22 Şubat 2025 Cumartesi

Efsane//Lauren Asher Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yılın kötü kitabını da okuduğumuza göre okuma savaşları başlasın!!!:D 
Evet çok merak ettiğim, okumak için heyecanlandığım kitaplardan biriydi kendisi. Evet Son Aşkım kitabıda düşük puan aldı ama o hayal kırıklığı oldu, kötü değildi ama bu kötüydü. :D
Yazarın diğer serisini okudum, Dreamland Milyarderleri. O seriyi severim, oradaki konular, işleyiş vs sebebiyle bu kitabı çok merak etmiştim, hatta daha yeni aldım sayılır ve hemen okudum.
Ama işte gelin görün ki beklentim yerlerde, yerlerdeeeee :D
Kitabın konusu Formüla 1 ve bu yüzden beklentim daha da artmıştı. Beklenmedik Koşullar kitabında da çok geçmişti ve yazar öyle bir anlatmıştı ki dedim tamam çok güzel yazmıştır.
Evet o kısımları güzel yazmış ama işte geri kalanlar kötü. Yani başka bir şey daha diyeceğim ama ortada bir emek var değil mi. O yüzden fazla ileri gidemeyeceğim. :/ :D


Maya
Noah Slade çiçeği burnunda bir Fomula 1 efsanesiydi.
Dikkatli. Ulaşılmaz. Pistte ve pist dışında acımasız.
Etrafına aşılmaz duvarlar örmüş bir adamdı.
Ve abimin yeni takım arkadaşıydı.
Hayatımda kötü adam kılığındaki bir prensten çok daha fazlasına ihtiyacım vardı.
Ben mutlu son arzusu duyarken o kendi sonunu getirmek istiyordu.

Noah
Maya Alatorre benim için yasak bir kadındı.
Uzak durmam gereken hırslı bir YouTuber’dı.
Kurdeleye sarılıp kapıma bırakılmış bir kaostu.
Birlikteyken, patlaması tek bir yanlış harekete bakan saatli bir bomba gibiydik.
Düzeneği bozarak tutku ve acı içinde onunla birlikte patlamak istiyordum.
Çünkü şehvette ve savaşta her şey mübahtı.


Maya okulundan mezun olduktan sonra yeni anlaşma yaptığı şirketle tura çıkacak abisiyle dünyayı gezip, vlog çekmek ister. Abiside kendisine şans getirdiği inandığı için yanından bir dakika bile ayırmaz. Bu sırada çektiği vlogların yanında şöhreti çokta iyi olmayan Noah ile sürekli karşılaşır.
Abisi bile ondan uzak durmasını isterken sürekli ona çekilirken bulur.
Maya zeki bir karakterimiz, abisine olan desteğine hayran kaldım ama arkadaşlar bu kadar masum olduktan sonra gidip sektörün en kazanova adamına da çekilmezsin yani. Sürekli görünce ay bana bir şeyler oluyor deyip orada bayılıyor neredeyse sdfghjkl
Son kısımda hak verdim kendine, yani söylese işler karışacak ama işte olayda olmak zorunda.


Noah F1 yarışmacılarının en iyilerinden biridir. Babasının baskılarına rağmen iyi olmaya çalışan Noah sektörde başarısı kadar kadınlarla arasında da adı çok fazla ve sıkça geçer. Skandalları yokturdur ama yine de adı hiçte iyi anılmaz.
Rakip olarak gördüğü kişinin kendi ekibine katılmasını öğrendikten sonra kendince onunla hesaplaşmak ister ama rakibinin kardeşini görünce işler karışır.
Tam bir kazanova bir adamdı.
Yani bu tarz karakterleri yazıp, sonra hemen aşık edip sanki öncesinde hiçbir kızın kalbini kırmamış(onlar kendileri istiyor denir hep) gibi yapılıp el üstünde tutulmasına aşırı kıl oluyorum.
Yani o kızlar eğlenilecek(abartılı şekilde) bu kız hemen evlenilecek kız diye ayrım yapılması çooook kötüydü. Yani bu detay hakkında ne yazsam olmayacak, bence siz anladınız.
O yüzden bu karakter hakkında benden olumlu bir yorum beklemeyin.

