9 Aralık 2024 Pazartesi

Love Next Door//Kore Dizi Yorumu^^

Herkese selam^^
Dizinin ilk fragmanı yayınlandığı zaman dedim on numara çift, on numara konu. Ben bunu çok severek izlerim demiştim ve öyle oldu.
İki oyuncuyuda çok severim. Jung Hae In’in çok fazla  dizisini izlemedim ama kendisini yakinen tanırım dfghjk Ama Jung So Min’in bir sürü dizisini izledim, eskiler bilir So Min’in çıkış dizisi Playfull Kiss’tir. Ne diziydi ama sdfghjkl
Bu dizimizde çok güzeldi, ben sakinliğini, çiftleri, mahalledeki teyzelerimizi çok sevdim.
Ama gelin görün ki çoğu izleyenler sevmemiş, neresi sevilmeyecek gibi pardon?? 😋
Şaka bir yana gerçekten sevilmemesine çok şaşırdım, yani sonu saçma bitmedi, akıcı, eğlenceli, arada dram bir diziydi. Yani sevmeniz için illa son bölümlerde ayrılık, saçma dramalar mı olması lazım. Bazı sebepler var tabii, onları karakter anlatımında yazacağım. :)
Sakın beğenmeyenleri dinlemeyin, bir şans verin diziye deyip yorumuma devam edeyim^^



Konu;
Sıkıntılarla dolu hayatını arkada bırakarak yeni bir sayfa açan Bae Seok Ryu adındaki bir kadın ile Bae Seok Ryu'nun hayatındaki karanlık dönemlerin birinde yer alan annesinin arkadaşının oğlu Choi Seung Hyo arasındaki romantik ilişkiyi anlatıyor.

Güney Kore Sinemasından alıntırdır^^



Jung So Min//Bae Seok Ryu^^
Yıllarca yurtdışında okuyup, çalışan Seok Ryu sonunda işini ve kariyerini bırakıp eve geri döner. Bu sırada evleneceği adamla da ayrılıp gelen Seok Ryu ailesinin tepkisine hazırlıklıdır.
Bunun yanında en yakın arkadaşlarıyla da görüşen Seok Ryu evini ve arkadaşlarını ne kadar özlediğini ve her şeyin çokça değiştiği fark eder.
So Min dizide harikaydı. Duygularını çok güzel gösterdi bizlere. Yurt dışında yaşadıklarından sonra gelip bir de yakınlarına dil dökmesi ve onu anlamamaları çok kötüydü.
Sırları ve neden geri dönmesi yavaş yavaş ortaya çıktı. Tabii ben izlemeden önce spoiler yediğim için bazı şeyleri bekliyordum ama neler olduğunu tam bilmiyordum.
Dizinin mesaj olarak üstünde durduğu şey hayallerinden vaz geçme, yaş kaç olursa olsun. İlk başlarda annesi gibi düşündüm, geldin branşından devam eder dedim ama zamanla dizi beni baya şaşırttı ve çok hoştu bence. Bu temayla dizi daha da güzel oldu bence.
Kızın duyguları için çok eleştiri aldı ama geçmişe baktığımızda bir pasta mevzusu dönüyor ve nişanlandığı kişiyle arasındakinin aşktan çok orada tek kaldığı için dayanak olarak gördüğü için devam ettiğini düşünüyorum.
Yani kızın duyguları hemen değişti derseniz yanlış olur ve hemen her şey olup bitmiyor farkındaysanız. :)
Jung So Min'i izlemek çok eğlenceliydi, seviyorum bu kadını ve oyunculuğunu ama nasıl zayıflamış öyle, şok oldum. Yine de daha çok böyle dizilerde görelim. :)



Jung Hae In//Choi Seung Hyo^^
Başarılı bir eğitim hayatından sonra mimarlık ofisi açan Seung Hyo ailesinin yaşadığı mahallede şirketini açar. Ortağıyla beraber yürüteceği işi açacağı zaman yıllardır görmediği en yakın arkadaşlarından biri olan Seok Ryu geri geldiğinde geçmişe gidecektir ve Seok Ryu'nun hayatındaki değişiklikler birazda kendisinin işine gelir ama yıllardır içinde biriktirdiği duyguları artık içinde tutamaz.
Tam bekar kızların hayalindeki erkek sdfghjk Sevgilisi yok, çok iyi bir mesleği var ve şirketi kendisinin üstüne. Bir de yakışıklı, daha ne olsun. :D
Seok Ryu neler kaçırmış yıllardır neler asdfghjk
Jung Hae In'i çok severim, iyi tanırımda ama düşündüğümde çok dizisini izlemedim. Bazı oyuncuları izlemeden tanıyorsunuz, işte bu oyuncumuzda öyle. Düşünün en son izlediğim dizisi Prison Playbook, o zamandan beri hiçbir dizisini izlemedim. Ji Soo ile olan dizisini bile izlemedim(sonu yüzünden)
Daha çok böyle diziler çekmeli, ben bayıldımm :)



