21 Ekim 2024 Pazartesi

Destiend With You//Kore Dizi Yorumu^^

Selamlar^^
Geçen sene bu zamanlarda dizi yeni yayınlanmaya başlamış, ben de merak ettiğimden başladım. Günceldi ama ben izleyene kadar bitti dizi. Severek ve hayran kalarak izledim diziyi ama finale gelirken bir türlü bitiremedim yaa. Öyle derken yeni yıla girdik, başka diziler izledim bir türlü bu diziyi bitiremedim. Sonra Love Next Door'un yavaştan tamamlanmasını beklerken dedim unuttum herhal, baştan başlayıp izleyeyim öyle final yapayım. Sonunda finali yaptım ama tekrar izlemek çok iyi olmadı ya. O ilk izlediğimde verdiği heyecanı şimdi veremedi. O yüzden ilk izlediğimde hissettiklerimin yorumunu yazacağım.
İlk olarak çok sevdim, geçen yılın en iyi dizisiydi eğer bitirmiş olsaydım yılın enlerinden bol bol görecektik ama olmadı işte.
Rowon resmen zirvedeydi bu dizide, hem komedi, hem romantik, hem fantastik hem de gizemliydi. Aşırı güzeldi kısacası. :)



Konusu;

Dizi, 300 yıl önce dikkatlice mühürlenmiş olan yasak bir kitabı elde eden bir kadın ile bu yasaklı kitabın kurbanı olan bir adamın aşk hikayesini anlatmaktadır.

Güney Kore Sineması'ndan alıntıdır^^

 

Jo Bo Ah//Lee Hong Jo^^
Ailesi olmayan Hong Jo hem okul zamanında hem de iş yerinde zor zamanlar geçirir. Bir gün iş nedeniyle gittiği köhne bir yerde gizli bir sandık ve içindekileri bulunca büyüleri denemek ister. İş yerinde hoşlandığı adama hoşlanma büyüsü yapmak için su içirir ama o suyu yanlışlıkla Shin Yu içer. O günden sonra büyünün tuttuğuna inanan Shin Yu Hong Jo'ya aşık olduğuna inanır ve büyüyü bozmasını ister. Hong Jo artık usanmıştır ve sürekli yukardan bakan Shin Yu'dan bıkar.
Bu büyü mevzuları aşırı komikti, hele Hong Jo'nun buna yapışması, bunun sürekli iteklemesi falan aşırı aşırı komikti. Yani çift ve oyunculuk olarak çok yakışmıştı. Daha önce izlediğim dizileri arasından en iyisi bu bence. :)
Şu an kendisi ünlü olmayan erkek arkadaşıyla evlenme hazırlıkları yapıyor, tebrikler ve mutluluklar :)

 


Rowoon//Jang Shin Yu^^
Ünlü bir şirketin avukatlığını yapan Shin Yu oradan ayrılıp belediyenin avukatlığını yapmaya başlar. Orada çalışan Hong Jo ile karşılaşır ve onun yaptığı büyülü su yüzünden hoşlandığını düşünür. Bu yüzden de Hong Jo'nun burnundan getirir.
Daha fazla detay verirsem spoiler olur diye kısa tutuyorum.
Rowon harikaydı, harikaaaa. Tamam Jo Bo Ah'da çok iyiydi ama Rowon resmen diziyi almış götürmüştü.
Hangi bir halini öveyim bilemiyorum. Şapşik hallerini mi? Aşık hallerini mi? Sevdalısını koruyan hallerini mi?
Hepsi birbirinden iyiydi. Rowon'un bence bu zamana kadar ki en iyi dizisi. :D



Ha Joon//Kwon Jae Kyung^^
Belediye başkanının yardımcısı olan Jae Kyung belediyede Hong Jo'ya yardım eder. Bir gün ondan duyduğu itiraftan sonra duyguları değişen Jae Kyung ne yapacağını bilemez.
İkinci erkek denemesi olmuş, eh işte olmuş ama şöyle ki zorlama olmuş biraz. Yani ben şeyi sevmiyorum, kız başta başkasına sevip sonra esas oğlanı sevmesini. Bu yüzden oğlanın bir anda hoşlanmaya başlaması falan saçma ya. Yani baştan sevmiyor sonradan ne diye aşık edip acı çektiriyorsunuz ki??? :D
Kendisini ilk defa bu dizi de izledim, adam aşırı yakışıklı. Başka dizilerde başrol olması dileğiyle. :)