Diğer F1 yarışmacıları da aynı halttı mesela. Bir tanesi var(isim vermeyeyim) o da Noah kadar kötü kadınlar hakkında. Ama onun için yazılan kadın karakterimizde aynı şekilde sert ve o da biraz uçarı. Bak onlar bir yerde uyumlu olabilir ama bunlar.
Hazır sırası geldi ben seriye devam etmeyi düşünmüyorum, tek usturuplu biri vardı Maya’nın abisi işte onun kitabı çıkarsa okurum.
Bir tek o adam gibi adamdı. Yani illa ki kaçamakları olacaktır, sonuçta F1 yarışmacıları değil mi? Bir de yabancı yazar. Ama karakter olarak gerçekten beyefendi biriydi.
Onu sevdim. Kızın ailesinide sevdim ama oğlanın ailesi. Yeminle dayaklıktı. Tek üzüldüğüm yer burasıydı Noah’a karşı.
Bir de bir sahne vardı, o kısımda biraz heyecan geldi kitaba derken yine esas çiftimizin mevzularına(sevgililik) geri dönüş yaptık.


Yazarın diğer serisinde de smut vardı ama böyle yok bakışlarımız kesişti yanıyorum, ayy ne kadar kazanovada olsa onu görünce bana bir şeyler oluyor diye karakterler yoktu. Konular daha güzeldi. Yani konu F1 olduğu için mi bu kadar belden aşağı düşünceler ortaya çıktı.
Bakın diğer kitaplarda da smut vardı ama onlarda en azından altı dolacak konular vardı.
Yani karakterimizin acıları, geçmişleri falan baya etkileyiciydi ama bunda.
Abisine olan desteği dolayısıyla çok sevdim ama bel altı düşünceler, Noah'ın sürekli kadınlarla düşüp kalkması cidden iğrençti.
Hele kızla konuşma yapıyorlar, sonrasında yaptığı. Burada kızın gururu olsaydı hemen üstüne atlamazdı.

Ciddi bir hayal kırıklığı oldu. Yukarıda da dediğim gibi seriye devam etmeyi düşünmüyorum, belki abinin kitabını alırım ama diğerleri okumaya değer karakterler değiller açıkçası. Yani karakteri geçtim konuları okudum ilgimi çekseydi belki okurdum ama onların bile albenisi yoktu ne yazık ki.
Bu arada bu kitabı merak etmemin nedeni Beklenmeyen Koşullarda erkek karakterimiz ve kardeşleri sürekli F1 izliyordu, orada bir aşka gelmil F1 için dedim yazarın bu kitabı çoook güzel olur ama fıs çıktı ne yazık ki.
Smutsuz kitap kalmadı neredeyse, zaten bunu bilerek alıyoruz bizde ama sürekli karakterler birbirleri hakkında bel altı düşüncelere girmesinden tiksindim. Eskiden vardı bunlar, hiç sevmezdim. Uzun zaman sonra böyle bir kitap okumak hoşuma gitmedi, inşallah daha denk gelmez. :/



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^^


İnsan kötülerden kurtulmak için uğraştıkça onlardan birine dönüşüyordu.


*****


Midemde çalkantılı bir kıskançlık hissi dönüp duruyordu. Onu abisinden kıskanmak... bu da yeni bir tür eziklikti.


*****


Sevdiğin insana yardım edememek hayatımın en berbat hissiydi.







Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^
Sevgiyle kalın^^







Buralarda da varım^^





12 Şubat 2025 Çarşamba

Bülbül Kapanı//Loresima Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Geçen yıl Gökçen serisini okuyup Timur’u tanımıştım. O seriyi pek bir severim, ilk askeri kurgum ve bu yazar sayesinde şimdide ilk mafya kitabı okudum. Haa sevdim mi? Hayır, hele böyle bir mafya kitabından nefret ettim dersem yeridir ama nedeni var.
Gökçen serisinden Timur aşırı sessiz, sakin, tanımayan kişilerin korktuğu bir asker. O yüzden ayrıca kitabının olması bence çok güzel. Gökçen serisinde okurken kitabı olacağını, hatta bu serinin daha güzel olduğunu öğrenince çok merak ettim. Peki sevdim mi? Çooook ama kalbimde çok kırıldı. Başka mafya kitapları okumam gibi çünkü güzel yok, yani ben mafya kitapları sevmiyorum.
Neysee dfghjk Yoruma devam edeyim ben. ;)



Timur Tönge; elleri kanla doğan, karanlık geçmişinden ve lanetinden kaçmak için sessizliğe bürünmüş şanlı bir Türk askeridir. Önüne bırakılan dosyada tek bir görev vardır: Ülkenin en tehlikeli mafyası Kenan Kralşan’ın inine sızmak ve onu yok etmek.
Bu görevin sandığı kadar basit olmayacağını sızdığı inde umutla ona tutunan bir kadının varlığı ile anlayacaktır. Adı ölüme eş; Ahuzar.
Ancak aşk beklenmedik bir şiddetle yüreklerine değdiğinde, geçmişin yükleri, kan, acı ve gözyaşı ile örülmüş bu kapanı yıkmak ve hapsoldukları cehennemden çıkmak düşündükleri kadar kolay olmayacaktır.


