^^





Alıntılar^^


Gözlerini üzerimde hissedip birkaç bakış attım.
Gözleri benimkileri hep bekliyordu.


*****

Reese ne zaman kahkaha atsa güzel gülümsemesini görmekten dolayı mutlu hissettim.
Sonra o gülümsemeyi yüzüne konduran kişi olmadığımı hatırladığımda anlık neşemi yerle bir eden ezici bir his geldi.

*****

Aniden onun ne olduğu gerçeği dank etti.
Kalbimdi.
O zaten kahrolası kalbimin içindeydi.
Fiziksel olarak onu bırakıp gidebilirdim ama zaten içimdeydi. Mesafeler bunu değiştirmezdi. Hayatımda olmasa bile kalbimde olacaktı.


*****

Chase yüzümü ellerinin arasına alırken başparmaklarıyla gözyaşlarımı sildi.
"Senin hatan değil."
Gözlerine baktım. "Senin de hatan değil."


*****

"Benim için korumanı istediğim tek bir şey var."
"Söyle ve olsun."
"Kalbim sana ait. Onu güvende tutacağına söz ver."
"Sen de benimkini asla geri vermeyeceğine söz verirsen."


*****

Elini sıkıp cesaret verdim, titremesi durdu. Birbirimiz için işte bunu yapıyorduk. Ben onun çalkantılarının dengesiydim. O da benim korkularımın cesaretiydi.





Bir yorum daha biter, başka yorumlarımda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^

23 Ağustos 2023 Çarşamba

Eski Sevgili Mevzuları//Rachel Lynn Solomon Kitap Yorumu^^

 Herkese merhaba^^
Nasılsınız? Ağustos'un yarısını da geldik, yaz bitiyor diye üzülüyorum açıkçası. Tamam sıcak, sıcaktan bayılacaz ama yazı seviyorum. O hafif esintiyi, akşamları dışarda oturmayı, çırçır böceklerinin ötüşünü. Siz hangi mevsimleri seviyorsunuz?
Kitabımızda tam yaz kitabı, romantik ve sahte ilişki. Bu mevsimde kolay okunan kitaplar favorim. 
Kitabı sevdiğim, takip ettiğim bir bookstagram'da görüp aldım.
Kitap bana netflix'in noel filmi Magnolia'da Yılbaşı filmini anımsattı. İzleyenler kitabın konusunu okusun anlarlar. ;)


BU YAYINDA AŞK VAR
Shay Goldstein, mezun olur olmaz girdiği yerel radyoda yaklaşık on yıldır yapımcıydı. Kendini başka bir yerde hayal edemese de ukala ve kibirli yeni çalışma arkadaşı Dominic Yun işleri onun için epey zorlaştırıyordu.
İstasyonları maddi sorunlar yaşamaya başlayınca Shay yeni bir program fikriyle çıkageldi. İki eski sevgili canlı yayında ilişkiler hakkında tavsiye verecek ve dinleyicilerin hikayelerini paylaşacaktı. Ancak Shay'in fikrin onaylanmasından daha çok şaşırdığı bir şey varsa, o da programın sunucusu seçilmekti - hem de Dominic'le beraber.
Her ne kadar ikisi de yalan söylemekten hoşlanmasa da kariyerlerinde bir sıçrama için bu teklifi kabul etmekten başka şansları yoktu. Ancak Eski Sevgili Mevzuları gitgide popüler olur ve ikilinin arasında aşk kıvılcımlanırken, bu aldatmacanın bir bedeli olacaktı.