Lee Tae Ri//Kim Wook^^
Shin Yu'nun en yakın ve iş arkadaşıdır. Özel avukat olan Kim Wook Shin Yu'nın annesine çok yardım edecektir.
Rowon ile Extraordinary You'da beraber oynamışlardı, burada kankalardı. Daha çok görmek isterdim, Kore'nin ikinci Jhope'u. :D Sarı saçlı haliyle daha çok benziyor bu arada. :D
Ama artık başrol dizilerinde oyna abicimm



Yura//Yoon Na Yeon^^
Shin Yu ile bir münasebeti olan Na Yeon kötülükler kraliçesi.
Detaya gerek yok, kötünün kötüsü. Kötü karakterinden bir sınırı vardı ama bu ablamız o sınırı baya baya aştı. Hangi birini söylesem bilemiyorum ki söylemeyeceğim tabii ki ama izlerken yok canım o kadarda değil dedim yani.
Dizide Jo Bo Ah'dan daha güzeldi, yani kötü olmasaydı dizinin başrolü mü denirdi yani. O yüzden artık başrol ve iyi rol al ablam fghjkl
Kendisini Forecasting Love And Weathe dizisinde izledim, biraz önce dizi geçmişine bakınca gördüm. Orada da kötüydü ama bu daha fenaydı.



Lee Pil Mo//Jang Se Heon^^
&
Jung Hye Young//Song Yoon Joo^^

Shin Yu'nun anne ve babası. Klasik oğulları mutlu olsun, güzel bir evlilik yapsın falan derdinde ama işte ben başka birini seviyorum deyince ortalık karışır. Evliliklerinin sıkıntıları vardır ve Se Heon eşinden ilgi görmek ister.
Lee Pil Mo'yu School 2015 dizisinden tanıyorum, Rowon için bir tık genç kalmış gibi ama komikti. :D Hele o son çok komikti yaa, şaşırdık kaldık iyi mi asdfghjk
Kadını hiçbir dizide izlemedim ama siması yabancı gelmiyor. 



Lee Bong Ryun//Ma Eun Young^^
&
Hyun Bong Sik//Hyun Bong Sik^^

Belediyede çalışanlarıdır, Bong Sik Hong Jo'nun burnundan getirir.
İkiside çok komikti, şaşırdık mı? Evet sdfghj



Resimler^^



Burası romantikti ama sonrası asdfghjk






Nasılda yakışmış takım elbise yaa <3



Çok fena şeyler oldu tabii, mesela baştan aşırı sinir olurken sonradan işler yoluna girince bir alkışladık yaniii -_-


Acil yeni dizi çekmeli dediğimde ne demek istediğimi anlamışsınızdır ;)





Arada saçlarını böyle yaptı. Hayırrrr, üstte ki saç stili daha iyiydi.




Hong Jo bazı yerlerde beni aşırı sinir etmişti, tamam Shin Yu'da sinir etti ama yukarıda da dediğim gibi ikinci erkek mevzuları çok sıkıyor yaa.




Böyle romantiklik anlamında doyduk bence, sarılmalar, kıskanmalar, sürekli aşk sahneleri falan bence çok tatlılardı. Ben uyumu da, kimyayı da çok beğendim. :)



Yura iyi rolde oynasaydı da soldakileri de baş göz etseydik :D


Gifler^^


Komiklik deyince de sen yaaa :D





Hoşlanıyor ama üstten üstte de bakıyor. Bazen şu tavırları beni sinir etmişti sdfghjk



Şu soldaki oyuncuyu takip ediyordum, genelde de kötü rollerde oynuyor. Burada da öyleydi. Instaya kendince yanlış bir paylaşım yapınca takipten çıktım. Çok talihsiz bir paylaşımdı ve bir fan adamın ingilizcesi çok iyi, böyle bir hata yapması aşırı saçma demişti. Ne yazık ki ne derler bilirsiniz, sinekte küçüktür ama mide bulandırır.