Kim Ji Eun//Jung Mo Eum^^
Seok Ryu ve Seunh Hyo'nun en yakın arkadaşlarından olan Mo Eum hayatını insanların hayatını kurtarmak amacıyla acil serviste çalışmaktadır.
Kendisini ilk defa bu dizide izledim, birkaç bildiğim ama izlemediğim dizilerde oynamış. Burada çok tatlıydı ama bazen o kadar yapmacık hareketleri vardı ki izlerken aşırı gıcık oldum, atlamış olabilir o kısımları doğrusu.
Ta ki sevgilisi olana kadar, o kısma kadar yapmacıktı cidden.
İkinci çiftimizdi kendileri, bence çok tatlılardı ama daha fazla izlemek isterdim.
Dizide hayallere çok önem verdiği için Mo Eum içinde çok zorlu kararlar verirken izliyoruz.
Bu yüzden devamında verdiği kararları şaşırsam da hoşuma gitti, sadece başka şeylerde görmek isterdik. :D



Yun Ji On//Kang Dan Ho^^
Gazeteci olan Dan Ho sırf işi için bir sürü işte tecrübe kazanmaya çalışır. Bu yüzden riskli işlerde de çalışır.
Kendisini ilk bu dizide izledim ama Rowoon'un dizisinde de oynamış ve orada da çoook iyiymiş. İzlemedim, fotoğraflar, editler sağ olsun. :D
Onun dışında diziye çok yakıştı, hem karakter olarak hem de yakışıklılık olarak. Baya klas bir karakterdi ama çok sönük kalmıştı ya, daha çok izlemek isterdim. Şu gözlükleri bir çıkarsın owwwww 😃
Ve karakterin hayat hikayesi çok dokunuk değil miydi?? :(
 Daha çok izlemek isterim kendisini^^



Seo Ji Hye//Jang Tae Hui^^
Diziye konuk oyuncu olarak girmiş olabilir ama daha çok ikinci kadın olarak girdi. Kısımları hem sevdim hem de sevmedim. Bazı yerlerde aşırı sinir olurken, bazı yerlerde takdir ettim yalan değil.
Kendisini en son Crash Landing On You'da izlemiştim, orada çok sevmemiştim ama kadın iyi bir oyuncu, başrollü dizilerde daha çok oynamalı. :)



Han Joon Woo//Song Hyeon Jun^^
Kendisi Seok Ryu'nun eski nişanlısı. Karakter hakkında çok bir şey söylemek istemiyorum, spoiler olur diye ama bence burada olmayı hak ediyor. Ama acaba kötü olduğundan mı iyi olduğundan mı?? :D
Kendisini tanıyorum ama hangi dizide izledim hiç hatırlamıyorum ama yabancı gelmiyor bana. :D



Kim Keum Soon//Do Jae Sook^^
Park Ji Young//Na Mi Sook^^
Jang Young Nam//Seo Hye Sook^^
Han Ye Joo//Bang In Sook^^

Mahallenin sümbülleri sdfghjk Onların tamiriyle lavantaları.
Aslında başroldeki karakterimizin arkadaş olması bunlar sayesinde, hepsi liseden arkadaş olup, yıllarca dost kalmışlar.
Tabii Seok Ryu(turunculu) ve Seung Hyo'nun(Lacivert) anneleri birbirlerini baya kıskanıyorlar.
Seok Ryu'nun annesi ev hanımı ve çocukluktan beri Seung Ryo'ya bakmıştır ve tek istediği kızının kariyerinde iyi bir yerlere gelip ailesini gururlandırması ama eve geri dönünce işler değişti. Aşırı sinir olmuştum kendisine, çocuklarını anlamayan ebeveynler çok sinir eder beni.
Seung Hyo'nun annesi aralarından en sevmediğim annelerden biriydi. Yani bir anda kötü anneyken(bana göre öyleydi) sonradan şahane anne, eş olması aşırı saçmaydı.
Diğer annelerden In Sook'un hayatını çok göstermediler, sadece çocuğu memurluk sınavından geçemediği için onunla ilgili dert yanıyordu.
Diğer annemiz Jae Sook ise Mo Eum'un annesi. Çok tatlı bir kadındı ama bazı şeylere karşı çıkma olayı oldu. Haklı mıydı evet ama mevzuyu anlayınca hak vermesi çok tatlıydı. :)
Bu arada neden hepsinin ikinci ismi Sook? :D Aşimdi fark ettim inanın dfghjkl