Ahuzar, gazetecilik yaptığı sırada başından geçenlerden sonra gözü kara, kötülükler kralı olan Kenan Kralşan’ın esiri gibi bir şey olmuştur. O gel deyince giden, git deyince giden birine dönüşmüştür. Hayatının en nefret ettiği şeyi olmasına rağmen koruması gereken kişiler yüzünden bunlara katlanmak zorundadır.
Hiçbir şekilde umudu olmayan Ahuzar’a umut ise hiç ummadığı bir yerden gelir.
Güçlü kadınlara hayranım, leb demeden leblebiyi anlayan, erkek karaktere diklenmeden anlaşan kadın karakterlere. İşte Ahuzar öyle bir karakterdi.
Zaten hayatı çok zor ve kendiside zorlaştırmamaya çalışıyor. Ve çoğu kez zekasını konuşturan kadın karakterlere de hayranım. Tabii kendisininde öfkesine yenilip bazı şeyleri karıştırıyor ama olsun o hataları yüzünden hemen silip atmayacağız sdfghjkl
Ama en son yaptığına aklım ermedi, yani dese ki orada sadece ben yoktum, diğerleride vardı tamam, hele başka bir varlık vardı. O olabilirdi mesela.
Neyse son sahnenin de vardır bir sebebi, oraya da geleceğiz inşallah.


Ve Timur.
Elleri kanlı doğan Timur, yıllarca aklına bu sokulduğu için hayatta zevk almak yerine hayatla başa çıkmaya, kendinden çok vatanını korumaya başlamıştır.
Bir gün gelen gizli görevden sonra çok riskli bir işe kalkışır ve koruma olarak girdiği mafyaların yanında yıllar önce gördüğü kadınla karşılaşır.
O günden sonra ikilemde kalsa da aslında kadının tek başına kaldığını, sevdiklerine sahip çıkmaya çalışırken yavaş yavaş tükendiğini görür ama yine de bunlara rağmen ayakta kalmasına hayran kalır.
Timur’u Gökçen’den tanıyoruz, tabii kendisi orada çok sessiz. Gerçi burada da çok konuşmuyor ama konuştuğu zamanda da tam yerine oturtuyor.
Ahuzar alışıyor tabii bu sessizliğe, bir de anlaşılıyorlardı ya süper olaydı. :D
Ama bakalım devamında neler yapacak, kararsızlık mevzusunda ben de kızdım ama neden kararsız kaldığını hepimiz biliyoruzdur. ;)

Birkaç tane kötü ama çooook kötü karakterlerimiz var. Kenan ve onun üvey annesi. Kötülük konusunda ikiside yaptıklarında kapışır. Ben bu yüzden mafya tarzı kitapları sevmiyorum, okumuyorum. Bu kitabımızda bir yerde askeri kurgu olduğundan mafyalık mevzusu olarak bakmıyorum ama yaptıklarından sonra nefret ettim Kenan ve türevlerinden. O yüzden serinin hemen bitmesini çok isterdim, kötülerin hemen sonu gelsin diye ama bakalım neler olacak. Ama lütfen işler bu kadar uzamasın ve serimiz üç kitapla(Gönül ister iki kitap ama) adadan ayrılır. :D
Bir de geçmişteki kötü karakterimiz var, onun kötülüğü belli kişilere ama diğerleriyle aynıydı bana göre. Sonrasında neler olacak ona bilemiyorum ama olanlar oldu zaten. Nalet herif.

Ve Adem ve Güldeste…
Bu çiftimiz hakkında bence bir şey yazmayayım, spoiler olur ama çok kalbim kırıldı. Olmak zorunda mıydı öyle? Yazarcığımız olmadı bu…

Gökçen serisini okuyup, eğlenenler, sevenler onun gibi bir kitap beklemeyin. Orada o kadar çok güldüm ki burada kalbimiz kırıldı, Gökçen serisini aradık resmen.
Tabii ikisini bir tutamayız. Orada çok fazla argo vardı mesela, burada Ahuzar nefret ediyor. Ahuzar ve Gökçen mümkünatı yok anlaşamaz o zaman. :D
Yani ikisini kıyaslamayın, bu ne kadar sakin, duygusalsa o da o kadar eğlenceli, tabii duygusal ama yer yer. Bülbül kapanı ise baştan sona dram, arada Ahuzar ve Timur’um arasında geçenlere çok güldüm ya neyse dfghjkl


