20 Mart 2025 Perşembe

Son Zamanların En Sevdiğim Dizisi: Severin//Türk Dizi Yorumu^^

 Selamlar^^
En son ne zaman Türk dizi yorumu yaptım şu an hatırlamıyorum. Genelde izlemeye başlamış olsam da devam edemediğim için genelde Türk dizilerini bırakıyorum ama bu sene ilk Aşk-ı Memnu'yu bitirdim, sonra Avrupa Yakasına başladım ama onu 46 gibi bölümde bıraktım, çünkü bu dizi önüme çıktı. :D
Dizinin youtubeda shorts videolarda gezerken önüme bu dizinin editi düştü. Yayınlandığı zaman öyle bakıyordum ama çok ilgimi çekmiyordu açıkçası. Ben çift kimyasına bakarım ama o zaman o kimyayı hissedemedim. Ama şimdi izleyince neden o zaman devam etmemişim dedim. :D
Çünkü çoooook güzeldiiii. Evet sona doğru, reyting ve bitme kaygısından dolayı saçmalamışlar. Son dört-beş bölümü atlayarak bitirdim, hem meraktan hem de saçmalıktan.
Ama o başlar, çiftin uyumları, konuların her bölüm farklı olması güzeldi. Lakin bu diziden bir Tolga Tuna geçti ki arkadaşlar, işte asıl efsane oydu.
Nedenini devamında söyleyeceğim.
Ben tam bir yaz dizisi severim, geçen yaz diziler olmadığı için aşırı üzüldüm. Saçma bir yazdı yani. İnşallah bu sene olur ya, seviyorum ben öyle rahat, sıradan, şapşik, anlaşmalı, bol güneşli ve bol romantik dizileri seviyorum ama gelin görün ki işte maliyet fazla oluyormuş diye saçma sapan mafya dizilerine yığınla para verirken yaz dizilerine hayır demişler.
Sanki kışın çekilen dizilerin ömürleri oluyor, hemen final yapıyorlar. Bizim toplum artık öyle aile dizilerine gelemiyorlar. Ya mafya olacak, ya aldatma olacak, ya kadına şiddet olacak. Hepsi olacak ki anca izlensin. Usandık valla.
O yüzden bu dizilerimize sahip çıkmalıyız ama yazında dizi izlenmiyor ya. :/ Ama uslandık değil mi? Yazın dizi çeksinler izleyelim asdfghjkl




Dizi içinde dizi çekilen bir yapım.
Oyuncu ve ünlü(şaşmaz) erkek oyuncumuz ile, ailesine bakan, mahalle güzeli, rastlantı sonucu oyuncu seçmelerine katılıp dizinin kadın oyuncusu olan fakir kızımız.
Aşırıııııııı klişe değil mi? Ama senaryo güzeldi, arada piyasada olan olaylara değinmeleri, laf vurmaları hem düşündürücü hem de komikti. En son tekelleşme mevzusuna değinilmiş ki düşünün bu dizi 2022 yılının yaz ayında çekilmiş. :) Kaç senenin mevzusu, kaç kişinin hayatı gitmiş. Yazık günah.
Böyle yorum yazdıkça baya şeylere değinecek gibiyim ama şimdi bırakıp oyuncu kadrosuna bakalım^^



Burak Yörük//Tolga Tuna^^
Çocukluktan başlayan oyunculuğunun verdiği özgüvenle en son çektiği dizinin yapımcılığına soyunup, dizide izlenmeyince sona yaklaştığını ve borç batağında olduğunu bildiğinden çıkış yolu bulmak durumda kalır. Bu da hiç sevmediği yaz dizisi çekmektir.
Zor durumda kaldığı sırada kendisine saldıran kızı karşısından görünce seçmelere katılan ablasını kandırır ve seçmelerden geçmesine engel olur, kızımız durur mu herkesin önünde, canlı yayında Tolga'nın üstüne yürür ve herkes bunu rol zannedip Asya'nın rolü almasını sağlar.
Kendisini ilk 4N1K filmden tanırım, çoğu dizisini bilirim ama hiç izlemedim.
Oyunculuğu o kadar güzel ve mimikleri o kadar iyi ki(bence oyuncunun mimiklerinin olması en önemli şey) neden çok az rollerde oynadığına bakınca kendisinin tam bir baby face olduğunu gördüm.
Yani bu dizide daha olgun duruyordu ki yaşı 27'ymiş çekerken. Bundan önce Aşk Mantık İntikam dizisinde oynamış, orada 26 olsa orada bile çok olgun değil. Yani tip olarak değil, bence o yüzden bu kadar geç kalınmış bir oyunculuk var.
Geçen kış başlayan bir kış dizisinde sert adam rolünü oynamıştı(izlemedim), şimdi yine vurmalı, kırmalı bir dizide başrolde oynuyor, burada da baya sert ve inanın yakışmış. Bundan sonra daha çok göreceğiz gibi.
Bu diziyi ise kendisi daha çok sevdirdi, kaç kere başa sardım söyleme tarzından, mimiklerinde eğlendiğim için. Şu an mesela bir reklam çekimi mevzusu var, burada Asya'yı o kadar kıskanıyor ki ve düşmanı olan adamdan Asya'yı korumak istiyor k aşırı komik. :D
Tolga, ay pardon Burak sen harcanmışsın ya. :/
Ve bence çoğu sahne doğaçlamaydı, eğer öyleyse hiç şaşırtmaz. :D