Bazı sahneler o kadar güzel ya da komikti ki tekrar tekrar izlediğim doğrudur.
Yani ikinci kez izlemeye başladığımda genelde bu sahnelerin gelmesini bekledim. :)





Şu sahne aşırı dram olsa da şu saçlar nedir arkadaş, nedir???? <3







Ve son^^

Diziyi gerçekten çok sevdim, hem eğlenceli, yer yer dram, romantik, kimya desen var. Yani özün sözü ben sevdim, sizde izleyin. :D
Rowon yıllar geçtikçe çok iyi rollerde oynuyor, şarkıcılığını pek bilmiyorum açıkçası ama oyunculuğu ve yakışıklılığı kendisi üst seviyeye çıkaracak gibi. Çıkarsında yani, gerçekten hak ediyor.
Jo Bo Ah'da öyle ama, çok iyi dizilerde oynadı ve oynamaya devam edecek gibi tabii evlilikten sonra.
Kısacası sevdim ve geçen yılın en iyi dizilerinden biriydi. Eğlenceli, romantik, azıcık dram ve fantastik konulu dizileri seviyorsanız öneririm.
Baştan söyleyeyim bağımlılık yapıyor, dikkat. :D






Başka yazılarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^




19 Ekim 2024 Cumartesi

Adam Connor'dan Nefret Etmek//Ella Maise Kitap Yorumu^^

     Selamlar^^
Geçen senelerde yazarın ilk kitabını(Jason Thorn’u Sevmek) okumuş eh işte demiştim, sonra ikinci kitap birinciden daha iyi diye yorum okuyunca hemen aldım. Ahh almak olaydım, oku gitsin e kitap sdfghjk
Gitti olum param :D
Biraz önce bir şeye bakmak için 1000 Kitap sitesini açtım, bir okur içimden geçenleri öyle güzel yazmış ki. İnanın altına imza atmalık bir yorumdu, hatta altına imzamı atıyorum. :D
İlk olarak kitap aşırı yetişkin içerikli, yani atla atla bitmiyor. Ondan geriye kalanlarda da zaten hep bu mevzuyu konuşuyorlar utanma falan yok(Jason'un yanından falan).
Konu olarak garip bir şeydi. Yani ortada bir nefret var neye göre, kime göre?
Bu kısımları spoiler yazsam güzel olacak. :D


Lucy Meyer erkek arkadaşı tarafından terk edilip de evinden çıkmak zorunda kaldığında, yardımına koşacak tek bir kişi vardı: En iyi arkadaşı Olive. Geçici bir süreliğine Olive ve Jason’ın yanına taşınmıştı ve komşularının yeni boşanmış, ateşli oyuncu Adam Connor olması hiç de Lucy’nin suçu değildi.
Merakına yenik düşüp bitişik duvarın üzerinden onu gözetlediyse ne olmuştu yani? Tamam, çıplak olmasını umut etmiş olabilirdi ama beş yaşındaki oğlunun havuza düştüğünü görüp onu kurtarması bunu telafi etmeliydi. Değil mi?
Ama hayır, Lucy teşekkür niyetine aklını başından alacak bir öpücük beklerken, Adam onu arka bahçesinde yakaladığı gibi hapse attırmıştı. O günden sonra, Lucy’nin onunla ilgili tek hayali, kafasında Adam’ı nasıl öldüreceğinin planlarını yapmaktı.
Zamanla, aşka kapadığı kalbi Adam ve oğlu tarafından tekrar çalınacaktı. Peki, Lucy bu çağrıya cevap verme riskine girebilecek miydi?


Lucy sevgilisinden ayrıldıktan sonra evsiz kalır ve yeni evlenen, en yakın arkadaşı Olive ve Jason'ın yanına taşınır. İşsizde olan Lucy zamanının çoğunu arkadaşının kitapları için temsilci ara ve yan komşuları ünlü aktör, bekar baba Adam Connor'ı üstsüz dikizler.
Yine bir gün böyle dikizlediği sırada Adam'ın oğlunun havuza girdiğini ve boğulduğunu görür. Çocuğu kurtarır ama babası gelip görünce onu direkt sapık zanneder ve polise şikayet eder.
Birkaç saat nezarette kalınca Adam'dan nefret etmeye başlayan Lucy ondan istediği tek şey teşekkürdür.
Ama kurtardığı çocuk Lucy^yi görmek isteyince Adam ile sürekli bir iletişim halinde olurlar. Tabii nefret etsede aklından geçenlerede dur demiyor.
Lucy çok sapık ve şımarık bir karakterdi. İlk arkadaşı Olive'e olan davranışları ve sonradan Adam'a olan düşünceleri. Anladık azmışsın ama bu nedir ya, mide kalmadı ki düşünün sadece düşüncelerde bunlar.
Zaten diğer kısımları atlayınca kitapta kalmıyor ya neyse sdfghjkl
Sevmedim, belki de kitabı sevmememe sebep bu karakterdi. Konu yine idare edilebilirdi(Şüpheli)