Bunun dışında son kısımda olana çok üzüldüm, ağladım, ağladım…
O kısım olmayacaktı, yani illa ki bir şeyler olacaktı ama o olmayacaktı. Kime üzüleceğimi şaşırdım ama en çok bir şeye çok üzüldüm. Onu da okuyanlar biliyor bence. Detaylı yazamadığım için böyle üstün körü yazıyorum ama spoilerda yazacağım detaylı, yazayacaktım aslında ama baktım cidden yazamıyorum, birazda olacakları falan yazarım.
Spoilerdan önce yazar hakkında da konuşalım. Gökçen iki ve üçte olan yakınlaşmalardan sonra burada aşkın a harfinin bile geçmemesi. Evet aradaki bağları çok güzel ama aşk yoktu, ikinci kitapta bolca okumak dileğiyle. Radyo sahneleri çok güzeldi, ahh Timur sdfghjkl
Ahuzar’ın marka takıntısı şaka mıııı :D

Bu kitabı ayrıca okuyabilirdiniz bu arada. Gökçen benlik değil diyorsanız bunu okuyabilirsiniz. ;)
Bu arada hazır yine Gökçen demişken Barut timini özledim be, zaten Timur fazla bahsetmedi üzdü bu beni. :(
Umarım devam kitaplarda olurlar.
Kapağın anlamını çok sonradan öğrendik, o kadar mı güzel olur. Bayıldım, bayıldımmmm <3


-Spoiler Başlangıcı-

Ahuzar’ın kardeşine aşırı gıcık oldum, yani karakter olarak değil tek olsa başına bir şey gelmez mesela. O Kenan adisininde Ahuzar’la ne gibi bir işi var aşırı merak ediyorum. Şu büyük toplantıda ne yapmış olabilir. İnşallah kısa zamanda Timur’la beraber öğreniriz.
Sonrasında Kadife olan için çooook üzüldüm. Sessiz sedasız Ahuzar’a beni seç demesi kalbimi cıt diye kırdı. Zaten en çok ona ve Ahuzar’ın çaresi kalışına üzüldüm ama diyorum ya dese ki orada sadece ben yoktum annem olacak o kalbi kararmışta vardı.
Ve kitap bu ya mesela Timur Ahuzar ve kardeşini askeriyeye teslim edip, ya da yasal olarak isimlerini değiştirip gizleyebilirdi ve Ahuzar’da Kenan naletinden kurtulurdu. Bakın nasıl plan ama işte kitap ve neler olacak kim bilir.
Mesela 27.bölüm mevzumuz var, orada neler oldu acaba. Çook merak etmem peki.
Sonrasında Güldeste…
Ah bu hikaye daha çok kalbimi kırdı. Başta Timur benim yüzümden kaybettim ablamı ve yeğenimi deyince yok ya falan demiştim ama o sahne…
Bir nalette onların babaları.
Timur benim suçum diyordu ama onluk tek suç arkadaşına yardım olabilir. Onda da bir şey yok. Babasının halen daha böğürmesi peki -_-
 Yani bu kitapta çok nefret ettiğim karakter oldu, umarım işler bizimkiler gibi güzel giderde güzel yerler okuruz. Yoksa sinir hastası olur çıkarız ha.


-Spoiler Sonu-


Yukarıda da dediğim gibi tek okunabilir, başlardan bizimkileri gördük ama çok detaya girmedi açıkçası. Eğer iki türüde okumayı seviyorsanız bence Gökçen’den başlayın ama yok ben öyle kitaplar çok sevmiyorum diyorsanız bunu okuyun.
Şu an Gökçen’in dördüncüsü çıkacak gibi, Bülbül Kapanı ne zaman devam eder bilmiyorum. Aslında Wattpad’de var ama ben kitapta okumayı tercih ederim. Bir de henüz bitmedi, bekle bekle dur. Hiç sevmiyorum.
Bazı spoiler yedim tabii ki, onlarıda beklemiyor değilim. :D
Kısacası çok sevdim, yazardan en yüksek puan alan kitap. Hataları vardı illa ki ama aklımda yatmayan şeylerde olmadı.
Gökçen’de öyle şeyler vardı mesela, o yüzden bir puan kırmıştım.




Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


İnsanın hayatı bir başka hayatta bir kere kesişirse bu tesadüf olurdu. Ama iki kere kesişen hayatlar tesadüften daha fazlasıydı.


*****


Dinliyordu. Buradaydı. Tam arkamda.
Kimseye güvenmeyen, sırtını dahi yaslamayan ben ona sırtımı dönerken, bütün hayatımı ona yaslarken hiç düşünmedim.
"Oradasın."


*****

"Seni dinlemem için yalvaran sen değil misin?"
"Dinliyorum işte. Her anlamda."




"Ahuza mı bana yakışmıyor? Ahu'yla arasında sadece üç harf var! Değişen hiçbir şey yok."
"Üç harf çok şeyi değiştirir, Ahu,"


*****


Öfkesi sadece onu yakmıyor, değdiği her şeyi de küle çeviriyordu.