İlayda Alişan//Asya Çelikbaş^^
Ailesine elinden gelen bütün desteği sağlayan Asya ablasının gittiği seçmelere o da gidince hayatı değişir. Başta istemese de sonunda ailesinin desteğini alarak sözleşmeyi imzalar ve yeni yaz dizinin başrolü olur.
Kendisinin dizilerini sadece Ateş Kuşlarına bakmıştım ama genel olarak tanıdığım biri. Magazin vs. sağ olsun tanıyoruz işte. Ateş Kuşlarında iyiydi ama kız ağlamaktan helak oluyor yeni dizilerinde. Şimdi adı lazım değil değil bir dizide oynuyor, geçen Murat Soner'in yorumunda gördüm iğrenç bir dizi. Yani şu yorumda bile izlediğim yerlerden midem bulandı, bu oyuncular nasıl kabul ediyor anlamıyorum. Tamam kadınların erkeklerden çektiği şeylere değinilmesi, bunun karşısından dimdik durmasını konu alan dizilerini yine çekin ama bu nedir arkadaş. Neyse, o dizi başka bu dizi başka.
Karakter olarak Tolga kadar sevemedim, sonlarda bile beni çizgimden çıkardı yani. 
Tolga ne kadar aşk adamıysa, Asya o kadar cadaloz bir karakterdi. Bu aşkı en çok sen hak ettin Tolga!!!!



Hakan//Atakan Yılmaz
&
Nazlı//Miray Şahin
Hakan Tolga'nın en yakın ve çatlak arkadaşı. Tolga'nın başına genelde hep onun yüzünden bir şeyler geliyordu ama son kısımda kendisine üzüldüm ya. Dizide harcanan en çok sendin Hakan. Kendisini ilk Tek Yürek dizisinde izledim, sonra Safir'de gördüm ama yaptığı suçlardan dolayı en son içeri atılmıştı, şimdi ne oldu bilmiyorum. :/

Nazlı Asya'nın ablası. Aslında oyuncu olmak isteyen kendisi ama Asya'nın işe girdikten sonra kendisinin de gireceğini düşünürken işler çokta istediği gibi gitmez bu sebeple çok yanlış şeyler yapar.
Karakteri o kadar bencildi ki yaptığı hataları kabullenmemesi en saçmasıydı. Çok sinir oluyorsunuz bu karaktere, şimdiden uyarayım.
Kendisini çoğu dizide gördüm ama uzun soluklu olarak İlayda Alişan ile oynadığı Ateş Kuşlarında izledim, orada olayı çok iyiydi. Burada ne kadar çekilmez bir karakterse o dizide o kadar iyiydi ki. Arada açıp izliyorum Zıpkınla sahnelerini. :D



Nesrin//Ceren Taşçı^^
Başta Tolga'nın menajeri, sonradan Asya'nın menajeri olan Nesrin'in en büyük düşmanı da Tolga'nın annesi. Diziye renk katmıştı resmen. Kendisini ilk Erkenci Kuş dizisinde izledim, zaten genelde de yaz dizilerinde izledik. Eee şu an yaz dizisi kalmayınca kendisini ne yapıyor bilmiyorum. Birkaç filmde de oynamışlığı var.



Asya'nın ailesi.
Geneli yaz dizilerinin vazgeçilmez karakterleri. Tabii ki her fakir kızın sert, her şeye karışan abisi, Kazanova eniştesi olur ya ha şimdi bunda onlar var.
Enişte mevzusunu fazla uzatmadan, abiyi ise zamanla daha medeni yapmaları güzeldi. Hatta bir ara Tolga Asya için abisini gaza getiriyor ama huyu değiştiği için Tolga istediğini alamıyor. O sahneyi kaç kere izledim bilmiyorum asdfghjkl



Nergis Kumbasar//Suzan^^
Tolga'nın annesi. Tam bir kibir bombası, Asya'yı ve ailesini tüm dizi boyunca küçük gördü. Artık bir yerden sonra gına geldiğinden hep atladım inanın. Yani bir yere kadar tamam ama sonrası inanın sıktı ve bazı başına gelenleri hak etti yani. O kadar sinir oldum ki kendisine fotoğrafı bile yandan çekimli buldum sdfghjklş
Kendisini tanıyoruz, çok tanıtmaya gerek yok bence. :)



Bahri//Mehmet Bilge Aslan^^
&
Selin//Hazal Benli^^
Yapımcı olan Bahri kızıyla beraber diziler çeker, zaten Tolga ile dizi çekmesinin nedeni de kızıdır. Dizide o kadar olay olmasına rağmen hep alttan alması hem komik, hem üzücüydü. Arkasından ne işler çevrildi ve ortaya çıkmaması -_-

Selin dizinin en en en kötüsü, her sahnesine sinir oldum. Hatta son kısımda sürekli atladım o gelince ve sürekli ekmeğine yağ sürülmesinden usandım. Bir yere kadar dedik ama yuh yani, senarist ne kafadaydı anlamıyorum. Bence dizinin bitmesinin tek sebebi bu karakterin yaptıklarıydı.
İlk defa burada izledim ama daha da bu yüzü unutmam sdfghjklşi