Adam karısından ayrıldıktan sonra çocuğunu bir hafta görüp bir hafta görmemektedir. Bu canını sıksa da alışmıştır. Bir gün o kadar insanın arasından çocuğunun havuza düşüp, yabancı biri tarafında kurtarılınca sapık zannedip şikayetçi olur.
O günden sonra yan komşuları ile gidip gelince Lucy ile aralarından bir şeyler olmaya başlar.
Ama daha çok oğlunun Lucy'ye olan sevgisi onu daha da tanımaya sevk eder.
Adam'lık bir mevzu yoktu, olması gereken bir karakterdi ve sadece oğlunu düşünen bir babaydı. Buraalr tatlıydı ama Lucy'yle olan mevzusu aşırı saçmaydı. Başlarda bu kız ne deyp göz deviren adam iki sayfa sonra sen benim olacaksın kafasına ne ara geçti anlamadım. Sonuçta senin ciddi ciddi sapığın olabilir, belki rol yapıyor nefret etme mevzusunu.
Yani öyle Lucy'nin fiziğini kafasına takıpta bir şeyler yaşanmadı, Lucy ben senden nefret ediyorum ama başka şeyler yapmaya da açığım dedi diye kafası gitti.
Lucy kadar saçma bir karakter değildi, hatta Lucy'den kat kat iyiydi ama işte kitap güzel değil, güzel olsa en tatlı karakter diyelim. Duygusal olarak iyi değildi ama güzel babaydı.
Son kısma çok şaşırdım, tamam bekliyordum bir şeyler ama böyle bir şey beklemiyordum açıkçası. :/

Kitabın ilk kısımları güzeldi, tamam dedim böyle nefretten başlar, yavaş yavaş anlaşıp aşık olurlar falan. Olmadı. Konu cidden güzel, bu konuyla on numara beş yıldız kitap çıkardı ama yapamamış yazar. İlk kitapta kızımız yazar, çocuklukta esas oğlana aşık ve kitabı filme uyarlanınca oyunu olarak oğlanla tekrardan karşılaşırlar. Bakın içerik dolu dolu, hatta anlaşmalı bir evlilikte var. Yani eğer son kısım saçma olmasaydı eğer o kitabı gerçekten sevdim, hatta bunu okuduktan sonra o kadar güzel geldi ki gözüme anlatamam. :D
1000 Kitapta okuduğum yorumda okur kitabı romantik adı altında bol bol smut yazmışlar, bunu da romantik kitap diye kakalamışlar. O kadar haklı ki. Böyle bir kitap yazmak istiyorsanız ayrıca yazın. Bunu romantik kitap deyip, Adam'ı nasıl göklere çıkarıyorlar. Eğer kitap güzel olsaydı hak edebilirdi ama hayır, değildi.


Lucy'nın aklı fikri başka şeylerde, bunu açıkça Adam'a söylüyor ama Adam'da demiyor ki bu kadın sapık hemen uzaklaşayım. -_- Uzaklaşmayı bırakın aşık oluyor ki onu ne ara oldu la?
Duydu sıfır, başka duygular tavan ama aşk yok aşk. Adam hadi bir şekil aşık oldu, kıza diyor sen benim olacaksın, kız de diyor hayır senden nefret ediyorum sdfghjklş
Yani daha yeter, adam saçma bir şekilde aşık oldu zaten kabul et gitsin.
Sürekli bir inkar halleri gına getirdi beni.
Sonrasında Adam'ın gözü kapalı çocuğunu emanet etmesi, biraz zaman mı girseydi araya?
Yazar hangi kafayla yazmış diyeceğimde okuyunca hangi kafayla yazdığını anlamışsınızdır sdfghjklş
Yani o kadar kötü ki zor bitirdim. Tabii son kısımlarda biraz heyecan vardı, sonra Lucy'nin bir mevzusu vardı ki o da saçmaydı. Ayy kitap saçmalıklarla dolu sdfghj
İşte genel olarak zor bitirdiğim, kalemi akıcı ama konu seçimleri ve işleyişi kötü olan bir kitaptı.