*****


Varlığının sevilmediğine inandırılan çocuklar, kendilerini sevdirmek için ne yaparsa o da onu yapıyor, sessizce merhamet dağıtıyordu.


*****


Aynı yerden yara alanlar, yaralarından tanırdı birbirini.







Bir yorumda böylece biter, başka yorumlarda görüşmek üzere^^






Buralarda da varım^^









8 Şubat 2025 Cumartesi

Roma Tatili II Sarah Adams Kitap Yorumu// Blogları Canlandırma Projesi Ocak Ayı^^

 Selamlar^^
Size harika bir kitabın yorumuyla geldim. İnanın hem romcom olup hem de rahat okunan, smut olmayan kitap uzun zamandır okumuyordum. İşte bu kitapla o vuslat sona erdi çok şükür. Tabii eskideki kitaplarda var böyle ama yeni çıkan kitaplarda böyle hiç yoktur ya da ben bir türlü bulamıyorum.
O yüzden okuduğum için çok memnunum.
Ve okuduğum zaman tam bir kasaba kitabı olması, kız kardeşlerin olması ve onlarında kitaplarının olması falan cidden beni eskiye götürdü ve okuma zevkim daha arttı.
Ve kitabımız bu ay tam puan alan ikinci kitabımız, sonuna kadar hak etti. 😍

Not: Kitabımızın karakteri müzikle ilgilendiği için temaya çok uygun diye BCP için ekledim^^



Kalbin, hiç ummadığın bir yere ait olabilir...
Roma’ya hoş geldiniz! Ama yanlış anlaşılma olmasın, İtalya’da değil, Kentucky’nin küçük ve şirin kasabası Roma’dayız. Sıcakkanlı insanları, rengarenk dükkanları ve sakin hayatıyla bu küçük kasabanın Rae Rose gibi bir
dünya yıldızını ağırladığını duymak sizi şaşırtabilir.
Kulağımıza gelen fısıltılara göre Rae Rose olarak bilinen Amelia, şöhretin parlak ışıklarından ve onu yalnızlaştıran sevdiklerinden oldukça yorulmuş ve çareyi, Audrey Hepburn’ün en sevdiği filmi Roma Tatili’nden ilhamla, ona en yakın olan Roma’ya gelmekte bulmuş ve bir süre kalmayı planlıyormuş.
Daha şaşırtıcı olan ise Amelia’nın, kasabanın huysuz turtacısı Noah Walker’la yakın bir ilişki kurmuş olması. Gönül işlerini bir kenara bıraktığını düşünen Noah’nın, sevimli ve sakar Amelia’ya düşkünlüğü, her işe burnunu sokan kasabalıların gözünden kaçmış değil. Ancak birbirinden bu kadar farklı olan iki insanın, orta yolda buluşmak için ne kadar ödün vermesi; hayatını değiştireceğini inandığı bir aşka nasıl tutunması gerekir?


Amelia gençlik yıllarından beri sevdiği işi yapıp pop star olmuştur. Baştan çok sevip, zevk alsa da son zamanlarda çevresindeki baskıdan sıkılır ve çok sevdiği filmi örnek alarak en yakın Roma'ya gider. Gittiğinde başına olmayacak şey gelir ve tanımadığı ıssız bir yerde eski arabası bozulur ve yolda kalır.
Arabasının bozulduğu arazinin sahibi ise yardıma geldiğinden ilk başlarda korkar ama sonradan ikna olup o gece gizemli adamın evinde kalınca işler karışır.
Amelia'ya çok üzüldüm ya, şan şöhret sahibi ama kalabalıklar arasından yalnız kalmış, sevdiği işi yapamaz hale gelmiş. Bence genel olarak pop starlarına bakınca hepsi bu durumda. Resmen robot olarak kullanıyorlar, oraya git, bunu söyle, şuraya gül, bunu yeme vs vs vs. Yazık bee.
O yüzden kendini bulması ve bir şekilde gerçekleri görmesi çok güzel ve anlamlıydı.


Noah geçmişte yaşadıklarından ders aldığı için artık her adımını ona göre atar. Bir gün istenmeyen misafir evinde kalmaya başlayınca işler karışır.
Ailesinden kalan turta dükkanını işleten Noah üç kız kardeşine de sahip çıkmaktadır.
Kendi halinde bir kasaba olduğu için kuş uçsa herkesin her şeyi anında duyduğu için Amelia'yı zor saklar ama ona göre en kötüsü de herkesin onunla yakıştırmasıdır.
Noah çok tatlıydı, hem kız kardeşlerine sahip çıkması hem de turta sevmemesine rağmen turta yapması ve bazı şeylere her türlü sahip çıkmasına bayıldımm.
İdeal erkek resmen. Bir de mutfakta çok iyi mesela, daha ne olsun.
Ama şey komikti ya, cep telefonunun olmaması, evinde internetin olmaması komikti. 
Neden böyle detay yazmış yazar bilmiyorum ama benim hoşuma gitti.
Yani teknolojiden uzak, zaten hat çekmiyor böyle hayat sürüyor falan güzeldi.
Bir de aşk adamı oluşu, Amelia'ya olan davranışları da çok tatlıydı. Diyorum ya ideal erkek resmen. :D