Yönetmen//Kadir sdfghjk
İsmini bulamadım o yüzden yönetmen dedim. Bu adam üzerinden tekellemeye güzel gönderme yapıyorlardı dfghjklş
Dizide her türlü projede vardı. Reklam çekiminde, Tolga'nın ilk çekilen dizisinde, kliplerde. Hatta bir yerde Asya görünce hocam siz misiniz, şaşırmadık falan diyor sdfghjkl



Ömer Faruk Çavuş//Onur Yekta^^
Aslında kendisi konuk oyuncu ama tanıdığımız için ekleyeyim dedim. ÇGHB'da oynuyor, bu dizide görünce şaşırdım ama rolünden dolayı çok güldüm kendine. :D Ama keşke şu sakallarını kesseydi. :D



Resimler^^



Dizinin en komik yanı da çektikleri dizide sürekli yaz klişelerinin bu şekilde de yaşamaları. Mesela çarpışmaları, göle düşmeleri, ormanda kaybolmaları, asansörde kalmaları. O kadar çok dalgaya almışlardı ki hep de çekiyorlardı. :D



Tabii klişenin dibi anlaşmalı sevgililik ve nişanlılık. :D Burada sürekli Tolga ağzının ayarı olmadığından onun belasını çekti sürekli. :D


Yani şu dizi çekilirken hangisinin sevgilisi çok yakın olmayın dedi bilemiyorum ama en çok İlayda'nın ki demiş olabilir. Burak her ne kadar böyle yakın çekimlerde güzel sonuçlar verse de İlayda'da o kadar uzaktı. İşte ne kadar kimya olsun fark etmiyor eğer oyuncu böyle yapıyorsa bütün büyü bozluyor. Çiftimizi herkes sevgili olarak biliyor ama o kadar uzaklar ki birbirlerinden biride demiyor ki bu nasıl sevgilik.
Biraz temas olsaydı ya. İşte diyorum ya diziyi Tolga yani Burak taşımız, haklıyım. :)




O kadar saçma klişeler vardı ki hem güldüm hem eğlendim hem de göz devirdim resmen sdfghjk



Burak'ın boyu 1.92, İlayda'nın boyu 1.58. Her izlediğimde çiftimiz sarıldığından yav şu kızın ayaklarının altına takoz koyun dedim ama kimse dinlemedi sdfghjkl
O yüzden sarılma sahneler -_-








Bu sahne hem çok romantikti hem de çok komikti.
Bunlar sabah beraber uyanıyor, Asya diyor ne diye öyle ahtapot gibi sarılıyorsun, Tolga'da diyor ahtapotu sadece ben yapmadım, sen de bana sarıldın beraber ahtapotu yaptık sdfghjklş
Biraz önce izledim, olayyyy sdfghj




Asya'nın son bölümlerdeki tarzına hayran kaldım, şu saçlarına falan. Keşke başlarda da öyle yapsalardı.



Dizide her ne kadar ağzından çıkanların belasını yaşasa da en acılı zamanları, tek kalmalarıda kendisi yaşadı. Bu bölümde çok üzüldük kendisine yaaa. :/




Şurada Tolga'ya; "Tolga nişanlın olay, git tadını çıkar." diyemedik, çünkü senarist yine saçmalama peşindeydi. -_-



Bu kısımda Asya'nın gördüğüne ben de şok oldum be. Yani öyle bir sahne esas çiftimizde olmadı bile. Yani neden bir dergi çekimi falan olmadı ki. Çıldıracağım. :D





Dizi bittikten sonra ısrarla ikize de başla dedim ve başladı, o yüzden dizi hakkında baya dedikodu yapıyoruz mesela. Bu çekimleri görünce şey dedim, neden dizi içinde de güzel bir dergi çekimi yapılmadı. Güzel sahneler çıkabilirdi. :) O zaman senarist beni yanına almalıydı, inanın dizi üç sezon devam ederdi. -_- 
Bu arada bu fotoğraflarda çoook cool. ;)


Gifler^^




Şu çizgili tişörtü hep giydirmeliydiniz yaaa sdfghjkl
En sevdiğimmm 





Sevgililer mi, kankalar mı belli değil.
Arka planda gerçekten arkadaşlar Burak ve İlayda ama arkadaşlar siz dizi çekiyorsunuz, bir salın gerçek hayatı. Bundan sonra arkadaş olan oyuncuları başrol çifti seçmeyin lütfen.