Lee Seung Joon//Choi Gyeong Jong^^
Seung Hyo'nun babası olan Gyeong Jong acil doktorudur, yıllardır karısının işi yüzünden araları kötü olan Gyeong Jong işleri yoluna koymak ister ama işler çokta istediği gibi gitmez.
Kendisini bir çok dizide izledim, genelde eğlenceli bir karakterdi, burada da öyleydi. Karısından daha çok sevdim kendisini sdfghjklş



Jo Han Chul//Bae Geun Sik^^
Seok Ryu'nun babasıdır ve yemek dükkanı vardır. Kılıbık bir koca, çünkü karısı çok fena sdfghjkl
Kendisini oyunculuk olarak beğeniyorum, hep eğlenceli dizilerde oynuyor, hakkından da geliyor. :D
Burada da ağladı, güldü hepsinde seyir zevki verdi. :)



Lee Seung Hyub//Bae Dong Jin^^
Seok Ryu'nun erkek kardeşidir. Ailesi tarafından geçmişte yaşadığı sağlık problemleri yüzünden el üstünde tutulur, bu yüzden şımarık bir çocuktur ama bazı şeyleri yaşayarak öğrendikten sonra aklı başına gelir.
Kendisini birçok dizide izledim, genel izleyenler artık kendisini tanımıştır. İlk Shooting Stars ve Lovely Runner dizilerinde izledik.
Şahsen yaşını göz önüne alırsak bence geç bile kalmış dizilerde oynamaya. Daha çok görmek dileğiyle, önü baya baya açık bir oyuncu.


Çocuk oyuncularda var ama o kadar çoklar ki şu anlık yeter karakter yorumu. O yüzden devamında görürsem yazarım.


Resimler^^


Bu kısım çok iyiydi. :D


Deliler yaaa, cidden arkadaşlık kısımları çok komikti. :D




Sevgili oldukları zaman oğlanın eli ayağı birbirine girmişti sdfghjkl







Çok iyiydiniz beee <3







Şu olay o kadar anlamlıydı ki, en çokta Seok Ryu'nun annesiyle yaptığı konuşma. :,(


Şu sahne çok çok iyilerden biriydi. İzleyenler anladı. ;)
Arkadaki adamda Seung Hyo`nun ortağıydı. Bir sürü dizide oynadı. En çok Strong Woman dizisinde tanınıyor. Burada da çok komikti, anlayışlı bir ortaktı ama çok para gözdü. 😀




Stiliz kimse helal olsun valla, bütün karakterleri çok iyi giydirdiler. En çokta Junh Hae In'i. <3





ASDFGHJKLŞİ
Sadece gülüyorum, izleyenler anladı :D





Oyyyyy yeterince izledik ama daha çok izlemek isterdim. Kimya desen gırlaaaa :D



On numara kadro. 👏


Gifler^^






Buradaki bilezik mevzusu saçma ya, adam gibi yüzük alsana kardeşimmm sdfghjklşi




Böyle sürekli Seok Ryu'nun yanında olması o kadar güzel ve anlamlıydı ki.
Yani ne zaman başı sıkışsa hemen gitmesi çok tatlıydı.




Dram, duygusallık derken şu hallere bakın :D




Ağlamak deyince de siz.