Shay üniversiteden sonra ulusal bir radyoda işe başlar ama arka planda. Aslında hayali program yapmak. Bir gün patronu küçülmeye gitmelerinin gerektiğini söylediğinde hiç yapılmamış ve herkesin dikkatini çekecek bir fikir ortaya atar. Başta kimsenin ilgisini çekmediğini düşünsede patronu onu ve radyoda yeni başlayan Dominic'i yanına çağırır. Hayatının fırsatını yakalayan Shay bir süreliğine de olsa Dominic'e katlanmak sorunda kalacaktır ama tanıdıkça aslında Dominic'in öyle bir insan olmadığını anlar.
Shay klasik hayalleri olan ama bir türlü onlara kavuşamayan karakterimiz, bir de durduk yere yeni gelen adamdan nefret eden. :D Yani oğlan yüksek lisans yaptı diye neden bu kadar kötü oluyor anlamış değilim ama zamanla onu tanıyıp sevmesi hoşuma gitti.
İşinde yapılan haksızlıklara aşırı sinir oldum, o konuya devamında değineceğim. :)


Dominic radyoda yeni başlayan gazetecidir, büyük haberler bulduğu için herkes tarafından sevilir ama onunda sıkıntıları vardır.
Shay kadar çok detaya girmeyeceğim. Kendisi aşırı minnoştu, yani böyle Shay'e karşı olan nazik davranışlarına bayıldım. :D Eskiden hoşlanıyormuş mevzusu yok burada, ondan daha çok sevdim.
Bu arada kitabın sonunda aile mevzusu geçiyor ve ben Dominic'im Kore'li olduğunu çok sonradan öğrendim. :D Yani başlarda yazdı da ben mi gözden kaçırdım bilmiyorum ama sonundan öğrenmem aşırı saçma değil mi? :D


Diğer karakterlerde patrona kıl oldum, resmen cinsiyetçiydi. Shay'e eh işte davranırken Dominic'e canım cicim demesi Shay kadar beni de sinir etti. En çokta yıllarını vermesine rağmen Shay'e yaptıkları. -_-
Shay'in anne detayı güzeldi ama arkadaş olayı biraz garipti. Yani aralarındaki sorunu anlamadım bile, herkes kendi yolunu çizmiş kardeş, bu ne dert?
Arkadaşına hak verdim ama Shay'de kendince haklı. Kimseden yardım istememiş ki. :/


Kitabı sevdim ama wowluk bir şey beklemeyin. Bir kere Shay'in 29, Dominic'in 25 yaşında oluşu beni şok etti. Yani yine 27-28 falan olsaydı neyse de sürekli küçük yaşta oluşunun belirtilmesi hoş değildi. Tam karakterleri uyumlu buluruz hooop küçük bu çocuk yaa mevzusu dönüyor. -_-
Gel de sinirlenme.
Bir de ben bu tarz kitaplarda aşkın, sahte bile olsa ön planda olmasını isterim ama aşk ikinci planda kalmış gibiydi. Çift olarak çok iyilerdi ama geri planda kalmaları kitabı sevmeme engel oldu. Radyo mevzularına daha çok takılmış yazar sanki.
Başka bir hoşuma gitmeyen mevzuda diğer karakterlerin hangi yolun yolcusu olduğunu anlamamam. Zaten yabancı isimleri ayırt edemiyorum, bir de saçma sapan sevgili, eş mevzusu girince kıl oluyorum. Burada da illa ki değinilecekti ama çok şükür uzaktan değinmiş yazar. -_-
Hiç mi karşı çıkan bir yazara denk gelmeyeceğiz kardeşim, usandık -_-


Uzun lafın kısası eğlenceli ve okunulabilir bir kitaptı ama İkiz dese ki okuyayım mı, daha güzelleri var onları oku derim.
Hatta okursa direkt satmayı düşünüyorum.
Bu pahalılıkta çokta paranızı çar çur etmeyin, pdf bulursanız okuyun. Çok uyguna bulursanız da alabilirsiniz ama yine diyorum daha güzellerini okudum. Eğer onlar neler derseniz bana yazın, size söyleyeyim. :D



Kitaba puanım 5/3,5^^





Alıntılar^^


“… Çok güzelsin Shay. Çalışırken, pijamalarınla ya da bir dağın tepesindeyken.”



Diğer yazılarımda görüşmek üzere^^