Dizide resmen Avrupa Yakası oyuncu geçidi vardı. İlk başta Şesu vardı, sonra bi programda Sertaç katılmıştı. Eğlenceliydi. :)






Bu sahne dizi tanıtımındaymış, ilk gördüm böyle bir sahne bilmiyorum dedim ama sonradan bakınca tanıtımmış. :D




Ve Son^^
Klasik Türk dizisi olduğu için bir yerden sonra saçmalaması, her bölümün 2 saat olması, sürekli entrikaların dönmesi, bir yere kadar güldürmesi falan filandı. Bir saat olarak alırsak ve dizi 20 bölüm olsa toplam 40 bölüm izlemiş oluyorum. Tabii son kısımları atladığım için dizileri bir saatte bitirmiş olabilirim. :D
Size öneriyorum falan demiyorum, isterseniz izleyebilirsiniz ama benim gibi yaz dizisi seviyorsanız, arka planda oynasın ben işimi yaparım arada da izlerim derseniz bakın derim.
Başta da dediğim gibi uzun zaman sonra bir Türk dizisini baştan sona izledim ve bitirdim. Bitirirken çok eğlendim ve sürekli sevdiğim bölümleri tekrar tekrar izliyorum.
Bir yerde Tolga ve Asya şarkı söylüyor, o kısımda Burak'ın gerçekten yeteneği görülmemiş dedim. Hem güzel oyuncu, hem diziyi alıp götürüyorum hem de sesi güzel. Geç fark edilmiş bir yetenek ve devam eder mi onu da kendi bilir.
Şarkının buradan dinleyebilirsiniz. Ben bir de şarkıyı söyleyen kişiden dinledim Burak daha güzel söylemiş. :)
Dizide sevmediğim bir diğer şey ise stilistleri. Kızlar aşırı açık giyiniyordu. Anladık yaz ama bazen gerçekten abartıyorlardı. Arkadaşlar siz söyleyin bu kadar baskıcı aile bu kadar açık giymek nedir?
O konuda cidden sıkıntı vardı. Bir de karakterlerin, ne çokta Tolga'nın son bölüme kadar nişan yüzüğünü çıkarmaması çok tatlıydı. Detaylar çok fazla var ve aklıma gelenleri anca yazabiliyorum :D
Bir de kanalla ilgili saçma bir sıkıntı vardı, dizinin kendi müziğinde neden telif olur? O yüzden sürekli ses kesildi ki bunlar hep önemli sahnelerdi. Bazı sahneleri ya alt yazılı izledim ya da gidip kanal d'nin uygulamasından izledim ama o aşırı sinirimi bozdu. İki tane reklam nedir ya???
Aşk-ı Memnu'da da öyle yaptılar bütün seyir keyfimizin içine ediyorlardı sdfghjklş
Kore dizi yorumlarından uzun bir son oldu, farklı ldu ama güzelde olduç
Öneri kısmı yukarıda dediğim gibi, isterseniz izleyebilirsiniz ama sinir olmaya, eğlenmeye de hazırlıklı olun. :)






Başka yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^



6 Mart 2025 Perşembe

Şubat Ayı Raporu^^

 Selamlar^^
Şubat ayı kısa olsa da verimli bir ay oldu. Tamam kitap konusundan çok iyi değildi ama çok güzel bir dizi izledim,  bence o da yeterli olur diye düşünüyorum. :)
Beş kitapla Şubat ayını kapattım, çok güzel şarkılar buldum ve dediğim gibi güzel bir dizi izledim.
Zaten bir önce ki ayda Avrupa Yakasını izlediğimi biliyorsunuzdur, bu ayda da izledim ama sonra bir videoya denk gelip başladığım dizi sayesinden Kore dizilerimi, Avrupa Yakasını falan hep unuttum.
Tabii çok güzel bir filmde izledim. O da çok güzeldi. Şimdi hepsinden bahsedeceğim inşallah^^



İlk kitabımız İkinci Bir Şans. Gelir gelmez hemen başladım. Yılbaşı temalı ama karakterimizin geçmiş kötü geçen bir yılı unutmaması ve denk geldiği cadı sayesinde o kötü yılı tekrardan yaşama şansı yakalamasını anlatıyor.
İkinci şansları hep aşk olarak biliriz ya, bu sefer öyle değildi.
Ben çok sevdim, karakterimizin yaşadıkları, hataları ve bunlardan ders çıkarması, daha mantıklı(genelde) kararlar vermesi güzeldi. Öneririm. :)
Tam puan verdim bu arada bu kitaba. :D


Ve gelelim o çok övdüğüm diziye. :D Hangi dizi olduğunu gördüğünüzde şaşırabilirsiniz. :D
İki sene önce yayınlanmış yaz dizisi Seversin'i izledim.
Dizi 20 bölüm, her bölüm iki saat. Bu gözünüzü korkutabilir ama çoğu yeri 2x hızlandırıp, gereksiz yerleri de atlarsanız daha kısa olabiliyor.
Ben oyunculara bayıldım ama en çok Burak Yörük'e. 4N1K filminden sonran ilk uzun izlediğim dizisi oldu ve dedim ki bu adam neden başka dizilerde başrol değil?????
Mimik desen var, oyunculuk desen var, sempatiklik desen var. Daha ne olsunnn.
Bitirdim diziyi, şimdi ikizle beraber bir kez daha izliyorum ve yemek hazırlama vs derken izliyorum sürekli. Yorumunu yazacağım inşallah^^






Film çok izleyemiyorum ama izlediğim zamanda da güzel şeyler izliyorum. Tam böyle kafamı dağıtsın diye açtım ama çok sevdim.
Normalde alt yazılı film izlemem, dublaj severim.
Ama buna alt yazılı olarak dayandım, o derece beğendim.
Tabii kısaydı, bazı yerler saçmaydı ama çerezlik güzel bir filmdi. :)