Bu spoiler değil bu arada, merak etmeyin. :)



Son^^

Olumsuz yorumlara rağmen ben gerçekten çok sevdim ki instagramda bana gelen mesajların çoğu da ben de çok sevdim oldu.
Mahalle kurgusu, arkadaştan aşka sevenlere kesinlikle öneriyorum. Bir de hayaller üzerinden gitmesi, kişilerin kendini bulması, yaptıkları hatalar ve onları bir şekilde düzeltmeleri çok güzel. Ve en güzel fedakarlıkları çok güzeldi.
Bu tarz kitapları, dizileri çok seviyorum. Zaten sakin dizileri daha çok seviyorum, o yüzdende daha çok sevmiş olabilirim ama çiftin uyumu, kimyası yetti. Diğer çiftlerin güzelliği, her hayata dokunmaları diziyi daha güzel yapmış.
O yüzden ki bu tarz sevenlere öneriyorum, hatta başlayın beğenmezseniz bırakırsınız ama yine de bir şans vermenizi öneririm.
Dizinin sonu bence olması gerektiği gibi bitti, tabii diğer çift için başka şeyler görmek isterdim ama olmadı. Biz artık oldu gibi düşüneceğiz. Seung Hyo yine iyi dayandı ve dayanmaya devam etti, helal olsun. 😀
Bazı kısımlarda Seok Ryu'nun geçmişte yaşadıklarını için bazı istememe durumları gibi mevzular döndü ama aslında çok farklıydı. Gerçekte olsa böylesi olmaz yani, olumlu bakılmaz ama ters köşe yapılması güzeldi. İlk kısımda sinir etse de sonradan gerçeğin ortaya çıkmasıyla hoş bir durum oldu.
Yani her anlamda gerçekten anlamlı bir diziydi, bundan bile sevilir dizi. :)
Dizi 16 bölümlük bir dizi, ben telegramda izledim. Orada izlemek çok iyi, online sitelerde sürekli reklam veriyor. Tabii dizi aslında bir platformda yayınlanıyordu ama ben onun üyeliğini iptal ettiğim için buradan izledim. Eğer ben telegramda bulamıyorum derseniz benimle iletişime geçebilirsiniz. :)
Ve buraya kadar okuduysanız teşekkürler^^





Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarım görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^









4 Aralık 2024 Çarşamba

Yıldıztozu Hırsızı//Chelsea Abdullah Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Kitap ilk elime geçtiğinde kalınlığından korkmuştum ama sonradan bir iki sayfa okuduğum zaman akıcılığı ve kitabın konusu o kadar güzeldi ki hemen okumak istedim.
Kitabın fantastik yönüne hayran kaldım, bu yüzden kitapta aktı gitti. Böyle bir kitap bekliyor muydum, konuyu bilmeden önce hayır ama okumaya başladığım zaman dedim bu farklı bir kitap olacak dedim. Kitap masalsı gibiydi, içinde de masallar vardı tabii. O yüzden kitap akıp gitti, sadece benim elimde yine kaldı. Hem hastalıktan hem de zamanım olmadığından hemen bitiremedim ama her bir sayfa o kadar heyecanlıydı ki bir zaman sonra elinizden bırakamıyordunuz.



İnsanlar sürekli masallar uydurur ama masallar bile gerçek kırıntılarından doğar.
Çok küçükken anne babasını trajik bir şekilde kaybeden Loulie, yanında küçüklüğünden beri onu koruyan sihirli bir cinle, cinlerin düşman olarak görüldüğü ve avlandığı bir şehirde gizlice ticaret yapmaktadır. Bir zamanlar cinlere ait olduğu bilinen, sahibine inanılmaz güçler sağlayan sihirli emanetlerin peşindedir.
Ancak Loulie, çekingen oğlunun hayatını kurtarınca, güce doymayan sultanın dikkatini çeker. Tüm cinlerin varlığına son vermeye kararlı sultan, Loulie’yi, oğlunu ve kendi sırlarına gömülü fedaisi Aisha’yı imkansız bir görev için Kumdenizi’ne gönderir. Kumdenizi’nde onları gulyabaniler, intikam peşinde bir cin prensesi ve çöl kumlarına gizli tehlikeler beklemektedir.
Masalların gerçek, illüzyonun ise hakikat olduğu bir dünyada Loulie düşmanlarının, büyüsünün, hatta kendi geçmişinin bile göründüğü gibi olmadığını keşfedecek ve kendini içinde bulduğu bu gerçeklikte kim olacağına karar vermek zorunda kalacaktır.