Daha çok yazacak şey varda neyse yaa, kötü işte sdfghjk Spoiler yazacağım dedim de ortada bir şey kalmadı ki, o yüzden yazmaktan vazgeçtim.
Kısacası kötü ve okunulmaz. Eğer bol bol smut okumak istiyorum, konu beni bağlamaz, şımarık karakterler en sevdiğim derseniz size kalmış ama her türlü kötü kitap.
Yine beğenmememe rağmen ilk kitap daha güzel olduğundan onu öneririm, altı dolu dolu, yine smut var ama ona rağmen güzeldi. Yine almaya çokta değmez. :D



    Kitaba Puanım 5/3^^





Alıntı yazacağım ama kitap o kadar boş ki alıntı bile yok. :D

Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^












10 Ekim 2024 Perşembe

Eylül Ayı Özeti^^

 Selamlar^^
Dizi-kitap ve BCP yazıları dışında pek bir yazım yok, eskisi gibi mimler falanda yok(Ben mi yapsam acaba? 😏) O yüzden ayın enleri yazısını yazayım dedim, normalde Ocak ayında başlayayım dedim ama ne fark eder diye başladım yazmaya. :D
Dizi, film, kitap, müzik vb. şeylerden bahsedeceğim. Bazen film izleyemiyorum, artık onu da hallederiz eğer yazamaya devam edersem. :D





İlk olarak tabii ki kitap. Eylül ayından 4 kitap okudum, Instagram hesabımda ayın enleri paylaşımı yapıyorum zaten. Ama blog okuyanlar varsa buradan da bahsedeyim. :)
Doksan Artı Dört, Galatasaray fanatiği iseniz tam sizlik bir kitap. Ben bayıldım. <3 Tabii hataları vardı ama olsun, o maçlara gitme, izleme, GS müzesine gitme hissi falan bence çok güzeldi. <3







Film olarak en son Bizimle Başladı Bizimle Bitti filmini izledim ve çok beğendim. Zaten kitabı çok sevmiştim, oyuncular arka planda filmin güzelliğine gölge düşürmüş olsa da ben izlediğim için mutluyum. Yani kitap uyarlaması olacaksa bu olsun yani. 👏






Dizi olarak Love Next Door'u izliyorum, bitmedi ama ben çok sevdim ya. <3 Partnerlerin uyumu, kendini izletmesi falan çok güzel gidiyor(Maşallah) :D
Böyle sakin falan, güzel yani. Bir de hafiften mahalle arkadaşlıkları(teyzeler) var ki daha güzel. :)




Ve son olarak müzik. Daha yakın zamanda olsa da Eylül ayının sonunda dinlemeye başladığım şarkı Yalın- Halbuki. Ayy çok güzel böyle pembiş pembiş :D Tabii sözleri öyle değil ama olsundu. :)








Kısacıkta olsa Eylül enlerinden bahsettim, mim olayını yazın yaa yapalım tekrardan. Ben çok istiyorum tekrardan öyle şeyler yazmayı. 😢
Diğer yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^
 





Buralarda da varım^^




9 Ekim 2024 Çarşamba

Bin Parça Sen//Claudia Gray Kitap Yorumu^^

 Merhabalar^^
Geçen senelerde indirimde bir kutulu set almıştık, çok uyguna gelmişti ve kapakları falan çok güzeldi. O zaman ben değil de İkiz okumaya başladı ve eh işte dedi kitap için. Tek yorum yüzünden ne yazık ki hemen okumadım ama geçen günlerde okumam farklı bir kitap okumak isteyince gözüme çarptı. Dedim bir şans vereyim.
Konuyu okuduğum zaman dedim herhalde zaman yolculuğunu konu alıyor ama hiç öyle bir şey değilmiş. Tamam yine karakterlerimiz bir yerlere gidiyor ama bu sefer çok başka bir şey. :O



Marguerite Cane dâhi fizikçi ebeveynleri sayesinde bilimsel teorilerle büyümüştür. Ama hiçbiri, annesinin son icadı olan ve boyutlararası yolculuk yapmaya yarayan Ateşkuşu kadar şaşırtıcı değildir. 
Marguerite’in babası cinayete kurban gittiğinde tüm deliller tek kişiyi göstermektedir: Ebeveynlerinin gözde öğrencisi, sırlarla dolu Paul. Mükemmel cinayeti işlemiş gibi görünen genç adam, polis ona ulaşamadan başka bir boyuta kaçar. Ama Marguerite’i hesaba katmamıştır. Genç kız çeşitli boyutlarda Paul’ün peşine düşer. Babasının cinayetinin arkasında yatan gerçekler yavaş yavaş gün yüzüne çıkarken Marguerite yaşanan ihaneti tekrarlamaya mahkûm olur. 
Genç kız bambaşka yaşamlardan geçerken –Çarlık Rusyası’nda bir grandüşes, fütüristik Londra’da parti meraklısı bir yetim, okyanusun ortasındaki bir istasyonda yaşayan bir mülteci– tehlikeli olduğu kadar karşı konulmaz bir aşka kendini kaptıracaktır. 