Son olarak ayın şarkısına gelelim.
Seversin dizisinde çiftimiz beraber düet yapıyor.
Dedim herhalde sanatçı söylüyor ama hayır Burak ve İlayda kendileri söylüyor ve Burak o kadar güzel söylemiş ki orijinal versiyonu bıraktım bunu dinliyorum.
Ama nakarat o kadar uzun ki sadece ilk dört kısmı aklımda, diğer kısımları anca şarkıyla beraber söyleyebiliyorum. :D








Bu da orijinal ve sanatçısının albüm kapağı.
Aşk acısı çektiriyor resmen söyleyen. Diğer Çok Yazık şarkısı falanda baya yürek yakandan. :D










Şu an Ramazan, Mart ayı daha sakin geçer diye düşünüyorum.
Çünkü kitap bitirmeme rağmen halen daha yeni bir kitaba başladım. Bakalım. Ramazan'da çok zor okuyorum, ondan korktuğum için bir türlü kitap bulamadım.
Yine farklı bir kitap aldım elime, inşallah bu sefer devam ederim. :D
Sizin Şubat ayı nasıl geçti?







Diğer yazılarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^
Hayırlı Ramazanlar^^






Buralarda da varım^^





5 Mart 2025 Çarşamba

Aşk İnsanları için En Güzel Romcom Kitaplar// Blogları Canlandırma Projesi Şubat Ayı^^

 Selamlar^^
Yılın ikinci BCP ile sizlerleyimm^^
Bu ay sevgililer günü dolayısıyla romantik-komedi temamız vardı, şu an elimde bu tarz bir içerik olmadığı için böyle bir öneride bulunmak istedim^^
Çok tatlış, okurken hem eğlenip, hem romantik sahnelere düşüp hem de hayattan bir şeyler öğreneceğiniz kitapları derledim. :)
Umarım beğenirsiniz^^
Bu arada BCP olarak Şubat ayında sadece Romantik, Komedi, Aşk, Sevgi, Yalnızlık ve İçsel Dönüşüm gibi temalarımız var. Eğer sizde yazmak isterseniz katılabilirsiniz. :)



Eski sevgili.
Aynı şirkette rakip olma.
Ve yapılması gereken listeler. :)



Türk Sophie Kinsella diyebiliriz.
Tam bir citlik tarzında kitap. :)



Historical.
Platonik bir aşk.
Ortaya çıkan sırlar, bolca eğlence ve aşk^^



Yoğunluktan ve baskıdan sıkılan popstar.
Bu sebeple kafa dağıtmak için bilmediği kasabaya gitme.
Kasabanın erkek turtacısı.



Patron-Çalışan ilişkisi.
Birbirlerini tanımadan yardım etmeleri.
İlk görüşte aşk.
(Bu aslından romantik-dram kitap, komedi yanı da var ama ben dram yanını daha çok sevdim)



Lise aşkı.
Sahte sevgililik.
Gönderilmemiş mektuplar.
(Bu kitap ikinci kitap, yazdıklarım birinci kitabı anlatıyor. Fotoğraf bulamadım)



Kız kardeşiyle bilmedikleri kasabada tatil.
Editör savaşları.
Hiç tahmin etmediği kişinin kasana sakini oluşu.
 Ve nefretten aşka.



Mahalle kurgusu.
En yakın arkadaşın kız kardeşine aşık olma.
Bursa'nın tarihi ve mahalledeki absürt olaylar.





Kitapların detaylı yorumlarını blogumda bulabilirsiniz^^
Daha bir sürü önerim var ama şu anlık yeterli, istek gelirse yine böyle öneri yazısı yazarım. :)
Hepsi sevdiğim kitaplar, bazısının basımları yokturdur ama ikinci el bakabilirsiniz. :)



Mart ayı BCP temamız Kadın Hakları, Kadınlar, Kadın Yazarlar ve Bahar Mevsimi olacaktır. 
Ama ben sadece BCP yazılarını okumak istiyorum derseniz buradan! bakabilirsiniz^^







Başka yazılarımda görüşmek üzere, hayırlı Ramazanlar^^
Sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^







27 Şubat 2025 Perşembe

Toktiker//Kader Arvas Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Bu aralar kafa dağıtan, eğlenceli kitaplar okumak çok hoşuma gidiyor. Bir de tiktokta takılmayı seviyorum, o yüzden bu kitabı okumayı çok istedim.
Kapak tasarımı, konusu falan gerçekten çok hoşuma gitti ama eğlence arıyorsanız tam sizlik ama eğer bu tarz sevmiyorsanız yorumu okumaya bile gerek yok bence. :D
Ben ilk okumaya başladığım zaman dedim kesin bol tiktok mevzuları, video çekmeler falan beklerken tam bir gençlik kitabı çıktı. Tamam bunda da okeyim ama tiktok mevzusu olsaydı aşırııııı sevinirdim. :D