Loulie sihirli ciniyle beraber emanetleri bulup satarak geçimini sağlamaktadır. Her ne kadar cini olsa da yaşadığı yerde cinler yasaklanmıştır ve bulunduğu an hemen yok ediliyor. O yüzden gizliden iş yapmaktadırlar.
Bir gün prensi kurtardıktan sonra sultan ondan bulması gereken bir şey için uzak bir yere gönderir. Yanında da prens olacaktır. Zorlu bir görev olsa da verilen görevi yapmak zorundadır ama çıktıkları yol ne kadar kolay gözükse de hiç ummadıkları şeylerle karşılaşacaklardır.
Loulie'nin cesaretine hayran kaldım, ciniyle beraber tek başına büyümüş, bir şekilde hayatını devam ettirmiş ve sonradan yardım etmelerine hayran kaldım. Güzel bir karakterdi. Son kısımlarda sürekli sırlarla karşılaşması haklı olarak tavrına yansıdı. Haklı mıydı, evet ama bazısında neden böyle triplerini sevinsene kız dedim sdfghjkl


Prens Mazen babasının ısrarları sonucunda sarayda yaşamaya zorlamaktadır. Saraydan çok sık çıkmadığı için silah kıllanmayı, savaşmayı bilmemektedir. Abisi Omar'dan korkmasına rağmen ondan az da olsa destek alan Mazen sırrını öğrenen abisinden sonra yine de saraydan çıkıp merkezde gezmeye gider. Bir gün başına iş açınca sarayda işler karışır.
Bir şekilde Loulie'nin yanında gitmek durumundan kalır.
Mazen'in bir prens gibi değil de evin ortanca ve el bebek gül bebek büyütüldüğünden çok fazla bir şey bilmemesi bu yolculukta çok şey başına getirmesine yol açar ama buna rağmen mücadele etmesi çok güzeldi. Ne demek istediğimi okuyanlar anlar, anladı ya. Mesela son kısımda başına gelenlere üzüldüm, sırtından bıçaklandı resmen. Fenaydı o kısımlar. Devamından neler olarak merak ediyorum açıkçası.

Diğer karakterlerimiz Qadir ve Aisha yan karakterlerdi ama bu yolculukta çok fazla şeyler yapacaklar. Kitapta üç karakteri ayrı ayrı okuduk, sadece Qadir'i okumadık. Onu okumamamız normal ama, belki devamında olur belki.
Sırlar sırları kovaladığı için bu karakterler için detay vermeyeceğim. :)
Ama her bölümde şok olmamızı sağladılar. Ayy uzun zamandır spoiler yazmıyordum, azıcık bu kitap için yazayım. :D


Şimdi evet kalın bir kitaptı ama her bir bölümü bitirdiğimde şok üstüne şok yaşadım. Çünkü bir yerde tamam her şey bitti derken diğer bölümde ana ne oluyor lan burada diyorsunuz. Şu an bu yoruma yazılmayacak şey ama ciddi ciddi böyle oldum. Yazar fena ters köşe yaptı sürekli. :O
Kitap akıcıydı, zaten bölümlerde kısaydı. İlk kitabı okuduğumda yolculuk kitabı, çok sevmem esasında. Çünkü olaysız geçiyor genelde ama burada doğru düzgün yolculuk göremediler ki sdfghjk Daha ilk dakikadan olanlar oldu. :D Gidecekleri yere kadarda neler yaşadılar neler.
O yüzden diğer yolculuk kitaplarından çok farklıydı. :)
Bir de son kısımda yaşananlara şok oldum, tamam o kapasitedeki bir kişiydi ama bu kadarda değildir dedim. Sonrasından cinlerin kanlarının işe yaraması. Yani yazarın zekası ve hayal gücüne hayran kaldım. O yüzden okuması zevkli bir kitaptı. Son kısımda da o neydi öyle, o yüzden bir kez daha ikinci kitabı İSTİYORUMM!!! <3


-SPOİLER-

İlk olarak yazarın karakterleri sürekli öld*rüp sonran bir şekilde ortaya çıkarmasına hem çok sevindim hem şok oldum sdfghjkl Yani o kısımları okurken çok üzülüyordum, sonra bakıyorum karakter bie şkilde geri gelmiş. O yüzden fantastik kitaplar en iyisi asdfghjk
Sonrasında cinlerin ruhlarının eşyalarda olmasa muazzam bir olaydı. Ve çok işe yarıyordu.
Bulmaları gereken lambanın bir anda kötü çıkması, sonrasında ise bizimkilere yardım etmesi müthiş bir olaydı ama o kötü prens yok mu -_- Tam bir ş*refsiz çıktı!!
Yani tamam kötüydü ama bu kadar adi çıkacağını tahmin bile edemedik yani. İkinci kitapta cezasını bulsun inşallah -_-
Son kısımda cin diyarına gittiklerinde oranın nasıl olduğunu anlatmalarına hayran kaldım. İşte bu yüzden daha çok ikinci kitabı istiyorum. :D