Kasaba halkına hayran kaldım, yani öyle bir aile olmuşlar ki hemen mevzu anlaşılıyor ve sus pus oluyorlar. Zaten kasabada geçen kitaplar, filmler ve diziler bu yüzden çok güzel. Resmen kocaman bir aile. Kız kardeşlerde ayrıca güzeldi ve serinin devamında kızların hikayelerinin olması daha da güzel.
Biri Amelia'nın korumasıyla, bir diğeri ise kasabaya gelen yazarla olacakmış. Ayyy en sevdiğim, en sevdiğimmmm^^
İnşallah en kısa zamanda çıkarırlar devamını. <3


Yazarın kalemine ayrıca hayran kaldım, hem akıcı hem konu güzel. Daha ne olsun arkadaşlar. Ve kitapta smut olmaması, sonra abuk subuk şeylerin yer almaması kitabı çok daha güzel yapmış.
Çiftimizin kısa sürede aşık olmasını garipsemedim açıkçası, çünkü aralarından hemen bir etkileşim oluyor zaten ve buna rağmen hemen bir ilişki vs olmuyor. Normalde sevmem hemen aşık olma mevzusunu ama bu gerçekten öyle değildi ve yavaş yavaş yakınlaşmaları çok güzeldi.
Tabii ortada bir gerçek vardı, bunu unutmadan devam etmeleri de güzeldi.
Şimdi şu ünlü kitap sayfasında puanlamasına baktım da seri devam ettikçe puanlar yükseliyor, ayyy daha çok merak ettim şu an. :D Keşke ingilizcem olsaydı. :/
Ayy daha ne kadar yazayım güzel olduğunu. :D
Bu arada yazarın başka bir kitabı var çıkmış, o tek kitap herhalde bakmam lazım ama spor romantizm konu alıyor, daha da ilgi çekici. :)


Bu yorumdan sonra daha ne diyebilirim ki yani, alın okuyun^^
Kapak harikaydı, o kadar cıvıl cıvıl ki çok seviyorum böyle kitapları. Başta da dediğim gibi uzun zamandır böyle bir kitap okumadığım için resmen ilaç gibi geldi. Böyle bir kitap en son ne zaman okudum onu bile hatırlamıyorum^^
Genel okur olduğu için herkese öneriyorum^^ 



Kitaba Puanım 5/5^^



Alıntılar^^


Bu kadın hayatıma bu kadar çabuk sızabilmişti? Kasırgalar bile bir şehri daha yavaş tahrip ederdi. Muhtemelen onun yaratacağından daha az zarar ile...


*****


Kalbime sesleniyorum, sakın bunu yapma. Heyecanla çarpmaya niyetlendiğinin farkındayım ama buna izin vermiyorum. Ne olmuş yani? Noah, iyi bir abi işte.


*****


Beni evinde istemiyordu ama rahat ettiğimden, güvende olduğumdan emin olmak için kendi yolundan çıkabiliyordu.


*****


"...Güya beni seven yüzlerce insanla dolu odada  durup yine de kendimi yapayalnız hissedebiliyorum."


*****


Amelia Rose'a aşık olmaya direnmeme yardım edecek tüm sinir hücrelerime ihtiyacım vardı. Gerçi... Hayır.
Ben çoktan ona aşık olmuştum.





BCP için Şubat ayı temamız Romantik, Komedi, Aşk, Sevgi, Yalnızlık ve İçsel Dönüşüm^^
Temamız yine dolu dolu, istediğin zaman katılabilirsiniz^^
BCP için yazdığım diğer yazılara Buradan! ulaşabilirsiniz.
Bekliyoruzz efenimm^^




Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^



Buralarda da varım^^




4 Şubat 2025 Salı

Ocak Ayı Raporu//Yeni Diziler, Yeni Kitaplar ve Müzikler^^

 Selamlar^^
Yeni yılın ilk aylık raporunu yazıyorum. En son Kasım ayında kalmıştım, Aral
ık ayını yazmadım açıkçası, çünkü Kasım ayından farklı bir şey yoktu. Kitap olarak Kırık Bir Kalp en iyisiydi. Farklı bir dizide izlemedim zaten. Ama Ocak ayında farklı diziler, farklı müzikler vardı.