Bir Zeliş atasözü der ki; demirden korksak trene binmez, kendimizden utansak TikTok denilen cadı kazanına girmezdik.
Arkanıza yaslanın, kemerlerinizi sıkıca bağlayın ve bana kulak verin millet! Çünkü hiç kimse bu hikâyede neler olacağını tahmin bile edemeyecek.
Zeliha Sönmez, namıdiğer Zeliş. Kendisi hikâyemizin esas kızı; aklına eseni yapan, kalbinden geçeni sansürlemeden konuşan, babasının tulumbası, annesinin en dayanıklı ev aleti, kardeşlerinin tez canlı ablası ve At Hırkızları grubunun biriciği.
Bir gün, izlediği videoda gördüğü bir çift tarçın bakışın esiri olur ve onun için TikTok camiasına girmeye karar verir. Ferhat’ın aşkı Şirin için dağları delmesi gibi kısa sürede, sosyal medyada kendini sevdiren doğal ama pesimist olan bu kızımızla tanışmaya hazır mısınız?
Genç kızların gözdesi, TikTok camiasının vazgeçilmez prensi olan Ulusoy, kendini beğenmiş mizacıyla etrafına ona ulaşılmaz havası yayan, kameralara gülümserken Zeliş’in âşık olduğu tarçın harelerini kısmayı ihmal etmeyen genç bir Playboy. Onunla tanışmaya hazır olun! İnanın gördükleriniz en az bizim kız kadar sizin de hoşunuza giderken ona hak vereceksiniz.

Zeliş liseye son sınıflarında olan, tam ergenler gibi hem eğlencesine hayatını yaşayıp hem de sınavlara çalışan bir genç kızdır. Bir gün arkadaşının tiktoktan gösterdiği oğlandan hoşlanmaya başlayınca aylarca sürekli onu takibe alır, fan buluşmalarına katılır.
Yine böyle bir günde aşık olduğu oğlana ulaşmak zorlaşınca tanımadığı birinden tüyo alır. Eğer Aytuğ'a ulaşmak istiyorsa bu mecraya girmesini önerir.
O günden sonra bununla uğraşan Zeliş sonunda paylaştığı videolardan keşfedilince Aytuğ ve onun ekibiyle tanışır ama işler hiçte istediği gibi gitmez.
Zeliş aşırı çatlak bir karakterdi, çokta kafasının dikine giden.
Sevdim kendisini ama sürekli ağlaması, seviyorum, ayılıyorum, bayılıyorum dediği oğlanın yanına gidince sanki yılların arkadaşıymış gibi heyecanlanmaması, garip hareketleri ve en çokta sürekli ağlaması gına getirdi. .D Yani çok fazla gözlerimi devirdim şu kısımları okurken. :D
Yine de eğlenceliydi, umarım ikinci kitapta daha aklı başında bir karakter olur. :D


Esas erkek karakterimiz Aytuğ ama onu çok fazla okumadık, yokla var arasında bir karakterdi. Hem geri planda durması ki haklı yani, daha bismillah kaç gün oldu tanıyalı hemen nasıl aşık olsun.
O yüzden devam kitabı olması iyi.
Buradan sonra Zeliş'in arkadaşlarına geçiş yapıyorum. Onlarda tam Zeliş gibi, hepsinin kafa güzel :D Mecazi anlamda çünkü hepsinin abuk subuk huyu, düşüncesi var ki bu da hepsini hem farklı hem de eğlenceli yaptı.
Aralarında en aklı başından karakter Derya'ydı, o konuda bir mevzu var ve Zeliş'in inatla karışmasına sinir oldum. Sonrada oğlan neden böyle yapıyor diye kızıyordu. Çok sinir oldum o kısımlara, tabii hatasını anladı ama sürekli laf çarpmaya hakkı yoktu.
İnşallah devamında güzel şeyler olurda Zeliş'in yaptıklarının üstünü örter.

Kitap sona doğru bir hareketleniyor, kimden geldiği belli olmayan notlar, karışana kafalar, sınavların açıklanması ve geleceğe karar verilmesi falan derken kitap devam etti.
Zeliş'in ailesinin destek olması güzeldi, Derya'nın klasik baskıcı ailesinin olması ama destek sağlayan bir anne falan hep şu zamanların sıkıntılarını anlatıyor.
Yine de o kadar baskı olmasına rağmen, tiktokta videolarda gözükme mevzusu olmasına rağmen erkek arkadaş mevzusuna neden bu kadar takınıldı anlamadım. Garip.
Yazarın kalemi güzel ama kendini daha fazla geliştirmeli. Yazım olarak güzel, anlatımı akıcı ve sıkmıyor. Kitap akıp gidiyor ama konu ile alakası sıkıntısı var gibi. Eğlenceli derken Zeliş'in sürekli gözlerim doluyor, doldu, ağlıyorum demesi beni gerçekten baydı, gına getirdi.
Yani o kısımları okurken sinir oldum gerçekten ve mantık hataları vardı. Bunlara dikkat ettiği sürece gerçekten güzel kalemi var, geleceği açık yani.
Ve inşallah devamında daha çok tiktok mevzusu görürüz, azıcık tiktok eğlencesi yaaa. :D


Beklentimi yarı karşıladı, yarı karşılamadı. Yukarıda da dediğim gibi tiktok mevzuları beklerken onları okumadık ne yazık ki. Sonradan işte ağlama mevzuları falan derken çokta yükselemedim ama devamını bekliyorum. Neler olacak, çiftimizi az okuduk onu bekliyorum falan.
Biraz tiktokta yaşananlardan bahsetse güzel olabilir.
Bakalım devamında neler olacak, ne zaman çıkar onu da bilmiyorum. :D
Yukarıda da dediğim gibi gençlik kitaplarını seviyorsanız öneririm ama eğer bu tarz kitaplar okumuyorsanız bence hiç yanaşmayın. ;)
Bu arada kapak tasarımına bayıldığımı söylemek istiyorum, bir de kutu içeriğindeki kısa çizgi roman çok tatlıydı. :)



Kitaba Puanım 5/3,5^^



Alıntılar^^


Benim umutlarım sınırsız ve koşulsuzdur. Çünkü umut ettiğim ve onu sevmeye devam ettiğim her gün için gökyüzünde bir yıldız parıldar.