-SPOİLER SONU-


Kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum, tabii bazı yerlerini anlamadım. O da yaza yazarın dilinden ya çeviriden ya da benim dikkat edememeden ama çok fazla terim, karakter olunca kafa gidiyordu. O yüzden bir puan kırdım ne yazık ki.
Ama bu önermeme engel değil. Fantastik severlere daha çok öneriyorum ki kesin bayılırlar.
İnşallah devamı kısa zamanda çıkar, merakla ve heyecanla bekliyorum. :)



Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^

"Aman dikkatli ol Yousef."
"Sonsuzluk, birine minnettar kalmak için çok uzun bir zaman."


*****


"Kim bilir? İnsanlar sürekli masallar uyduruyor, ama masallar biler gerçek kırıntılarından doğar."




Kaybetmek böyle bir şey. İnsan kaybedene kadar kaybettiğinin değerini anlamıyor.


*****


En acısı da yalanlar değil, gerçeklerdi.


*****


Bir kahramanla bir ödleğin arasındaki tek farkı, birinin korkularımı ve kavgalarını unutması, diğerininse korkuya kapılı kaçmasıdır.


*****


"Güç aşığı aptallar yıkımdan başka ne ister?"






Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^






2 Aralık 2024 Pazartesi

En Sevdiğim Kitaptan Uyarlanmış Filmler//Blogları Canlandırma Projesi Kasım Ayı^^

Selamlar^^
BCP için Kasım ayı teması içinde Kitap Uyarlamaları vardı, film ya da dizi izlemediğim için bu seferde öneri yazısı yazayım dedim. Direkt aklıma gelen ilk beş filmi yazıyorum. Tabii ki de çoğunu biliyorsunuzdur ama arada bilmedikleriniz varsa not alın ve izleyin derim^^




İlk filmimiz tabii ki de Aşk ve Gurur. Bunda yıllar önce dizisi çekilmiş, onu da izledim ama bu film bambaşka. Jane Austen’ın en iyi uyarlamalarından biri ama yazının devamında bir filmi daha var.
Bu arada dizi dedim, onuda kesinlikle izleyin. Ona yorum yaptım diye hatırlıyorum ama yapmamışım. Bir daha izleyip yorum yapayım bari. :D






Kitabını okurken çok beğenmiştim ama inanın filmi kitaptan daha da iyiydi. Son kitabı okumadım, spoiler yediğim için içimden gelmedi. Ama üç filmde birbirinden güzeldi. Çiftimizin uyumu, kitapla az çok uyumlu gitmesi falan önereceğim uyarlamalardan biri. :)




 

Yine bir Jane Austen uyarlaması. Kitabı severim ama okuyalı yıllar yıllaaaar olduğundan bir daha okumak istiyorum inşallah. Ama bu film her anlamda çok güzeldi.
Bakışmalar, o ikinci şansı istemenin verdiği hissi o kadar iyi göstermişler ki en sevdiğim filmlerden biri.
Tabii geçen senelerde yeni versiyon çekildi ama izlemedim, gerek yok, ki kadın oyuncuyu çok sevmem yakışmamışta. O yüzden bu uyarlama yeterli. :D






Bir de anime ekledim buraya. Aynı isimden mangası var ve o da bu film kadar çok güzel. Çizimlerinden tutun, konusuna kadar en iyi anime ve mangalardan biri olabilir. :)
Tekrardan izlemelik ve okumaklık bir eser. :)





Son filmimiz komedi filmi. İlk kitabını okuduğumda çok hoşuma gitmişti, tabii kitaptan bir tık aynı değil ama filmini daha çok seviyorum. Şöyle söyleyeyim film arşivimde var, arşive hemen ulaşamayacağım zaman ise tarayıcımda açık duruyor film. :)
Eğlenmek isteyenlere öneririm.
Bu arada kitapta seri devam etti, bundan da etmesini isterdim ama tek filmde kalmaları çokta sırıtmamış. :)





Bir Alacakaranlık sever olarak neden o uyarlama yok diyebilirsiniz. Evet sevdiğim seri ama uyarlama deyince ilk aklıma gelen beş filmi yazdığım için Alacakaranlık listede bulunmadı ne yazık ki sdfghjkl
Sizin en sevdiğiniz uyarlama hangisi, alırım önerilerinizi. :)