Ocak ayında dizi bitiremedim, halen daha Çin dizime final yapamadım. Tam tamına 7 kitap okudum, ikisi mangaydı.
Gelelim neler izlediğime, okuduğuma ve dinlediğime.




Geçen yıl çok nadir tam puan verdiğim kitaplara bakınca bu ay iki kitaba tam puan verdim. Biri Bülbül Kapanı, diğeri de tam kasaba filmlerini anımsatan Roma Tatili kitabı.
Yine de tam puan olmasa da güzel kitaplar okudum. İnşallah diğer aylarda da güzel ve bolca kitaplar okurum. :)
İki tam puanlı kitap olduğundan ikisini de eklemek istiyorum müsaade ederseniz. :)








Bülbül Kapanı askeri-mafya bir kitap ama Roma Tatili romcom. Baskılardan sıkılan pop star kızımızın kasabanın turtacısı olan beyle aralarında geçen mevzuyu anlatıyor. :)










Gelelim diziye. Aşk-ı Memnu bittikten sonra altyazı takip edemem diye Türk dizisine başladım. Çoğu dizi entrika, vurdulu kırdılı olunca ben de komedi dizisi olan Avrupa Yakasına başladım.
Aşırı sinir ettiği kadar çokta güldürüyor.
Resmen 20 sene öncenin dizisi ama hiç eskimiyor. :D Şimdi bir de 4K çözünürlüğünde eklemişler, on numara beş yıldız.






Çin dizimi bitiremedim ama yeni bir Kdramaya başladım. Gerçi o da henüz bitmedi ama olsun, son iki bölümü kaldı, ben de anca bitiririm zaten.
Genel olarak klişe ama başroller farklı. Bu sefer Ceo kadın, sekreterimiz ise erkek.
Dizimizin adı Love Scout.






Film olarak aslından önceden bildiğim ama detaylı izlemediğim için bu sefer tamamen izlediğim film kendisi. Hatta başını izlemedim diye geçen bu seferde başını izledim. :D Ama baştan sonra eğlendiğim bir film oldu. O gerçeklerin ortaya çıktığı geceki mevzu çok iyi değil mi? :)


   



Bir gün youtube'da müzik dinlerken beğendiğim videolara denk gelince taaa on sene öncesinin şarkıları önüme çıktı. Eski kpop şarkılarımız.
Suju, Exo, Ukiss, Infinite ve dahası. Ama bir tanesi var ki sürekli dinledim durdum. :)











İnşallah Şubat ayında Çin dizimi bitirir daha çok kitap okur, daha güzel şeyler izlerim.
Zaten Ocak'ta blogta çok yazı yayımlanmamış, ben bile şok oldum neden böyle oldu diye ama bitti ay daha. Şubat ayına inşallah^^






Başka yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^





Buralarda da varım^^









2 Şubat 2025 Pazar

Son Aşkım//Kübra Nur Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Yeni yılın ilk kitabı diyebilirdim ama elimde birazcık süründüğü için ilk kitabı diyemeyeceğim ama ilk okuduğum kitap diyebilirim. :)
Kübra Nur şu aralar kitap yazmıyor, yani yeni kitap çıkaralı bir buçuk sene olacak ki kendisine de yazdım bu aralar öyle bir planı yokmuş. Hayırlısı.
Gelelim kitaba, serinin son kitabı ve benim seride ne yazık ki büyük hayal kırıklığı yaşadığım kitap.
Neden olduğu devamından ama o kadar büyük heyecanla başlamam ve sonucu böyle olması cidden beni üzdü ya, seriye böyle veda etmek istemezdim.
Yine de çiftimizin çocuklarının kitapları var, onlar çok çok güzel işte. <3


Çöpçatan kelimesinin Türk Dil Kurumu sözlüğündeki karşılığı tam olarak şöyle; Evlenmelerde aracılık eden kimse. Benim yaptığım iş de tam olarak bu. Yani çöpçatanlık. İşimde oldukça da başarılıyım üstelik. Ama sizin bildiğiniz çöpçatanlardan değilim. Benim aşk hakkında en ufak bir fikrim bile yok. İnsanları bir araya getirmekte ve birbirlerine âşık olmalarını sağlamakta başarılı olmak, ne yazık ki beni bir aşk profesörü yapmıyor. İnsanların neden âşık olmak istediklerini, neden bu duygunun peşinde koştuklarını bile bilmiyorum. Fakat küçük bir yalanla başlayıp, Akın Arıkan'la tanışmamla birlikte tuhaf bir maceraya dönüşen hikâyemde hepimizin bazı cevaplar bulabileceğini umuyorum.