*****


Beklediğinizde gelmeyecek olan bir otobüstü aşk. Onu bir buçuk senedir beklediğim durağa yağmur yağdı, etrafı sel bastı ama o yine de gelmedi.



*****


Bizler kocaman bir puzzle'ın parçalarıydık ve hiçbirimiz söküp takılacak bir obje değildik, eksiklerimizde orijinaldik.



*****


Yüzleştiğimde gerçeklerimle, anlamıştım hayat değildi toz pembe; hayat her renkten bir parçayla bilinmeyen bir bilmece.






Başka yorumlarda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^





23 Şubat 2025 Pazar

ikinci Bir Şans//Melissa Wiesner Kitap Yorumu^^

 Selamlar^^
Efsane olan Keşke 30 Olsam filmini seven bu kitaba bayılır^^
Hani orada kızımız keşke büyüsem, otuz olsam diyor ya, burada da karakterimiz bir sene geri gitmek istiyorum diyor ve gidiyor.
Kitabımız bu temayı konu almış ve ben çok sevdim. Kitabı ikinci el almıştım, çok umudum yoktu ama merak ediyorum. Bir de kış bitmeden okumak istedim.
Kitap hem akıcı, hem de bazı şeylerin olması gerektiğini, buna karşı gelmememiz gerektiğini çok güzel anlatıyor. O kadar güzeldi ki bu ayın ilk beş puanını kapan kitabı oldu.
Bu sene çok eli açığım ben yaa, her sevdiğim kitaba beş puan veriyorum. :D


İkinci şansa inanır mısınız?
Peki ya bu ikinci şans, berbat geçirdiğiniz yılınızı yeniden yaşamanız için verilirse?
Cazibe, zekâ ve biraz da sihirle dolu bu unutulmaz hikâyede, şansı yaver gitmeyen bir kadına hayatını düzeltmek ve kötü geçen bir yılını yeniden yaşamak için ikinci bir şans verilir.
Sadie’nin hayatı aniden alt üst olmuştur. Bir anda işini, evini kaybetmiştir ve erkek arkadaşı tarafından terk edilmiştir. Hepsi de düşük çenesi yüzünden başına gelmiştir. Bir falcı ona bir dilek hakkı tanıyınca Sadie, berbat geçen yılını yeniden yaşamayı diler. İçten içe, sihrin hayatını düzelteceğine inanmasa da bir anlık istekle dileğini tutar, gözlerini açtığında… Hiçbir şey değişmemiştir. Tüm bunların üzerine o gece belki de şimdiye kadarki en aptalca şeyi yaparak kardeşinin en yakın arkadaşı Jacob`ı öpmüştür.
Sadie ertesi sabah uyandığında, eski dairesinde, eski erkek arkadaşıyla birliktedir ve eski patronu onu iş yerinde beklemektedir. Tarihi kontrol ettiğinde, geçen yılın 1 Ocak`ı olduğunu fark eder. Sadie ikinci şans yılını yaşarken ilişkisinde ve kariyerinde gözden kaçırdığı noktaları görmeye başlar. Ancak Jacob’la her karşılaştığında onun hiç gerçekleştiğini bilmediği öpüşmelerini düşünmeden edemez. Birdenbire Sadie, tek hatasının ikinci bir şans dilemek olup olmadığını sorgulamaya başlar.


Sadie çok kötü geçen bir yıldan sonra abisinin arkadaşının evinde sığıntı gibi yaşar ama artık bu durumdan sıkılmıştır. Eski patronu işine engel olduğundan bir kafede çalışan Sadie yılbaşı gecesi falcı kadından bir yıl geri gitmek ister ve isteği gerçekleşir.
Artık bir yıl geridedir ve eskiden yaptığı hataları bu sefer yapmamak için elinden geleni yapar, eskiden susmadığı şeylere susmak gibi.
Bu zamanla işine gelsede çevresindeki insanların birer birer çıkınca isteğini sorgular.
Bir de eski ev arkadaşı, yani abisinin arkadaşı Jacob’da sürekli karşısına çıkar ve kötü geçen yılının sonun gününde yaşadığı şeyi unutturmaz.
Sadie’nin yaşadıklarına çok üzüldüm. En büyük hayali olan pastaneyi açamaması, patronunun yaptıkları, ailesinin baskısı. Hele o ailesi. Oraya devamında gelicem.
Sonunda aslında olması gereken şeylerin olduğunu ama tekrardan yaşaması işleri karıştırır ama Sadie’nin farkına varması güzeldi ki herkes varırdı. Ama bence birazda iyi oldu, tamam kötü yılından çok daha kötüydü ama aslında bazı şeyleri ne kadar çok istesekte bize çokta hayırlı olmadığı ortaya çıkıyor.
Kısacası zorluklar yaşasada zor şekilde gerçekleri görmesi güzeldi, tabii bazen arkadaşı gibi kendisine kızdım, susmaması gereken yerler vardı, orada susmasaydı güzel olurdu ama onunda sebebi varmış onu öğrendik.