Aralık ayı BCP temamız Yeni Yıl, Yılbaşı ve Kış.
Diğer BCP yazılarım için tık tık^^
Bu arada yılın son ayı ama şimdi bile katılabilirsiniz. :)




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^









23 Kasım 2024 Cumartesi

Gökçen 3-Güz Yağmurları//Loresima Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Barut timinin en sessiz adamının kitabı olan Bülbül Kapanı çıktığından dedim onu okurum, Gökçen'den spoiler yerim falan diye serinin üçüncü kitabı okudum. Kitabımı ve karakterimiz yine bildiğiniz gibi. 
Buradan sonra ilk iki kitaptan spoiler olacaktır, şimdiden uyarıyorum. :)
İkinci kitabın sonunda aileler gitmiş, ortam bizimkilere kalmıştır. Buradan sonra yansın geceler vs vs derken ortalık karışıyor tabii ki.
Şimdi neden böyle dedim açıklayayım, ben ikinci kitap için bazı yakınlaşmalar için çok şaşırmıştım, sonra çoğu kişi mesaj atmıştı ki üçüncü kitapta daha aşırısı var. O yüzden yansın geceler dedim. :D
Bu seri beni çok güldürüyor ama güldürdüğü kadar da çok üzüyor be. Nedenini okuyanlar anladı. Tabii üzüntünün yanında bu sefer baya sinirlendirdi. Onun sebebi birazdan sizlerle. :D



Sayısız mücadeleyi ve engeli aşıp bir araya gelen Gökçen ve Murathan için artık aşklarını doya doya yaşama vaktidir. Tek istekleri birbirlerine sımsıkı sarılmak ve kaybettikleri zamanı telafi etmektir. Ancak olaylar bekledikleri gibi gelişmez ve birlikte kurmaya çalıştıkları küçük dünya daha var olamadan yerle bir olur. Büyük bir nefret, kayıp ve azılı düşmanlarla dolu karanlık bir girdabın içine çaresizce çekilirler.
Gökçen ve Murathan kendilerini zorlu bir yol ayrımında bulacaklardır.
Aşk mı? Yoksa yaşatmak için yapılan büyük bir fedakârlık mı?
Seçim yapmak ikisi için de kolay olmayacak, hayatın onları sürüklediği dipsiz uçurumlara beraber yürüyeceklerdir.

Gökçen yaşadıklarından sonra  zorlu zamanlar geçirir ve bu zamanları da Murathan sayesinden atlatır. Kaçıldığı zaman ona yardım eden Zehra'yı da bir şekilde hayata adapte etmeye çalışır.
Kendisinden saklanan sırlar yüzünden zor durumlar yaşayan Gökçen bu yüzden daha da sıkıntılı zamanlar yaşar bu sefer daha zorlanacaktır çünkü kendisine iyi gelen kişi yanında değildir.
Şimdi böyle yazınca garip oldu ama spoiler vermeden anca bu kadar arkadaşlar.
İlk iki kitapta Gökçen'in bazı hallerine gıcık olmuştum ama çok şükür burada öyle değildi ve çoğu yaşadığı şeyler yüzünden kendisine üzüldüm açıkçası.
Ama şurada bir anlaşalım, Murathan Gökçen'e gelme dedi geldi. O nişana gitme dedi, gitti. O yüzden Murathan'ın kızmasında haklı sebepleri vardı kısacası ama ne yazık ki yaşadıkları için üzülmeme engel değildi. Bu konuyu Murathan'ın kısmında açacağım. :D


Murathan Gökçen'in yaşadıkları yüzünden intikam almak ister ama aradıkları kişi ortadan kaybolur. Yine de Gökçen'i düşünerek söylemez ama büyük hata yaptığını ne yazık ki acı bir şekilde öğrenir. Ayy tamam burada az buçuk bir şeyler yazmış olabilirim. :D Ama ne yapayım üç kitapta aynı karakterleri okuyoruz. :D
Gelelim biraz önce yazdığım şeye, Murathan olanlar yüzünden kendini suçluyor ve saçmalıyor. Az çok tahmin ettiğim şey olacakken tabii işler başka şeye evriliyor ama o süreçte cidden sinir oldum Murathan'a. İlk defa diğer kitapların yanından Murathan'a sinir oldum sdfghjk