Margu(İsmi uzun böyle yazıcam) babasının ani kaybından sonra suçlu olan, yıllardır yanlarından yaşayan Paul'un peşine düşer.
Anne ve babasının yaptığı Ateş Kuşuyla evrenler arası seyahatle Paul'ün nereye gittiği Öğrenen Margu her gittiğinden çok farklı Margu ile karşılaşır.
Tam olarak konuyu bilmediğiniz için anlaşılmıyor, onu birazdan bahsedeceğim.
Duyguları konusunda garip bir karakterdi, şimdi detay vermek istemiyorum ama yaşadıklarından sonra duygularının karışık olması normalken bazı şeyleri şak diye kabul etmesi garip. Baştan inanmasaydın bebişim. :D
Onun dışında cesur olması, açıkları bulması, zekası konusunda detaylardan sonra sırların ortaya çıkmasına yardım etmesi çok güzeldi. Güçlü bir karakter. :)


Diğer karakterlerimiz var ama onlardan bahsedersem spoiler olacak, o yüzden bu seferlik sadece tek bir karakterden bahsettim. Evrenler arası geçiş mevzusunu öğrendikten sonra kitabı daha çok sevmem peki. Şimdi nedir şu evrenlere geçiş, şimdi öğreniyoruz. :D
Şimdi kitaptaki olayı anlatayım, kitabın konusunda yaşadıkları dünyadan başka bir sürü evren var. Yani aynı anda başka ülkede, başka zamanda yaşayan insanlar var.
Mesela Londra'ya gittiği evrende teknoloji o kadar gelişmiş ki hologram görüşmeler yapılıyor hem de yüzükle. Öyle bir evrene gidiyor işte. Sonrasında Moskova'da prenses oluyor(Orada prensese başka bir şey diyorlar ama aklımda değil :D) ve teknoloji o kadar geri ki ulaşım doğru düzgün yok.
Evlenler arası beden değilde ruh taşınıyor gibi ama yaşadığı yerde bedenler ne oluyor onu anlamadım. Yani gittiği evrende kendi bedeniyle gitse diğer beden ne olacak?
Ya ben kaçırdım ya da yazar yazmamış. :D
Bilen varsa söylesin :D


İlk başta bu evren mevzusunu anlamadığım için zaman yolculuğu sandım, hatta hemen hologramlar, farklı yerler derken kafam daha da karıştı ama sonunda anladım ve anladığım zaman vay bee dedim. Tek yerde değil de birkaç yerlere gitmesi güzeldi, Devam kitaplarında yine gidilecek gibi ve işler daha karışık belli ama bu sefer daha çok evrene gitsin, o kısımlar gerçekten çok güzeldi.
Çok fazla spoiler oluyor diye kısa keseceğim yorumu ama bazı noktalara hayran kaldım.
Tahmin edilebilir yerler oldu, burada yazar biraz daha gizemli yazsaydı çok daha güzel olurdu ama olsun yine de sevdim. :)

Her ne kadar detaylı yazmasam da kitabı beğendiğimi söyleyebilirim. Bir puan kırdım, o da evren mevzusunu daha açıklayıcı şekilde yazabilirdi yazar. Geri dönüp okusam daha iyi anlarım şimdi am ailk okumamda anlamam daha iyi olurdu, o kısımda bırakma ihtimalini yazar düşünmeliydi. :(
Unutmadan devam etmek istiyorum seriye inşallah ama ne zaman okurum Allah kerim. :)
Eee yorumumdan sonra da okuyun bence, bu tarz konuları sevenler bayılacak.:)



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^


Bunu atlatmak için bel bağladığım insan, bel bağlayabileceğimden emin olabileceğim biri değildi.


*****


Bütün güzel anıların can acıtan şeylere dönüşmesinden nefret ediyordum ama acıya ihtiyacım vardı.


*****


"Seni her biçimde, her dünyada, her geçmişle severdim. Bundan hiç şüphen olmasın."






Diğer yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^