Şimdi esas erkek karakterimiz var ama yazarsam spoiler olacak. Yani Sadie onu seçmeli kesinlikle diyoruz. Yine de ilk kısımları okuyup, Sadie’nin bazı anıları okuyunca aslında bir şeyler akıllara geliyor. Bu tarz şeyleri seviyorum, o kadar tatlıydı ki. Okuyanlar beni anladı.
Zaten sonunda neler olduğu ortaya çıkıyor, dedim iyi tahmin etmişim aferin bana sdfghjkl
Şaka bir yana ilk erkeğin sevdiği kitaplara hayranım.
Kafedeki çalışanlarda çok tatlıydı ama yazar illa araya renkli şeyler sıkıştıracak ya sinir oluyorum. Yani ne gerek vardı abla?
Ama inadı ben orayı tam aksi okudum. :D

Diğer değinmem gereken şey Sadie’nin ailesi. Sadie’nin abisi okumuş, çok başarılı bir şirkette çalışıyordur ama Sadie okul okumamış ve ailesinin istemediği iş yapmaktadır. Bu da onları çok sinir ediyor, Sadie’de sırf onları memnun etmek için elinden geleni yapıyor ama gelin görün ki bir türlü memnun olmuyorlar.
Yani şu anne baba karşımda olsa inanın tekme tokat girişecektim. Bir de okumuşlar kendileri, hatta Sadie’nin erkek arkadaşını bile sırf özel bir şirkette, güzel bir mevkide diye çok seviyorlar.
O kadar kıl oldum ki o aileye ve Sadie’nin bazen susmasına aşırı sinir olduğum doğrudur.
Ama abisini çok sevdim, acaba kitabı var mıdır? Son kısımda büyük adilik yaptı tabii(Sadie azıcık hak etti ama) yine de onu yapmayacaktı sdfghjk


Yazarın kalemini sevdim, akıcıydı ve değindiği konular hayatın gerçekleriydi. Yukarıda dediğim gibi ikinci şansı çok hoşuna gitmesede bazı şeylerin ortaya çıktı, o kısımlarda yine içimin yağları eridi. İyi oldu, her ne kadar Sadie için iyi olmasa da bazı şeyler olması gerekiyordu.
Yazar zaten başta uyarı yapmış, buna dikkat ederek okuyun demiş. Resmen bütün çalışanların maruz kaldığı ve bir türlü kanıtlayamadığı için sıkıntılar çektiği mevzular.
Gerçekte bazen sonuç böyle olmasa da bence kitapta olması ve sonuca zorda olsa bağlanması içleri ferahlatıyor.
Üsttü kapalı anlatmaya çalışıyorum bunu, okuyun öyle öğrenin diye. :/
Kendini bulma, hayatının getirdiklerini bir şekilde kendi lehine çevirme ve hayatın sunduğu fırsatları bir şekilde görüp kabullenmesi çok güzeldi.
Aşk konusunda çok detaylı değildi, yani böyle çiftimizi çok okuyamadık ama normalde bu bana çok batardı ama bu sefer olmadı, çünkü olması gereken yerlerde çok tatlış şeyler oldu.


Sadie’nin yaşadığı bazı anlarında ağladım, o kadar çok üzüldüm ki ona, ne kadar karakterde olsa yine de kalbe dokunuyor. Belki de o yüzden kitaba tam puan vermişimdir.
Beni etkileyen, anlamlı bir kitaptı benim için. Yeni yılda, yeni kararlar için ya da bizim için zor ama gelecekte aslında bizim için hayırlı olduğunu anlamamız için sabretmemizi gösteren bir kitaptı.
Bu yüzden okumanızı isterim. Şu anlık öneripte, okuyanlardan güzel yorumlar aldım. :)
Bu yüzden tekrar tekrar öneririm. :)
Bu arada yazarın devam kitaplarını okumak isterim ve kapak tasarımı çok güzel olan bir kitaptı^^




Kitaba Puanım 5/5^^




Alıntılar^^


Kimseye anlatamayacağım tek bir şey vardı. Ve o anda bunu bilmek beni çok yalnız hissettirmişti.


*****


Sesimdeki çaresizliği duyabiliyordum. Lütfen evet deyin. Lütfen çaba gösterin çünkü bu benim için çok önemli.


*****


"Uzanıp onu elde edecek cesareti hiç bulamadım."
"Neden?"
"Sanırım umuda tutunmak, deneyip başarısız olmaktan daha kolay geldi."



*****


Oysa gerçekten ihtiyacım olan şey tam önümde duruyordu. Eğer geri dönebilseydim her şeyi farklı yapardım.



*****


"Oyun parkındaki çocuklar ve iş yerindeki insanlar için ve tabii ki kendisi için de dik duran o kız... Nereye gitti bilmiyorum ama o gitti."







Diğer yorumlarımda görüşmek üzere, sevgiyle kalın^^




Buralarda da varım^^