Barut timin elemanları olaydı. Barbo'nun yine sıkıntıları var tabii ki, üzüldüm beee. :/
Aybüke başkan ve Süleyman'ın işler iyice karışıyor, bunlara da üzüldüm açıkçası. :/ Ama şok olduğum yerler oldu, Aybüke'nın yaşadıklarını öğreniyoruz. Yine hüzünlü yerler ama ilk kısımda Süleyman'a yardım etmesi çok tatlıydı. :)
Zülfükar'ın ikinci kitapta birkaç ipucu vermişti zaten, okuyanlar biliyordur. Burada işler karışıyor tabii ki. Bir de Hasan Abi ortaya çıkınca daha da komik bir hal alıyor. Devamında ne acılar yarabbi diyeceğiz asdfghjk Ama ne yazık ki bazıları hak ediyor. :D
Son kısımda dedim Ayşegül'e de buluruz bir tane ama neredeeee, kız en çok hak eden ama şu askeride bir tane adam seçemedi(Seçtirmedi yazar asdfghjk)
Ama umudumuz var. :D

Genel olarak seride en sevdiğim kitap oldu, hem hüzünlü, hem eğlenceliydi. Bütün karakterleri okumaktan zevk aldım, ikincide çok az okumuştum çünkü.
Ve en önemli meseleye gelelim. Kitaptaki smut durumuna. İkinci kitapta okuduğum yerden sonra bu kadar beklemiyordum ama şok oldum. Ya yazmak isteğe bağlı, yazar bu konuda çekinmemiş ve yazmak istemiş ama bu kadar beklemiyordum. Hele o son kısım.
Şok oldum evet ama ikinci kitap için yazdıklarımı tekrarlamayacağım. Alan memnun, yazan memnun ama ebeveynler çocuklarınıza okuturken on kere değil, yüz kere değil, bin kere düşünün. Hatta ilk siz okuyun neden okumayacaklarını anlayın. ;)
Haa çocuklar sizi dinleyecek mi? Sanmam. :/
Bu arada bana gelen mesajlarda öyle bir anlatıldı ki dedim kitap komple smut ama abartma söylemlermiş. O kadarda değildi yani, bir iki yerde vardı sadece.


Yorumum böyle, biraz önce de dediğim gibi ilk ikiye göre gerçekten sevdim. Devamından birkça spoiler aldık tabii, kaçar mı ama ondan önce Bülbül Kapanı var, bakalım orada olaylar olacak mı? Dördüncü ne zaman çıkar bilemem, hatta beşe kadar gider mi onu hiç bilmiyorum ama her kitabın sonundan yeni çift ortaya çıktığından büyük ihtimalle bu beşe kadar gider. Uzun serileri sevmem ama bu seri uzasın ya, okunur. :D
Bu arada ilk iki kitabı okumak için tık tık!!





Kitaba Puanım 5/4^^



Alıntılar^^



Ona karşı devasa bir sevgi patlaması yaşıyordum içimde. Tek bir isteğimle bana Zehra'yı getirdiği için ve tek bir sözümle dünyaları ayağımın altına sereceğini hissettirdiği için...


*****


“Yıllarca yaptım o işi ben,” dedi sakince. Elinin içindeki elimi daha çok sıktı. “Artık seni bir fotoğraf karesine bakarak özlemek istemiyorum."




“Temizliğim beğenilmiyor sanırım,” diyebildim sadece.
Evet, demesini bekledim ama demedi. “Varlığın hissedilmiyor,” dedi onun yerine. "Bırak, dağınık kalsın. Görmesem de orada olduğunu bileyim. Varlığını yanımda hissedeyim. Sen dağıt, ben arkanı toplarım.” 


*****


Yeniden arkasını dönüp, ilerlerken dudaklarında derin bir tebessüm vardı. İzmir bugün bir mucizeye şahit oluyordu. Çünkü Kepçük, yürüyerek bitiremediği yolları aşıp Pamuk'a gidiyordu.


*****


Evimin neresi olduğunu sorsalardı göstereceğim tek yer burasıydı. Bu gövde, bu sıcaklık. 


*****

"Gelin çünkü..." dedi Barbaros sözün gerisini beklediğini belirtircesine.
Hiçbir erkeğin gözlerine bakmadığı kadar uzun baktı Barbaros'un gözlerine.
    "Geldim çünkü..." diye tekrarladı.
"Sen gelmedin."


*****


"Ben senin neyin olayım?" dedim.
"Saçlarınla gecem ol, yıldızım ol, ayım ol. Sonra gün doğsun gözlerinde. Güneşim ol, gökyüzüm ol."






Bir yorumun daha sonuna geldik, başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^