Mine çöpçatanlık yapmaktadır ama aynı işi yapan kişiler tarafından zor durumda kalınca işi sahte bir sevgili bulmakta bulur. Nasıl bulacağını düşünürken parkta yalnız başına oturan genç adamı görünce neyi olduğu tahmin eder ve hayatındaki en saçma teklifi sunar.
Kendisi kadar şaşırmış adamın teklifi kabul etmesiyle sahte sevgililik başlar.
Mine garip ama bıcır bıcır bir karakterdi. Sevdim, karakterlerle bir problemim yok sdfghjk
Dudak nemlendirici olayını ayrıca sevdim, herkesin kendini bir şekilde sakinleştirme yöntemi farklı tabii ki. O yüzden böyle ufak detaylar hoş.
Son kısımdaki mevzuya şok oldum, çocuklarının kitaplarını okumuştum dedim ya size, o kısımda Mine hakkında Çöpçatanlık işini okumuştum ama bu kitapları bilmediğimden ne alaka demiştim, şimdi anlaşıldı. :D


Akın, neden parkta oturduğunu çözemediğimiz, kitapta sadece erkek karakter olarak geçen bir beyefendi. O yüzden çok detay veremiyoruz.
Tamam romantik, Mine ile çok güzel anlaştı ama arkadaşlar erkek karakter sadece Mine'ye partner olarak gelmiş gibi olmuş, sevgilide olmuş ve bitmiş gibi.
Önce ki kitapları okudum ama kaç ay önce, Akın neler yaşadı, neler yaşıyor, öncesinde abisiyle arasından geçen mevzuya dokunmalıydı. O kadar kitapta yoktu ki aşklarını da hissedemedik haliyle.
İşte sevmeme neden olaylardan biride buydu.

Mine'nin ablası ve annesi olaydı. Mine'ye yardımları baya dokundu ama öncesinden olaylar, olaylar. :D
Diğer kitaplardan Mayıs, Nisan ve Arın, hatta Zeynep karakterlerini de görmek güzeldi. Yine ve yeniden eğlenceli olaylar. :D
Daha çok olsalardı belki kitap daha güzel olurdu kim bilir.

Şimdi kitap neden beni hayal kırıklığına uğradım. Kitabımız konusu sahte sevgililik, zaten en çok ilgimi çeken bu oldu. Tam böyle zorla yakınlaşmalar, zamanla birbirlerini tanımaları ve zamanla aşık olmaları falan güzel olurdu. İşte bu sebeple beklentim çok kötü yere çakıldı. Bunun verdiği hayal kırıklığı yüzünden kitabı o kadar geç bitirdim ki yani okumak içimden gelmiyordu. O yüzden seride en uzun elimde kalan kitap ilan ediyorum.

 

Yazarın kalemini seviyorum, zaten en son çıkan kitaplarından kendisini tanıdım ve kendini geliştirdiğini bu kitaplarını okuduktan sonra anladım. Ama öyle böyle değil geliştirmesi, okuyanlar beni anladı ve keşke bu seriyi okuyup öyle çocuklarının kitaplarını okusam dedim sürekli.
Tabii çocuklarının kitaplarını ne zaman yazmak istemiş yazarımız bilmiyorum ama azıcık gariplikler vardı. :)
Bu kitap böyle diye yazarı önermemezlik yapmıyorum, çok severim kalemin ama eğer ilk defa okuyacaksanız bu kitaplarından başlayıp kendini nasıl geliştirdiğini okuyun derim. ;)



Kitaba Puanım 5/3,5^^




Alıntılar^^

"Senin sahte sevgilin olmayı düşüneceğim. Henüz kabul etmiyorum, sadece değerlendireceğimi söylüyorum. Ama şunu söylememe izin ver, bana aşık falan olursan, bu, çok klişe olur."


*****


"Garip birisin Minr Araz," diye mırıldandı.
"Ama seninle tanıştığıma hiç pişman değilim."



*****


Ve onların  birer gök taşı olduklarını bilsem de hepsini kayan birer yıldız olarak hayal edip onlarca dilek tutuyordum.
Onlarca dilek.
Her bir dileğin başkahramanı tam yanımda duran adamdı.


*****


Akın Arıkan, benim için doğru elma mıydı bunu o an bilemiyordum. Ama orada durup ona bakarken, o ağaçtan başka bir elma seçemeyeceğimi, seçmek istemeyeceğimi çok iyi biliyordum.



*****


Ucu  bucağı Akın'a değen, ondan veya onunla gelen her şeyin istemeden de olsa seviyordum. Aşk denilen şey beni hızla kuşatıyordu ve hayatımın bir daha asla eskisi gibi olmamasından korkuyordum.



*****


Aşk, anlatılması değil, hissedilmesi gereken bir şeydi.





Diğer Yorumlarımda Görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^